Görüş

Gelir eşitsizliği ve devlete düşen sorumluluk

Genel kanı 2014 ve sonrasında büyümenin en iyi ihtimalle yüzde 4 civarında gerçekleşeceği. Dolayısıyla kişi başı gelir artışının önemli ölçüde düştüğü bir ortamda gelir eşitsizliğinin azalmasını bekleyemeyiz.

Konular: Türkiye
Seyfettin Gürsel'e göre gelir dağılımındaki eşitsizliğin azalmasında devletin sosyal transferlerinden çok GSYH'nın artması etkili oldu. [AA]

türkiye’de gelirin çok adaletsiz dağıldığı son derece yaygın bir kanı. ama bu konuda ne yazık ki az sayıda güvenilir bilimsel çalışma mevcut. muhalefete mensup siyasetçiler ve köşe yazarları, her fırsatta “gelir dağılımının giderek bozulduğu”nu iddia ederler. bildim bileli bu iddia dillendirildiğine göre eğer doğru olsaydı bugün türkiye, dünyanın en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülkesi olurdu!

türkiye’de gelir eşitsizliğinin oldukça yüksek olduğu doğrudur fakat en kötüsü türkiye değil. gelir eşitsizliği sıralamasında türkiye, avrupa’da son sırada yer alırken brezilya, şili, meksika gibi kimi latin amerika ülkelerine kıyasla daha az eşitsiz bir ülke konumunda. kaldı ki gelir eşitsizliğinin zaman içindeki seyri, çok daha önem arz eder. durum iyileşmekte midir, yoksa kötüleşmekte midir? gelir eşitsizliğinin düzeyi hangi etkenlerden kaynaklanır? eşitsizliği azaltmak için hükümet hangi politikaları izlemelidir?

türkiye sanayiciler ve işadamları derneği (tüsiad)’ın 2000 yılında yayınladığı “bireysal gelir dağılımı ve yoksulluk” başlıklı araştırma, bu bağlamda bahsedilmesi gereken veriler ortaya koymuştu. söz konusu çalışma,  makroekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü ve bu nedenle ortalama ekonomik büyümenin düşük kaldığı 1987-1994 döneminde, gelir eşitsizliğinin alt gelir gruplarında bir miktar iyileştiği, en üst gelir gruplarında ise arttığını göstermişti.

tüsiad’ın haziran 2014’te yayınladığı “türkiye’de bireysel gelir dağılımı eşitsizlikleri” başlıklı araştırma ise 2001 krizi sonrasında makroekonomik istikrarın büyük ölçüde tesis edildiği ve ekonomik büyümenin hızlandığı dönemi inceliyor ve yukarıdaki sorulara yanıt arıyor.

eşitsizlikteki belirgin düzelme

istanbul teknik üniversitesi'nden (itü) raziye selim, öner günçavdı ve ayşe aylin bayar tarafından yapılan araştırmada, 2002-2011 döneminde 'hanehalkı bütçe ile gelir ve yaşam koşulları' anketlerinin (hba ve gyka) verileri kulanılarak, türkiye’de bireysel eşdeğer kullanılabilir gelirlerin (tanım için bkz. s.28) dağılımınının zaman içinde nasıl evrildiği, çeşitli gelir eşitsizliği ölçütleri (tanımları için bkz ek 1-b) aracılığı ile analiz ediliyor. bulgular, hangi ölçüt kullanılırsa kullanılsın, 2002-2007 döneminde gelir eşitsizliğinin belirgin ölçüde azaldığını gösteriyor. örneğin en popüler eşitsizlik göstergesi olan gini katsayısı, bu dönemde 0,44’den 0,38’e gerilemiş. diğer göstergelerde de benzer boyutlarda düşüşler gözlemleniyor. yapısal değişimler açısından kısa bir süre olan beş yıl içindegelir eşitsizliğinin bu ölçüde iyileşmesi çok çarpıcı. nedenlerini aşağıda tartışacağım.

