Görüş

Avrupa'nın egemenlik yanılsaması

Üye ülkelerin özgür iradesine dayalı demokratik entegrasyon kavramını benzersiz bir seviyeye taşıyan Avrupa Birliği, bugün işbirliğinden ziyade çatışmaya meyilli. Kimi üyeler, mali yardım isterken bile bağımsız hareket hakkını öne sürüyorlar. Kimileri de sadece kredi veren rolü oynayarak, mevcut krizin acılarını görmezden geliyor.

Yunanistan'ın borçlarının yapılandırılması meselesi, Avrupalı liderler arasında görüş ayrılıklarına yol açtı. [Fotoğraf: Getty]

avrupa birliği (ab) - askeri güçten ziyade üyelerinin özgür iradesine dayalı - demokratik entegrasyon kavramını benzersiz bir seviyeye taşıyarak kurumsal yeniliğin ön planında yer edinmişti. fakat bugün ab içindeki düşünce, "işbirliği" fikrinden ziyade "çatışma" yönünde eğilim gösteriyor.

kimi üye ülkeler, finansal yardım isterken bile bağımsız, tek taraflı hareket hakkını öne sürüyorlar. kimileri de sadece kredi veren rolü oynayarak mevcut borç krizinin yol açtığı acıları görmezden geliyor. ab'nin, yenilikçi entegrasyon rotasına geri dönebilmesi için uzlaşması mümkün görünmeyen rakipler arasındaki çatışmaları körüklemek yerine, bölgenin ortakları ve dostları arasında etkili bir işbirliğine zemin yaratacak yeni bir tartışma çerçevesi oluşturması şart.

uzayan ekonomik krizin bakış açısını değiştirdiği vatandaşların giderek artan kesimi, ab üyeliğini artık faydalıdan çok maliyetli bir şey olarak görür hale geliyor.

by Javier Solana

genel olarak bakıldığında, avrupa entegrasyonu esasen uyumlu, düzenli ve adil bir süreç olageldi. daha yoksul üye ülkeler, kişi başına düşen gelirin arttırılması bakımından ciddi kaynak sağlayan yapısal fonlar ve uyum fonu gibi araçlardan fayda gördüler. ancak uzayan ekonomik krizin bakış açısını değiştirdiği vatandaşların giderek artan bir kesimi, ab üyeliğini artık faydalı olmaktan çok maliyetli bir şey olarak görür hale geliyor.

beklenildiği üzere, bu değişim, daha fazla "ulusal egemenlik" yönündeki talepleri arttırırken, yunanistan'da 25 ocak 2015'te yapılan genel seçimlerden galip çıkan syriza gibi popülist partiler de bu durumu seçim başarısına dönüştürdü. ister sol ister sağ görüşlü olsun tüm popülist partiler, ulusal egemenlik kavramı ile "dış güçler" arasında anlaşmazlık yaratarak ab'nin siyasi eksenini buna göre değiştirmeye çalışıyor. yunanistan'daki iktidar koalisyonunu bir arada tutan tek şey, bu indirgemeci görüş.

son döneme ait bu söyleme göre, egemenlik aslında "güçlenmek" demek; ab kurumları ise "gayri demokratik" olarak görülüyor. dolayısıyla egemenlik, ab'nin "katı" yapısının kendilerine dayatıldığına gittikçe daha fazla inanır hale gelen güney avrupalı üye ülkelerin vatandaşları açısından bilhassa cazip bir kavrama dönüşüyor. öte yandan, ab'nin kuzeyindeki ülkeler de kendi içlerinde verilen basit bir mesaja kanarak, güneydeki üyelerin sorumsuz ve müsrif olduğuna, sorunlarını kendi başlarına çözmeleri gerektiğine inanıyorlar.

korku ve belirsizlik

her iki düşüncenin de kökeninde küreselleşmenin getirdiği korku ve belirsizlik var. vatandaşlar, güvenliklerinden endişeli ve dünya platformundaki konumlarından emin değil. fakat – her ne kadar bunu günümüzdeki tartışmalara hakim olan popülist söyleme bakarak bilemesek bile – izole ulus devletlerden oluşmuş bir küresel düzene dönüş söz konusu değil.

ab üyeleri, elbette egemen devletler ve kendi aralarında da o şekilde müzakerelerde bulunuyorlar. ama aynı zamanda birbirilerine de bağımlılar. dış etmenler, her üyenin hareketlerini şekillendiriyor. bu bağımlılık, sadece ortak para biriminden değil, ab üyeleri arasında dinamik bir ağ oluşturan, sonsuz sosyo-ekonomik etkileşimlerden de kaynaklanıyor.

işte bu yüzden, yalnızca iki uç senaryoyu – yani entegrasyon dayatması ve mutlak ulusal egemenlik seçeneklerini – dikkate alan bir tartışma yanıltıcı ve tehlikeli olur. böyle bir durumda taraflar iki zıt yöne savrularak çatışmaya düşer. ki, bu, bedeli ne olursa olsun kaçınılması gereken bir sonuç.

