Görüş

Kıbrıs'ta demokrasi 40 yaşında!

Türkiye'nin çıkarmasının ardından Kıbrıs'ın iki yakasına da istikrar hakim oldu, refah ve demokrasi geldi. Ada'da 1955-1974 döneminde kural çatışma iken, istisna istikrardı. Halbuki 1974 yazından itibaren son 40 yıldır çatışmanın olmadığı ve demokrasinin yükseldiği bir dönem egemen oldu.

türkiye'nin 1959 - garanti antlaşması'na dayanarak 20 temmuz 1974 tarihinde kıbrıs barış harekâtı'nı düzenlemesinin üzerinden 40 yıl geçti.

ankara'nın kıbrıs müdahalesi, 1967'den beri yunanistan'da yönetimi elinde tutan albaylar cuntası'nın 15 temmuz 1974'te kıbrıs ortodoks kilisesi başpiskoposu ve bağımsız kıbrıs cumhuriyeti cumhurbaşkanı makarios'u devirmesinden beş gün sonra gerçekleşti. cuntanın hedefi, enosis yani kıbrıs'ı yunanistan'a bağlamaktı. kıbrıs türkleri ve türkiye, bunu engellemek için 1955'ten beri mücadele halindeydi.

doğrusu albaylar cuntası'nın darbesi olmasaydı, 20 temmuz 1974 - barış harekâtı da olmayacaktı. darbenin ilk hedefi, cumhurbaşkanı makarios ve o günlerde sovyetler birliği'ni destekleyen çizgideki emekçi halkın komünist partisi (akel) yani komünistlerdi. liderliğini nikolaos sampson’un yaptığı sihalı örgüt eoka-b ve kıbrıs’ta görev yapan yunanlı subayların ortaklığında yapılan bu darbe, iç hesaplaşma boyutuna sahip olsa da nihai hedefi, kıbrıs türklerini etkisizleştirerek veya yok ederek lefkoşa'yı atina'ya bağlamaktı.

nato üyesi yunanistan'ın, dönemin bağlantısızlar hareketi'nde etkin makarios yönetimi ve onunla ortak hareket eden akel'den rahatsızlığı ayyuka çıkmıştı. bu rahatsızlık, kıbrıs'ın diğer garantör devleti türkiye ve ingiltere için de geçerliydi. cunta, ada'yı "akdeniz'in castrosu" denilen makarios ve komünist akel’den kurtaracak ve nato'nun nüfuz sahasına alacaktı. bu formül, makarios algısı "kızıl papaz" kıvamında olan abd’nin kaygılarına da ilaç olacak, albaylar cuntası, böylesi meşruiyetini güçlendirecekti.

bülent ecevit liderliğindeki cumhuriyet halk partisi (chp) - milli selamet partisi (msp) koalisyon hükümeti, hem enosis hem de kıbrıs türklerinin yok edilme riskinden ötürü yeni bir katliama izin vermeyeceğini ilan etti. ecevit'in 17-19 temmuz 1974’de dönemin ingiltere başbakanı harold wilson ile yapılan ortak müdahale arayışları sonuçsuz kaldı. bunun üzerine türk silahlı kuvvetleri, 20 temmuz’da ada'ya çıkarma gerçekleştirdi. eğer iki garantör ülke (ingiltere-türkiye) ortak müdahale yapsaydı, kıbrıs kısa sürede toprak bütünlüğünü ve yasal statüsünü kazanabilir ve çözümsüzlük 40 yıl süremezdi. ingiltere’nin türkiye’yi kıbrıs müdahalesinde yalnız bırakması, kıbrıs’ın bölünmesine dönük bilinçli bir tercihti.

barış harekâtı'nın ilk ayağını uluslararası toplum olumlu karşıladı. birinci müdahalenin başlamasıyla yunanistan’da albaylar cuntası yıkıldı ve atina yeniden sivil yönetim ve demokrasiye kavuştu. zaten ikinci müdahaleye tepki oluşmasında, yunanistan’ın sivil yönetime geçmesi ve bunun avrupa’da büyük memnuniyet oluşturması da ciddi rol oynadı. 

türkiye’nin kıbrıs müdahalesi, uluslararası anlamda esasen soğuk savaş sonrası öne çıkan "insani müdahale" biçimine erken bir örnektir.

by Mehmet Hasgüler

barış harekâtı, kıbrıs'a istikrar getirdi

türkiye’nin kıbrıs müdahalesi, uluslararası anlamda esasen soğuk savaş sonrası öne çıkan "insani müdahale" biçimine erken bir örnektir. türkiye'nin çıkarmasının ardından kıbrıs'ın iki yakasına da istikrar hakim oldu, refah ve demokrasi geldi. ada'da 1955-1974 döneminde kural çatışma iken, istisna istikrardı. halbuki 1974 yazından itibaren son 40 yıldır çatışmanın olmadığı ve demokrasinin yükseldiği bir dönem egemen oldu.

