Görüş

CHP Altı Ok'u yeniden tanımlamalı

Altı Ok ilkelerinin yeniden yorumlanmasında CHP için bir yeni gelecek olabilir. Bu girişime parti içinde ve dışında elbette direniş olacaktır. Ancak yenilenmiş Altı Ok, Türkiye’nin gelecek hedeflerine daha isabetle erişebilir.

Çarkoğlu, Altı Ok'un yeniden yorumlanmasına bir direniş olacağını söylüyor, ancak CHP için değişim zamanının geldiğini de ekliyor.

chp’nin olağanüstü kurultayında genel başkan kemal kılıçdaroğlu yeniden seçildi. ancak yeni parti meclisi genel başkanın tam kontrolünde şekillenmemiş bir görüntü veriyor. yine de bu sonuçlarla chp yönetiminin güç tazelediği söylenebilir. sonuç olarak bütünü itibariyle gerek yerel seçim sonuçları, gerek cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarına bakıldığında muhalefet ve özellikle de chp kayda değer bir başarı göstermemiştir. buna rağmen kılıçdaroğlu ve ekibi olağanüstü kurultaya gitmekten çekinmemiş, hatta bu kurultayı mümkün olduğunca erken bir tarihte yaparak parti içi muhalefetin kamuoyu önünde yıpratıcı bir tartışma içine girmesine de engel olabilmiştir.

ancak muharrem ince’nin genel başkan adaylığının 415 oy ile kılıçdaroğlu’nun 740 oyu karşısında önemli sayılması gereken bir destek bulması, parti içinde suların kolay kolay durulmayacağının bir işareti olarak alınmalıdır. kılıçdaroğlu’na karşı verilmiş bu oyların büyük oranla yerel seçim küskünlerine ait olduğu iddiası inandırıcı geliyor olsa da bu küskünlerin “parti sağa kaydı” eleştirisinin daha yüksek sesle duyulmaya devam etmesi olasıdır. ancak bu eleştiri partiyi ileri taşıyacak yeni bir dinamizmin temeli olarak da kullanılabilir.

partinin en genel şekliyle siyaseten duruşu ve ideolojik rengine ve sesine yöneltilen bir eleştiridir bu aslında. kılıçdaroğu kurultay konuşmasında en yüksek perdeden “dersimli devrimci kemal” olduğunu söylerken de, üç fidanın kabirlerini ziyaretten konuşurken de, elitist rakı sofrası partililerini eleştirirken de aslında bu eleştiriye cevap vermeye çalışıyordu. ancak chp gibi yüzde 25-30 bandında bir seçmen desteğine hapsolmuş bir partinin sola ya da sağa açılmaktan çok kendini yeniden tanımlaması ve bu şekilde de ülke siyasetinin nirengi noktalarını yeniden tespit etmesi, siyasi tartışmanın doğasını yeniden tanımlayarak öncelikle bir fikri mücadeleye girmesi beklenir. bu fikri dönüşüm sadece kimlik siyasetinde değil, partinin sosyal ve ekonomik sorunlar karşısında duruşunda, hatta dış politikadaki alternatif yorumunda, avrupa’ya bakışında, yani temelde siyasetin tümünde şekil bulabilirse anlamlı olacaktır.

muharrem ince’nin genel başkan adaylığının 415 oy ile kılıçdaroğlu’nun 740 oyu karşısında önemli sayılması gereken bir destek bulması, parti içinde suların kolay kolay durulmayacağının bir işareti olarak alınmalıdır

by Ali Çarkoğlu

akp karşısında sadece yeni bir kimlik siyasetiyle değil, tümüyle yenilenmiş bir duruşla, bugünün kaybedenlerinden geleceğin kazanacaklarına hitap edebilen bir yeni siyaset yaratabilmek önemlidir. akp 2002’den bu yana süren seçim başarılarını temelde içinden geldiği milli görüş geleneğini yeniden yorumlayarak yaratabilmişse, yeni chp’nin de anlamlı bir dönüşümü kendini yeniden yorumlayarak yaratabileceğini düşünebiliriz.

