Spor

"İzmir" denince ne gelir akla?

Kimi işgalini ya da kurtuluşunu hatırlar; kimi Kordon’u, Saat Kulesi’ni. Midesine düşkünler “Boyoz, kumru ya da midye” der. Doğrusu, İzmir Türkiye’nin en eski futbol kentidir.

Karşıyaka ve Altınordu kulüpleri Manisa Stadı’nda karşı karşıya geldi. [Güray Ervin/Al Jazeera]

bu yazı, al jazeera türk dergi'nin 'türkiye'nin şehirleri 2' sayısından alınmıştır. grafikli anlatımlar ve interaktif sunumların da yer aldığı, al jazeera türk dergi özel uygulamasını ipad ve iphone’lardan, android tabletlerden indirebilirsiniz.

meşin yuvarlak bu topraklarda ilk kez izmir’de, bornova çayırlarında oynandı. nedenini izmir, ege üzerine yazan emel göksu, ‘kafsinkaf’ kitabında açıklıyor: "imparatorluğun en kozmopolit kenti izmir. 19. yüzyılın sonlarında bornova’da ingiliz levantenler, buca’da fransızlar, göztepe’de rumlar, museviler, karşıyaka yalı’da ağırlıklı rumlar, italyanlar olmak üzere fransızlar, hollandalılar, sırplar yaşardı." şehrin yüzde 60’tan fazlasını oluşturan hıristiyan ve musevilerin önemli bölümü proleter-çalışan kesimdendi.

özelde ingilizlerin genelde gayrimüslimlerin (yunan futbol liginin köklü takımlarından panionios, 1890’da izmir’in ilk rum takımı olarak kuruldu) ilgi gösterdiği futbol, 1906 olimpiyatları’nda görücüye çıktı. atina olimpiyatları’nda selanik takımıyla karşılaşan izmir (smyrna) takımında koç holding yönetim kurulu başkanı mustafa koç’un eşi caroline koç’un büyük dedesi de oynuyordu.

Ateşli bir Göztepe taraftarı tribünleri coşturuyor. [Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera]

uzun yıllar bornova ve alsancak çayırlarında gayrimüslim gençlerin kapışmalarını izleyen türk ve müslüman gençlerin tribünlerden sahaya inmesi ii. meşrutiyet’in hemen sonrasında oldu. sürecin hızlanmasında dönemin iktidarı ittihat ve terakki’nin türkçülük ideolojisini gençlerle buluşturmak için, bugün de güçlü bir politik aygıt olan futbolu önemsemesi de rol oynadı.

gayrimüslimlerin yeni oyununu saha kenarlarında merakla takip eden müslüman-türk gençler, istibdat günlerindeki yasaklar nedeniyle bir türlü kendilerini gösteremiyordu. ama ii. meşrutiyet’in ‘hürriyet, müsavat, uhuvvet, adalet’ şiarı, beklenen gol fırsatını yarattı.

izmir’in ilk müslüman-türk kulübü kordelio da bugünkü ismiyle karşıyaka’da kuruldu. karşıyaka kulübü’nün (osmanlıca kısaltmasıyla kafsinkaf) ilk başkanı zühtü işıl, “içimizdeki milli heyecan ateş almıştı. ittihat ve terakki’ye müracaat ettik, olumlu karşıladılar” diye anlatıyor. takımın renklerini islâm’ın yeşili, türk bayrağının kırmızısından aldığı söylenir. izmir’in duayen gazetecisi okan yüksel farklı bir teoriden bahsediyor. “o vakit yamanlar dağı’ndan karşıyaka’ya bakıldığında kırmızı kiremitli damlar, onları kucaklayan yemyeşil zeytin ağaçları görülürdü” diyor, takımın renklerinin buradan geldiğini söylüyor.

