Kentsel dönüşüm

Okmeydanı'nda dönüşüm kaygısı

Okmeydanı uzun zamandır kentsel dönüşüm tartışmasıyla gündemde. Beyoğlu Belediye Meclisi'nin 'riskli alan" kararının ardından gözler yeniden bu semte döndü. Belediye Başkanı "mağduriyet olmayacak" diyor ama semtte binbir güçlükle yaptıkları evleri kaybetmekten korkanlar var.

Konular: Türkiye

Haberin Öne Çıkanları

Okmeydanı

Risk alanı

Kentsel dönüşüm

Okmeydanı sakinleri semtin 'riskli alan' ilan edilmesini sık sık yürüyüşlerle protesto ediyor. [Fotoğraf: Murat Utku/ Al Jazeera]

okmeydanı piyalepaşa’daki dostlar kıraathanesi’nin hemen önünde tek başına ve sesizce oturuyordu. elinde bastonu, önündeki masada yarısı içilmiş, kalanı soğumuş çayı duruyordu. ilk sorunun ardından sesini hafiften yükselterek “efendim” diye soruyu tekrar ettirdiğinde sol kulağındaki işitme cihazı fark edilebiliyordu. adı bektaş topkaya’ydı, “73 yaşındayım” dedi. daha yaşlı görünüyordu. okmeydanı’ndaki kentsel dönüşüm topkaya’nın da gündemindeydi. sivas’ın beydili köyünden istanbul’a göçtüğü 1966 yılından bu yana okmeydanı’nda oturuyordu. çevre ve şehircilik bakanlığı’na sunulmak üzere belediye meclisinden geçen riskli alan kararına tepkiliydi:

“buralar dağ, çamur idi. suyu yolu yoktu. gelip gecekondu yaptık. buraları mesken tuttuk. çamuruyla, karıyla, yağmuruyla yoğrulduk. ben 30 sene devletin kapısında çalıştım. uğraşıp didinip çoluğumuzun çocuğumuzun nefsinden kestik, başımıza birer, ikişer kat yer yaptık. ailemizin küpelerini, kolunun bileziklerini sattık. şimdi bizim evlerin yerini zenginlere verecekler. bunu hiç kimse kabul etmez. buna karşıyız, peşkeş çektirmeyeceğiz”. 

Okmeydanı sakinlerinden Bektaş Topkaya, "Biz burada yoğrulduk, terk etmek istemiyoruz" diyor. [Fotoğraf: Murat Utku/Al Jazeera]

mağdur etmeyen dönüşüm mümkün mü?

kahvenin önünde oturan herkes, ellerinde beyoğlu belediyesi’nin çıkardığı bülten, riskli alan ilan edilen okmeydanı’nın yarınını konuşuyordu. kentsel dönüşüm projesi uygulanırsa onlara ne olacaktı? bu hararetli tartışmanın taraflarından biri ilyas dinç’ti.

“tamam böyle plansız oturmaktansa kentsel dönüşüm olabilir” dedi,  sonra şüphelerini saymaya başladı. dinç, “imar iskan sorunu çözülsün istiyoruz genel olarak. düzenli sağlam, depreme dayanıklı bir şekilde olmasını istiyoruz. fakat buradaki halkı mağdur etmeden yapmalılar” dedi. burada geçen 40-50 yıllık hayattan vazgeçip okmeydanı’nı terk etmek istemediğini söyledi. ona göre kentsel dönüşüm olacaksa yerleşik halk bölgeden gönderilmeden yapılmalı:

“bu yerleri çok güçlüklerle aldık. burayı da parayla satın aldık biz. aynı zamanda burada birçok insan da kat karşılığı müteahhitler aracılığıyla yaptı evlerini. para verdi aldı. çok güçlüklerle. belki insanlar para bulamayıp, çorbayı kaynatmayıp, suya bandırdı yedi ekmeğini. o şekilde zorluklar çekti başımı sokacak bir evim olsun diye. ama şimdi bu şekilde buradaki halkı mağdur edip kentsel dönüşüm adıyla veya başka bir ad altında mağdur ettikten sonra hiçbir kıymeti yok. ben mağdur olacaksam veya bir başka yere gideceksem böyle oturmaya razıyım.”

okmeydanı’nda mülkiyet sorunu

kahvenin önünde buluştuğumuz isimlerden biri de okmeydanı çevre koruma ve güzelleştirme derneği ikinci başkanı rüstem karakuş’tu. uzun yıllardır okmeydanı’nda, bölgenin imar işleriyle yakından ilgileniyor. karakuş daha önce de çeşitli yasalar kapsamında çıkarılan dönüşüm uygulamalarına karşı mahkemelerde hukuk mücadelesi veren bir isim. yaşananları kendi bakış açısıyla anlatan karakuş’a göre, okmeydanı’nda türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesi yapılıyordu:

“1 milyon 650 bin metrekarelik alan üzerinde 100 bin kişinin yaşadığı, 20 bin hak sahibinin bulunduğu bu alan üzerinde okmeydanı halkı olarak bizler, haklarımızın garanti altına alınmasına dair belediyenin taahhütname imzalamasını istedik. kabul edilmediği için de davalar açtık. idare bu işi daha kolay gerçekleştirebileceğini düşündüğü 6306 sayılı afet yasası’na dayanarak riskli alan ilan etmek istiyor. bundan dolayı önerge meclise getirildi”.