buna karşılık küresel krizin etkisiyle önce ekonominin daraldığı ardından da çok güçlü bir toparlanmanın yaşandığı 2007-2011 döneminde, gelir eşitsiziğindeki düzelmenin büyük ölçüde son bulduğunu söyleyebiliriz. hba verileri ile yapılan ölçümlerde gini katsayısı'nın 0,38’de sabit kaldığı, diğer göstergelerde ise az da olsa artışların gerçekleştiği görülüyor. gyka verileri ile yapılan ölçümler ise 2007-2010 döneminde gini katasayısı ile birlikte dört ölçütün sabit kaldığını gösteriyor. buna karşılık değişkenlik katsayısı, bu dönemde 1,01’den 0,97’ye düşüyor. hba verilerine göre ise bu göstergede aynı dönemde 0,86’dan 0,97’ye artış söz konusu.

gelir eşitsizliği ölçütlerinin, aynı veri tabanları kullanılsa bile, farklılaşması aslında her ölçütün gelir eşitsizliğinin farklı bir boyutunu öne çıkarması nedeniyle rastlanan bir durum. keza, farklı veri tabanlarının kısmen farklı sonuçlar vermesi de doğal. 2006’da yayınlanmaya başlayan gyka, esas olarak gelirleri saptamaya yönelik ve bölgesel düzeyde de geçerli olduğundan, gelir eşitziliğini ölçme konusunda daha kullanışlı. ne var ki gyka 2005-2010 dönemi gelirleri ile sınırlı olduğundan araştırmacılar, daha uzun bir dönemi kapsayabilmek için hba verilerini de kullandılar. gyka sonuçlarına odaklanacak olursak, 2007-2010 döneminde sabit seyreden dört ölçüt, gelir eşitsizliğinde iyileşmenin durduğunu; yüksek gelirler arasındaki farklara daha fazla ağırlık veren değişkenlik katsayısı'ndaki düşüş ise iyileşmenin az da olsa devam ettiğine işaret ediyor.

2002-2011 döneminin tamamı dikkate alındığında, gelir eşitsizliğinde belirgin bir düzelme olduğu açık. dönem sonunda eşitsizlik ölçütlerinin tümü, başlangıç değerlerinin altında kalıyor.

bulgular 2002-2011 döneminde eşitsizlikte gözlemlenen düzelmeyi esas olarak büyümeye ve kişi başı gelir artışına bağladığına göre, bundan böyle gelir eşitsizliğini azaltmanın hiç de kolay olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

by Seyfettin Gürsel

eşitsizlikteki düzelmenin ardındaki etkenler

adalet ve kalkınma partisi’nin (akp) ilk dönemine karşılık gelen 2002-2007 yıllarında yüzde 6’ya yakın bir gayri safi yurtiçi hasıla (gsyh) artışı sayesinde kişi başına gelirler yılda ortalama yüzde 4,5 kadar arttı. bu dönemde gelir eşitsizliğinde gözlemlenen belirgin iyileşmenin temel kaynağını da bu artışın teşkil ettiği anlaşılıyor.

kısa süre önce yayınlanan joao pedro azevedo ve aziz atamanov imzalı dünya bankası araştırması, satın alma gücü paritesi (sgp) ile hesaplanmış kişi başına günlük 5 usd altında gelire sahip kişilerin toplam nüfus içindeki payının, 2002-2007 döneminde yüzde 44’ten yüzde 29’a düştüğünü, 5 ile 10 usd arasında gelire sahip kişilerin payının ise yüzde 21’den yüzde 31’e yükseldiğini bulguluyor. gelir eşitsizliğinin azalmasında, orta sınıfın güçlenmesinin payının belirleyici olduğu açıkça görülüyor.

dünya bankası araştırması, bu gelişmede başlıca etkenin (yüzde 89 oranında) ekonomik büyüme olduğunu ortaya koyuyor. bu önemli bir bulgu. çünkü türkiye’de gelir eşitsizlğindeki iyileşmenin, piyasa gelirlerinin sosyal transferler aracılığı ile devlet tarafından yeniden dağıtılmasından ziyade kişi başı gelir artışından kaynaklandığını ifade ediyor. oysa azevedo ve atamanov, latin amerika’da gözlemlenen benzer iyileşmelerin yüzde 54’ünün, gelirin yeniden dağıtılmasından kaynaklandığını belirtiyordu.

