Görüş

Afganistan'ın güvenliği ve Pakistan'ın rolü

İki ülke arasındaki işbirliği potansiyeli, her iki tarafın kamuoyu tarafından güvenilir olarak değerlendirilen Türkiye'nin girişimleriyle gerçekleşiyor.

Hamid Karzai Ankara'da havalimanında.
Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Pakistan ve Afganistan'ın güvenliği konulu zirve için Ankara'ya geldi. [AA]

afgan halkı 28 yıl süren işgal, iç savaş ve kargaşa dönemi yaşadı. bir anlamda soğuk savaş'ın bedelini ödeyen bir ülke. bu süre içinde bir buçuk milyon insan yaşamını yitirdi, altı milyon dolayında insan göçmen olarak yurtdışına gitti. bunun çok büyük bir kısmı, beş milyondan fazla kişi pakistan'a göç etti. 2011 yılının sonuna gelindiğinde afganistan'da bir devleti devlet yapan hiçbir kurum, hiçbir yapı ayakta kalmamıştı. ülke bölgesel savaş ağaları tarafından yönetilmeye çalışılıyordu.

28 yıllık işgal ve savaştan sonra 11 eylül 2001'de abd'ye yapılan saldırıdan sonra birleşmiş milletler güvenlik konseyi kararı ile abd'nin öncülüğünde oluşturulan koalisyon afganistan'a müdahale etti. 2003'ten itibaren uluslararası güvenlik ve yardım gücü'nün (isaf) nato'ya devredilmesiyle kurum, tarihinin en önemli operasyonunu afganistan'da üstlenmiş oldu.

askeri müdahaleden bu yana 13 yıl geride kaldı. bu süre içinde ekonomi, altyapı, eğitim, sağlık, devlet yapılanması, yönetimi ve demokrasi alanında önemli başarılar sağlandı. örneğin 350 bin kişilik güvenlik gücü (ordu ve polis) oluşturuldu. ülkenin tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi. bu başarılara ve yapılan yardımlara karşın ülkede güvenlik sağlanamadı. halen her yıl binlerce kişi terörle mücadelede yaşamını yitiriyor. bunun yanında afganistan hâlâ dünyanın en yoksul ülkelerinden biri.

2014, afganistan bakımından kritik bir yıl. bir yandan cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler yapılacak. hamid karzai'nin anayasaya göre yeniden cumhurbaşkanı seçilme olanağı yok. öte yandan amerika ve nato bu yılın sonunda ülkeyi terk edecekler.

taliban'la uzlaşmak

taliban ile uzlaşmadan güvenliğin sağlanması, afganistan'a kalıcı bir barış ve istikrarın gelmesi güç; bunun hatta olanaksız olduğu görüşündeyim. sadece askeri önlem ve operasyonlarla çözümün sağlanamayacağı görüldü. bu nedenle siyasi çözüme gerek duyuluyor. siyasi çözüm için afganistan yönetiminin öncülüğü ve sorumluluğunda taliban'la görüşme yapılarak uzlaşma sağlanmalı.

bu konuda pakistan'la ilişkiler ve işbirliği son derece önem kazanıyor. çünkü tarih boyunca iki ülke arasında süregelen yakınlıklar ve sorunlar aralarındaki ilişkiyi özel kılıyor. sınır 2400 kilometre ve bölge kabile ağırlıklı. kabileler arasında yakınlıklar ve akrabalıklar var. sınırın iki tarafında da peştunlar yaşıyor.

savaş yıllarında beş milyon dolayında afgan göçmen pakistan'a gitti. taliban da zaten, pakistan'daki göçmen çocuklarının oluşturduğu bir örgüt. bunun yanında sovyet işgaline karşı yürütülen savaşta pakistan önemli rol oynamış, adeta bir üs, bir merkez olmuştu. mücahitlere büyük destek vermişti. bunun yanında sovyetler birliği'nin 1989'da afganistan'dan çekilmesiyle taliban'ın iktidara gelmesinde en büyük destek yine pakistan'dan gelmişti. taliban yönetimini tanıyan üç ülkenin (pakistan, suudi arabistan ve birleşik arap emirlikleri) başında pakistan geliyor.

afganistan ile pakistan arasında işbirliği yapılarak istikrar ve barışın sağlanması ekonomik açıdan da son derece önemli. orta asya cumhuriyetlerinin denize en kısa ulaşım yolu afganistan ve pakistan üzerinden geçiyor. istikrar ve güvenlik sağlandığında petrol ve doğalgaz boru hatlarının da geçiş yolu olabilecektir.

by Hikmet Çetin

2011 yılının sonundaki askeri müdahalede afganistan'daki terörist kampları yok edildi. ancak kamplar sınırın pakistan tarafında yeniden oluşturuldu. ilişkileri önemli kılan diğer bir konu da taliban liderlerinin durumu. açıkça kabul edilmese de taliban liderlerinin pakistan da yaşadıkları biliniyor.

işbirliğinde türkiye'nin rolü

bilindiği gibi nato'nun kıdemli sivil temsilcisi olarak üç yıla yakın bir süre afganistan'da kaldım. görevim sırasında başta cumhurbaşkanı hamid karzai olmak üzere afgan yetkililerle çok yakın ilişkiler içinde oldum. halklarda olmasa da, afganistan ve pakistan yöneticileri arasında bir güven bunalımı, bir güvensizlik olduğunu görüyordum. ilişkilerin sağlıklı bir düzeye gelmesi için öncelikle bu güvensizliğin giderilerek bir işbirliği ortamının yaratılması gerekiyordu. karzai ile bir görüşmemde bu konuları konuşurken kendisi şu öneride bulundu:

