Görüş

Madencilikte risk yüksek ama kontrol mümkün

'Facia olabilir' diyen raporlara rağmen Soma'da 301 işçi hayatını kaybetti. Oysa gelişmiş ülkelerin yaptıkları ortada.

Soma’da 301 işçinin ölümüne sebep olan kaza, yapılan uyarılar ne kadar dikkate alınıyor sorusunu akla getiriyor. [Fotoğraf: Zahidin Köşüş/Al Jazeera Türk]

27 mayıs 2010’da karadon taş kömürü madeninde grizu patlaması nedeniyle 30 madenci hayatını kaybetti. bu kazanın ardından türkiye ekonomi politikaları araştırma vakfı'nda (tepav) konu ile ilgili bir değerlendirme notu yayınladık. nottaki ilk bulgu taş kömürü madenlerindeki milyon ton üretim başına ölüm vakasının linyit madenlerinden fazla olduğuydu. bu nedenle notun odağına taş kömürü madenlerindeki iş kazalarını aldık.

ikinci bulgu maden mühendisleri odası’nın (mmo) taş kömürü raporu’nda da belirtildiği üzere özel işletmeli taş kömürü madenlerindeki üretim başına ölüm oranının devlet tarafından işletilen taş kömürü madenlerinden fazla olduğuydu. üçüncü olaraksa taş kömürü üretimi başına ölüm vakası türkiye’de, en çok kömür üreten abd ve çin’den oldukça fazlaydı. 2008 yılı verilerine göre türkiye’de milyon ton taş kömürü üretimi başına 7,22, çin’de 1,27 ve abd’de 0,02 madenci hayatını kaybetmişti.

maden mühendisleri odası'nın 2010 yılında hazırladığı rapor, soma'da gerekli araştırmalar ve metan drenajı yapılmadan üretime devam edilmesinin bir faciaya yol açabileceği uyarısını yapıyordu.

by Hüseyin Ekrem Cunedioğlu

tepav notunda kazaların nedenleri ve alınması gereken önlemlerle ilgili görüşler de yer almıştı. ancak, ne yapılmalı sorusuyla ilgili, soma kazasını da ilgilendiren önemli bir tespit  mmo’nun madenlerde yaşanan iş kazaları raporu’nda yer alıyordu. bu rapor, soma’da derinliğin artmasına bağlı metan gazı artışı, kömür damarının kalın olması ve işçilerin deneyimsiz olmaları nedenleriyle gerekli araştırmalar ve metan drenajı yapılmadan üretime devam edilmesinin bir faciaya yol açabileceği uyarısını yapıyordu. ülkemizde yaşanan maden kazalarının nedenleri ve gerekli tedbirlerle ilgili en kapsamlı rapor ise 8 haziran 2011’de devlet denetleme kurulu (ddk) tarafından yayınlanmıştı.

tepav ve mmo 2010’da, ddk ise 2011’de madenlerdeki durumun hassasiyetine işaret edip yapılması gerekenleri belirtti. 13 mayıs 2014’te soma’da 301 işçinin ölümüne sebep olan kaza, yapılan uyarılar ne kadar dikkate alınıyor sorusunu akla getiriyor. 

madencilik: ölüm riski en yüksek sektör

sosyal güvenlik kurumu (sgk) verilerine göre 2008-2012 döneminde iş kazalarından kaynaklı ölümlerin yüzde 29,6’sı inşaat, yüzde 6,28’i madencilik ve taş ocakçılığı sektörlerinde yaşanmıştır. aynı dönem için iş kazalarının dağılımına bakıldığındaysa kazaların yüzde 13,13’ünün madencilikte, yüzde 10,41’inin inşaatta yaşandığı görülmektedir. bu kıyasa göre inşaat daha riskli bir sektör gibi algılanabilir. ancak sektörlerin risk düzeyleri konusunda fikir sahibi olmak için yüz bin sigortalı başına iş kazasından ölüm istatistiği daha doğru bir gösterge olacaktır.