Rüstem Karakuş 'Okmeydanı’nın gerçek sahipleri olmamıza rağmen gerçek bir hukuki güvenceye kavuşturulmuş değiliz' diyor. [Murat Utku\Al Jazeera]

karakuş bugünkü durumda mülkiyet sorununun henüz çözülmediğini belirtti:

“okmeydanı’nın gerçek sahipleri olmamıza rağmen gerçek bir hukuki güvenceye kavuşturulmuş değiliz. böyle olmadığından evlerimiz yıkıldığı takdirde sadece bu evlerin sahibi sayılıyoruz. ama arsanın sahibi olmadığımız için tamamen elimiz, kolumuz bağlanacak. afet yasası ile biz rahatlıkla idarenin her türlü isteğini kabul etmek zorunda kalacağız. bu afet riski bize karşı bir baskı ve tehdit unsuru olarak kullanılmış olacak. bu konuda bütün bu süreçler bittikten sonra danıştay’a dava açacağız.”

beyoğlu belediye meclisi'nde alınan 'riskli alan' kararı önce afet komisyonu’na, oradan da çevre ve şehircilik bakanlığı’na gidecek. bakanlık onayının ardından konu bakanlar kurulu’na taşınacak. bakanlar kurulu onayı ile proje başlayacak. itiraz süreci de işte o zaman devreye girecek.

beyoğlu belediyesi ne diyor?

peki proje bölgede neleri değiştirecek? beyoğlu belediye başkanı ahmet misbah demircan bu konuda 4 haziran 2014 günü yaptığı basın toplantısında okmeydanı'ndaki 50 yıllık tapu meselesini çözdüklerini, 1/5000 ve 1/1000'lik planlar doğrultusunda bir yıldır vatandaşlara tapu verdiklerini anlattı. demircan bölgedeki 5 bin 600 civarındaki binanın tamamına tapu vermeyi hedeflediklerini, beyoğlu belediyesi'nin geçen yıl eylül ayından itibaren halkla toplantılar yaptığını, 87 toplantıya 14 bin malikin 12 bin 500'ünün katıldığını söyledi. demircan halkın, kentsel dönüşümün doğrudan müteahhitle muhatap olmadan belediyenin, devletin, hükümetin garantörlüğünde yapılmasını istediğini aktardı. beyoğlu belediye başkanı yerel seçimde okmeydanı'ndan "kentsel dönüşüm vaadi" ile oy istediğini söyleyip, bu bölgede oy oranını artırmasının halkın da bu dönüşümü istediğini ortaya koyduğunu savundu.

demircan’a göre bölgedeki 5 bin 600 binanın ruhsatı ve iskanı yok. bölge yığma binalardan oluşuyor:

"deprem yönetmeliğine göre, bir mühendislik desteği almamış ve deprem yönetmeliğine uygun bir denetlemeye tabi olmamış, tamamen kaçak yapılardan oluşan, imarsız ve iskansız yapılardan bahsediyoruz. bölgedeki herkes, depreme karşı binaların güvenli olmadığı konusunda hemfikir. raporumuz, belediyenin raporudur. sonuçta bu bir işlemin başlangıcıdır. konunun intikal edeceği bakanlık bağımsız kurullardan alacağı raporla birlikte kendi raporlarını bu işin içine katıp, değerlendirmesini yapıp, hükümete arz edecek. bölgede toplantılar yapıp, bunu resmi rapora bağladıktan sonra meclisimizin kanaatini almaksızın böyle bir adım atmayı şık ve şeffaflık adına doğru bulmadık. belediye meclisi'nde hem ak parti’liler hem chp'lilerle seçim gününden bugüne bir sürü toplantılar yapıldı."

demircan bir bölgenin neden "riskli alan” ilan edilmesi gerektiğini "riskli alan ilan edilen yerdeki yapılanmada, belediye harçlarından ve kdv'den muafiyet, dönüşüm esnasında vatandaşlara kira yardımı, kiracılara da toki'den çekilişsiz ve kurasız ev edindirme imkanları çıkıyor" sözleriyle açıkladı.

tapu süreci iki aşamalı

beyoğlu belediye başkanı ahmet misbah demircan basın toplantısında, "okmeydanı'nda vatandaşa dağıtılan tapuların iki kademeli olduğunu da anlattı: 

