IŞİD

'Fay hatlarını kapatmak lâzım'

İslâmcı hareketler üzerine uzman gazetecilerden Ruşen Çakır, Reina gibi saldırılar sonrasında politik ve toplumsal tedbirler alınması gerektiği görüşünde. Çakır, "Adam senin fay hatlarına oynayacaksa senin bu fay hatlarını kapatman lâzım. Alevi ile Sünni’yi, Türk ile Kürdü, seküler ile seküler olmayanı kardeş kılabilmen lâzım" diyor.

Konular: Türkiye, IŞİD

gazeteci ruşen çakır, türkiye’deki islâmi oluşumları 1980’lerin ortalarından bu yana takip ediyor. türkiye’deki radikal islâmcı hareketleri de yakından izleyen çakır, kurucularından olduğu ve genel yayın yönetmenliğini yürüttüğü medyascope tv’de, işid’in reina saldırısı sonrasında özel yayınlar yaptı. işid ve el kaide üzerine çalışan uluslararası uzmanlarla mülâkatlar gerçekleştirdi. çakır, işid’in reina saldırısı ile türkiye’de yılbaşı kutlamanın iyi bir şey olmadığını düşünen kesimleri etkilemeyi hedeflediği görüşünde. çakır’a göre, işid bu eylemle hizbullah’ın legal siyasete yönelmeyi reddeden eski kadrolarını ve el kaide ile eskiden beri bağı bulunan kişileri etkileyebilir. çakır’ın dikkat çektiği bir diğer noktaysa işid’in türkiye’nin fay hatlarına oynadığı ve oynamak istediği şeklinde. türkiye’nin acil olarak saldırı sonralarını konuşmaya başlamasını ve fay hatlarını kapatması gerektiğini söyleyen çakır'a göre fay hatları kapatılır ve kutuplaşma giderilirse, saldırılar, saldıranların elinde patlar.

“reina saldırısı propaganda yönü kuvvetli eylem”

yılbaşı gecesi reina gece kulübüne yönelik işid’in üstlendiği saldırıyı medyascope tv’deki yorumunuzda terörde yeni safha olarak nitelediniz. nedir burada yeni olan?

reina saldırısı propaganda yönü çok kuvvetli bir eylem. sol jargon ile söyleyecek olursak, bu bir silahlı propaganda eylemi. reina saldırısında türkiye’nin el bab’a yönelik operasyonlarının bir misilleme ve intikam boyutu var ama asıl hedef hayat tarzı. türkiye’de yılbaşı kutlaması için üç mekân söyleyin dense, yerli ve yabancıların söylediği ilk yerlerden birisine büyük bir saldırı yapıldı. işid üstlenme bildirisinde de söylüyor zaten, hedefi yılbaşı kutlayanlar ve onların hayat tarzı. bu hayat tarzını hedef alırken de o hayat tarzından hoşlanmayan insanlara aslında propaganda yapıyor. burada yılbaşı kutlayan bir takım, varlıklı olduğu tahmin edilebilecek, ortalama türk insanından farklı olanlara yönelik bir saldırıyla işid, bir propaganda yaptı. bu propagandanın türkiye’de bir karşılığı var. bunu hiç kimse reddedemez, inkâr edemez. şunu söylemek istemiyorum; “türkiye’de yılbaşı kutlamalarına karşı olan insanlar bunu tasvip etmiştir”, böyle bir şey söylemiyorum. ama türkiye’de yılbaşı kutlamanın iyi bir şey olmadığını, yanlış olduğunu, günah olduğunu, hatta cezalandırılması, engellenmesi gerektiğini düşünen kesim içerisinde bazılarını etkilemeye yönelik bir saldırı bu. işid stratejik aklı yüksek bir örgüt. türkiye’yi de çok iyi biliyorlar ve türkiye’nin hassas noktalarına dokunuyorlar. bunu olumlamak anlamında söylemiyorum tespit anlamında söylüyorum. o anlamda başarılılar. onların başarılı olması, bizim işimizi daha da zorlaştırıyor.

