Görüş

Savaş sonrası Libya’da barış ‘savaş’ olabilir

Kaddafi’nin arkasında bıraktığı yaralar ve Batı’nın benimsediği rol, Libya’da ‘savaş sonrası’ dönemi zorlaştıracak.

Konular: Afrika
Libyalılar, Misrata’da, Muammer Kaddafi’nin sonunu Libya Krallığı bayrağını dalgalandırarak kutluyor.
‘Savaş sonrası’ Libya büyük zorluklarla karşı karşıya olacak. [Reuters]

doğduğu kente çekilen ve kaybetmeye mahkum olduğu bir kuşatmada muhaliflerin onu yakalamasına izin veren albay kaddafi’nin, aslında bir gerilla lideri (veya devlet imtiyazları elinden alındığında) uzun süre saklanabilecek kadar kurnaz bir firari olmadığı ortaya çıktı.

kaddafi’nin ölümünden haftalarca önce, libya’nın, (görevin tamamlandığı ve devam filminin gösterildiği) işgal sonrası irak’a benzemeye başladığına dair haklı kaygılar dile getirilmeye başlanmıştı. karışıklığı bir bıçak gibi çözmek için seferber olan batı, bu despotu devirmeye yardımcı oldu, ancak ortada kaddafi’nin yerini doldurmaya yönelik etkili bir plan veya araç hiçbir zaman olmadı. 

kaddafi direniş tehditleri savururken, ulusal geçiş konseyi (ugk) ülkenin güvenliğini sağlamakta başarısız oldu; silahlı milisler birbirleriyle çatıştı ve başıbozuk silahlı adamların buyrukları altında acılar yaşandı.

sarkaç şimdi diğer yönü gösteriyor. nefret edilen diktatör öldü. zafer ve barış ilan edildi. gündemde kutlamalar var ve ‘siyasi süreç’ başlayabilir.

havada ve karada savaşanlar hedeflerine ulaştıkları için haklı olarak gurur duyabilir.

ancak oyunun bittiğini düşünürlerse yanılırlar.

saddam hüseyin’in uzun bir süre yakalanmamayı başarması, işgal sonrası irak’ta gelişen çok taraflı çatışma açısından fazla önemli olmamıştır. irak’taki asıl ‘gösteri’ ‘maça ası’nın yakalanması için başlatılan av değildi. (saddam’ın fotoğrafı, abd askerlerine dağıtılan iskambil kartlarına basılmıştı.)

en çok kullanılan unvanlarından biriyle, kralların kralı’nın ölmüş olması, ugk’nın, silahlı insanlarla kaynayan bir ülkede güvenliği sağlayamadığı gerçeğini değiştirmiyor. libya, bir taraftan da, kişiler ve gruplar arasında rekabet, kıskançlık ve kan davalarıyla dolu bir ülke. çoğu kaddafi yönetiminden kaynaklanan bu bölünmelerin bazıları eskilerden geliyor; ancak savaş yenilerine de yol açıyor.

irak gibi libya’yı da bir araya getiren, sömürgecilik dönemi ve sonrasındaki tarihsel gelişmelerdi. savaşla dağılan libya, artık, ülkenin çoğunu birleştiren tek şey olan, albay kaddafi ve rejimine yönelik nefreti de kaybetti. libyalılar artık “böl ve yönet” sanatında bir usta olan kaddafi’nin mirasıyla yüzleşmek zorunda.

savaşta nelerin nasıl yapıldığı, geleceği şekillendirmek açısından belirleyici olacaktır.

savaşa batılı hava güçlerinin dahil olmasının sonucunda, isyancılar hiçbir zaman birleşik bir güç oluşturmak zorunda kalmadılar ve ateş altındayken işbirliği yapma alışkanlığını sadece bir noktaya kadar geliştirdiler.

bu nedenle de şu anda ülkeyi kontrol altına alabilecek bir ordudan mahrumlar.

‘siyasi süreç’ toplulukların istekli olarak girişecekleri işbirliğine bağlı olmak zorunda. zafer kazanmış isyancı gruplar, kendi milisleri için deneyimli kadrolar oluşturacak. şu anda görülmesi gereken birçok hesap ve geleceği belirlemeye aday birçok rakip vizyon mevcut. ayrıca, eğer bu ‘süreç’ yerel çıkarlar açısından başarılı bulunmazsa, silahlardan medet umulması da mümkün.

bu düzensiz güçler karşısında, sadece, sıradan libyalıların adil, demokratik ve gelişen bir ülke inşa etme arzuları olacak. batı yardımı ise, her zaman olduğu gibi, güvenilir olmayacak ve birçok şart ve koşulla birlikte gelecek.

libya ve batı’daki erken zafer kutlamaları, zihnimizde, savaş ve barış arasında keskin bir ayrım yapma alışkanlığından kaynaklanıyor. bunu en çok da savaşların arkasına tarihler koyarak yapıyoruz.

diplomatlar ve bm ‘çatışma’ ve ‘çatışma sonrası’ arasında basit bir ayrım yapar ve politikalarını bunlara dayandırır.

ancak, ister alenen ister kenarda köşede gerçekleşsin, silahlı mücadeleler çoğu zaman savaş durumunu tanımlayan resmi tarihlerin öncesinde ve sonrasında da vardır. daha da önemlisi, barış ve savaş arasında her zaman bir süreklilik söz konusudur.

libya’daki aşiretler ve çıkar grupları, ellerindeki bütün olanakları kullanarak amaçları peşinde koşmaya devam edecek. müzakereler stratejik yarış açısından sadece başka bir mecradır. anayasa meclisi için yapılacak seçimlere yönelik düzenlemeler konusunda gerçekleşecek savaşım kritik öneme sahip olacak.

bu müzakereler ve onları takip edecek seçim oyunları (şiddet yanlısı ve öfke dolu kaybedenleriyle birlikte), küresel güney’in çatışmalarla dolu mevcut görünümünü iyice kötüleştirecektir.

bu şartlarda, (kesinlikle devam edecek olan) yerel çatışmalar, daha büyük ve kontrolsüz yangınları ateşleyebilir. diğer gruplar ve çıkarlar da giderek çok taraflı olmaya başlayan bir savaşa çekilebilir.

sömürgecilik dönemi sonrası devletleri sık sık perişan eden bu tür çatışmalar çok uzun yıllar sürebilmektedir.

batı politikası daha uzun bir süre libya siyasetinin girdabına doğru çekilmeye devam edecek. geriye dönüp baktığımızda, havadan gerçekleştirilen (kaddafi’nin muhafızlarını durdurabilecek şekilde konuşlandırılmış füzelerle simgeleşmiş) hızlı müdahale hiç de ‘bıçak gibi’ görünmeyebilir.

tarak barkawi, cambridge üniversitesi, uluslararası çalışmalar merkezi’nde öğretim görevlisidir.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Tarak Barkawi

tarak barkawi new school sosyal araştırmalar merkezi’nde öğretim üyesidir. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;