Kültür-Sanat

Alternatif sahneler: Tiyatronun yeni sahipleri

Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Alternatif sahnelerde, çoğu zaman küçük bütçeli oyunlar sahneleyen, kendi payına düşene hakkını vermek için çabalayan tiyatrocularla konuştuk.

Konular: Kültür-Sanat
Laçin Ceylan (solda) ve Nihat İleri, Bitiyatro'nun kurucuları, Küçük Prens Bitiyatro'nun sevilen oyunlarından biri.

türkiye'de alternatif tiyatrolar, alternatif sahnelerin sayısı gün be gün artıyor. bazen bir gökdelenin zemin katı, bazen de eski bir depo tiyatro sahnesine dönüşebiliyor.

bazıları kültür ve turizm bakanlığı'ndan destek alabilse de, pek çoğu kendi başının çaresine bakmak durumunda. bir tiyatroya ya da bir tiyatro oyununa sponsor bulmak, alternatif sahnelerin oyunlarını sahneye ortaya koyabilmek için yegâne umudu. 

yazıyorlar, yönetiyorlar, sosyal medyada kendi tanıtımlarını yapıp, kendi biletlerini satıp sonrasında da sahneye çıkıp oynuyorlar. 27 mart dünya tiyatrolar günü'nde, alternetif sahnelere kulak verdik.

bitiyatro, tiyatro (hâl), tiyatro ak'la kara, yönetmen ve oyuncu aynı zamanda tiyatro yazarı koray onur sorularımızı yanıtladı.

laçin ceylan / bitiyatro
'prometheus'a selam'

Laçin Ceylan (sağda), kurucusu olduğu Bitiyatro'da hem oynuyor hem de yönetmenlik yapıyor.


tiyatro sahnelerinde kostüm, dekor, içerik olarak bir yalınlaşma var, bunun sebebi nedir?

zaman, mekan sıkıntısı olmaması, tiyatronun yalınlaşma sürecini hızlandırdı. anlaşılmaya başlandı. insanın merkeze alındığı ve sanatın aslında bir anlam yaratmak için yaratıcılığın ve hayal gücünün işbirliğine ihtiyacı olduğu anlaşıldığı gibi… bu ihtiyaç için hunharca demir ve odun harcamanın gerekmediği fark edildi. zaman içinde bu fark ediş hızlanacak. günümüz tiyatrosunun meselelerine gelince, kültür ve sanat politikasının dünya değerleri açısından ele alınmayıp, tek bir partinin hükümranlığı anlayışında kaldığı sürece sorunlar ağır olacak. ayrıca, günümüzde her alanda olduğu gibi, bizim alanımızda da hem karar vericilerin, hem de uygulayıcıların liyakat sorunu var. yetersiz salon, verilmeyen destekler, mali yükümlülüklerin giderek artması ve öldürmek üzere uygulanması da sorunlardan bazıları. kültür ve sanat üreticilerinde ise görebildiğim sorunların başında içtenlik ve dürüstlük var.

alternatif tiyatrolar neyi farklı yapıyor, hangi yönüyle öne çıkıyor?
alternatif tiyatro izleyiciyle sessizce bir işbirliği yapma, seyirci ne isterse onu yaratmayı kendine düstur edinen anlayıştan sıkıldı. tiyatronun muhalif tarafını daha çok arar ve hisseder oldu. tiyatronun farklı anlatım olanaklarına sahip anlam zenginlikleriyle dolu daha şairane bir tarafının da olduğunu hissetmeye başladı. 

gençlerin tiyatroya ilgisi nasıl?
türkiye'de gençlerin tiyatroya gitmekten çok, tiyatro kurslarına gitmek gibi bir eğilimleri olduğunu görüyorum.  çünkü günümüz görünür olmak üzerine, tiyatroyu bir tema ile baş başa kalacağı ve içinden değişerek çıkacağı bir süreç olarak görmüyor, çünkü bunu bilmiyor. ama orada iyi görünür bunu biliyor, hele ki bir de oradan televizyona atlarsa, çağın dinamiğini yakalayabileceğini düşünüyor. çünkü özendirilen bu. sanatın, tiyatronun hayata müdahale edebilmek ve hayatı daha yaşanılır hale getirmek için olağanüstü bir evren olduğunu hissettirmek gerekiyor gençlere. çocuklukla yetişkinlik arasında kalan döneme ilişkin bir tiyatro da yapılmıyor ülkemizde. o kopuş sürecinde gençler çoktan, dijital medyanın ve özendirilen popülizmin bir tüketicisi haline gelmiş oluyorlar.