Karşıyaka’ya gelenleri yeşil-kırmızı atkılı taraftarın ve kulüp armasının bulunduğu Karşıyaka bayrağı karşılıyor. [Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera]

altay’ın kurucuları yeni rejimin öncüleri

meşrutiyet karşıyakası’nda müslüman-türk kulübü kurulur da izmir anakarası geri kalır mı? üstelik burada ittihat ve terakki izi daha belirgindir. orhan berent, ‘alsancak’ın sakini-altay’ kitabında kuruluş öyküsünü aktarıyor: “türk ocağı’nın desteğiyle yeni kulüp, ittihat ve terakki’nin koruyuculuğunda izmir’de kurulur.”

kulübün kurucuları arasında atatürk’ün ilk milli eğitim bakanı mustafa necati, istiklâl mahkemeleri savcısı, sonra milli eğitim bakanı olan vasıf çınar, inönü döneminin başbakanı şükrü saraçoğlu, celâl bayar, ittihat ve terakki’nin izmir örgütlenmesinde çalışan rıfat iyison gibi isimler vardı.

türkçü ittihat terakki’nin kurulmasına vesile olduğu altay’ın ilk kadrosunda genelde alsancak ve civarındaki müslüman gençler olsa da 1916-1917 izmir şampiyonu takımda, 1915’te ermeni olay apetyan kardeşler, zakaryan ve alman subayı schmid gibi isimler de oynuyordu.

izmir’in işgalinden kurtuluşuna kadar karşıyaka ve altay sportif faaliyetlere ara verdi. cumhuriyet tarihinin deplasmana giden ilk takımı altay, yeni başkentteki maç sonrası ilk ayrışmayı yaşadı. teşekkür konuşmasını takım kaptanı değil de alsancaklı genel kaptan yapınca basmaneli gençler kulüpten koptu. yeni kulübün adını bülent eczacıbaşı’nın dedesi süleyman ferit eczacıbaşı koydu: altınordu.

iki yıl sonra eski adıyla kokaryalı yani güzelyalılı gençler, 1925’te bir seyahatte siyah-beyazlılarla yollarını ayırdı. nedeni belirsiz ama o yolculukta güzelyalılar trenden inip semtlerinin yolunu tuttu. sarı-kırmızılı göztepe kuruldu.

isyan edip ayrılmanın arkasında yatan aslında semt aidiyeti.

altınay ve sakarya takımlarının birleşmesiyle kurulan izmirspor da kentin köklü müslüman mahallesi eşrefpaşa’nın takım olması da bu olguyu güçlendiriyor.

Karşıyaka Spor Kulübü sevgisi ilçenin her yerinde kendini gösteriyor. [Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera]

karşıyaka kimliği

semt denince izmir’de ilk akla gelen şüphesiz karşıyaka. kendilerini 35,5 olarak tanımlayan karşıyakalılar semtlerini de, takımlarını da izmirli görmez. bugünlerde karşıyaka’ya gelenleri ilçe girişinde yeşil-kırmızı atkılı bir taraftarın ve kulüp armasının bulunduğu bayrak karşılıyor. yakın zamana kadar aynı yerde ‘kutsal topraklara hoş geldiniz’ pankartı vardı.

sıkı karşıyaka taraftarı izmir ekonomi üniversitesi iletişim fakültesi’nden dr. altuğ akın bunu şöyle izah ediyor: “izmir coğrafi olarak, zihnen karşıyaka’nın uzağında. 30 yıl önce bile kente ulaşım zordu. bir de burası osmanlı’dan beri çok göç almış. napolili, sicilyalı yoksullar, sonra selanikli yahudi komünistler çalışmaya gelmiş. hatta anadolu’daki ilk grevi onlar örgütlemiş. sonra girit, rodos gibi adalardan türkler, ardından boşnaklar, pomaklar, 1980’lerden sonra kürtler. hepsinin ortak kimliği karşıyakalı olmak.”