ecevit’in kıbrıs zaferiyle erken seçim talep etmesi ve bunu iç politikada kullanmak istemesi, ankara'yı çözüm sathından uzaklaştırdı. ama erken seçim sonuçları, ecevit’i pek memnun etmedi. harekât sonrası "ateşkes statükosu"nun bir barış antlaşmasına vardırılmamasının sebebini sadece ecevit'in seçim arzusu ve türkiye-kıbrıs türklerine bağlamak büyük haksızlık olur. kıbrıs rum elitleri, "1974 travması"nı olağanüstü bir lobicilikle kullandılar. bağlantısızlar hareketi zirveleri ve birleşmiş milletler genel kurulu'nda (bmgk) çözümü bulmak yerine "mağdur" ve "toprakları işgal edilmiş" ülke rolü oynamayı tercih ettiler.

bu gerçeklere rağmen kıbrıs müdahalesinin ardından abd, 1975-1978 yıllarında türkiye'ye silah ambargosu uyguladı. ankara'nın, washington'ın baskısıyla 1971'de yasakladığı afyon ekimini 1974'te tekrar serbest bırakması ve buna kıbrıs müdahalesinin eklenmesiyle iki ülke ilişkileri gerildi. türkiye hızla ekonomik krize sürüklenirken, 1979 başında iran'da ayettullah humeyni, abd yanlısı şah rejimini devirdi. sovyetler birliği, 27 aralık 1979’da afganistan’a girdi. eylül 1980’de patlayan iran-irak savaşı da bunlara eklenince, türkiye'nin bölgesel önemi arttı. bu yeni dinamikler ışığında uluslararası toplumun, kıbrıs'ta çözüm konusunda türkiye'ye üzerinde kurduğu baskı görece zayıfladı.

ulusçu sosyalist pasok’un iktidara geldiği yunanistan'ın, o dönemdeki adıyla avrupa topluluğu (at) üyeliğinin verdiği güvenle kıbrıs’ı yeniden uluslararasılaştırma teziyle hareket etmek istemesi, ada'daki çözümsüzlük politikalarını kuvvetlendirdi. makarios’un bağlantısız ülkelerle kurduğu ilişkilerin etkisiyle, bmgk'da türk tezlerine karşı ciddi kararlar üretildi. bunlardan biri de, 13 mayıs 1983'te alınan 37/253 sayılı karardı. bu karar, türkiye’nin kıbrıs’taki askeri varlığını "işgalci güç" olarak gösteriyor ve ada'da tek halk var iddiasına dayanıyordu.

kktc'nin kurulması ve zor günler

türkiye'de 12 eylül 1980'de hükümete el koyan ordunun yönetiminin halen sürdüğü bir sırada gelen bu karar, son derece ters etki uyandırdı. öyle ki 15 kasım 1983 günü kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nin (kktc) ilan edilmesine yol açtı. kktc'nin ilanından üç gün sonra bm güvenlik konseyi, 18 kasım 1983 ve 541 sayılı kararıyla kktc’yi tanımama çağrısı yaptı. bu çağrının da etkisiyle kktc halen sadece türkiye tarafından tanınıyor.

türkiye’de yeniden sivil idareye geçilmesini sağlayan genel seçimler, 6 kasım 1983 tarihinde yapıldı. seçimi kazanan turgut özal liderliğindeki anavatan partisi (anap), tam hükümeti kurmak üzereyken kktc ilan edildi. özal, daha sonraları kktc’nin ilanını kucağında bulduğunu ifade etmişti. 

bm'de 13 mayıs 1983'te alınan ve türkiye’nin kıbrıs’taki askeri varlığını "işgalci güç" olarak gösteren 37/253 sayılı karar, 15 kasım 1983 günü kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nin ilanını tetikledi. 

by Mehmet Hasgüler

kktc’nin ilan edilmesi, hem türkiye hem de kıbrıs türkleri açısından son derece zor günleri beraberinde getirdi. öyle ki, kıbrıs türkleri kktc ile bir boşluktan kurtuldular ama sonrasında gelen izolasyon ve ambargo kararları, içerde kktc ilanının sorgulanmasına yol açtı. nihayetinde özal, 14 nisan 1987'de yapılan tam üyelik başvurusuyla at ile ilişkileri hızlandırmaya, türk-yunan ilişkilerini yumuşatmaya ve kıbrıs'a çözüm ivmesi kazandırmaya yöneldi.

türkiye’nin kıbrıs konusunda özal ile başlattığı sürecin sonrasında, 1992’de dönemin bm genel sekreteri boutros gali’nin ismiyle anılan fikirler dizisi ortaya çıktı. aslında gali fikirler dizisi, gali'nin selefi perez de cuellar'ın çalışmasının gelişmiş haliydi. cuellar ve gali belgelerinin üst versiyonu ise gali'nin halefi kofi annan'ın hazırladığı plandı. 24 nisan 2004'te referandumuna sunulan annan planı, kıbrıs rumları tarafından reddedildi. 

