Futbol
Özgürlük tellerin içinde
Görme engelli futbolcuların hayatta kendilerini en özgür hissettikleri yer, görenlerin aksine, tel örgülerin dışı değil sahayı çevreleyen tellerin içi.
görme engelliler futbol faaliyetlerini turkcell'in sponsorluğunda ismi "sesi duyanlar ligi" olarak değişen ligde sürdürüyor. futbolcular görme derecelerine göre b1, b2 ve b3 olarak üç kategoride mücadele veriyor. sesi duyanlar ligi hiç görmeyen futbolcuların mücadele edebildiği b1 kategorisinde bir lig. ligde sekiz takım bulunuyor.
görme engelliler futbolunda her takımda biri gören bir kaleci olmak üzere beş futbolcu sahaya çıkıyor. oyuncular gözlerini bir bantla kapatıyorlar. topun içinde bir zil bulunuyor. böylece top hareket ederken ses çıkarıyor. sahadaki futbolculardan sessiz olmaları bekleniyor. maçlar eni 16.5 ile 35, boyu ise 25 ile 50 metre arasında değişebilen küçük bir sahada oynanıyor. 25'er dakikadan iki devre halinde oynanan maçlarda ofsayt kuralı uygulanmıyor.
lig bitse de görme engellilerin futbol tutkusu bitmiyor. onlar her hafta çarşamba günü beylerbeyi'nde toplanıp kendi aralarında antrenman yapıyor.
yaşları farklı, memleketleri farklı. kimi hukukçu, kimi öğretmen. işinden izin alıp gelen de var, okulu kıran da... ancak hepsinin hikayesinin ortak bir yanı var: futbol onları hayata daha da bağlamış.
sarı kırmızı renklerin peşinden istanbul'a
"hep özgürlüğüm için mücadele ettim. 'bir işi tek başıma daha iyi nasıl yapabilirim?' diye çalıştım. hayattaki en büyük tutkum galatasaray. istanbul'a galatasaray ile aynı şehirde bulunmak, galatasaray'ı hissedebilmek için geldim. ailem diyarbakır'dan ayrılmamı istemiyordu. galatasaray ile aynı şehirde olmak bambaşka bir his. benim şu anda en çok dolaştığım yer istiklal caddesi'dir.
tophane'de yurtta kalıyorum. taksim'den inmek yerine gecenin kaçı olursa olsun, lisenin oradan boğazkesen'den iniyorum aşağıya. galatasaray'ın bütün geçmişini içime çekiyorum, oralardan geçerken. bir gün en büyük hayalim, parçalı formayı terletebilmek."
futbol tutkunu samet, dünya kupası'nı bu yıl izlemiyor. nedeniyse brezilya hükümetinin politikaları: "brezilya polisinin varoşlarda yaşayan yoksul insanlara olan tavrını protesto ediyorum. çok izlemek istiyordum ama sırf bu nedenle izlemeyeceğim. fifa ben bunu söyledim diye maradona'nın ayağını kaydırdığı gibi benim de ayağımı kaydırabilir!"
tellerin arkasında başlayan özgürlük
"spor bizler için sağlık ve sosyal yaşamın çok daha ilerisinde. kendi kendime bir şeyler yapıp bir şeyler başarabileceğim hissi ve özgüven kazandırdı. özgürlüğü tam anlamıyla sahada hissediyorum. görmeyen biri olarak benim için özgürlük, görenlerin aksine, tellerin önünde değil tellerin arkasında başlıyor. bu sahayı çeviren tellerden içeri girdiğimizde özgürüz."
ali'nin tutkuyla bağlandığı renkler ise sarı ve lacivert : "fenerbahçe gönül bağı. kadıköy'ün her yeri benimmiş gibi hissediyorum. bütün boş vakitlerimi kadıköy'de geçiriyorum."
ali'ye göre görenlerin futboluyla görmeyenlerin futbolu arasındaki en önemli benzerlik favorilerin aynı olması: dünya'da brezilya, avrupa'da ispanya.
"kör müsün diyen yok, çünkü herkes kör."
murat taşkın, ali ve samet'ten farklı olarak sonradan görme engelli olmuş. sekiz yaşındayken zonguldak'ta kömür madenine yakın bir yerde bulduğu dinamiti elektrik prizine sokması, onu gözlerinden ve üç parmağından etmiş. murat kendisini en iyi futbol sahasında anlatabildiğini düşünüyor:
"sokakta tek başına yürürken bastonla bir yerlere çarpıyorsun, onlar sana çarpıyorlar. elimizdeki bastonu gördükleri halde 'önüne baksana, kör müsün?' diyorlar. sahaya çıktığımızda bunu diyen yok. çünkü herkes kör."
koyu bir beşiktaş taraftarı olan murat'ın dünya kupası'ndaki favorisi de brezilya.
kaynak: al jazeera
Yorumlar