fakat orta bir noktada buluşmak mümkün. ab, tıpkı demokratik yollardan seçilmiş avrupa parlamentosu'na avrupa komisyonu'nun başkanlık seçimi sırasında söz vererek yaptığı gibi, bünyesindeki kurumları demokratikleştirmeyi kararlılıkla sürdürmeli. ab üyeleri ise egemen aktörler olarak entegrasyonu seçtiklerinin, egemenlik bağlamında ortak hareket etmenin getireceği faydaların da böyle yaparak ödenecek bedellerden üstün olduğunun farkında olmalılar.

avrupa kurumları, böylesi bir dinamiği yansıtıyor. örneğin avrupa istikrar mekanizması (aim), euro bölgesi'nin mali istikrarını koruma amaçlı ortak bir proje; hakimiyet kurmaya ya da çatışmaya yönelik bir araç değil. nasıl ki bir ülkenin iflası herkesi etkiliyorsa, aim'nin elindeki kaynaklar da herkese ait. mali açıdan istikrarlı ülkeler, zor durumdaki ortaklarının karşı karşıya olduğu sorunları dikkate almadıklarında, kendi menfaatlerine aykırı davranmış oluyorlar.

keza, yapısal fonlar ve uyum fonu aracılığıyla yapılan ekonomik transferler de egemen, demokratik ülkeleri kapsıyordu. ve avrupalı ortaklarından kurtarma yardımı isteyenler de yunanistan, portekiz, kıbrıs ve irlanda'nın egemen hükümetleriydi. yunanistan, halihazırda gayri safi yurtiçi hasılası'nın (gsyih) yüzde 117 nispetinde yardım aldı. kıbrıs'ın aldığı rakam, gsyih'sinin yüzde 55,9'u kadar. irlanda ve portekiz'in aldığı yardım oranları ise sırasıyla yüzde 45,1 ve yüzde 46,6.

ab bünyesinde fazlasıyla uzun bir süredir devam ettirilen egemenlik efsanesi, tehlike arz eden milliyetçi düşünceleri ve "öteki" korkusunu körüklüyor.

by Javier Solana

siyasi bir fantezi

açıkça görülüyor ki, karşılıklı bağımlılıktan da, getirdiği sorumluluktan da kaçınmak mümkün değil. bir ab üyesinin, gidişat çetin bir hal aldığında tüm sorunlarını salt ulusal egemenliğe yönelerek çözebileceği fikri, entelektüel bir yanılgı, siyasi bir fantezi ve dolayısıyla da ciddi bir toplumsal hayal kırıklığı kaynağıdır. egemenlik, karşılıklı bağımlılığı hükümsüz kılmaz.

ülkelerin artık hem ab üyesi olarak sorumluluklarından kaçıp hem de buna karşılık ciddi bir bedel ödemek zorunda kalmayacakları sihirli bir egemenlik türü varmış gibi düşünmekten vazgeçmeleri lazım. bugünün gerçek avrupa dünyasında borçlular, yardım almak için yaptıkları anlaşmaları bozamazlar; kredi verenler de kurtarma fonuna kaynak katkısında bulunmaya devam edilmesi gerektiğinin farkında olmak zorundalar.

borç veren ülkelerin, yıllardır uyum fonlarına verilen destek gibi, yapacakları katkıların kendilerini (mesela emekli maaşlarını eritmek suretiyle) fakirleştirmeyeceğini anlamaları da faydalı olacaktır. bu şekilde, fakirleşmenin aksine, ihracat açısından daha istikrarlı ve borcunu ödeyebilecek kapasitede ticari ortaklar edinebilirler.

ab bünyesinde fazlasıyla uzun bir süredir devam ettirilen egemenlik efsanesi, tehlike arz eden milliyetçi düşünceleri ve "öteki" korkusunu körüklüyor. yunanistan başta olmak üzere, üye ülkeler, karşılıklı bağımlılığın kaçınılmaz ve aslına bakılırsa doğru yönetildiği takdirde arzu edilir bir şey olduğunu kabul etmeliler.

yunanistan başbakanı alexis tsipras'ın da bir süre önce verdiği bir demeçte söylediği gibi, "avrupa, bir müzakere ve karşılıklı açıdan faydalı uzlaşılar alanı." entegrasyon bir seçenekti – olumlu bir seçenek. avrupa'nın çatışmayı önlemek için çoklu kimlikleri pekiştirme yönünde yapması gereken çok şey var. ister kuzeyden ister güneyden, ister almanya'dan ister yunanistan'dan olalım, hepimiz avrupalıyız. ve işte bu yüzden daha zenginiz.

javier solana, brookings institution kıdemli danışmanı ve esade (küresel ekonomi ve jeopolitika merkezi) başkanı. kıdemli ispanyol siyasetçi, avrupa birliği dışişleri ve güvenlik politikası yüksek temsilcisi, nato genel sekreteri ve ispanya dışişleri bakanı olarak görev yaptı.

twitter'dan takip edin: @javiersolana

bu makalenin ilk nüshası project syndicate tarafından yayımlanmıştır.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Javier Solana

brookings institution kıdemli danışmanı ve esade küresel ekonomi ve jeopolitika merkezi başkanı. kıdemli ispanyol siyasetçi, avrupa birliği dışişleri ve güvenlik politikası yüksek temsilcisi, nato genel sekreteri ve ispanya dışişleri bakanı olarak görev yaptı.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;