özal’ın çözüm çabaları ve 12 eylül askeri yönetimi ayrı tutulduğunda, 1993’den 2002’ye kadar geçen dönem, "ankara-lefkoşa" hattı çözümü istediği halde uluslararası toplum nezdinde çözümsüzlük yanlısı olarak algılandı. bu durumdan ne kktc ne de türkiye yetkilileri fazla rahatsızlık duydu. bilakis, avrupa birliği (ab) ve bm platformlarında, kıbrıs konusunda düşük profilde yaklaşım izlendi. lakin kasım 2002'de recep tayyip erdoğan liderliğindeki adalet ve kalkınma partisi'nin (ak parti) iktidara gelmesiyle birlikte bu durum değişti.

içeride 2001 ekonomik krizinin etkileri, dışarıda abd'nin 2003'te irak'ı işgal etmesi ve avrupa insan hakalrı mahkemesi (aihm) üzerinden ortaya çıkan tazminat kararları ile ab üyeliği konusunda kıbrıs’ın yarattığı engel, türkiye’nin yeni lider kadrosunu açılım yapmaya yöneltti. kıbrıs’ta statükonun çözüm olmadığı söylemleri ve arzuları ifade edilmeye başlandı. kuzey kıbrıs’ta da eş zamanlı olarak halk sokak gösterilerine başladı ve çözüm konusunda insiyatif ortaya koydu. ve uzun yıllar boyunca kktc'yi yöneten ulusal birlik partisi (ubp) ve rauf denktaş yerine çözüm yanlısı cumhuriyetçi türk partisi (ctp) - birleşik güçler (bg) ve mehmet ali talat iktidara geldi. annan planı, ada'nın kuzeyinde yüksek oyla kabul edildi.

türkiye'nin kıbrıs'ta çözüm yanlısı tutumu, ab ile ilişkilerinde pozitif etki yarattı ve 2005’de tam üyelik müzakerelerinin başlamasında rol oynadı. ankara-lefkoşa hattının çözüm isteği, annan planı referandumu sonrasında devam etmesine rağmen, planı reddetmesine rağmen ab'ye üye yapılan güney kıbrıs ve fransa, müzakerelerin ilerlemesine ilişkin rezervlerini yine kıbrıs kaynaklı oluşturdular. referandumun ardından ab, türkiye ve kuzey kıbrıs'a verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmedi. 

son dönemde kıbrıs'ta önemli gelişmeler yaşandı. güney kıbrıs'ta mali kriz, doğu akdeniz'deki hidro-karbon yataklarının işlenmesi, türkiye'den kuzey kıbrıs'a 2014 sonbaharında gelecek barış suyu ve 11 şubat 2014'de kktc cumhurbaşkanı derviş eroğlu ile güney kıbrıs cumhurbaşkanı nikos anastasiadis’ın ortak açıklamasıyla müzakerelerin başlaması öne çıkan başlıklardı. abd başkan yardımcısı joe biden’ın 21-22 mayıs 2014 tarihlerinde ada'yı ziyareti de müzakerelerde kıbrıslı liderleri cesaretlendirdi.

barış harekâtı'nın 40.yılında, uluslararası toplumun desteğiyle kıbrıslı liderler, çözümü ve yeni oluşan jeopolitik değerleri, halkların arzularına uygun biçimde değerlendirmek amacıyla derinlikli müzakere sürecine girmiş durumdalar. yaşanan acı olaylar ve demokrasi dışı gelişmeler üzerinden geçen bunca zamandan sonra aklın yolu, kıbrıs çözümünün gerçekler ışığında inşa edilmesini gerektiriyor. zaten, iki taraftaki demokrasi kültürü ve birikimi, çözüme önemli bir zemin oluşturuyor.

prof. dr. mehmet hasgüler, çanakkale onsekiz mart üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. hasgüler'in kıbrıs sorunu üzerine çalışmaları bulunuyor.

twitter'dan takip edin: @mhasguler

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mehmet Hasgüler

yükseköğretim planlama, denetleme, akreditasyon ve koordinasyon kurulu (yödak) üyesi, kıbrıs gazetesi yazarı ve kktc 3. cumhurbaşkanı danışmanı. çanakkale onsekiz mart üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;