Blog

Filistin’in en çok istediği

Kuşatılmışlığın yalnızlığında, hukusuzluğun ortasındaki Filistinlilerin, gördükleri Türklerden istedikleri hep aynı şeydi: Yine gelin, daha çok gelin! Al Jazeera Türk'ten Ömer Bulut, haftasonu TİKA tarafından yaptırılan 'Nuri Pakdil Kız Okulu'nun açıldığı Filistin'den izlenimlerini yazdı.

Filistinliler Türk ziyaretçilerin artmasından memnun [Fotograf: Gettyimages]

türk işbirliği koordinasyon ajansı’nın davetlisi olarak gittiğimiz filistin ziyaretinin anlam, mâna ve duygu dozu yüksekti. 81 yaşında, ülkesinde kudüs hassasiyeti ve şiirleriyle bilinen bir ustanın ilk kez gördüğü kudüs heyecanına tanıklık etmek en anlamlısıydı. “yürü kardeşim, ayaklarına bir kudüs gücü gelsin” diyen şair nuri pakdil, kudüs’te o gücü herkese gösterdi. yaşı itibariyle yürümekte zorluk çekse de filistin’i büyük bir enerjiyle yürüdü, yorulmak bilmedi. filistin makamlarının jestiyle adı, batı şeria’nın nablus kentinde tika tarafından yaptırılan türk okuluna verildi.

türkiye’nin çalışmaları kıtaları aşan, kalkınma yardımları kuruluşu tika için filistin çalışmaları özel önem taşıyor. tika bütçesinde neredeyse her yıl ilk 3’te yer alan filistin çalışmaları aslında dört ana başlıkta toplanıyor. batı şeria bölgesindeki çalışmalar, idaresi resmî olarak ürdün’ün elinde olan harem-i şerif için yapılan çalışmalar, gazze çalışmaları ve israil vatandaşı araplar için yapılan çalışmalar.

bütün bu yerler arasında tika’nın en rahat çalıştığı alan batı şeria bölgesi. bu bölgede okul inşaatından hastane yapımına birçok projeye imza atılmış. kudüs bölgesinde ise işlerin bürokrasi aşaması ağır.  zira harem-i şerif gibi kimi bölgelerde ürdün, bazı bölgelerde ise israil makamlarından izin alarak çalışılması gerekiyor. kudüs’ün simge mekanı altın kubbe, kubbet-us sahra’nın kubbe ucundaki alemini türkiye yaptırmış. filistin’deki yardım faaliyetleri sadece müslümanlar için de değil. hristiyanlar tarafından isa peygamberin doğduğuna inanılan beytullahim’deki kutsal doğuş kilisesinin onarımı için de türkiye yüz bin dolar katkıda bulunmuş. gazze bölgesinde ise en büyük yatırım 176 yataklı bölgenin en donanımlı ve büyük hastanesi. ’48 arapları’ olarak bilinen israil vatandaşı olan araplar için de çalışmalar planlanıyor.

sorular ve sorunlar

filistin’de dolaştığımız süre içerisinde en çok istek ‘daha çok gelin, yine gelin’ isteğiydi. filistinliler hem kuşatılmış kendi yalnızlıkları için hem de israil’in hukuk tanımaz yayılmacılığı için daha çok insanın gelmesini önemsiyor. diyanet işleri başkanlığı bu konuda bir hamle başlattı. umre ziyaretlerinde mekke ve medine ile birlikte kudüs destinasyonunu da ekledi. nisan sonundan itibaren kudüs’e türk umreciler de gitmeye başlayacak. ancak filistin’e turist olarak girmek öyle kolay değil.  resmi davetli olarak gittiğimiz ziyarette telaviv havaalanında, heyetimizin polis noktasından geçişi 4 saati buldu. dönüş yolunda ise valiz ve bagajlarla ilgili onlarca sorudan sonra çıkabildik. türkiye’den gidecek çoğunluğu yaşlı, umre ziyaretçilerinin polis noktasındaki aramalar ve onca sual sorgulamayı sinirleri nasıl kaldıracak soru işareti. gezi boyunca “kayserili hacı amcanın bastonunu daha yemedi bunlar” cümlesiyle bizim de aramızda hem soru hem espri konusu oldu.

filistin meselesinin en yakıcı hâli halil’de

kudüs’ten yaklaşık bir saat uzaklıktaki güneydeki halil kenti filistin meselesinin ve işgâlin en yakıcı örneğini oluşturuyor. 1994 yılında ibrahim peygamberin ve ailesinin mezarlarının bulunduğu halilurrahman camiinde bir katliam yaşandı. otomatik silahla camiiye giren aşırılıkçı bir yahudi, sabah namazı kılan 29 müslümanı şehit etti, onlarcasını yaraladı.

2010 yılında ise israil, camiinin altında bulunan ibrahim paygamberin mezarının bulunduğu mağaraları ulusal mirasın parçası ilan etti. ve bir oldu bittiyle halilurrahman camisinin yarısını sinagog’a çevirdi. camii girişlerini kapattı. bugün camii’ye yüksek güvenlikli turnikelerden israil polisinin kontrolüyle geçilebiliyor. yahudi yerleşimciler tarafından etrafı sarılan tarihi çarşıda alış-veriş neredeyse tamamen bitmiş. şehrin, camiinin hatta binaların ikiye ayrıldığı bölgede işgal tüm yakıcılığıyla hissediliyor. öyle ki daha önce filistinlilere ait olan binaların üst katlarına yahudi yerleşimciler oturmuş ve alt kattaki müslümanlarla aralarına tel  örgüler çekilmiş. bir zamanların hareketli çarşısı olan müslüman dükkanları sabırla kimsenin uğramadığı yasaklı bölgeden geçebilecek üç beş insanı bekliyor. filistin’i ve sorununu anlamanın en kestirme yolu da kudüs’ün 4o km güneyindeki halil şehrini ve halilürrahman camiini ziyaret etmekten geçiyor.

 

       

Ömer Bulut

Al Jazeera Türk Ankara Temsilcisi Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;