Dosya

Dosya: Şike davası

Türkiye futbolda milli takımlar ve kulüpler seviyesinde birçok başarı ve başarısızlık yaşadı. Ama 2011'in Temmuz ayında patlak veren şike skandalı, ülke sınırları içinde ve dışında hiç olmadığı kadar güçlü bir etki yarattı. Yeniden yargılama sonucu Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım oybirliğiyle beraat etti.

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım şike davasında iki numaralı sanık olarak yargılandı. [AA]

türk futbolunda kulüp başkanlarının, futbolcuların, hakemlerin geçmişe yönelik olarak şike veya teşvik primi itirafları seyrek rastlanan durumlar değil.

1980'lerin başında en az 25 anlaşmalı maç yönettiğini ve can güvenliği olmadığı için bir şey yapamadığını söyleyen hakem ihsan türe, 'deneyimlerine dayanarak' futbolun her kademesinde şike olduğunu savunan golcü halil ibrahim eren ilk akla gelenler.

şikeden küme düşürülen takımlar da var. 1977-78 sezonunda ikinci ligdeki altınordu ve iskenderunspor, 2007'de aydın'da iki ve dört yıl sonra elazığ da dört amatör takım şike yaptıkları için türkiye futbol federasyonu tarafından alt liglere gönderildi.

ama teknik takip süreci 2010'un aralık ayında başlatılan şike soruşturması, bu konuyla ilgili geçmişte yaşanan her şeyi bir anda unutturdu. askeri darbe yönetimlerinden ve girişimlerinden hukuksal anlamda hesap sorulduğu bir dönemde türk futbolu da yargıya taşındı.  

yıldırım merkezli soruşturma

operasyon 3 temmuz 2011 tarihinde başladı. fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ile yöneticiler şekip mosturoğlu ve ilhan ekşioğlu, beşiktaş'tan yönetici serdal adalı ve teknik direktör tayfur havutçu, istanbul büyükşehir belediyespor'dan futbolcular ibrahim akın ve iskender alın, gözaltına alınanlardan sadece birkaçıydı.

istanbul emniyet müdürlüğü süper lig ve birinci ligde toplam 19 maçta şike ve teşvik faaliyetleri tespit ettiğini duyurdu. suç örgütünün yetkisiz menajerlik yoluyla yüksek miktarda haksız kazanç temin ettiği, bazı spor kulüplerinin hesaplarında usulsüzlükler yapıldığı, bazı futbolcuların da tehdit edilerek kulüpteki alacaklarından zorla vazgeçirildiklerinin dellilendirildiği açıklandı.

yıldırım 10 temmuz'da cezaevine gönderildi. türkiye futbol federasyonu'nun eski başkanı mahmut özgener'den milli futbolculara ve kulüp yöneticilerine kadar birçok kişinin ifadesine başvuruldu.

operasyon başladığında mehmet ali aydınlar sadece dört gündür türkiye futbol federasyonu'nun başkanlık koltuğunda oturuyordu. daha önce geleceğin fenerbahçe başkanı olarak gösterilen aydınlar, süreç ilerledikçe sarı-lacivertli kulübün mevcut yönetimiyle ters düştü ve taraflar arasındaki gerilim giderek tırmandı.

fenerbahçe-aydınlar gerginliği

aydınlar, soruşturmada adı geçen kişi ve kurumlarla ilgili kararın iddianamenin kabulü sonrası verileceğini söyledi. bu açıklamadan dokuz gün sonra, 24 ağustos'ta tff fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne göndermeme kararı aldı. uefa bir gün sonraki kura çekimine trabzonspor'u aldı.

fenerbahçeli yöneticiler, şampiyonlar ligi'ne alınmamalarını aydınlar'a bağlıyordu. sarı-lacivertli kulübün asbaşkanı ali koç, karar çıkmadan önce uefa’nın başmüfettişi pierre cornu’nün türkiye ziyaretinde, aydınlar ve iki federasyon yetkilisinin cornu'ye kendilerini suçlu gösteren bilgiler verdiğini söyledi.

uefa ve tff'ye karşı cas nezdinde 45 milyon euroluk tazminat davası açan fenerbahçe, daha sonra 'ülke çıkarları' doğrultusunda bu davadan feragat etti.

aziz yıldırım, aydınlar'ın sürecin başından beri fenerbahçe'nin suçlu olduğuna inandığını hep tekrarladı. ona göre aydınlar, fenerbahçe'yi ele geçirmek isteyen bir grubun desteğiyle hareket ediyordu. yıldırım yargıtay kararına kadar isim belirtmedi, medyaya göre ise bu grup fethullah gülen'in cemaatinden başkası değildi. yıldırım, yargıtay'ın cezasını onamasından sonra verdiği bir röportajda, şike davasının ergenekon ve balyoz davalarıyla birlikte gülen cemaati'nin kumpası olduğunu söyledi. 

yıldırım ve etrafındaki yöneticiler, aydınlar'ın "fenerbahçe şike yapmamıştır. fenerbahçe üzerinde bir oyun oynanmaktadır" demesine rağmen sürecin başından beri fenerbahçe'nin suçlu olduğuna inandığını savundu. bunun kanıtı olarak da şikeyle ilgili aydınlar'ın federasyon başkanlığı dönemindeki ilk tff etik kurulu raporunu gösterdiler.