“insanlar önce işid’ci, sonra islâmcı oldular”

işid, türkiye’de binde bir hedefini koyuyorsa, hangi sosyolojik, inanç ya da siyasi grupları etkileme peşinde olabilir? kimler bu etkilenmeye en açık sizce?

hizbullah’ın radikalize etmiş olduğu ama şimdi hüda-par’ın legal çizgisini beğenmeyen kesimleri etkilemeye çalışıyorlar. ikincisi el kaide sempatizanları. el kaide, türkiye’de iyi kötü bir şebeke oluşturmuştu. bu şebeke 2003 yılında istanbul’daki sinagog ve hsbc saldırılarından sonra çok fazla bir şey yapamadı. el kaide, dünya çapında gerilemesi ile beraber bir hantallaşma yaşadı ve işid bunları çok ciddi bir şekilde etkiledi. türkiye’de el kaide’ye yakın olan insanların işid’e doğru yöneldiğini biliniyor. işid, hizbullah ve el kaide’nin mirasından kendine epey bir parçalar koparmaya çalışıyor. bunlara artı olarak türkiye’de herhangi bir cemaatin, grubun işid’e bir zemin hazırladığını düşünmüyorum. işid kendi mekanizmalarını kendi kuruyor. burada şunu unutmamak lazım, suriye iç savaşı başladıktan ve suriye’deki iç güçlerin esad’ı deviremeyeceğinin anlaşılmasından sonra, dışarıdan takviye projesi hayata geçirildi. burada da bir geçiş ülkesi olmasıyla beraber türkiye’de çok ciddi mekanizmalar oluştu. bu mekanizmalar esad’a karşı mücadelede için tolere edildi. o arada işid, türkiye’de çok ciddi bir şekilde kök saldı. özellikle musul’un alınması, hilafet ilanıyla beraber. suriye iç savaşı ile beraber, suriye’ye angaje olan islâmcıların içerisinde işid’e yönelik ilgi gittikçe arttı. işid, burada belli bir bölgeyi kurtardı, orada devlet ilan etti. cihatçı düşünceye yatkın olan insanlar için işid birinci seçenek haline geldi. coğrafi olarak yakın olduğu için türkiye’den birçok insan gitti geldi; bu da türkiye’de işid’in kitle tabanının yayılmasına neden oldu. benim okuduklarımdan, duyduklarımdan öğrendiklerim, türkiye’den işid’e katılanların önemli bir çoğunluğu islâmcı sıfatını hak etmeyen insanlar. islâm’ı bile doğru dürüst bilmiyorlar. islâm’ın temel kavramlarını, işid eğitimlerinde öğrenen insanlar var. işin içine macera boyutu girdi, kişisel sorunları olanlar gittiler. işid’in savaşanlara düzenli para ödemesi de etkili oldu. olay, bir islâmcı olmanın da ötesine geçti. insanlar önce işid’ci sonra islâmcı oldu. oysa eskiden el kaide gibi yapılara gidenler, önce islâmcı olup, belli bir noktadan sonra cihada gidiyorlardı. şimdi burada birçok insanın işid’in efsununa kapılıp islâmcı olduğunu, hatta bazılarının islâmcı olamadan ölüp gittiğini duyuyoruz. böyle garip bir durum var. bu durum işi daha tehlikeli, sorunu daha büyük kılıyor. oysa ben şunu biliyorum bosna’da, afganistan’da ilk ölen türk gönüllülerinin çoğu burada zaten islâmcı camialar içinde bilinen, temayüz etmiş isimlerdi. şimdi pkk düşmanlığı, batı aleyhtarlığı gibi motivasyonlarla işid’e gidilebiliyor.

[Fotoğraf: Al Jazeera Türk]

“işid ile mücadele gecikti”

şu anda türkiye, fiili olarak işid ile bir savaş halinde. cumhurbaşkanıerdoğan, reina saldırısı sonrasında, “ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız” dedi. sizce bu mücadele yeterli mi?

türkiye bir kere işid ile mücadeleye yeni başladı. türkiye’nin işid’e yönelik suriye’de, irak’taki mücadelesinin ana motivasyonu hiçbir zaman işid ile mücadele değildi. suriye’de pyd’nin önünü kesmenin başka bir yolu olmadığı için işid ile karşı karşıya kalındı. türkiye işid ile sürekli ertelediği savaşı nihayet yapmak durumunda kaldı. eğer türkiye işid ile suruç ve ankara katliamları ardından mücadeleye başlasaydı çok farklı olabilirdi. 

reina saldırısnın ardından diyanet işleri başkanı mehmet görmez, "bu insanlık dışı katliamın bir pazarda ve bir mabette yapılmasıyla eğlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yoktur" dedi. cumhurbaşkanı erdoğan da saldırı sonrasındaki konuşmasında, "türkiye’de kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir" dedi. bazı kaygılara işaret ediyor mu sizce bu sözler?