27 mart mesajınız nedir?
benim için ve bitiyatro için her gün dünya tiyatrolar günü. sanatın tüm disiplinlerinin yasaklarla köşeye sıkıştırıldığı, cezalandırıldığı bir dönemden geçiyoruz. dünyada da sanata ayrılan fonlar, kültürel harcamalar ilk kısıtlanan kalemler oldu. kapitalizm, en vahşi en obur çağını yaşıyor. asıl düşmanımız odur. bunu aklımızdan çıkarmamamız gerek. herkesin sadece ve sadece parayı düşündüğü hizmet ettiği iktidara geldiği dönemler.  kâr hırsı, hayalgücünü, düşünmeyi tehlike olarak görmüştür her zaman. bu kazanma hırsına, sadece paranın başrol oynadığı ahlak anlayışına karşı ortaya koyabileceğimiz; hayal gücümüz ve kendi kanımızdan, ruhumuzdan aldığımız güçtür. tiyatro sahnesinin bir sunak taşı, üstüne çıkanların da kurban olduğunu, tiyatro perdesinin renginin kurbanın kanını temsil eden kırmızıdan aldığını unutmayalım. orada ölmeye hazır olmayan, oraya çıkmamalı.  prometheus’a selam!

iraz yöntem / tiyatro (hâl)
'askıda bilet var'

Iraz Yöntem, Sabır Taşı oyununda kocasına içindeki her şeyi dökerek, onu adeta bir sabır taşına döndüren bir kadını canlandırıyor.


büyük prodüksiyonların yerini yavaş yavaş küçük bütçeli işler alıyor, sebebi nedir?

bizler gibi küçük salonlara sahip olan tiyatrolar için bu çapta prodüksiyonlar hem fiziksel olarak sıkıntılı, hem de maddi olarak. biz tiyatro (hâl) olarak oyunlarımızın sahne tasarımında öncelikle oyunun ihtiyacını gözetiyoruz ve en uygun tasarımı –tabi ki bütçemizi de düşünerek- en iyi şekilde realize etmeye çalışıyoruz. zaman mekan sorunsalı bir tarafa, genel anlamda tiyatronun bir sadeleşme dönemine girdiği görüşüne katılmıyorum. günümüzde dertlerimizi ifade etme biçimlerimiz de değişim göstermeye başladı. ifade özgürlüğünüz elinizden alındıkça, kendinizi başka yollarla ifade etmeniz gerektiğini keşfediyorsunuz. belki de bugün bulabildiğimiz çözümlerden biridir bu sadeleşme… bazen de “ne kadar az, o kadar çok”tur…

günümüz tiyatrosunun ana meselesi nedir sizce?
bence günümüzde tiyatronun ana meselesi (sorunu), onun henüz toplumda bir ihtiyaç haline gelememiş olmasıdır. insanlar ya evlerindeki televizyona hapsolmuş durumdalar ya da ellerindeki teknolojik cihazlara. halbuki hayat ortak bir paylaşımdır ve tiyatro da bunun en önemli örneklerinden biridir.

tiyatronuzu hangi kriterler üzerine inşa ediyorsunuz?
tiyatro (hâl) olarak bugüne kadar yaptığımız oyunların hepsinin bir derdi oldu ve bu çizgide ilerlemek istiyoruz. bu yüzen de seçtiğimiz oyunun ne anlatacağı bizim için çok önemli. oyunu seçtikten sonraki aşama, o oyunu nasıl sahnelemek istediğimiz. 

alternatif tiyatro ifadesiyle ilgili bir itirazınız var, nedir bu?
biz alternatif tiyatro yapmıyoruz! biz alternatif sahnelerde tiyatro yapıyoruz. alternatif sahne dediğimiz şey de seyir alanı ile oyun alanının kurulumunun çeşitlilik ve değişkenlik gösterdiği, genellikle başka amaçla kullanılan mekanların sahneye dönüştürüldüğü yerler. mesela bizim sahnemiz eskiden bir bilardo salonuydu… alternatif sahnelerin seyirci kapasiteleri de haliyle 50-100 kişi civarında. doğal olarak böyle küçük mekanlarda seyirciyle çok daha yakın bir ilişki içindeyiz; hem oyun sırasında, hem oyundan sonra. oynadığımız oyunlara seyircinin nefesi de ortak oluyor ve bu da hepimiz için alışageldiğimiz durumdan daha farklı, daha “gerçek” belki de. çünkü hata yapma lüksümüz yok! bence herkesin tiyatroya olan ilgisi giderek artıyor. mesela bizim bir kampanyamız var: “askıda bilet”. siz bir oyuna geldiğinizde fazladan bir bilet alarak askıya asıyorsunuz ve hiç tanımadığınız bir öğrenci o biletle ücretsiz oyun izliyor. eğer kimse askıya bilet asmamışsa o gün, biz gişeden çıkarıyoruz. böylelikle her gün 5 öğrenci “askıda bilet” ile ücretsiz oyun izliyor. bu kampanyaya 2 sezon önce başladık ve inanılmaz ilgi görüyor…

