İç Güvenlik Paketi

Muhalefet neden itiraz ediyor?

Meclis Genel Kurulu’nda bugün görüşülecek olan iç güvenlik paketine muhalefet tepkili. CHP, MHP ve HDP düzenlemeye muhalefet şerhi yazdı. Muhalefet, düzenlemenin ' hukuk devleti ile bağdaşmadığı" ve düzenleme ile "polis devleti' kurulmak istendiği görüşünde.

Muhalefetin karşı çıktığı iç güvenlik paketi Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek. [Fotograf: Adem Altan- AFP]

iç güvenlik paketi meclis'e sevk edildiği günden beri iktidar ile muhalefet arasında tartışma konusu oldu. muhaletin geri çekilmesini istediği paket yasalaşma yolunda. chp, mhp ve hdp, meclis içişleri komisyonu'nda kabul edilen düzenlemeye muhalefet şerhi yazdı, neden karşı çıktıklarını anlattı.

polisin arama yetkisinin artırılması, polisin toplumsal olaylarda boyalı su kullanması, sapan ve bilyenin suç aleti sayılması ve kamu düzeninin sağlanması konusunda valilerin yetkilerini artıran maddeler muhalefetin eleştirdiği düzenlemeler arasında. işte muhalefetin pakete itiraz noktaları:

‘polise keyfi arama yetkisi’

“kişinin üstü ve eşyası ile aracı mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilir. kolluk amirinin kararı yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur” şeklindeki maddeye üç muhalefet partisi de tepkili.

chp’ye göre, anayasa, özel hayata müdahale için 'yazılı emir' öngördüğü için bu hüküm anayasa'ya aykırı. ayrıca chp’ye göre aramalarda yazılı emir şartı kalkacağı için kişilerin ve araçların herhangi bir polis memuru tarafından keyfi olarak durdurulup aranabileceğini savunuyor.

mhp’nin de aynı maddeye itirazı var. polise hakim ve savcı kararına ihtiyaç duyulmadan arama yetkisi verildiğini belirten mhp, “bu, uygulamada denetlenemeyecek bir yetkidir. bu tasarı maddesi ile polis talep halinde belge düzenleyen, makul gördüğü her türlü aramayı yapabilen kişinin üstünü çıkarmasını bile isteyebilen bir canavara dönüşebilecektir” eleştirisini yaptı.

hdp’nin bu maddeye ilişkin itirazı ise “polisin arama yetkisi artırılırken arama izni konusunda var olan mahkeme ve savcılık yetkileri by- pass ediliyor” şeklinde.

hdp’ye göre “polis çarşıda pazarda istediği kişiyi durdurabilir ve özgürlüğünü kısıtlayabilir.”

polisin 'engelleme'yetkisi 

polisin arama yetkisini artıran düzenlemede ‘polise başkasının veya kendisinin can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle kişileri yakalamak ve olay yerinden uzaklaştırmak' hükmünün de yer aldığını belirten chp bu düzenlemeyi de tehlikeli buluyor. chp’ye göre bu madde haksız gözaltılara ve karakolda kaybolmalara davetiye çıkarıyor. chp bu düzenlemenin "polise istediği kişiye tehlike oluşturuyorsun gerekçesiyle bir il, ilçe ya da bölgeye girmesini engelleme yetkisi verdiğini" savunuyor. 

boyalı su tepkisi

toplumsal olaylarda polise direnen kişilere karşı boyalı su kullanılmasını öngören düzenlemeye de her üç parti tepkili. chp  “barışçıl gösteriye katılan herkes boyalı su sıkılarak işaretlenecek, bu kişiler şiddet yaratan kimseler olarak yakalanacak ve ağır cezalara çarptırılabilecek” diyor.

