sinema tarihinde pek az oyuncunun, aynı karakteri on farklı filmde canlandırdığı görülmüştür. christopher lee, öyle bir vampir tiplemesi yaptı ki, 1957 yılındaki ilk filmin ardından dokuz dracula filmi için daha ingiliz aktörün kapısı çalındı. yaklaşık yetmiş yıldır sinema perdesinde izlediğimiz lee, son doğum gününü 27 mayıs'ta hastanede kutladıktan sonra, 93 yaşında solunum yetmezliğine bağlı problemler sebebiyle hayata veda etti. ardında muazzam bir başarıyla canlandırdığı saruman, kont dracula, francisco scaramanga gibi karakterler bıraktı. ses tonundaki derinlik ve tokluk, onun yalnızca bir sinema oyuncusu olarak değil aynı zamanda opera ve müzikal sanatçısı olarak da iz bırakmasını sağladı.

christopher lee, 1922 yılında ingiltere'de doğdu. son büyük eseri yüzüklerin efendisi serisinde yer alan 'saruman' karakteri olmasına rağmen lee, ölümüne dek birçok farklı tipleme ile sanat yaşamını sürdürdü. birinci dünya savaşı'nın kalıntılarının temizlenmeye çalışıldığı bir dönemde doğan lee, 20'li yaşlarındayken ikinci dünya savaşı patlak verdi. babası savaşta cephede bulunmuş bir teğmen, annesi ise tablosu yapılacak kadar güzel olan estella marie isimli bir kontesti. annesi ve babası ayrıldı. annesinin kısa süre sonra yeniden evlendiği adam oldukça varlıklı bir banker olmasının yanında, james bond karakterinin yaratıcısı ve romanlarının yazarı iam fleming'in de amcasıydı. christopher lee'nin sinema kariyerinde en başarılı ve unutulmaz rollerinden birini bir james bond filminde sergilemesi elbette kaçınılmazdı. 'the man with the golden gun' filminde, katalan kökenli bir karakter olan francisco scaramanga'yı canlandırırken üvey kuzeni ian fleming'in karakteri yazma sürecine şahitlik etmiş olması lee için büyük bir avantajdı şüphesiz.

savaşta gönüllü olarak görev yaptı

efsane oyuncu, dünyada toplumun gözü önünde idam edilen son insan olan eugen weidmann'ın öldürülüşüne tanıklık etti. henüz on sekiz yaşındayken bir gemi kargo firmasında posta takibi işi yaptı ve dağılan ailesinin fertlerine yardım etti. 1939 yılında, savaş başlamaya yakınken finlandiya ordusunda gönüllü olarak savaşa katıldı. 1941 yılında babasının kaybetmesinin ardından bu sefer ingiltere kraliyet hava kuvvetleri'nde gönüllü olarak çalışmaya başladı ve babasının eksik kalan görevini tamamlamak arzusuyla savaşa katıldı. gözündeki bir görme bozukluğu sebebiyle pilot olamayan lee, malta'nın yanı sıra, zimbabwe başta olmak üzere birçok afrika ülkesinde görevler yaptı. lee, bu konuyla ilgili üzerinde oluşan soru işaretlerine şöyle yanıt verecekti, 'insanlar nasıl isterlerse öyle düşünecekler, o yüzden bu görevleri yaptım deyip geçmek en iyisi.'

savaş sonrası londra'ya döndükten sonra kapalı bir yere, bir ofise girmek istemeyen lee, bir başka kuzenine savaş anılarını anlattığı sırada onun çarpıcı sorusuyla karşılaştı: neden bunları sahnede anlatmıyorsun? büyük annesi de bir opera sanatçısı olan christopher lee, bu noktadan sonra yaşamını sahne üzerinde olmak için yönlendirmeye başladı. sinemada ilk rolünü alması için öncesinde 11 yıl gece gündüz demeden çalışması gerekti. tok ve ayrıcalıklı ses tonu izleyiciyi ürpertiyor, siyah saçları ve siyah gözleri, o dönem ingiltere'sinde ve avrupası'nda alışık olunmadık bir profil sunuyordu. lee kısa sürede, savaş anılarını, paramparça olan ailesini ve özlemlerini geride bırakarak kalbindeki bütün boşlukları sinema ile doldurdu.

hayatının büyük bir bölümünü müziğin kapladığı oyuncu, büyük annesinden farklı olarak metal müzikle profesyonel olarak ilgilendi. ingiliz muhafazakar partisini destekleyen lee, danimarkalı model birgit kroncke ile evlendi. sinemada korku veren, mistik karakterler için aranan yüzlerden biri oldu.

altın kalpli saruman

1977'de hemen her ingiliz aktör gibi sinemanın kalbine, amerika'ya taşınan lee, 2000'li yıllara geldiğinde artık dünyaca tanınmış bir aktör haline gelmişti. ingiliz yazar j. r. r. tolkien'in ölümsüz romanından uyarlanan yüzüklerin efendisi film serisinde, ana karakterlerden biri olan ve 'en kötü'yü temsil eden sauron'un müttefiki saruman'a hayat verdi.

christopher lee'nin yorumu ile can bulan saruman, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı 'kötü' karakterlerinden de biri oldu. üç filmlik serinin sonunda kötülüğün gıyabında saruman yenilmiş olsa da, savaşın, ayrılıkların ve yokluğun ortasından gücünü alan bir oyuncu olarak christopher lee, tüm dünyada sinema izleyicisinin kalbini kazandı.