karşıyaka tribünlerinin mazlum baba’sı, milliyetçi diskurla anlatıyor: “karşı tarafta (izmir’de) ermeni’si, rum’u hepsi var. karşıyaka’mızda hiçbiri yok. karşıyaka, karşıyakalılarındır. karşıyaka başkaldırmak, düşmana karşı durmak için kuruldu. dibine kadar atatürkçü’dür. zaten o da bunu bildiğinden annesini bize emanet etti. düşünsenize koskoca izmir’de bu kadar yer varken neden karşıyaka’ya gömsün ki?”

karşıyaka’nın en büyük rakibi göztepe, avrupa fuar şehirleri kupası’nda (şimdi uefa ligi) yarı final oynadıktan sonra hızla semt takımı olmaktan uzaklaşmış. bugün seferihisar, tire, ödemiş hatta istanbul’dan gözgöz maçlarına otobüs kalkıyor.

göztepe tribünleri de kendilerini en az karşıyakalılar kadar atatürkçü addediyor. izmir atatürk stadyumu kapalı olduğu için kardeş takım sakarya’nın stadında oynanan maç öncesi konuştuğum taksici gürol çelik, gururla kolundaki atatürk dövmesini gösteriyor: “milli bayramlarda göztepe’ye, güzelyalı’ya çık. bayraksız ev görürsen yüzüme tükür. bundan üzerimize oyunlar oynanıyor. son türkiye kupası’ndaki cizrespor maçı. istiklâl marşı ıslıklandı. göztepe çocuğu başkan mehmet sepil, futbolcular aslan gibi marşımızı söyledi. futbolcularımıza 90 dakika küfür, tehdit, hakaret… maçı kaybettik. kazansa çocuklar sahadan çıkamazdı; ne federasyon ne kimse gık dedi. atatürkçüyüz ya ondan.”

Göztepe taraftarı takımını deplasmanda da yalnız bırakmıyor. Bu kare Adapazarı'ndaki Sakarya Atatürk Stadı'ndan. [Fotoğraf: Özgür Tekşen/Al Jazeera]

gürol çelik dört arkadaşıyla izmir’den otomobille 500 kilometre yol tepip adapazarı’na gelmişti. 3 binden fazla göztepeli, sakarya atatürk stadı çevresini güzelyalı’ya çevirdi. sakarya tribün grubu tatangaların ağırladığı gözgöz taraftarı “inadına yeşil-siyah, inadına kırmızı-sarı, göztepe’nin tek kardeşi sensin adapazarı” tezahüratı yaptı, sonra karlı kayın ormanı’na yazdıkları “and olsun döneceğiz o günlere inanarak. dalgalanan sarı-kırmızı acıların arasından. söyle isyan marşımızı, kalksın eller üçlü için” marşıyla sokakları inletti.

yağmur çamur demeden göztepe’nin peşinden gidenlerden çetin kaplan, “göztepe sevdadır, candır. cumaları namaza giderim, bir tek göztepe’nin maç günü bira içerim. o da karşılıksız aşktan, o da isyanımızdan” diyor.

aydın engin’in ‘inadına göztepe’ kitabında yazdığı gibi, bir minibüs taraftar, yarım asırda izmir’i aşan bir sevdaya dönüşürken sarı-kırmızılıların isyanı neye?

yanıt büfeci ferhat özdemir’den geliyor. “altay’ın zengin çocuklarının güzelyalı çocuklarını dışlamasıyla göztepe kuruldu. avrupa’da yarı finale çıkan ilk takım olup türkiye’nin adını dünyaya duyurunca isyan ateşi ege’ye yayıldı. yıllarca süper lig’deydik, bir sürü adaletsizlikle 2. lig’deyiz. ‘üç büyükler’ gibi kayrılmak değil adalet istiyoruz. isyanımız haksızlıklara.”

stat sorunu, hükümet-belediye kavgası

izmir’in temel sorunlarından biri alsancak stadyumu. futbol tutkunlarının, radyo günlerinde “mikrofonlarımız izmir alsancak stadyumu’nda, karşımızda murat ünlü” anonslarıyla hatırladığı saha, 1959’da başlayan profesyonel liglerdeki ilk gol sevincinin de şahidi.

