Görüş

Karşı devrimler zamanında sivil toplum

Siyaset piramidinin başında yaşanan değişim, kalıcı sosyal değişimleri, yeni siyasi iradeyi destekleyecek sağlam toplumsal kuruluşların gölgesinde gerçekleştirebilir. Mısır, Libya ve Yemen’deki Arap şartlarında yokluğunu hissettiğimiz eksiklik budur.

Giyas Bilal'e göre Arap Baharı ülkelerinde eksikliği en çok hissedilen sivil toplum oldu; ancak değişim sürecinin durdurulması artık mümkün değil.

arap baharı ülkelerinde geçen beş yılın hızlı bir envanterini çıkarmak, hayal kırıklığına uğramak için yeterli olacaktır. mısır’da yargı, dört yıl önce milyonların devirmek için sokaklara döküldüğü eski cumhurbaşkanı hüsnü mübarek hakkında beraat kararı verdi. yemen’de ali abdullah salih, husilerin abası altından çıkarak geri döndü. libya’da muammer kaddafi, general halife hafter’in şahsında dönüyor. suriye’de ise beşşar esed, ülkenin üçte ikisini yıkmasına ve halkının yarısını evsiz bırakmasına rağmen hâlâ sarayında oturuyor.  

devrimler bir başlangıçtı

bu olumsuz gelişmelere rağmen bir turun kaybedilmesi tüm savaşın kaybedilmesi anlamına gelmez. zira devrimler belli değişim süreçlerini başlatırlar ancak sonuçlarına ilişkin kehanetlerde bulunmak zordur. ayrıca büyük olayların sonuçları ve etkilerinin birkaç yılla ölçülmesi mümkün değildir. olayların etkisi hâlihazırdaki süreci aşar ve genelde birçok kuşağa uzanır.

esasında dünyanın bu bölgesindeki asıl değişim süreci, arap devrimlerinin durmuş ve zayıflamış bir görüntü çizdiği şu günlerde başladı ve artık durdurulması mümkün değil. çünkü bu değişim arap devrimleri kuşağının bilincinde, aklında ve kalbinde yaşanmaktadır.

karşı devrim sahiplerinin, bu genç kuşakları korku engelini kırmaları sonrası dize getirmeleri pek mümkün değil. özgürlüğün tadına varmış, havasını teneffüs etmiş ve geleceğini kendi elinde gören birini, despot yöneticiler uzun süre kontrol altına alamazlar. 

by Giyas Bilal

arap baharı milyonlarca genci ve birçok sosyal kesimi kamusal alana kazandırdı; kendi geleceklerini belirleme sürecine katılma isteği ve yaşadıkları dünyada etkili anahtarlara sahip olma eğilimi yarattı.

bu yüzden karşı devrim sahiplerinin, bu genç kuşakları korku engelini kırmaları, acılarını ve umutlarını ifade etmek için milyonluk gösterilerle sokaklara dökülmeleri sonrası dize getirmeleri pek mümkün değil. özgürlüğün tadına varmış, havasını teneffüs etmiş ve geleceğini kendi elinde gören birini, despot yöneticiler uzun süre kontrol altına alamazlar.

ayrıca saatin akrep ve yelkovanı geriye dönemez. tarihin işleyişine karşı durma çabası, demokratik dönüşüm ve daha iyisine yönelik değişim sürecini sadece geciktirebilir. maalesef bu girişimlerin her iki taraf için kanlı bedelleri olacaktır.

temizlik değil değişim savaşı  

karşı devrimlerin yarattığı şartlar ve hayal kırıklıkları, arap dünyasındaki değişim yanlılarını, beş yılda biriken deneyim ve hatalardan dersler çıkarmaları üzerinde düşünmeye zorluyor. bugün despot yöneticilerle savaşın yapısını derinlemesine anlamak ve hâlihazırdaki çekişmeyi birinci derecede toplumsal değişim kavgası olarak yeniden tanımlama çabasına girmek, geçmiştekinden daha elzem hâle geldi.