"iki ülke halkının da, kamuoyunun da en sıcak baktıkları ülke türkiye, o nedenle türkiye'nin bir girişimi, bir arabuluculuğu olursa buna halklardan da büyük destek gelecektir. hiçbir art niyet aranmayacak ve kuşku duyulmayacaktır." bunu çok doğru olacağını ve bunun için gerekli girişimleri yapacağımı söyledim. nato adına pakistan'a yaptığım bir ziyarette konuyu cumhurbaşkanı pervez müşerref'le konuştum ve çok sıcak baktı. dönemin cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer de bilgilendirildi.

karzai'nin bir türkiye ziyaretinde sezer'in verdiği, benim de bulunduğum küçük bir yemekte, afganistan cumhurbaşkanı konuyu açtı. sezer de bundan memnun olacağını, mevzuyu müşerref'le konuşacağını söyledi. bundan sonra süreç resmileşti ve ilk toplantısı da sezer zamanında ankara'da yapıldı. süreç bundan sonra gelişerek devam etti. cumhurbaşkanları yanında süreç askeri ve istihbarat birimlerini de kapsayacak şekilde genişledi. 2014 yılının ilk üçlü toplantısı şubat ayında ankara da yapılıyor.

bugün pakistan'ın da en önemli sorunlarından biri terör olmaya devam ediyor. pakistan talibanı yanında değişik terör örgütleri pakistan'ın istikrarı için önemli bir tehdit oluşturuyor. o nedenle afganistan ve pakistan arasında işbirliğine her zamandan fazla ihtiyaç var. iki ülke yöneticilerinin böyle bir anlayış içinde olduklarına inanıyorum.

pakistan ve afganistan'ın ortak hareket etmeleri, terörle mücadelede işbirliği yapmaları son derece önemli. afganistan ile taliban arasındaki görüşmelerde pakistan çok kritik bir role sahip. pakistan'ın kolaylaştırıcı yardımı, desteği ve işbirliği olmadan görüşmenin sağlanması çok güç görülüyor. bu işbirliğini sağlanmasında türkiye'ye önemli görevler düşüyor. üçlü görüşmenin buna katkı yapmasını umuyorum.

bölgesel ekonomik işbirliği ve gelecek

türkiye'deki toplantı iki ülke açısından da önemli bir dönemde yapılıyor. bu toplantıda uygulamaya dönük, çözüme yönelik önemli adımların atılabileceğini umuyorum. afganistan ile pakistan arasında işbirliği yapılarak istikrar ve barışın sağlanması ekonomik açıdan da son derece önemli. orta asya cumhuriyetlerinin denize en kısa ulaşım yolu afganistan ve pakistan üzerinden geçiyor. istikrar ve güvenlik sağlandığında petrol ve doğalgaz boru hatlarının da geçiş yolu olabilecektir. bu durum, iki ülkeye de güvenli enerji sağlama yanında önemli ekonomik kazanım getirecektir.

iki devlet arasındaki işbirliği, diğer bölge ülkelerini de kapsayarak bölgesel işbirliğine dönüşebilecektir. bu açıdan da türkiye'nin öncülüğündeki üçlü toplantı önem kazanıyor.

DOSYA: İŞGAL SONRASI AFGANİSTAN

2014'ten sonra afganistan'da kalacak az sayıdaki nato askerlerinin işlevi farklı olacak. muharip güç olarak değil, eğitim amacıyla bulunacaklar. türkiye afganistan'da gerek yönetimde, gerek halk arasında önemli bir konuma sahip. bu nedenle ikili anlaşma ile türkiye'nin özellikle afgan güvenlik güçlerinin eğitilmesindeki katkısı artarak devam etmelidir. bu, hem iki ülke hem de bölgesel işbirliği açısından önemli.

abd de 2014 sonrası için ikili anlaşmaya dayanarak 10-15 bin kişilik bir askeri gücü afganistan'da bırakmayı öngörüyor. anlaşma aralık 2013'te loya-jirga'da (afganistan ihtiyar meclisi) görüşülerek benimsendi. ancak cumhurbaşkanı tarafından henüz onaylanmadı.

2014 sonrası için bazı koşulların sağlanması durumunda, ülkenin geleceği için iyimserliğimi korumaya devam ediyorum. özellikle afgan gençliği ve kadınları, geçmişi unutarak geleceğe bakmak istiyor. bunlar için taliban'la görüşülerek uzlaşma mutlaka sağlanmalı. afganistan ordusunun ve polisinin eğitimi hızlanarak devam etmeli ve güvenlik güçlerine ekonomik ve mali yardım uzun bir süre artarak devam etmeli. bu konuda afganistan'a güvence verilmeli. bunun yanında barış içinde yapılacak bir seçimle tüm toplumu kucaklayacak etkili bir yönetim oluşturulmalı.

hikmet çetin, 2002-2006 yılları arasında nato'nun kıdemli sivil temsilcisi olarak afganistan'da görev yaptı. 1977 yılında başladığı aktif siyasi hayatında cumhuriyet halk partisi ve sosyaldemokrat halkçı parti'den birçok kez milletvekili seçildi. 1991-1994 yılları arasında dışişleri bakanlığı, 1997-1999 yılları arasında da türkiye büyük millet meclisi başkanlığı görevlerinde bulundu.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Hikmet Çetin

2002-2006 yılları arasında nato'nun kıdemli sivil temsilcisi olarak afganistan'da görev yaptı. 1977 yılında başladığı aktif siyasi hayatında cumhuriyet halk partisi ve sosyaldemokrat halkçı parti'den birçok kez milletvekili seçildi. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;