2008-2012 döneminde yüz bin kayıtlı iş başına imalatta 6,9, tarımda 13,6, inşaatta 23,9 ve madencilikte 57,9 işçi hayatını kaybetmiştir. diğer bir ifadeyle madencilik sektöründe çalışan yüz bin kişiden her yıl ortalama 58’i iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmektedir. bu sektörün milli gelir içindeki payının yaklaşık yüzde 1,5 olması sektörün varlığı hakkında soru işaretleri doğurmaktadır. 2008-2012 döneminde madencilik sektöründe yaşanan iş kazalarının yüzde 88,8’i, iş kazasından kaynaklı ölümlerinse yüzde 52,2’si kömür ve linyit madenlerinde gerçekleşmiştir.

kömür madenciliğindeki ölüm vakalarının azaltılıp kaçınılmazlığını tartışmak için aşağıdaki grafiğe bakılabilir. burada türkiye, çin ve abd’de milyon ton kömür üretimi başına iş kazalarından ölüm oranı karşılaştırılmaktadır. dikkati ilk çeken abd’deki oranın neredeyse sıfır olduğudur. ikinci olarak 2003’ten beri aynı oran çin’de sürekli azalmaktadır. türkiye’ye bakıldığında ise oranda istikrar olmadığı, oranın 2003, 2005 ve 2010 gibi yıllarda 1’in üzerine çıktığı görülmektedir.

çin’in başarısının temelinde tespit edilmiş sorunlara hızlıca çözüm üretmesi yatmaktadır. çin iş güvenliği devlet idaresi'nin başmühendisi huang’ın açıklamalarına göre madencilikte yaşanan kazaların yüzde 43’ünün illegal veya lisanssız madenlerde gerçekleştiği, gaz patlamalarının yüzde 93’ünün ise havalandırma sistemi yetersizliğinden kaynaklandığı tespit edilmiş. bu bulguları müteakip alınan önlemler (yetersiz ve illegal madenlerin kapatılması, madenlere acil kaçış sistemleri kurulması zorunluluğu, havalandırma sistemlerinde yeterlilik zorunluluğu vb.) ölüm oranlarında azalmayı sağlamıştır.

2012 itibarıyla abd’nin hâlâ uzağında olsa da çin, milyon ton kömür üretimi başına iş kazasından ölüm oranında türkiye ile aynı seviyeye gelmiştir. çin’deki azalmanın devam edeceği, hükümetin 2020 için koyduğu iş kazalarında gelişmiş ülkelerle aynı düzeye yükselme hedefinden anlaşılmaktadır.

türkiye’de ise mevcut durumun vahametini anlamak için koyduğum 2014 verisi acilen bir şeyler yapılması gerektiğine işaret etmektedir. 2014’te kömür madenciliğinde soma dışında ölümlü kaza gerçekleşmezse ve türkiye yaklaşık 75 milyon ton kömür üretirse türkiye’de milyon ton kömür üretimi başına ölüm oranı 2012’deki 0,28 değerinden 2014’te 4’e çıkacaktır. bu oranla çin’in 2003’teki 3,92 değerinin bile üzerine çıkmış görünüyoruz.

yeraltı madenciliği risklidir ancak riski kontrol altına almak mümkün

kömür madenciliğindeki problemleri ve bu problemlerin olası çözümlerini üç ana başlık altında toplamak mümkün: 

1) eğitim yetersizliği

madencilik gibi yüksek riskli sektörlerde kaza riskini kontrol etmek ve işçilerin kaza sonrası ölüm ihtimalini düşürmek için en öne çıkan konu çalışanların eğitimidir. gelişmiş ülkelerin her madene iş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışanlarına eğitim vermeyi zorunlu kıldığı görülmektedir. bu zorunlu eğitimin hem nitelikli olması hem de belirli aralıklarla (yılda bir kere gibi) çalışanlara verilmesi gerekmektedir.

kaza durumlarında işçilerin nasıl davranması gerektiğini öğretmek için teorik eğitimler yeterli değildir. abd’de ve çoğu gelişmiş ekonomide uygulandığı gibi sanal gerçeklik simülasyonları işçilerin acil durumlara hazırlıklı olmaları için hayati önem taşımaktadır.

abd federal maden güvenliği eski şefi david mcateer, 2012’den bu yana soma’da beş denetim gerçekleştiğini, aynı zaman diliminde benzer bir madende abd’de en az kırk denetim gerçekleşeceğini belirtmiştir.

by Hüseyin Ekrem Cunedioğlu

sadece çalışanların değil, iş güvenliği uzmanlarının eğitimi de ayrı bir tartışma konusudur. sadece madencilikte değil, tüm sektörlerdeki kaza risklerini fark edebilecek nitelikte iş güvenliği uzmanları yetiştirmek için mevcut iş güvenliği uzmanı yetiştirme prosedürünün yeniden ele alınması gereklidir. ayrıca iş güvenliği uzmanı olmaya hak kazananların uzun bir staj döneminden geçmesi de uzmanların nitelik artışına katkı sağlayacaktır.

