bulgaristan, pazar günü erken genel seçimler için sandık başına gidiyor. iktidardaki bulgar sosyalist partisi'nin 25 mayıs’ta gerçekleştirilen avrupa parlamentosu seçimlerinde ağır bir mağlubiyete uğramasının ardından, koalisyon hükümetinin küçük ortağı hak ve özgürlükler partisi (höh), hükümetin istifasını talep ederek, erken genel seçimlere gidilmesini istemişti. istifanın ardından cumhurbaşkanı rosen plevneliev parlamentoyu feshederek, geçici kabineyi kurmuştu.

7 milyon 300 bin nüfuslu ülkede yaklaşık 1.5 milyon türk ve müslümanın oylarını alarak ülke siyasetinde önemli bir yere sahip olan hak ve özgürlükler hareketi partisi (höh) lideri lütvi mestan, seçimlere sayılı gün kala al jazeera türk’e konuştu. ankara ile partisi arasında esen soğuk rüzgarların bitmesi gerektiğini söyleyen mestan, 5 ekim'deki erken genel seçimlerin ardından höh'ün de yer aldığı geniş tabanlı bir koalisyon kurulmazsa yeni hükümetin ayakta kalabileceğine inanmıyor. 

bir önceki seçimlerde ak parti ile höh arasında soğuk rüzgârlar estiği konuşuldu. bu yılki seçimler öncesinde çankaya köşkü'ne çıkarak cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan tarafından kabul edildiniz. ankara ile aranızdaki pürüzler aşıldı mı?

evet, soğukluk havası estirildi ancak biz parti olarak dedik ki, sabrın başı selamettir. bu soğuk rüzgârlar ankara ile aramızda süreklilik arz etmeyen diyalogdan doğdu. yavaş yavaş aramızdaki buzların da eriyeceğini düşünüyoruz. mutlaka eriyecek çünkü ankara ile aramızdaki geçişmelerin hiçbir nedenini göremiyorum. sağ olsunlar cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan bizleri çankaya köşkü'nde karşıladı. bu nedenle kendilerine teşekkür etmek istiyorum. erdoğan'la yaptığımız görüşmeden sonra halkımız da rahatladı. bence höh lideri ile türkiye'nin cumhurbaşkanı arasındaki diyalog çok doğal olarak karşılanmalı. bunu böyle kabul etmemiz lazım. tabii bizim çankaya ziyaretimiz bulgaristan'daki aşırı milliyetçileri rahatsız etti. daha önce yaptığım çağrıyı burada tekrarlamak istiyorum. ülkemizdeki tüm siyasi güçler ankara ile iyi ilişkiler içinde olsunlar. böyle olursa görecekler ki, türkiye cumhuriyeti hem komşu, hem de dost bir ülke. unutmayalım ki, türkiye'nin büyük yatırım gücü var ve ekonomik alanda geniş bir potansiyele sahip. bulgaristan da bundan çok iyi bir şekilde yararlanabilir. fakat 25 yıl önce yıktığımız berlin duvarı'ndan sonra içimizdeki berlin duvarlarını da yıkarsak bulgaristan ile türkiye arasındaki ilişkiler çok daha iyi düzeye gelir ve bundan iki ülke de yararlanır. tarihten gelen önyargıların bire bir ilişkilerle ve diyalogla aşılabileceğine inanıyoruz.

bulgaristan son iki yılda seçimden seçime gidiyor ancak istikrarı sağlayabilen bir hükümet kurulamıyor. ülkenin gelişmesinin önünde bir engel değil mi bu durum?

ülkemiz yedi yıldır ab üyesi olmasına rağmen ekonomimiz kötü durumda. işsizlik oranı yüksek. özellikle türk ve müslüman azınlığın yaşadığı bölgelerde yaşam şartları çok daha kötü. seçmenimiz bize verdiği desteğin karşılığında partimizi iktidarda görmek istiyor. örneğin kırcaali bölgesindeki küçük yerleşim yerlerinin sadece höh iktidarda olduğunda devletten hizmet almalarını normal bulmuyoruz. avrupa birliği'nden alınan teşviklerin dağılımında eşitsizliği ortadan kaldırmak için proje de geliştirdik. önümüzdeki 10 yıl için bulgaristan'ın net ve açık bir avrupa-atlantik profiline ihtiyacı var. ancak sadece görüntü olarak değil, yönetimin bir özelliği olacak şekilde buna ihtiyaç var. bu bağlamda da höh, avrupa-atlantik profilini destekleyecektir. davet edilsek bile prensiplere dayanmayan koalisyonlarda kesinlikle yer almayız.

240 sandalyelik parlamentoya 48 milletvekili göndermek istiyorsunuz. bu sayıya ulaşmak için gücünüz var mı?

biz agresif bir seçim kampanyasını tercih etmiyoruz, çünkü kin ve nefretle yol alınamayacağını biliyoruz. bulgaristan ardı ardına yapılan seçimlerden yoruldu. geniş ve sağlam bir koalisyona ihtiyaç var diye düşünüyorum. 5 ekim'den sonra kurulacak yeni hükümet dört yıl boyunca ayakta kalmak istiyorsa destek aldığı siyasi oluşumların kapsamı geniş olmalı. tek partili iktidarın ömrünün uzun sürmesine ihtimal vermiyorum. ülkemizi ağır reformlar bekliyor ve bu reformları hayata geçirebilmemiz için de sağlam zemine dayanan bir hükümete ihtiyaç var. bu yükü tek bir parti taşıyamaz. eğer höh iktidarın ortağı değilse, yeni hükümet uzun ömürlü olamaz. 

höh’ün olası koalisyon ortaklığı konusunda da çok yorum yapılıyor.

höh'le koalisyona girmeyeceğini daha yüksek sesle söyleme yarışı var sanki. kendilerini rahatlatmak istiyorum: höh iktidara susamış değil. bundan üç ay önce prensiplerimiz ve ulusal çıkarlar nedeniyle iktidardan vazgeçebileceğimizi gösterdik. bu yüzden 5 ekim'deki seçimlerden sonra davet edilmesine rağmen höh'ün nasıl bir koalisyonda yer almak istediği ve istemediği sorusu çok daha önemli. altını çizerek söylemek istiyorum. höh'ün ne pahasına olursa olsun kurulacak hükümetten uzak tutulması yönündeki çabalar, bize rağmen kurulan hükümetin istikrarı için olumlu sonuç vermeyecektir. bu nedenle 5 ekim'den sonraki iktidarın sorunu höh'ün hükümette yer alması değil, höh'ün bu hükümette yer almasını kabul etmemesi sorun yaratacaktır.  höh'ün 5 ekim'den sonra kurulacak hükümette olmaması hükümetin esas problemi haline gelebilir.

höh seçmeni sizden ne bekliyor, siz seçmene ne vaat ediyorsunuz?

seçmenimizin kendilerini sadece höh iktidarda olduğu zaman topluma entegrasyonu sağlamış hissetmesinin normal olduğunu düşünmüyorum. höh olarak özel bir siyasi alanımız var. bu alan haklar ve özgürlükler alanı. iktidarda veya muhalefette olmamızdan aslı olmayarak hak ve özgürlüklerimizi savunmaya devam edeceğiz. parti olarak yönetimden uzak tutulabiliriz ancak demokratik siyasi gelişmeden uzak tutulamayız.

kaynak: al jazeera