“okmeydanı'nda şu anda toprak tapusu veriyoruz. tapular neden hisseli? çünkü oradaki apartmanlarda insanlar zaten hisseli. yani 200 metrekare arsa düşünün. beş katlı apartmanda 10 daire var. her dairenin o arsada 20 metrekare hissesi var. apartmandakiler arsada hissedar. zaten yapı hissedarlığı olduğu için yapılar da, toprak tapusu da hisseli olmak zorunda. bu alanlar kentsel dönüşüme tabi tutulduktan sonra daire tapusuna dönecek. ama bu iki aşamalı. 24 bin hisseli tapu tahakuku var. bunun yüzde 10'unun işlemleri tamamlandı. yüzde 50'sinin işlemleri sürüyor. bu işlemler bir yıldır devam ediyor."

şehir plancıları odası istanbul şube sekreteri akif burak atlar,  istanbul’daki yapı stoğunun risk arz ettiğini, kentin kaçak olarak genişlemiş, yapılaşmış, büyümüş ve yapıların birçoğunun elzem olan mühendislik hizmetlerinden yararlanamadan yapıldığını söyledi. al jazeera’ye konuşan atlar, “kentteki bu yapılar afet karşısında risk arzediyor, evet. fakat bakanlığın gerekçeli rapor sunmadan bu kararları tebliğ etmesi ‘acaba ekonomik olarak daha değerli bölgeleri ilk etapta riskli alan ilan edip etmediği’ sorusunu akla getiriyor. bu şüpheyi destekleyen ikinci husus da bakanlığın buradaki dönüşümü müteahhit firmalar üzerinden yürütmesi. bu da bu şüpheyi belirginleştiriyor” dedi.

okmeydanı ikiye bölündü

okmeydanı çevre derneği başkanı ali çetkin ise zaten bu tapu sürecini sorunlu buldukları için itiraz ettiklerini söylüyor. çetkin, okmeydanı’nda yaşayanların genel olarak hak sahibi değil zilyetliğe yani sadece elinde bulundurma hakkına sahip olduğunu ifade etti:

“burada insanların arsa tapuları yok. 300 küsur kişinin arsa tapuları var, onlar da yerinden olacak. onların da mevcut tapulu yerlerinde 3194 sayılı yasanın 18’inci maddesine dayanarak değişiklikler olacak. onların da mevcut tapularını alıyor, başka yerlerde onları da hisseli tapu sahibi yapıyor. burada eviniz var, işiniz var, ilişkileriniz var. baba evini yapmış, beş daire onun üzerine görünüyor ama babanın altı çocuğu var, şimdi hepsi aynı binadaki bu dairelerde oturuyor. yeni yer yaptığında böyle olmayacak.”

bütün bu süreci takip etmek için okmeydanı’nda tapu ve plan takip komisyonu kuruldu. komisyonun üyelerinden biri de sık sık “milli görüş”hareketinden geldiğini söyleyen ramazan çevik’ti. okmeydanı’ndan hiç kimsenin bedava arazi almadığını, buranın eskiden beri devletin gözetiminde bir bölge olduğunu söylüyor. çevik, “komisyonunun bir üyesiyim. en yakın tanıdıklarım bana gelip ‘ağabey sen örgütçü mü oldun?’ diyor. kendi insanım bile bana yanlış bir gözle bakıyor. niye biliyor musunuz? çünkü bölge öyle bir duruma geldi ki iki grup oluştu. derneğe üye olanlar ‘benim belediyem’ tarafından karşı grupta gösteriliyor” dedi.

‘asgari mağduriyet’

İlyas Dinç 'Buradaki halkın en asgari mağduriyetle işi geçiştirirse yapandan da memnun oluruz' diyor. [Murat Utku\Al Jazeera]

yeniden dostlar kıraathanesi’nin önündeki hararetli sohbete kulak kabartınca, burada kentsel dönüşüm ve riskli alan kararının uzunca bir süre ana gündem olacağı anlaşılıyor. daha önce sorularımızı yanıtlayan ilyas dinç yine sözü aldı:

“burada halkın kendi inisiyatifi dışında karar alacaklar. halk zararla işi kapatacak veya zararla başka yere gönderilecek. yani mağdur olacak halk. biz istiyoruz ki güvence verilerek, halkın geleceğini karartmadan, kötü sonuçlar doğurmadan bu iş çözülsün. buradaki halkın en asgari mağduriyetle işi geçiştirirse yapandan da memnun oluruz.”

kulakları az işitse de bektaş topkaya da yan masada konuşulan konuya kayıtsız değildi. talebi kısa ve netti:

kendi tapumuzu istiyoruz ve evimizi kendi seçeceğimiz müteahhit ile yapmak istiyoruz.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;