Görüş

İskoç referandumunun gösterdiği Britanya gerçeği

İskoçya'nın Britanya'dan bağımsızlık kampanyası, eşitsizliğin gittikçe arttığı çağımızda siyasi otoritenin niteliğine dair derin soruları su yüzüne çıkarırken, devletin yayın organı BBC başta olmak üzere, kilit kurumların tarafsızlık sorununu da gözler önüne serdi. Daha da önemlisi, bu sayede anayasal reform meselesi, halkın gündemine oturarak toplum genelinde bir enerji ve coşku kaynağı haline geldi.

İskoçya'daki bağımsızlık referandumunda seçmenlerin yüzde 55'i, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı'ndan ayrılma fikrine "Hayır" dedi. [Fotoğraf: Reuters]

iskoçlar, 18 eylül 2014 perşembe günü yapılan referandumda, büyük britanya ve kuzey irlanda birleşik krallığı'nın bir parçası olarak kalma lehinde oy kullandılar. fakat bağımsızlık fikrine de beklenmedik düzeyde destek olduğunu gören westminster (yani londra'daki parlamento) çatısı altındaki siyasetçiler, iskoçya parlamentosuna hatırı sayılır yeni yetkiler vermeye razı oldular.

britanya başbakanı david cameron, 19 eylül'de yaptığı açıklamada, referandum kampanyası esnasında verilen sözlerin 'eksiksiz yerine getirileceğini' doğruladı. cameron ayrıca 'ingiliz kanunlarının sadece ingilizler tarafından oylanmasını öngören west lothian sorunu'na kesin bir yanıt gerektiğini' de dile getirdi. başbakanın mayıs 2015'teki genel seçimler öncesinde, iskoçya'ya verilen sözlere ek olarak esaslı bir anayasa değişikliği gerçekleştirmek istediği aşikar.

cameron'ın konuşması, insanda bir iyimserlik ve bitmeyen bir panik izlenimi uyandırıyor. iskoçya'nın bağımsızlık kampanyası, eşitsizliğin gittikçe arttığı çağımızda siyasi otoritenin niteliğine dair derin soruları da su yüzüne çıkardı. britanya devletinin, eskiden kalma, tuhaf bir anayasanın zemin hazırladığı bir bankokrasi (kamu politikalarının belirlenmesinde banka ve diğer mali kurumların büyük nüfuz sahibi olduğu sistem) niteliği taşıdığı, yüz binlerce insanın gözünde açıklık kazandı.

britanya'da bir yanda halkın resmen bağımsız olduğu bir ülke ihtimali vardı. diğer yanda ise (hükümdar ile lordlar ve avam kamarası'ndan oluşan) britanya'nın üçlü yasama mekanizması, (kendi başına) lordlar kamarası ve (finans sektörünün merkezi) city of london'dan oluşan mevcut gerçek.

kampanya, ingiltere'deki başlıca kurumların da hoş olmayan yüzüne ışık tuttu. bbc, westminster partilerinin görüşlerini haber yaparken gereken tarafsızlığı gösterse de, "evet" ve "hayır" kamplarına eşit muamele etmedi.

by Daniel Hind

referandum sürecinde bir an için para bile genel anlamda mütalaa konusu edildi. britanya maliye bakanı george osborne, bağımsızlığın ardından iskoç halkının, ortak para birimi olan sterlin üzerinde hiçbir söz hakkı kalmayacağını açık bir şekilde ifade etmek mecburiyetinde kaldı. finans sektörü ve ingiliz devleti bünyesindeki müttefikleri, ingiliz merkez bankası reformunun olası sonuçlarının britanya halkının geri kalanı tarafından anlaşılmayacağını umuyor. nitekim finans, sahip olduğu itibari gücü ancak gizemli kaldığı müddetçe korur.

başlıca ingiliz kurumlarının tarafsızlık sorunu

referandum kampanya, britanya'daki başlıca kurumların da pek hoş olmayan yüzüne ışık tuttu. devletin yayın organı bbc, iskoçya ve britanya'nın geri kalanında yaşayan pek çok kimse açısından, referandum kampanyasından ciddi şekilde itibar kaybederek çıktı. bbc, westminster'daki partilerin görüşlerini haber yaparken gereken tarafsızlığı gösterse de, 'evet' ve 'hayır' kamplarına eşit muamele etme konusunda tamamen çuvalladı.

gazeteci-televizyoncu stuart cosgrove'un da altını çizdiği gibi, ''evet kampanyasının lideri değil ama siyasi açıdan önemli bir ismi olan yeşiller partisi üyesi patrick harvie, (işçi partisi lideri) ed miliband ile tamamen aynı yayın süresine sahip olmalıydı." bbc, kendi temel varsayımlarını ortak aklın tartışmasız bir gerçeği gibi sunarak statükonun korunmasında önemli bir rol oynadı.

belki de en önemlisi, anayasal reform meselesinin, halkın büyük bölümünde adeta bir enerji ve coşku kaynağı olarak zuhur etmesiydi. yüz binlerce insan, toplantılarda ve sosyal medya aracılığıyla hükümetin esaslarını tartışıyor artık.