27 mart mesajınız nedir?
türkiye’de sansürsüz, baskısız, özgür, sıkıntısız, daha çok üretilen ve paylaşılan bir tiyatro ortamı görmek istiyoruz; yaşamın kendisinin de aynı şekilde olmasını istiyoruz tabii ki, adaletli, eşit… sanatın ve sanatçının, insanın bu kadar düşmanca bir tavırla karşılaşmadığı günler yaşamak istiyoruz… yoksa zaten bize her gün 27 mart…


kerem kobanbay / tiyatro ak'la kara
'genç nüfusun ilgisi parlak değil'

Kerem Kobanbay, Tiyatro Ak'la Kara'nın bir repertuvar tiyatrosu olduğunu belirtiyor.

günümüz tiyatrosunun ana meselesi nedir sizce?
günümüz tiyatrosunda da ana mesele insan... her zaman insandı... ve hep öyle olacak... insana ait tüm duygu ve anları sahneye tüm çıplaklığıyla yansıtmak ve gerçek olmak... oynamak değil yani, ''o'' olmak. bir oyunun seyirci önüne konmasından önceki sürece sıkıntı kelimesi ne kadar uygun bilemem. süreç keyifli çünkü... yazmak, çevirmek ya da adapte etmek... kast aşaması... masa başı tartışmaları... provalar... dekor, kostüm, ışık tasarımı... ve oyunu sahnelemek... bu çok keyifli bir süreç.

alternatif tiyatroları diğerlerinden ayrıştıran özellikler neler?
alternatif'in kelime anlamı sorunuzu zaten cevaplıyor... genellikle 'in your face' tarzı oyunlar oynadıkları için kendi seyircilerini oluşturdular. çok saygı duyuyorum. ama tek tür bir seyirci profili yok, bu yüzden biz repertuar tiyatrolarına da ihtiyaç var. ve açıkçası biz de seyirciden ilgi görüyoruz. genç nüfusun ilgisi çok parlak değil. zira teknoloji çağında asosyal bir gençlik yetişiyor. onları tiyatro salonlarına çekmek için çeştili tanıtım politikaları izliyoruz tabii. bilinçlendirme çok önemli.

27 mart için mesajınız nedir?
unesco'ya bağlı international theatre institute 1961'den beri kutluyor bu günü. dünyayı barışa ve sevgiye çağırmaya, zorbalık ve şiddetin kınanmasına vesile olduğu için önemli bir gün. türkiye'de tiyatro tekrar eski güzel günlerine dönüyor. sansürün olmadığı tek alan burası çünkü. umutla güzel günleri beklemek ve bunun için üzerimize düşeni yapmak gerek.

koray onur / yazar-yönetmen-oyuncu
'inanç eksikliği var'

Koray Onur, aralarında Kral Lear ve Kösem Sultan'ın da bulunduğu birçok yapımda yer aldı.
tiyatro sadeleşiyor mu? 
yaygın olduğunu sanmıyorum. eğer az dekor kullanmak yalınlaşma ve sadeleşmeyse haklı olabilirsiniz. ama oyuncu kullanımı, mizansen dizgelerinde ben bir yalınlaşma görmüyorum. eşyanızın az olması nasıl minimal bir dekorasyon demek değilse, az maliyetle dekor kurmak da yalınlaşma olmayabilir. bazen yüzbinlerce liraya öyle bir oyun çıkar ki, bunun farkına bile varmazsınız. maharet budur.

alternatif tiyatrolara ilgi sizce nasıl?
bana göre bütün alternatif tiyatrolar seyirciden ilgi görmüyor. elbette bu konuda çok iyi tiyatrolar var, ama piyangodan büyük ikramiyeyi kazananlara bakıp, kazanmayanları yok saymamak lazım. bu başarılı gruplar kadar bir kere oynadıktan sonra bir daha perde açmayan onlarca tiyatro var. evet oyunlar dolu olabilir ama, kaç kişilik salonlara oynadıklarına da bakmak lazım. ben 50 kişilik salonda üç oyun dolu oynasam, bir devlet tiyatrosu seansı bile etmiyor. alternatif tiyatrolar içinde de “sözü olan”lar hemen sıyrılıyor zaten. seyircisinin profilini iyi tespit ederek repertuar belirleyenler ve hinterlandını iyi kurmuş olanlar her zaman fark yaratıyor.

27 mart mesajınız nedir?
tiyatronun hangi alanı olursa olsun metodolojik arayışların olması şart. artık böyle gelmiş böyle gider şeklindeki gelenekçi ve dayatmacı anlayışın ortadan kalkması gerekiyor. dolayısıyla bilimsel, belli bir dizge içerisinde çalışan bir tiyatro ortamı şart gibi gözüküyor. türkiye’de tiyatronun gelenekçi ve kutsayıcı bir anlayıştan metodolojik, araştırmacı ve liyakate dayalı bir tiyatro ortamı görmek en büyük isteğimdir.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;