arap devrimleri esasında bir amaç olmaktan çok, umutsuz arap halklarının gerçeği ile yükselen nesillerin ümit ve talepleri arasındaki korkunç uçurumun bir sonucu olarak biriken öfkenin spontane ifadesiydi.

devrimler sonuç itibarıyla değişim eğiliminin ifadesidir. belki de iktidar piramidinin başındaki isimleri değiştirmeye çalışan isyan hareketleri/darbeler ile toplumdaki vakıayı değiştirmeye çalışan halk devrimleri arasındaki temel fark budur.

derin toplumsal değişimler nihai sonuçları itibarıyla ülkeyi siyasi değişime götürmelidir. zaten tersi bir durum doğru olmaz. zira siyaset piramidinin başında yaşanan değişim, kalıcı sosyal değişimleri, yeni siyasi iradeyi destekleyecek sağlam toplumsal kuruluşların gölgesinde gerçekleştirebilir. mısır, libya ve yemen’deki arap şartlarında yokluğunu hissettiğimiz eksiklik budur. ayrıca tarih boyunca devrimlerin genelinde bu eksikliği gördük.

siyasi değişim, açık bir projeye sahip değilse, öncesinde ve beraberinde değişimi benimsemiş ve uğrunda çalışan sağlam ve etkin sivil toplum kuruluşları gelişmemişse, devlet ve toplumda olumlu ve sürdürülebilir bir dönüşüm tesis edemez.

siyasi değişim, açık bir projeye sahip değilse, öncesinde ve beraberinde değişimi benimsemiş ve uğrunda çalışan sağlam ve etkin sivil toplum kuruluşları gelişmemişse, devlet ve toplumda olumlu ve sürdürülebilir bir dönüşüm tesis edemez.

by Giyas Bilal

sivil toplum ve değişim

modern devletler, yapılar inşa ederek hayatı organize ederler. yani bu devletler, sağlamlıkları toplumdan topluma değişen kurumlara veya yapılara dayalı bir tür dinamik bir sistemi dayatırlar. modern dünyamızda sivil toplum kuruluşları toplumsal değişimin vesilesi ve ilk aracı sayılmaktadır. bu yüzden bu kurumların hedefi kâr elde etmek değil, topluma hizmettir. bu kurumların varoluş sebebi sosyal ve fikri mesajlarıyla bağlantılıdır.  

sivil toplum kuruluşlarının yokluğu veya zayıf kalmaları, devlet kurumlarının ve rüşvetin toplumu kontrol altına almasına yol açmaktadır. ayrıca bu eksiklik toplumu, sosyal ve küresel değişimlere adaptasyon için gerekli araçlardan mahrum bırakmaktadır. bu durum birçok arap ülkesinde gördüğümüz üzere kontrol altına alınmayan bir patlamaya yol açacak bozulmalar ve kültürel yozlaşmayla son bulacaktır.

suriye, yemen ve libya’da sivil toplum kuruluşlarının olmayışı, muhalefeti bu ülkelerde devrim çevrelerinde başarılı çalışmaların tesisi için gerekli örgütsel deneyimlerinden mahrum bıraktı. ayrıca mısır’da devrimden sonra bu sivil toplum kuruluşları nezdinde değişimin mahiyetine ve değişimi gerçekleştirme yoluna dair net bir vizyonun olmayışı, bu kurumların dağılmasının ve hizmet çatışmasına girmesinin sebeplerinden biriydi.

toplumdaki nüfuz ve iktidarın yerleşik dengelerinin sürekli değişmesi, toplumun bileşeninde, düşünme yöntemlerinde ve insan hayatında paralel bir değişimi gerekli kılmaktadır. toplumları değiştirme misyonu geçmişte devamlı suretle tarihin ölümsüzleştirdiği peygamberler, reformcular, liderler ve büyük insanların omuzlarındaydı, ancak bugün kurumlar ve küreselleşme dünyasında bu misyon esas itibarıyla sivil toplum örgütlerinin omuzlarındadır.  