iskoçya'da kayıtlı seçmen sayısı, 2010 yılına kıyasla yüzde 7 artarken, sandık başına gitme oranı neredeyse yüzde 85'e vardı. bağımsızlığa yönelik destek, kampanyanın başında yüzde 30 civarındayken, son aşamada yüzde 45'e ulaştı.

gelinen bu noktada en büyük pay sahibi, adam ramsay'in tabiriyle "occupy (işgal et) hareketinin daha iyi örgütlenmiş ve çok daha güçlü bir versiyonu" [sayılabilecek 'evet' kampanyası] idi.

radikal bağımsızlık kampanyası (ric) üzerinden örgütlenen çevreci, sosyalist ve cumhuriyetçilerin oluşturduğu koalisyon, iskoçya'nın bağımsızlığını geleneksel milliyetçi kinayelere sarılarak savunmak yerine, westminster sisteminin kusurlarını vurguladı. çalışan kesime yönelik kampanyasında "britanya, zenginler için. iskoçya ise bizim olabilir" sloganını kullandı.

burada yapılan, küçük bir ülkenin kapıldığı haksızlık duygusunu körüklemekten çok ülke sınırları dahilinde eşitsizlik yaratan, yurtdışında ise suça müsamaha gösteren bir devleti reddetmekti.

şu anda pek çok şey belirsiz. ama kesin olan bir şey var ki, anayasa konusundaki sessiz tutumumuzu sürdürürsek, westminster'dakiler hep bizim yerimize konuşmaya ve bizleri aşağılamaya devam edecek.

by Daniel Hind

halk seferberliği

cameron'ın iskoçya'da başlayan tartışmayı kapatma konusundaki yersiz acelesi düşünülürse, britanya genelinde iskoç halkının sağladığı seferberliğin üzerine kurulu bir anayasa konvansiyonunda ısrar etmek mantıklıdır. bu, birkaç orta yaşlı adamın oturup west lothian sorunu hakkında bilgece konuşmalar yapması meselesi değil. bunun için de binlerce toplantı, milyonlarca diyalog gerekli.

2015'teki genel seçimlerde başarılı olmak isteyen partiler açısından, anayasa konvansiyonu çağrısında bulunmak akıllıca olacaktır. yeşiller partisi bunu yaptı. son olarak işçi partisi'nden de benzer bir açıklama geldi. bu fikri alıp, ric'nin iskoç bağımsızlığı kampanyasındaki gibi, dönüştürücü hale getirmek bize kalmış.

britanya'da ana akım sol – özellikle de işçi partisi – anayasacılığı kifayetsiz liberallerin bir meşgalesi olarak görüp reddetme eğilimi içinde olageldi. onlara göre mesele, üniter devleti ıslah etmek değil, ele geçirip yetkilerinden yararlanarak sosyalizme uygun yasalar çıkarmaktı.

bu yaklaşım başarısız oldu. iskoçlar ise bunun aksine anayasacılığın, geniş kapsamlı toplumsal değişime destek kazandırabileceğini ve halkı yeniden siyasete katıp bunun bir neticesi olan karşılıklı eğitim sürecine dahil edebileceğini gösterdi.

dikkatli bir halkın tahkikinden başarıyla çıkabilecek bir anayasal reform programı, üçlü yasama mekanizmasını ülkenin egemen gücü olarak bırakmayacak; ingiltere merkez bankası tarafından yönetilen kredi sistemlerini ve rupert murdoch ile bbc hakimiyetindeki haberleşme altyapısını da kısıtlayacaktır. en önemlisi, yurtdışı imparatorluğunu dağıtıp buna hizmet eden iyi giyimli, güzel konuşan suçlulara meydan okuyacaktır.

şu anda pek çok şey belirsiz. ama kesin olan bir şey var ki, anayasa konusundaki sessiz tutumumuzu sürdürürsek, westminster'dakiler hep bizim yerimize konuşmaya ve bizleri aşağılamaya devam edecek. bilhassa ingilizler için kinci ve bağnaz denecek ve bizler de yavaş yavaş buna inanacağız. fakat alternatif bir yol var: bu adalarda yaşayan tüm halkları, britanya'nın aldatmaca ve adaletsizliklerinden bağımsız kılmak.

britanya, zenginler için. bu adalar ise bizim olabilir.

daniel hind, 'the threat to reason' (verso, 2007) ve 'the return of the public' (verso, 2010) isimli kitapların ödüllü yazarı. 'the magic kingdom: property, monarchy and the maximum republic' (sihirli krallık: mülk, monarşi ve maksimum cumhuriyet) başlığını taşıyan üçüncü kitabı, eylül 2014'te zero books tarafından yayımlandı.

twitter'dan takip edin: @danhind

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Daniel Hind

daniel hind, 'the threat to reason' (verso, 2007) ve 'the return of the public' (verso, 2010) isimli kitapların ödüllü yazarı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;