aynı araştırmada gini katsayısı'ndaki düşüşün büyük ölçüde emek gelirlerindeki artıştan, ikinci olarak da emekli gelirindeki artıştan kaynaklandığı görülüyor. gelir eşitsizliğini düzeltme açısından sosyal yardımlar ancak üçüncü sırada geliyor. keza tüsiad araştırması da 2002-2007 dönemindeki belirgin iyileşmenin en önemli etkeninin esasen faizlerdeki düşüş olduğunu, transfer gelirlerinin ise kayda değer bir katkı yapmadığını ortaya koyuyor.

yeniden dağıtımın önemi

bu sonuçlar bir bakıma akp’nin seçmen desteğini önemli ölçüde artırmasının ardında yeniden dağıtım/sosyal transferler olayının bulunduğu iddiasını da çürütüyor. bulgular, 2002-2011 döneminde eşitsizlikte gözlemlenen düzelmeyi esas olarak büyümeye ve kişi başı gelir artışına bağladığına göre, bundan böyle gelir eşitsizliğini azaltmanın hiç de kolay olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

2012 yılından itibaren iç talebe ve aşırı değerli türk lirası'na dayalı ama aynı zamanda çok yüksek cari açık yaratan büyüme rejiminin sona erdiğini biliyoruz. ekonomide “dengeli büyüme” adı altında yapılan zorunlu düzeltmeler, net ihracatın büyümeye pozitif katkı yapmasını sağlarken (ihracatın ithalattan daha hızlı artma durumu yüzünden) iç talebi durgunlaştırdı. son iki yılda ortalama büyüme hızı yüzde 3 oldu. genel kanı, 2014 ve sonrasında büyümenin en iyi ihtimalle yüzde 4 civarında gerçekleşeceği. dolayısıyla kişi başı gelir artışının önemli ölçüde düştüğü bir ortamda, gelir eşitsizliğinin azalmasını bekleyemeyiz.

2012 ve 2013 gelirlerini içeren gyka verileri açıklanana kadar bu hipotezi sınamamız ne yazık ki olanaklı değil. yine de mevcut bulgular, türkiye’de gelir eşitsizliğinin azalmaya devam etmesi için devletin yeniden dağıtım işlevinin öne çıkmasının gereğine işaret ediyor. düşük gelir eşitsizliğine sahip ülkelerde devlet, gsyh’nın yaklaşık yüzde 40’ını vergi olarak topluyor ve önemli bir kısmını sosyal transferlerde kullanıyor. bu oran türkiye’de yüzde 25 civarında.

avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde piyasa gelirleri (vergi öncesi gelirler) dikkate alındığında, gini katsayısı 0,50 civarında çıkıyor. vergiler toplandıktan ve bir kısmı sosyal transferlerde kullanıldıktan sonra ise gini katsayısı, ülkesine göre 0,25 ile 0,35 aralığına geriliyor. türkiye’de veri yokluğu nedeniyle piyasa gelir dağılımını bilmiyoruz. ama bu dağılımın diğer piyasa ekonomilerinden çok farklı olmadığını tahmin edebiliriz. son yıllardaki tüm iyileşmelere rağmen türkiye’de gini katsayısı halen 0,40 civarında olduğuna göre, yeniden dağıtımın zayıf kaldığı açıkça belli oluyor.

sonuç olarak, türkiye’de gelir eşitsizliğinin makul bir düzeye indirilebilmesi için gelir vergisi varidatının artması ve bu artışın önemli bir bölümünün sosyal transferlere harcanmasının şart olduğunu belirtelim.

seyfettin gürsel, bahçeşehir üniversitesi ekonomik ve sosyal araştırmalar merkezi direktörü. prof. dr. gürsel'in türkiye'nin ekonomik tarihi ve makroekonomisi, iş piyasası sorunları, ab-türkiye ilişkileri ve seçim sistemi reformu üzerine kitapları, makaleleri ve araştırmaları bulunuyor.

twitter'dan takip edin: @seyfettingursel

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Seyfettin Gürsel

bahçeşehir üniversitesi ekonomik ve sosyal araştırmalar merkezi’nin direktörü.türkiye’nin ekonomik tarihi ve makroekonomisi, iş piyasası sorunları, ab-türkiye ilişkileri ve seçim sistemi reformu üzerine kitapları, makaleleri ve araştırmaları bulunuyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;