2015 Genel Seçimi

Saadet, AK Parti ittifakına kapıları kapatmıyor

Saadet Partisi AK Parti ile seçim ittifakına kapıları kapatmıyor. Al Jazeera'ye konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, "Ev yanarken itfaiye görevlisinin düşüncesi sorulmaz" dedi. Ancak şartları, olmazsa olmazları var.

Mustafa Kamalak, Al Jazeera'nin sorularını yanıtladı.

1 kasım seçimleri türkiye için bir ilk olacak. 7 haziran seçimlerinin ardından koalisyon kurulamadığı için gidilecek bu erken seçimde sonucu partilerin izleyeceği strateji belirleyecek. bazı illerde milletvekili çıkarmak için atılacak adımlar oy oranlarında yüzde olarak büyük değişiklikler yapmasa da milletvekili sayılarını değiştirebilir. bu yöntem tek başına iktidar şansını 18 milletvekili ile kaybeden ak parti için çok önemli. işte bu yüzden yeni aday listelerinin belirlenmesine kısa bir süre kala ak parti’nin başka partilerle seçim ittifakı yapabileceği konuşuluyor. ittifak senaryolarında adı öne çıkan parti ise saadet partisi. iki partinin tabanları arasındaki benzerlik bu senaryoyu kuvvetlendiriyor. al jazeera, ittifak iddialarını saadet partisi genel başkanı mustafa kamalak’a sordu. kamalak, “resmi görüşme yok” yanıtını verdi. ancak 7 haziran seçimlerine büyük birlik partisi ile giren saadet’in bu seçimde ak parti’ye kapıları kapalı değil. kamalak, “bu ülkede yaşayan 80 milyon bizim kardeşimiz. ev yanarken itfaiye görevlisinin düşüncesi sorulmaz” diye konuştu. saadet partisi genel başkanı, ak parti’yi “kardeş” olarak tanımlıyor, “kardeşiniz yanlış yola gidiyorsa oh olsun demezsiniz” diyor. ancak partisinin olmazsa olmazları, kırmızı çizgileri var.

7 haziran seçimlerine büyük birlik partisi ittifakıyla girmiştiniz. bu seçim öncesinde ise ak parti ile ittifak görüşmeleri yaptığınıza dair haberler çıkıyor. bu yönde görüşmeler yapılıyor mu?

resmi planda böyle bir görüşme yok. ama basında, çeşitli çevrelerde söylentiler var. böyle bir durum yok halihazırda. ama biz şunu söylüyoruz, bu ülkenin hepsi bizim. bu ülkede yaşayan 80 milyon bizim kardeşimiz. ev yanarken itfaiye görevlisinin düşüncesi, fikri, zikri sorulmaz. bu manada siyasi partiler ülkedeki yangını söndürmek, milletin sıkıntılarını gidermek için vardır. eğer ak parti ile değil herhangi bir parti ile bir araya gelmek insanlarımızın sıkıntısını gidermede faydalı olacaksa, niye görüşme olmasın. biz bağımsız da girebiliriz.

resmi olmayan görüşme var mı?

benimle olmadı. çeşitli şekilde konuşanlar, “olsun” diyenler var. büyük bir ihtimalle bağımsız girmemiz söz konusu. büyük birlik ile de henüz bir araya gelmedik. başka partilerle, toplumda yer etmiş muteber kişilerle de bir araya gelinebilir. önümüzde çok yüksek baraj var. psikolojik baraj daha da yüksek. o münasebetle bağımsız adaylarla girmemiz de söz konusu olabilir.

sizin oy oranınız ak parti için çok önem taşıyor. ak parti’nin böyle bir öneriyle gelmesi durumunda koşullarınız ne olur?

önce ahlak ve maneviyat diyoruz. toplumları ayakta tutan ahlak ve maneviyattır. ahlak ve maneviyat olmazsa toplum için için çürür. toplumu ayakta tutan asıl güç top, tüfek, tank değildir. ikinci olarak mutlak surette üretken bir ekonomiye geçmek durumundayız. üretim ekonomisine geçmeyecek olursak içeride zamanla birtakım sosyal patlamalar kaçınılmazdır. şu anda 6 milyon insanımız işsiz. bunlara 5 milyon civarında üniversiteli gencimizi de eklemek lazım. çünkü bunlar işsizliği ertelenmiş işsizlerimizdir. bunlar “okulu bitireyim de sonra işe girerim” diyemiyor. üçüncüsü ise adil bir hukuk sistemi.

adil bir hukuk sistemi olmadığını mı düşünüyorsunuz?