gençleri, sağ muhafazakâr kimlikli isimleri parti yönetimine almak, fikri bir dönüşüm olmadığı sürece pek birşey ifade etmeyecektir. öncelikle gençlerin nüfus kağıdında değil fikren genç ve yeni bir siyasi vizyona sahip olmaları beklenir. chp’nin mütedeyyin ve muhafazakâr kimliğe bürünmeyi hedeflemeyeceğini veri olarak alırsak, bekaroğlu ve özkes gibi isimler, partinin fikren nasıl bir dönüşüm geçirebileceğine dair bir işaret ve belki öykünme olarak alınabilir. burada kilit soru genç, muhafazakâr ve kürt kimliğinin şeklen birkaç isimle parti yönetimine alınmasından çok, partinin siyasi duruşunda bir değişimin yalnızca bu isimlerin cılız kalabilecek sesleriyle değil, parti yönetiminin gür sesiyle ifade bulmasıyla sonuçlanıp sonuçlanmayacağıdır.

altı ok, yeni chp için bir temel olabilir mi?

“genel seçimlere dokuz ay kala bu dönüşüme vakit yok!” yakınışlarına teslim olunması, dönüşüm karşısında ciddi bir tehdittir. ancak kılıçdaroğlu’nun da dönüşümü destekleyecek bir bilince sahip olduğunu gösteren en önemli nokta, kurultay öncesi verdiği bir demeçte partinin altı ok’u yeniden yorumlaması gerektiğini dile getirmiş olmasıdır. peki bu altı ok, yeni chp için bir temel olabilir mi?

tarihsel olarak önce cumhuriyetçilik, halkçılık, milliyetçilik ve laiklik olarak tanımlanan dört ilkeye, daha sonra üçüncü parti kurultayında devletçilik ve inkılapçılık ilkeleri eklenerek parti bayrağına da "altı ok" yansıtılmıştır. cumhuriyetin onuncu yılı daha dolmadan benimsenen bu ideolojik ilkelerin o günlerde ifade ettikleriyle bugünün türkiye’si için nasıl bir yeni anlam verilebileceği açık bir formüle bağlı değildir elbette. her bir ilkeye kısaca bakıldığında yeni bir yorumun siyaseten anlamlı bir dönüşüme temel olabileceği görülebilir ve kısmen de olsa bunlar chp içinde zaten başlamıştır.

“genel seçimlere dokuz ay kala bu dönüşüme vakit yok!” yakınışlarına teslim olunması, dönüşüm karşısında ciddi bir tehdittir.

by Ali Çarkoğlu

türban yasaklarının halen devam eden enformel denilebilecek çözümü, chp’nin kılıçdaroğlu ağzından oluru ile sağlanabilmiştir. mütedeyyin halk kitlelerinin gözündeki parti imajını olumluya çevirebilmek için sarıgül’ün istanbul kampanyasından, ihsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ve en son olarak da bekaroğlu’nun parti meclisine taşınmasına kadar epey bir gayretin, laiklik prensibinin yeni yorumuna katkı verdiği açıktır. keza kürt sorununun çözümünde de geçmişi shp’ye dek uzanan bir inisiyatifi canlı tutmak, milliyetçilik ilkesinin yeni yorumunu yaratabilecektir belki. ancak burada uzun soluklu, tutarlı bir çizginin chp’nin bütününde izlendiğini söylemek zordur. akp, kürt açılımının liderliğini yapmaya soyunmuşken, bdp/hdp gibi bir yeni oluşum varken bunlardan farklı ve bu temelde kendine oy devşirebilecek bir oluşum, çatı adaylığı süreciyle oldukça geriye ve siyaseten zor bir köşeye taşınmıştır. coğrafi olarak kürt ve mütedeyyin kesimden chp’nin oy alamadığı, kıyı illerine sıkışmış oy dağılım resimlerinden de net bir şekilde gözlenebilmektedir. tüm ülke sathına doğru genişleyen yeni chp, milliyetçilik ve laiklik ilkelerini tutarlı bir şekilde yeniden yorumlayabilmelidir. bu yeni yorumun ulusalcı sol kesim tarafından benimsenemeyeceği açıktır. ama bu grubun partiyi rehin alışına bir son vermek, 2015 seçimleri öncesi chp’ye kaybedebileceklerinden çok daha geniş getirisi olacak yeni olanaklar getirebilecektir. en azından chp içindeki saflar arası mücadele, önümüzdeki dönemde bu tür bir seçim hesabı mantığıyla şekillenecektir.