mhp ise yapılan düzenlemede boyalı su kullanımında 'suçluların tespiti ve yakalanmasının' gerekçe gösterildiğini belirterek, “bu düzenleme yargı yetkisinin mahkemelerden alınarak kolluk makamlarına verildiğini göstermektedir. boyalı su kullanımı kolluk faaliyetinin verimliliği için değil halkı muhalefet yapmaktan korkutmak için getirilmektedir. bu amaçla toplumsal olaylarda boyalı su kullanımı olaylara müdahale değil tam anlamıyla fişleme yöntemidir” dedi.

hdp’nin görüşü de şöyle: “polisin kitlesel gösterilerde kullandığı kimyasal gaz ve boya kullanımı artırılmaktadır. ancak boyalı su veya ilaçlı su polis tarafından her gün acımasızca kullanıldığı halde bu yasadışı idi. yapılan düzenlemeyle kitlesel gösterilerde polisin kullandığı kimyasal gaz ve boya kullanımı meşru kılınmaktadır.”

‘demir bilye ve sapan suç aleti’

chp, mhp ve hdp pakette yapılan değişiklikle ‘ havai fişek, demir bilye ve sapanın suç aleti’ sayıldığını belirterek, buna tepki gösterdi.

chp bu düzenlemenin yurttaşların toplumsal eylemlere katılmasını caydırma amacıyla getirildiğini savundu:

"üzerinde ateşli silahla yakalanan şahsa verilecek cezanın 12 ay olduğu, bu suçun paraya çevrilebildiği, ertelenebildiği düşünülürse, bir sapanla gösteriye katılmış barışçıl göstericiye 2 yıldan fazla ceza verilerek tehdit altına alınmak isteniyor.” 

mhp’nin yorumu da aynı: “ruhsatsız tabanca taşımanın cezası 1 yıldan başlarken toplantı ve gösteri yürüyüşünde sapan bulundurmanın 2.5 - 4 yıl aralığında cezalandırılması çok orantısız bir ceza öngörüsüdür.”

hdp’ye göre de, yapılan düzenlemeyle çocuk oyuncakları silah kapsamına alınıyor. hdp “basit bir çocuk oyuncağının ateşli silah kapsamında değerlendirilmesi dikta rejimlerine özgü mekanizmalardır. sapan ve bilyenin silah kapsamına alınması elinde bilye ya da sapan olan bir çocuğun öldürülmesi anlamına gelmektedir” dedi.

‘yüzün kısmen kapatılması yoruma açık’

‘toplantı ve gösteri yürüyüşüne yüzlerini kısmen bez vesaire unsurlarla örterek katılanlar 2 yıl 6 aydan 4 yıla kadar cezalandırılır’ şeklindeki maddeye de üç partiden tepki var.

chp “barışçıl gösterilerde sık sık yaşanan orantısız bir şekilde biber gazı ile müdahale esnasında nefes almayı kolaylaştırcı kağıt mendil, atkı vb. materyallerle yüzünü kapatan vatandaş da cezaya çarptırılabilecek” dedi ve yüzün kısmen örtülmesi ifadesinin sübjektif olduğunu belirtti.

mhp “yüzünü kısmen veya tamamen örten, gizleyen tanımı yoruma açık olup başörtüsü, peçe gibi kıyafet unsurları düşünüldüğünde bu başka dönemlerde başka şekillerde uygulanabilir” değerlendirmesini yaptı.

hdp ise toplumsal olaylarda yüzün kapatılmasının zaten terör suçu olarak nitelendirildiğini ve yapılan düzenlemeyle mevcut yasalarda yer alan cezanın ağırlaştırıldığını ifade etti. hdp'ye göre bu madde herkesi mağdur konumuna sokabilir. "yüzün kısmen kapalı olması' ibaresi hemen her göstericiyi bu maddenin potansiyel mağduru konumuna sokmakta, uygulamada yüzün tamamen veya kısmen kapalı olması, tek başına niyetten bağımsız olarak kişinin cezalandırılması için yeterli görülmektedir." 