geçen yılların deneyimlerinden alacağımız en önemli derslerden biri de sivil toplum kuruluşlarından müteşekkil eksiksiz bir sistemin/manzumenin doğru bir şekilde tesis edilmesidir. bu kuruluşlar, çağın araçlarına hâkim, vakıanın yapısı ve komplikasyonlarının bilincinde ve tüm bunlardan da önce istenen değişimin mahiyeti ve yöntemi etrafında açık bir mesaj taşımalıdır.

bugün arap dünyasını 2010 yılı öncesine götürmeyi hedefleyen karşı devrimlerin dayattığı şartların gölgesinde ve etkili bir siyasi çalışmanın durgunluğu içinde toplumdaki değişim güçlerinin (organize bir çalışmayla toplumun olanaklarını seferber edecek) muntazam kurumlarda organize edilmesi büyük bir zarurettir. bu durum toplum tabanında sosyal değişimi tesis edecektir. sosyal değişimi de siyasi değişimler izleyecek ve eşlik edecektir.

arap devrimlerinin çağrısını yaptığı değerlere, (insanların hayatını ve çıkarlarını sahiplenen, özgürlüklerini ve saygınlıklarını yöneticilerin değişmesiyle değişmeyecek kutsal sabit değerler olarak koruyan) kurumlara dayalı siyasi bir sistem çerçevesinde faaliyet gösteren organize toplumlar kanalıyla ulaşılabilir.

by Giyas Bilal

ciddi alternatiflerin olmayışının sonucunda gençler tek seçenek olarak şiddete meyledecekler veya kendilerini toplumdan tecrit edeceklerdir. yahut, iktidardaki istikrarsızlıklar yaşanacak, insanların hayatında gerçekçi bir değişim tesis edilemeyecektir.

keza arap baharı ülkelerindeki deneyimler, bu sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yaygın ideolojiler veya birbirleriyle rekabet halindeki parti ve gruplardan uzak tutmaları gerektiğini gösterdi. uğruna devrimlerin yapıldığı ilk basit ilkelerle değişim projesine yoğunlaşmaya çalışmak gerekmektedir. tam tersi bir durum bu kurumların ideolojik yapı almasına, farklı söylemler içine girmelerine ve detaylarda anlaşmazlığa düşmelerine yol açacaktır. kurumlar birbiriyle rekabete girecek ve kavga edeceklerdir. bu da kurumların harekete geçme gücünü ve değişim kapasitesini yok edecektir.

değişim yolculuğu sürüyor

arap devrimlerinin çağrısını yaptığı ve uğruna ayaklandığı özgürlük ve diğer tüm değerlere, (insanların hayatını ve çıkarlarını sahiplenen, insanın özgürlüğünü ve saygınlığını yöneticilerin değişmesiyle değişmeyecek kutsal sabit değerler olarak koruyan) kurumlara dayalı siyasi bir sistem çerçevesinde faaliyet gösteren organize toplumlar kanalıyla ulaşılabilir veya bu değerler ancak böylelikle korunabilir.  

bu kurumların inşası devrim neslinin ve gelecek nesillerin karşılaşacağı bir sorun olacaktır. bu inşa süreci hiç durmayan bir süreçtir; birçok iç ve dış sorun bu sürece karşı çıkacaktır.

arap halklarının içinden geçtiği tüm bu felaketlere rağmen değişim eğilimi asıl etken olarak varlığını sürdürmektedir. bu etken halklara yaşama umudu ve daha iyi bir yarına doğru tüm hayal kırıklıklarını aşmak için değişim yolunda yürümeyi sürdürme gücü verdi ve verecektir. 

giyas bilal, suriyeli yazar ve aktivist. almanya hannover üniversitesi'nde mekatronik ve robot bilimleri mühendisliği alanında yüksek lisansını tamamladı. suriye devrimi genel komitesi ve şam konseyi'nde kurucu üye olan bilal, çeşitli araştırma merkezleri için danışmanlık yapıyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Giyas Bilal

suriyeli yazar ve aktivist. almanya hannover üniversitesi'nde mekatronik ve robot bilimleri mühendisliği alanında yüksek lisansını tamamladı. suriye devrimi genel komitesi ve şam konseyi'nde kurucu üye olan bilal, çeşitli araştırma merkezleri için danışmanlık yapıyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;