geriye kalıyor dört ilke: cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik ve inkılapçılık ya da devrimcilik. laiklikle birlikte ele alındığında cumhuriyetçilikte, geleneksel ve dinsel bir otoritenin karşısında genç cumhuriyet rejimin siyasi temelleri vardır. temsili adalet üzerine inşa edilmiş (yani yüzde 10 barajına karşı duran) ve tüm özgürlüklerin kurumsal temellerini yansıtan cumhuriyetçilik ilkesinin yeni yorumu, başkanlık sistemine de eleştirel bir temeli neredeyse doğal olarak sağlıyacaktır. halkçılık ilkesinin de bugüne dair söyleyebileceği ve geniş halk kitelelerinin açlığını çektiği düşünsel tabanın gayet geniş olduğu da söylenebilir. ayrıcalıklardan uzak, eşitlikçi, adaletli ve katılımcı bir rejimin temeli ve en önemlisi meşruiyetin tek ve nihai kaynağı olarak halk, eşit vatandaşlık bağlamında birleştirici ve kürt açılımı için de sağlam bir temel verebilecektir.

tüm ülke sathına doğru genişleyen yeni chp, milliyetçilik ve laiklik ilkelerini tutarlı bir şekilde yeniden yorumlayabilmelidir. bu yeni yorumun ulusalcı sol kesim tarafından benimsenemeyeceği açıktır.

by Ali Çarkoğlu

muhafazakâr akp yeni türkiye’den ve bu bağlamda restorasyon ve reformdan konuşurken inkılapçılık ya da 70'lerin türkçesiyle devrimcilikten konuşamamak için gerçek bir özgüven eksikliğinin etkisi altında olmak gerekir herhalde. türkiye’nin farklılıklarını bir arada tutan geleceği için devrimcilik ilkesinin de yeni yorumuna ihtiyaç vardır. global ekonomik krizin türkiye üzerindeki etkileri bu kadar göz önündeyken, yaygın işçi ölümleri, kadın cinayetleri ve gelir eşitsizliği varken ve bunların tümü etnik ve sekter bölünmüşlüklerle de pekişirken devrimcilik ilkesini 1970'ler nostaljisinden gerçek bir siyasa ilkesine dönüştürememek çok zor olmalıdır.

1930'lar dünya ekonomik krizinin etkisi altında şekillenmiş devletçilik ilkesinin bugünün global piyasalarında yeri olmadığı zayıf bir iddiadır. bugün de yeni ve en az 30'lar buhranı kadar derin bir ekonomik kriz yaşanırken devletçiliğin yeni iktisadi yorum ve politikalarının amerika’dan avrupa’ya pekçok örnekleri mevcuttur. devletin piyasaları şekillendiren ve burada ortaya çıkan sapmaları düzelten, kamusal alanı yaratıp kollayan modern ve bugünün şartlarında da aktif rolünü sahiplenen yeni ekonomik politika anlayışı, devletçilik ilkesinin yeni yorumunda şeklini rahatlıkla bulabilir.

altı ok ilkelerinin yeniden yorumlanmasında chp için bir yeni gelecek olabilir. bu girişime parti içinde ve dışında elbette direniş olacaktır. ancak yenilenmiş altı ok, türkiye’nin gelecek hedeflerine daha isabetle erişebilir. unutmamak gerekir ki hiçbirşey zamanı gelmiş bir fikirden daha kuvvetli değildir. chp’nin kendini yeniden yorumlayıp yaratmasının da zamanı çoktan gelmiştir.
 

prof. dr. ali çarkoğlu, koç üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve eylül 2013’ten itibaren iktisadi ve idari bilimler fakültesi dekanı. daha önce boğaziçi üniversitesi ve sabancı üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmıştır. 2008-2009 akademik yılında hollanda beşeri ve sosyal bilimler yüksek araştırmalar enstitüsü’nde (nias) akademi üyesi olarak araştırmalar yapmıştır. 2013 yılında bilim akademisi’ne seçilmiştir. 

twitter'dan takip edin: @alicarkoglu

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

 

Ali Çarkoğlu

prof. dr. ali çarkoğlu koç üniversitesi, uluslararası ilişkiler bölümü’nde öğretim üyesidir ve eylül 2013’ten itibaren iktisadi ve idari bilimler fakültesi dekanlığını yürütmektedir. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;