1. etik kurulu raporu

basına sızan 15 ağustos 2011 tarihli rapora göre fenerbahçe şampiyon olduğu 2010-11 sezonunda toplam 13 maçta şike ve teşvik faaliyetinde bulunmuştu. kurul başkanı oğuz atalay, basında çıkan 38 sayfalık özet bölümün gerçek olduğunu doğruladı.

aydınlar 31 ocak 2012 tarihinde tff'deki görevinden istifa etti. çok uzun bir sessizlik döneminden sonra yaptığı açıklamada yıldırım başkanlığındaki fenerbahçe yönetiminin süreç boyunca tutarsız davrandığını, yöneticilerin kendi hatalarını örtmek için kendisi hakkında karalama kampanyası yürüttüğünü söyledi.

fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne göndermeme kararıyla ilgili olarak, "ben gönderseydim bile uefa o sene fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne almayacaktı. fenerbahçe'yi sekiz, milli takım ve diğer kulüpleri üç ile beş yıl cezalandıracaktı. ben fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne göndermemekle daha büyük bir cezadan kurtardım" dedi.

siyaset etkisi

başbakan recep tayyip erdoğan, aziz yıldırım'ın cezaevine gönderildiği gün şike soruşturmasıyla ilgili ilk kez konuştu:

"ben de bir fenerbahçeliyim ama bunu olgunlukla karşılamamız lazım. çünkü yargı böyle bir karar veriyor. burada aslolan şey gerçek kişilerle tüzel kişiler noktasındaki değerlendirmelerdir."

erdoğan'ın kişiler ve kurumların değerlendirilmesi konusundaki düşüncesi, zaman ilerledikçe net biçimde ortaya çıktı. 22 mart 2012 tarihinde yaptığı istanbul’daki uefa kongresi’nin açılış konuşmasında şike yapan kişilerin, bağlı oldukları kulüplerden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

uefa başkanı michel platini ise erdoğan'a hak verdiğini ama mevcut sistemle ve şartlarda bunun çok zor olduğunu söyledi.

başbakan bir hafta sonra konuyla ilgili yine konuştu. şike iddianamesinde ismi geçen fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor dahil sekiz kulübün küme düşürülmesi halinde türk futbolunun biteceğini savundu, kişiler ve kurumların ayrı tutulması gerektiğini tekrarladı.

türkiye'nin uluslararası alanda ceza alma ihtimalini ise sorun olarak görmüyordu. ingiltere örneğini vererek kulüplerin beş yıl avrupa kupalarına gitmemesini önerdi ve türk futbolunun bundan çok güçlü bir şekilde dönebileceğini söyledi. aydınlar'dan sonra federasyon başkanlığına seçilen yıldırım demirören de erdoğan ile aynı fikri paylaşıyordu.

partiler uzlaştı, yasa değişti

istanbul 16. ağır ceza mahkemesi, 9 aralık 2011 tarihinde şike iddianamesini kabul etti. tff başkanı mehmet ali aydınlar, şahıslarla ilgili kararı mümkün olan en kısa sürede, kulüplerle ilgili kararı ise sezon sonunda vereceklerini açıkladı.

şike iddianamesi (pdf dosyasi)

tbmm'de grubu olan dört parti bu süreçte neredeyse tam bir fikirbirliği içindeydi. akp, chp, mhp ve bdp başkan vekillerinin imza koyduğu ceza indirimi teklifi ilk seferinde cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından reddedildi. cumhurbaşkanı ret gerekçesi olarak kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığını vurguladı.