öyledir tabii. sadece mahkemeler nezdinde değil. adalet sadece mahkemelere hapsedilen bir kavram değildir. gelir dağılımında adaleti sağlamanın en önemli unsuru tüm vatandaşlara kaliteli bir eğitim alabilme imkânı sağlanmasıdır. dar gelirli bir ailenin çocuğu nitelikli bir eğitime tabi tutulduğunda hekim, hakim, mühendis olduğunda gelir dağılımından önemli miktarda pay alacaktır. demek ki hukukta adalet derken aynı zamanda nitelikli eğitimi de buraya eklemek lazımdır. sonra dış politika geliyor.

dış politika ak parti’nin en çok eleştirildiği alanlardan biri. bu konuda bir uyuşma mümkün mü ak parti ile aranızda?

katiyen… keşke eleştirilerde biz haksız çıksaydık. ama yazık ki birçok alanda olduğu gibi yazık ki dış politikada da biz haklı çıktık. mesela irak konusunda biz uygulamaların yanlış olduğunu ifade ettik. gerçekten şu an hiçbir vicdan sahibi çıkıp da abd’nin irak’ı işgal etmesi, insanların öldürülmesi, çocukların yetim bırakılması insanlık için iyi olmuş diyebilir mi?

bugün ak parti kapınızı çalsa ne talep edersiniz?

bizim temel çizgimiz bellidir, mazlum milletlerle bir araya gelmek. d-8’leri kurduk biz, ölmedi onlar.

bunlar olmazsa olmazlarınız mı?

bunlar olmadığı takdirde biz zaten batı’ya uşak olacağız demektir. biz uşaklık peşinde değiliz. düşman da olmayalım. biz onurlu, şahsiyetli bir dış politika diyoruz. bunlar kırmızı çizgilerimizdir. bunlar olmadığı takdirde biz iktidar olmuyoruz, kuklacının emrinde hareket eden bir grup oluyoruz demektir. kuklacı da oldukça zalim.

tabanınız ak parti’ye daha yakın duruyor diğer partilerle karşılaştırıldığında. ak parti 7 haziran seçimlerinde tek başına iktidar olabilme şansını çok az bir farkla kaçırdı. bu tabanınızda bir sempati yarattı mı?

hayır. mesela şöyle düşünün, kardeşiniz allah korusun kapıyı tekmeleyip evi terk etse, yanlış yola gidiyor, siz peşinden gitmezsiniz. ama oh olsun da diyemezsiniz, üzülürsünüz. bizim ak parti’ye bakışımız böyledir, düşmanlığımız yok ama üzülüyoruz. yanlıştır çünkü yaptıkları. mesela libya konusunu düşünelim. 1974’te kıbrıs barış harekâtı’nı başlattığımız zaman batılı dostlarımız ambargo uygulamıştı. bize destek veren tek ülke libya ve onun yiğit lideri kaddafi idi. ak parti’nin desteğiyle kaddafi linç edildi, libya 40 parçaya bölündü. suriye konusu da öyle. biz “yapmayın. suriye’de sadece suriyeliler yok, orada 72 milyon var” dedik. bu arkadaşlarımız siyonizme ve küresel emperyalizme kanarak orada kendi düşüncelerine uygun bir hükümet oluşturabileceklerini zannettiler. biz, “ortadoğu bir binadır, yangın çıkarsa tüm daireleri sarar” dedik. biz bunun için eleştirildik, “esedçi” dediler bize. sizin allah korusun kardeşiniz bir zalimin eline düşse, siz ona meydan mı okursunuz? onu kurtarmanın yollarını ararsınız. uzlaşma zemini vardı. şimdi ne oldu? 300 bin suriyeli hayatını kaybetti. 8 milyon kişi mülteci hayatı yaşamak zorunda kaldı. neye yaradı esad düşmanlığı?

çözüm süreci konusunda ne düşünüyorsunuz?

yanlıştı… biz bunu söyledik. “söylemeye dilimiz varmıyor ama bu sürecin sonunda ya türkiye bölünme noktasına gelecek ya da büyük çatışmalar olacak” dedik. şu an türkiye çatışma noktasında. bunu o zaman başbakan olan sayın cumhurbaşkanı'na söyledim, “endişemiz var” dedim. çözüm süreci ismi altında dışarıda eğitilmiş teröristler türkiye’ye getirildi, mahkeme ayaklarına götürüldü. dağdaki silahlı unsurlar şehre indirildi. devletin emniyet güçleri doğu bakımından pasifize edildi. devlet doğu’dan el çekti.

bir ittifak kurarsanız ne beklersiniz ak parti’den bu konuda?

her şeyden önce meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını isteriz. genelde ülkemizde özelde güneydoğu’da, doğu’da bir hak ihlali var mı? buna bakılsın isteriz. geçmişte bazı hak ihlalleri yapılmıştır. eğer hak ihlali varsa bu ihlallerin mutlak surette en kısa zamanda ortadan kaldırılması lazım. vatandaşın temel hakkı pazarlık konusu yapılamaz. hele hele terörist örgüt diye bilinen bir örgüt ile masaya oturup da pazarlık konusu yapamam.

öcalan ile görüşmeler de mi?

kabul edilemez.

siz ak parti ile ittifak ihtimalini zayıf mı görüyorsunuz bu koşullar altında?

eğer ak parti bu zamana kadar yapmış olduğu hatalarını kabul edip, “doğru söylüyorsunuz” derse doğrularda buluşuruz.

bağımsız girmeniz durumunda nasıl bir potansiyel görüyorsunuz partinizde?

saadet partisi kirlenmemiş, şaibesiz, tertemiz bir partidir. aziz milletimize şöyle sesleniriz, “siz temiz toplumdan, temiz uygulamadan, temiz siyasetten yanaysanız işte karşınızda saadet partisi.” 

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;