‘polise orantısız güç kullanma yetkisi veriliyor’

muhalefet 'polise motolof vb. patlayıcı silahlarla saldırıda bulunanlara karşı, saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla, saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde silah kullanma yetkisi veren'  maddeye de karşı çıkıyor.

chp bu madde ile polise orantısız güç kullanma yetkisi verildiğini savundu: “bu düzenleme ile kolluk elinde ateşli silah olmadığı halde, yanıcı, yakıcı, yaralayıcı madde bulundurduğu gerekçesiyle silahını kullanıp ateş edebilecek. bu da yargısız infaz ve orantısız güç tartışmalarını alevlendirecek.”

hdp ise polis cinayetlerinin yasal hale getirilmek istendiğini iddia etti ve “bu madde ile polisin yetkisi sınırsız bir biçimde artarken polis cinayetlerinin hiçbir cezai müeyyide ile karşılaşmamasının garantisi verilmektedir” dedi.

‘idari gözaltı’

muhalefetin eleştirdiği düzenlemelerden biri de "mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından 24 saate kadar şiddet olaylarının  yaygınlaşarak kamu düzeninin bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu işlenen suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alınma kararı verilebilir” şeklindeki madde. chp yapılan düzenlemeyi 'idari gözaltı' olarak yorumladı ve cumhuriyet savcısının gözaltı kararında devre dışı bırakılabileceğini ve gösteriye katılanların polis tarafından gözaltına alınabileceğini belirtti.

mhp de 'polise savcı yetkisi veriliyor' eleştirisini yaptı, 'yargısal nitelikli bir iş idareye veriliyor' dedi.

hdp de bu düzenlemeyle kolluk amirlerine toplumsal olaylarda 48 saate kadar gözaltı yetkisi verildiğini ifade etti ve “vali yargı makamı değildir. bu tür kararları alma yetkisi hukuken yoktur” eleştirisini dile getirdi.

‘vali’ye mini ohal yetkisi’

“vali lüzumu halinde kolluk amir ve memurlarına gereken acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emir verebilir,

şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin bozulması durumu ilde vali tarafından tespit edilir, kamu düzenini bozanlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" şeklindeki düzenlemeyi de muhalefet sakıncalı buldu.

chp “vali tek başına karar alıp uygulamaya koyabilecek, mini bir olağanüstü hal yetkisi kullanacaktır; valinin emir ve talimatlarına uymayanlara hapis cezası getirilmektedir” dedi.

mhp de bu düzenlemeyle valilere adli kolluk makamı yetkisi verildiğini belirterek ‘süper vali’ yorumunu yaptı. hdp ise ’vali yargı makamı değildir, yürütmenin parçasıdır yapılan düzenleme kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır’ dedi.

‘haberleşme hürriyeti ihlal ediliyor’  

pakette yer alan iletişimin tespitine ilişkin düzenleme de itiraz edilen konular arasında. yapılan düzenlemede “hakim kararını en geç 48 saat içinde verir" ifadesinin yer aldığını belirten chp “ileşitimin tespiti ve dinleme ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ile ilgili süre 24 saatten 48 saate, toplu suçlarda ise 72 saate kadar çıkarılmaktadır. yani hakim kararı olmadan bir kişinin iletişimi 72 saate kadar polis tarafından dinlenebilecek, kayıt altına alınabilecektir. bu haberleşme hürriyeti ihlal eden bir düzenlemedir” görüşünü dile getirdi.

mhp ise “hukuk devletinin 24 saatlik süreyi kısaltması gerekirken aksine bir düzenleme ile 48 saatlik bir süre öngörmesi kolluk faaliyetinin aşılması anlamına gelecektir” dedi. mhp ayrıca tüm dinlemelerde yetkinin ankara ağır ceza mahkemesi’ne verilmesini de sakıncalı buldu. bunun hem iş yükünü artıracağını hem de tehdit risklerini beraberinde getireceğini ifade etti. 

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;