 

Yasa ve talimat değişikliği

15 aralık 2011
6222 sayılı kanunda şike ve teşvik primi cezası 5-12 yıldan 1-3 yıla indirildi, suç tekrarında bile bir kez işlenmiş olarak kabul edilmesi hükmü getirildi.
30 nisan 2012
futbol disiplin talimatı'nın 58. maddesinde şike teşebbüsüne verilen ligden düşürme cezası puan silmeye ve disiplin cezasına çevrildi. bu cezaların verilmesi ağır ihlal şartına bağlandı.

yeniden görüşülmek üzere gönderdiği düzenleme, meclis genel kurulu’nda 283 oyla kabul edildi. altı milletvekili ret oyu verirken bir milletvekili çekimser oy kullandı. ret oylarından biri akp'nin afyonkarahisar milletvekili halil ürün'e, biri mhp trabzon milletvekili koray aydın'a atti.

grup olarak son anda düzenlemeye karşı çıkan bdp'den dört milletvekili ret tercihini kullandı. çekimser kalan ise akp trabzon milletvekili aydın bıyıklıoğlu'ydu.

gül, değişikliğe uğramadan ikinci kez kendisine gelen değişiklik teklifini kabul etti. şikede kişilere verilen hapis cezasında 12 yıl olan üst sınır üç yıla, beş yıl olan alt sınır bir yıla indirildi. bu sıralarda futbol disiplin talimatı'nda şikeyle ilgili 58'inci maddenin bir defaya mahsus değiştirilmesi de gündeme geldi.

26 ocak 2012 tarihindeki tff genel kurulu'nda söz konusu maddenin ‘şikeye küme düşürme yerine puan silme cezası’ şeklinde değiştirilmesi reddedildi. beş gün sonra aydınlar güven ilişkisinin tamamen kaybolduğu bir ortama daha fazla tahammülünün kalmadığını belirterek istifa etti.

14 şubat 2012 tarihinde şike davasında ilk duruşma yapıldı. soruşturmanın ilk gününden itibaren kulüplerine desteklerini gösteren fenerbahçe taraftarları, silivri'deki mahkemede salonu dışında yine büyük bir kalabalık olarak toplandı. sarı-lacivertli taraftarlar dava boyunca önce silivre'de ardından çağlayan'da yıldırım'a destek verdi.

şike davasıyla ilgili en çok tartışılan konulardan biri, davanın temel olarak telefon kayıtlarına ve tapelere dayandırılmasıydı. birçok sanığın avukatı, delillerin yasaya aykırı olarak toplandığını savundu. süreci çok yakından takip edem spor hukuku enstitüsü başkan yardımcısı alpay köse'ye göre eleştirilerde haklılık payı yok ve mahkeme sanıkların savunma hakkına azami ölçüde özen gösterdi.

 

Ceza alan spor adamları

aziz yıldırım: şike, teşvik ve örgütten 6 yıl 3 ay hapis
ilhan ekşioğlu: şike ve teşvikten 3 yıl 1 ay hapis, örgütten 1 yıl 3 ay ertelemeli hapis
şekip mosturoğlu: şikeden 1 yıl 10 ay hapis, örgütten 1 yıl 3 ay ertelemeli hapis
cemil turan: şikeden 11 ay hapis, örgütten 1 yıl, 3 ay ertelemeli hapis
mecnun otyakmaz: şikeden 1 yıl 6 ay hapis, örgüte yardımdan 1 yıl ertelemeli hapis 
tayfur havutçu: şikeden 1 yıl 3 ay hapis
serdal adalı: şikeden 1 yıl 3 ay hapis 
ibrahim akın: şikeden 1 yıl 6 ay hapis
mehmet yıldız: şikeden 1 yıl 3 ay hapis 
iskender alın: şikeden 1 yıl hapis
korcan çelikay: şikeden 1 yıl 3 ay hapis
bülent uygun: teşvikten 11 ay hapis 
ümit karan: teşvikten 7 ay hapis 
gökçek vederson: teşvikten 5 ay hapis
 

istanbul 16. ağır ceza mahkemesi'nin kararı haziran ayının başında çıktı. spor tarafında ceza almayan aziz yıldırım örgüt, şike ve teşvikten altı yıl, üç ay hapis cezasına çarptırıldı. 93 sanıktan 48'i hüküm giydi.

yıldırım'ın yanı sıra sivasspor başkanı mecnun otyakmaz, teknik direktörler bülent uygun ve tayfur havutçu, futbolcular ibrahim akın, mehmet yıldız, iskender alın, korcan çelikay, ümit karan ve gökçek vederson çeşitli sürelerle hapis cezası yedi.

ceza alan spor adamlarına bakıldığında listede iki kulüp başkanı, altı futbolcu ve iki teknik direktörün ismi vardı.

1998 yılından bu yana fenerbahçe'de başkan olarak görev yapan aziz yıldırım, aldığı cezaya rağmen cezaevinden tahliyesinde coşkulu bir kalabalık tarafından omuzlara alındı.