2) teknik problemler

türkiye’deki maden kazalarında en öne çıkan teknik problemler metan drenajı yetersizliği, havalandırma planı eksikliği ve yetersiz havalandırma ile kullanılan malzemelerin madencilik sektörüne uygunsuzluğudur.

ileri teknolojinin madencilik sektöründe kullanımı kaza ve ölüm oranlarını azaltmaya devam etmektedir. oysa türkiye’ye baktığımızda teknolojik açıdan en ileride olan madenlerimizden soma’da ciddi bir kaza yaşandığını görüyoruz. diğer bir ifade ile teknolojik açıdan en ileride olan madenimiz bile madencilik sektöründe gelişmiş ülkelerin kullandığı teknoloji düzeyinin oldukça gerisinde. madencilik sektöründe kazaları önleyici modern teknolojilerin bazıları mining-technology web sitesinde aşağıdaki gibi listelenmiştir:

- metan seviyesini izleme ve kontrol teknolojileri: bu teknoloji ile metan gazı oranı yüzde 1,5 eşiğine vardığında madendeki tüm makineler ve elektrik otomatik olarak kapanmaktadır.
- kömür tozu izleme ve kontrol teknolojileri: kömür tozu seviyesi yüzde 90’a kadar azaltılabilmektedir.
- otomatik yeraltı madenciliği: uzaktan kumanda ile kontrol edilen madencilik robotları ve cihazları sayesinde çalışanların riskli bölgelere girmesi önlenmektedir.
- kaya ve tavan düşmesini önleyici teknolojiler: bu teknoloji ile hem düşme riski yüksek olan bölgeler tespit edilmekte hem de riskli bölgelere destek sağlanmaktadır.
- bilgisayarlı çalışma izni sistemi: madenlerin tüm evraklarını ve çalışma kayıtlarını veri alan karar destek sistemi ile risk seviyesi yüksek madenlere çalışma izni verilmesi engelleniyor.

3) davranışsal problemler

çalışanların, firmaların ve devletin davranışsal problemleri olduğu görülmektedir. çalışanların örgütlü olmaması işveren karşısındaki pazarlık güçlerini azaltmakta ve firmaların gerekli değişimi yapması için yeterli baskıyı yapamamalarına yol açmaktadır. sendikaların ve meslek örgütlerinin bu konuda daha çok çalışması gereklidir.

kiralama ve taşeronlarla çalışma göstermiştir ki firmaların amacı salt üretim miktarını artırmaktır ve firmalar bunun için iş güvenliğinden taviz verebilmektedir. verimliliği artırmak için vardiya değişimi sırasında üretimin devam etmesi risk altındaki çalışan sayısını artırmaktadır. nitekim, soma bunun bir örneğiydi. gelişmiş ülkelerde, üretimi artırırken iş güvenliğinden taviz verilmesi gerekmediğinin örnekleri vardır. bunun gerçekleşmesi firmanın deneyimi ile de alakalıdır. o halde hem taşeronlarda hem de işletmeci firmalarda iş güvenliği hassasiyetini zorunlu kılacak uygulamalar gereklidir.

devletin denetim faaliyetlerini artırması gereklidir. abd federal maden güvenliği eski şefi david mcateer, 2012’den bu yana soma’da beş denetim gerçekleştiğini, aynı zaman diliminde benzer bir madende abd’de en az kırk denetim gerçekleşeceğini belirtmiştir. devletle ilgili diğer bir husus ise madenleri yeniden kamulaştırmadır. firmaları değişime zorlayamıyorsak, soma gibi büyük madenlerde kamulaştırmaya gidilmesi çözüm olarak düşünülebilir.  

h. ekrem cunedioğlu, 2010’da tobb ekonomi ve teknoloji üniversitesi iktisat bölümünden mezun oldu. 2009-2013 döneminde tepav’da araştırmacı olarak çalıştı. eylül 2013’ten beri özyeğin üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır ve işletme doktorasına aynı üniversitede devam etmektedir. 

twitterdan takip edin: @ekremc

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
 

Hüseyin Ekrem Cunedioğlu

özyeğin üniversitesi araştırma görevlisi. tobb ekonomi ve teknoloji üniversitesi iktisat bölümü'nden mezun oldu. 2009-2013 döneminde türkiye ekonomi politikaları araştırma vakfı (tepav) araştırmacısı olarak görev yaptı. çalışmalarını özyeğin üniversitesi’nde sürdürüyor.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;