alsancak stadı izmir’in tam göbeğinde. yeri çok değerli. stadın arkasındaki ege mahallesi olarak bilinen roman mahallesi'nde izmir büyükşehir belediyesi kentsel dönüşümü başlatıyor. burada binalar yıkılarak, yerine yenileri yapılacak.

futbol mabedinin 2012’de toki’ye devredildiği haberleri var, toplu konut idaresi’ne bu haberleri sorduk ama dergi yayına girdiğinde hâlâ yanıt gelmemişti.

stat, ağustos 2014’te depreme dayanıksız olduğu için kapatıldı. taraftar hakları derneği başkanı devrim cem erturan, “'alsancak tarihtir, yok edilemez’ sloganıyla ‘oldubitti’ye karşı çıkacağız. orası izmir futbolu için canlı bellek, izmir tribüncülerinin kırmızı çizgisi. talebimiz kesinlikle yerinde yenilenmesi” diyor.

kulüp ve büyükşehir belediyesi stadın yerinde yapılmasını istiyor.

Altay taraftarı stadlarının şu anki merkezi yerinde kalmasını istiyor.
[[Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera]]

stadyumun işletmesi altay kulübünde. 2013’te 700 bin liraya çimleri yenileyen siyah-beyazlılar, ağustos 2014’te stadın kapatılmasından ötürü şaşkın. 35 yıldır alsancak’ta görev yapan stat müdürü fuat avcı, “geçen sene 58 maç yapıldı. sezona kısa süre kala ‘depreme dayanıksız’ dediler. diyelim öyle; o zaman yıksınlar açık tribünü, hızla, maçlar oynanırken yapılsın. örnekleri karabük, manisa, fenerbahçe statlarında görüldü. alsancak’ın ambiyansı var. bütün takımlar burada oynamak, maç izlemek ister.”

11 yıldır süper lig’den uzak kalan altay hâlâ en çok puan toplayan sekizinci takım. 1970’lerde büyüklere kök söktürürken şimdi 2. lig’de. altı aydır başkan olan dr. aslan savaş’a göre; menemen, hatay statları alsancak’tan kötü, eskişehir stadı’nın deprem testi negatif ama açık. “alsancak’ın ranta açılacağına inanmak istemiyoruz. stadımızı istiyoruz. izmir’de belediyelerle hükümet arasında polemik bitmiyor” diyor.

altay taraftarı beden eğitimi öğretmeni nezih ezberci, izmir’de ayyuka çıkan dedikoduyu telaffuz ediyor, “fısıltı gazetesine göre, alsancak’ın imar izni değiştirilerek 40 kat bina yapımına izin verilmiş.”

ahalide izmir’in son dönemde yalnız istanbul ve ankara’nın değil bursa, konya, kayseri gibi kentlerin de gerisinde kaldığı fikri hâkim. ezberci, izmirli'nin duygusunu şöyle anlatıyor. “istanbullu işadamları izmir’de iş yapıyor. istanbul basını geliyor. yeni asır’ı satın alıyor. izmir’in gururu bmc’yi de istanbul sermayesi alıyor. manisa’ya gidiyorsunuz. caddeler adeta otoban olmuş. ege’nin parlayan yıldızı söndürülüyor. bu yalnız futbolda değil izmir’de komple çöküş var. bunda halkın tercihinin akp yerine chp’ye yönelmesi etkili bence."

kentin en çok taraftara sahip iki kulübü karşıyaka ve göztepe de statlarında maç yapamıyor. şehrin merkezindeki iki stat da eski, günün kriterlerini karşılamıyor. bu yüzden boşaltıldılar. iki kulübe de yeni stat yapılacak ama durum karışık.

toki, karşıyaka'nın yeni stadının yalı semtinde aynı yerde yapılmasını önerdi.