bu konuda kaygılı oldukları kesin. türkiye’de potansiyel olarak türk- kürt, alevi- sünni, seküler-seküler olmayan gerilimleri var. bunlar fay hatları. bunların biri ile baş edemezken hepsi üzerine üzerine gelince bu ülkeyi bir arada tutmak imkânsızlaşır. işid’in yaptığı çok tehlikeli bir şey. yapılan açıklamalardan en azından tehlikenin farkına varıldığı anlaşılıyor. reina saldırısındaki propaganda boyutunu onlar da görmüşler ki, buradan hareketle bu sözler söylendi. “bu tamamen el bab operasyonuna cevaptır kardeşim, biz onlara orada saldırdığımız için bize bunu yaptılar” diyemiyorlar. burada yapılması gereken, o insanlarla, o yaşam tarzını yaşayan insanlarla kendisi arasında hiçbir fark olmadığını gösterebilmektir. bu sadece, "biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik" demekle olmaz. bunun ötesine taşıma, o insanlarla yan yana durulduğunu gösterebilmek lâzım. bu yapılmadığı, sadece söylem düzeyinde kalındığı müddetçe bu iş olmuyor.

"bize bir şey olmaz, bizimle baş edemezler, diyemeyiz"

tespitlerinizden biri de işid’in türkiye’yi bir savaş alanına dönüştürmek istediği şeklinde. bu tespiti neye dayanarak yapıyorsunuz?

çünkü, irak ve suriye’de işler işid için zorlaşıyor, alanı daralıyor. işid, yok olmayacak. türkiye hedef ülke işid için. türkiye’de işid’in üzerine oynayacağı bir yığın fay hattı var. burası irak’ın, suriye’nin yaşadıklarının birazını yaşasa neler olur neler? onun için işid gibi bir stratejik aklın türkiye’yi savaş alanı olarak görmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. belki zamana bırakıyordur. bu zaman geliyor olabilir. çok tehlikeli bir şey söylediğimin farkındayım ama bunu görmek lâzım. hiçbir zaman, “bize bir şey olmaz, bizimle baş edemezler” diyemeyiz. buna yönelik tedbirler alınmalı. bu tedbirler istihbarat, güvenlik tedbirleri değil. öncelikle politik ve toplumsal tedbir almak lâzım. adam senin fay hatlarına oynayacaksa senin bu fay hatlarını kapatman lâzım. alevi ile sünni’yi, türk ile kürdü, seküler ile seküler olmayanı kardeş kılabilmen lâzım. kutuplaşma var olduğu sürece işid ya da başkası burada her türlü olumsuzluğu yapabilir. bir gün bakıyorsun seküler hayat tarzını hedef alıyor, bir gün kürt hedefe saldırıyor. allah göstermesin yarın alevi hedefe saldırabilir. bunların hepsinin de riski var ama kutuplaşmayı indirirsen, bu yolda çabalarsan, bu saldırılar saldıranın elinde patlar. türkiye’de maalesef her saldırının ardından kutuplaşmalar daha da arttı. kötülükleri, iyiye, olumluya çevirebilecek toplumsal mekanizmaları maalesef harekete geçiremiyoruz. saldırıların ardından insanlar yan yana durabilmeli. paris saldırılarının ardından dünyanın bütün liderleri yan yana yürüyebiliyorken, türkiye’de onca saldırıda yan yana durabilen kimse yok. reina’nın önüne dört siyasi partinin lideri beraber gitsin demek bile, “hadi ya, sen ne diyorsun?” tepkisine yol açıyor. o kadar katliam oldu, hiçbirisine doğru dürüst birlikte duruş sergilenmedi. istihbaratın ne kadar mükemmel olursa olsun 100 tane canlı bomba yakalarsın, 101’inci patlar. biz hep saldırıyı konuşuyoruz. hâlbuki saldırı sonrasını konuşmamız lâzım, saldırı sonrasına kafa yormalıyız. el kaide’nin, işid’in saldırısını engellemeye imkânın yetmeyebilir ama bir sonraki adımda ne yapacağını planlayabilirsin. türkiye hâlâ saldırıyı önlemeyi, saldırı nasıl oldu konusunu konuşmakla yetiniyor. saldırıyı önleyemeyebilirsin, önemli olan saldırı sonrasında ne yapacağın? biz de ne oluyor? saldırı oluyor, herkes birbirini suçlamaya başlıyor, birbirine giriyor.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;