şike davasi gerekçeli karar (pdf dosyasi)

fenerbahçe'nin tff tarafından aklanması, başkanı ve iki yöneticisi hapis ceza almasına rağmen yargıtay sürecinin başlaması ve takımın 2012-13 sezonunda avrupa'da oynamasına izin verilmesi, türk kamuoyunda bu işin uefa'da kapandığını algısına yol açtı.

ama avrupa futbolunun patronu, türkiye'de soruşturmanın başlamasından iki yıl sonra kararını verdi. fenerbahçe'yi son yılı ertelemeli üç yıl, beşiktaş'ı ise bir yıl avrupa'dan men etti. kişiler hakkında ise karar açıklamadı.

cezası uefa tahkim kurulu'nda iki yıla inen fenerbahçe, cas'a yaptığı başvurudan sonuç alamadı. sarı-lacivertli kulübün cezası 28 ağustos 2013 tarihinde onandı. konuyu isviçre federal mahkemesi'ne taşıyan fenerbahçe, buradan da olumsuz sonuç aldı.

trabzonspor'un talebi

şike skandalının patladığı ilk günden itibaren fenerbahçe ile trabzonspor karşı saflarda yer aldı. şike ve teşvik primi şüphesi taşıyan maçlar, fenerbahçe'nin trabzonspor'u averajla geçerek şampiyon olduğu sezona aitti.

gerginlik duruşmalardan maçlara, sokaklara kadar her ortamda kendini gösterdi. aziz yıldırım savunmasını trabzonspor'un teşvik girişimlerini engelledikleri savına oturturken, trabzonspor taraftarları 'temiz futbol' talebiyle fenerbahçe'yi ve tff'yi hedef alan protestolar düzenledi.

şike iddianamesinde trabzonspor'un kulüp başkanı sadri şener ve asbaşkanı nevzat şakar'ın da isimleri vardı. teşvik primiyle suçlanıyorlardı. ikisi de beraat etti.

mahkeme kararından bir gün sonra şener, hukuki olarak 2010-11 sezonunun şampiyonunun kendileri olduğunu, bunun için tüm yasal yolları kullanacaklarını söyledi. karadeniz kulübü 2010-11 sezonunda oynanan ve sonuçlarının etkilendiği sabit olan müsabakalara ilişkin tescillerin iptali konusunda tff'ye başvurdu.

resmi internet sitesinde "2010-2011 sezonu şampiyonu" ifadesini kullanmaya başlayan bordo-mavili kulüp, söz konusu sezon şampiyon ilan edilmesi için avrupa insan hakları mahkemesi'ne başvurdu ama olumlu sonuç alamadı.

şener'in bırakmasından sonra trabzonspor başkanlığına seçilen ibrahim hacıosmanoğlu, çok sert ifadelerle kulübün bu talebini dillendirmeye ve gerekli girişimleri yapmaya devam ediyor. hacıosmanoğlu fenerbahçe'nin şike cezasının uluslararası alanda onaylandığını, türkiye futbol federasyonu'nun şampiyonluk kupasını kendilerine vermesi gerektiğini, aksi takdirde haklarını uefa ve fifa'da arayacaklarını her ortamda dile getiriyor.



aziz yıldırım'a yeniden yargılama

23 haziran 2014'te ise 13'üncü ağır ceza mahkemesi'nden aziz yıldırım'ı sevindiren bir karar geldi. mahkeme, yıldırım ile beraber altı kişinin tekrar yargılanmasına karar verdi. 

fenerbahçe başkanı aziz yıldırım, eski giresunspor başkanı olgun peker, fenerbahçe yöneticisi ilhan yüksem ekşioğlu, menajer abdullah başak, eski sivasspor yöneticisi ahmet çelebi ve selim kımıl'ın yeniden yargılanmasına karar verdi. mahkeme bu yeniden yargılama talebini oy birliği ile kabul etti.

kabul gerekçesi olarak ise 6526 sayılı terörle mücadele kanununda yapılan değişikliği gösterdi. mahkeme, bu değişiklikle teknik takip ve dinlemenin bu kanundan çıkarılmasını gösterdi.

mahkeme sanıkların yargıtay tarafından onaylanan bu dosyadaki dinleme ve izlemenin eski kanun kapsamında olduğunu vurguladı. mahkeme, "aynı dosyada aynı olaydan yargılaması devam eden sanıklarla, haklarındaki hüküm onanan sanıklar arasında farklı yargısal sonuçlara ulaşmanın adelete güven duygusunu örseleyebileceği ihtimal dahilindedir" dedi.

aziz yıldırım'ın yeniden yargılanmasına 13 ocak 2015'te başlandı. savcı, 5 ekim'de yapılan duruşmada, aziz yıldırım'ın da aralarında bulunduğu tüm sanıkların "şike", "suç örgütü kurmak" ve "üye olmak" suçlarından beraatlerini istedi. 9 ekim’de fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ve olgun peker tüm suçlamalardan oybirliğiyle beraat etti.

kaynak: al jazeera

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;