İzmir'in bir diğer büyük takımı Altınordu. Onlar da her fırsatta İstanbul takımlarına meydan okuyor. [Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera]

izmir büyükşehir belediyesi stadın örnekköy'de, karşıyaka belediyesi ise örnekköy'de, merkeze daha yakın bir alanda yapılmasını istiyor. örnekköy, karşıyaka merkeze araçla 5-10 dakika uzaklıktaki bir alan.

semra aksu gibi türkiye rekortmeni atletlerin yetiştiği karşıyaka stadyumu’na gittiğimizde birçok farklı kulüp ve okuldan gelmiş minik ve genç sporcuyu idman yaparken buluyoruz. burada futbol ve tenis oynayan dr. altuğ akın, karşıyaka stadı’nın büyütülmesine karşı. “karşıyaka stadı’nın yerine hükümet 15 bin kişilik stat projesi hazırladı. karşıyaka da hiç sahip olamadığı bir popülarite kazandı. bir grup burayı rakiplerimiz için cehenneme çeviririz düşüncesiyle projeyi destekledi. ama bu, stadın arkasındaki fidanlığı yok edebilir; trafik, güvenlik sorunu çıkarabilir. karşıyaka çarşı grubu da büyükşehir’in örnekköy projesine yakın duruyor. stat tam bir akp-chp kavgasına dönüştü.” göztepe ise şu anki stadı gürsel aksel’den başka stat istiyor. güzelyalı’nın arkasındaki uzuntepe’ye yapılmasına hemen hemen itiraz eden yok. göztepe yalı derneği başkanı erdem pehlivan hem chp’yi hem akp’yi suçluyor: “aziz kocaoğlu kaç yıldır izmir’in başında. chp’ye oy verdim ama sorunumu çözmüyor. akp de kabahatli, çıkarı çerçevesinde davranıyor. bizim proje yüzde 90 tamam ama karşıyaka’nın yer problemi olduğundan bekliyorlar. beni ilgilendirmez, göztepe’nin sorununu halledin. uşak’ta iç saha maçı oynayıp nasıl şampiyonluk kovalayacağız? uzundere’ye ulaşım yok ama ona da fitiz.”

30 yılda beş kez shp-dsp-chp’den belediye başkanı seçen izmir, aslında demokrat parti-adalet parti geleneğiyle daha barışık. tek parti’den bunaldığı 1930’da serbest fırka lideri fethi okyar’ı bağrına basmış. 1950’de altay’ın kuruluşunda rol almış celâl bayar ve karşıyaka’da top koşturmuş adnan menderes’in ‘demirkırat’ına en fazla mührü izmir basmış. ecevit rüzgârıyla rotayı chp’ye kırmış ama darbe sonrası özal’ın anap’ına gönül vermiş.

izmirli ağız birliği etmişçesine son 12 yılda gözardı edildiğini söylüyor. bu sürecin yeşil sahadaki bilançosunun takımlarına da kesildiğine inanıyor. “altay, altınordu, karşıyaka, göztepe hiç süper lig’e çıkamadı. bucaspor çıktığı yıl düştü” diyorlar. izmir, avrupa’da fırtına gibi estiği 1960’ları, istanbul’un devlerine kafa tuttuğu 1970’leri, 1980’leri mumla arıyor.

ama izmir yüzyılın başında nasıl kozmopolit bir futbol şehriydiyse bugün hâlâ türkiye’nin dört yanından gençlerin altyapılarda omuz omuza top koşturduğu bir futbol mozaiği.

Hilmi Hacaloğlu

1972’de istanbul’da doğdu. saint joseph fransız lisesi’nden sonra boğaziçi üniversitesi fen edebiyat fakültesi tarih bölümü’nü bitirdi. 1995’te hbb’de dış haber editörü olarak gazeteciliğe başladı. ntv’de 13 yıl muhabirlik yaptı. kosova, irak ve gürcistan savaşları’nı izledi. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;