Görüş

Tunus'un kaderi Mısır'a benzemez

Direnişçi ve düşünür Munsif Marzuki, Nahda'nın lideri Raşid Gannuşi ve diğerleri, uzlaşmalara imza atarak Tunus'taki geçiş süreci sahnesinin idaresini kotardılar. Ortak liderliğin sağlanmadığı Mısır Devrimi'ne oranla Tunus Devrimi'ndeki kısmi başarıyı getiren de bu liderlik tarzıydı.

Tunus'taki devrimin göreli başarısının, Nahda Partisi'nin kurucusu Raşid Gannuşi'nin (sağdaki) pragmatizmine dayandığı öne sürülüyor. [Fotoğraf: AA]

siyaset yorumcuları ve araştırmacılar genelde tunus ve mısır devrimlerinin geçirdiği süreçler, mısır'ın 3 temmuz 2013 günü yaşadığı askeri darbe ve tunus'ta 26 ekim 2014'te düzenlenen parlamento seçimleri arasında bir karşılaştırma yapma eğilimindeler. bazıları 2014 seçimlerini, tunus tarihinde bir dönüm noktası ve devrimden devlete yumuşak geçiş olarak değerlendiriyor. bu da kardeşi mısır devrimi'ne oranla tunus devrimi'nin başarılı olduğu anlamına geliyor. zira askerin, karşı devrimin içerideki ve dışarıdaki güçlerinin ayakları altında tökezleyen bir mısır devrimi söz konusu.

bazıları tunus'taki devrimin kısmi başarısını, müslüman kardeşler (ihvan) hareketinin bir kolu olan islami referanslı nahda partisi'nin sahip olduğu rasyonellik ve siyasi pragmatizme bağladı. mısır’daki devrimin tökezlemesi, ihvan ve onun siyasi kolu hürriyet ve adalet partisi'nin devrim sonrası dengeleri yönetememesi ve devrim safının birliğini koruyamaması; darbenin başarısı ise ihvan’ın tehdidin boyutunu kavrayamaması ve haliyle bu tehditle baş edememesiyle ilişkilendirildi. 

burada birçok gözlem ön plana çıkıyor. böyle bir analiz ve düşüncenin eksikliklerini netliğe kavuşturmak için bu gözlemler üzerinde durmak gerekiyor: 

tunus'un siyasi kültürü; avrupa kıtası, bilhassa fransa ile güçlü bağlantısından dolayı açılımcı özelliğiyle tanınıyor. buna karşın mısır toplumunda, kabilecilik ve kapalı düşünce kültürü hakimiyetinde geniş bir kesim bulunuyor.

by İsam Abduşşafi

birinci gözlem: analizlerde çok sık yapılan hatalardan biri de siyasi bir tabloyu tek bir açıdan yorumlamaktır. yani iç veya dış siyasi olguların başarı veya başarısızlığının tek bir sebebi üzerinde durulmasıdır. genelde beşeri bilimlerde ve özelde siyaset bilimlerinde böyle bir yaklaşım sergilenemez. bir faktör çok etkili olabilir ama tek değildir. gelişmeler ve dönüşümlerdeki olgular, çeşitli faktörlerin sonucudur. bu faktörler, dönüşüm ve gelişmeleri etkilemek için birbirleriyle etkileşir.

ikinci gözlem: çoğu araştırmacının göz ardı ettiği analiz yöntemlerinden biri de faktörler arasında ilişki kurma (korelasyon) yöntemidir. korelasyon, siyasi dönüşümler ve olguların oluşmasında iç ve dış faktörler arasında güçlü bir iç içe geçmişliğin olduğu esasına dayanır. o dönüşümler esasen iç politikalar, güçler ve cemaatler ile dış çevrenin verileri, gereksinimleri ve neticeleri arasında karşılıklı etkileşim süreçlerinin yansıması olarak meydana gelir.

bir düzlemde yaşananlar, diğer düzlemi etkiler ve bu da birçok sonuçta ve her düzlemin ortaya çıkardığı taleplerde görülebilir. iç politikalar, şartlar ve güçler, devletlerin iç ve dış hedeflerini belirlemesini, dolayısıyla her devletin hedeflerini gerçekleştirmek için benimsediği stratejilerin oluşumunu etkiler. son tahlilde bu, hem devletin statüsü, ilişkilerin yapısı ve uluslararası etkileşimlerine, hem de devletin yaşadığı iç dönüşümlere yansır.

bu iki gözlemde, tunus deneyimindeki siyasal dönüşüme hükmeden birçok faktör ve yaklaşım bahse konu edilebilir. bu faktörler, mısır'a oranla tunus deneyimin yaşadığı kısmi başarıyı desteklediler. faktörler arasında ilişki kurma yöntemi kullanılarak şu iki temel faktörler grubu arasında bir ayırıma gidilebilir:

birinci grup faktörler

tunus'un iç çevresinden kaynaklanan faktörlerdir:

1) ordunun ve güvenlik organlarının siyasi sürece ilişkin tutumu: tunus ordusu ve güvenlik kurumlarının hacmi ve etki gücü, mısır’dakine oranla sınırlıdır. mısır ordusu, ülke ekonomisinin yüzde 40’dan fazlasını elinde bulunduruyor. devletin kaynaklarının çoğuna hakim olan ordu, birçok sektörü tekelinde tutuyor. ordunun siyasal rolü de 1952’den beri mısır siyasi hayatına hakim. kanıt ise 25 ocak 2011 devrimi öncesi mısır’ın tüm cumhurbaşkanlarının ordudan gelmesi. mısır ordusu, devletin birçok kritik sektöründe, hatta sivil sektörlerde dahi lider pozisyonunda.

2) tunus sivil toplumunun, kurum ve komitelerinin yapısı ve oluşumu: tunus'taki sivil yapıların, işçi sendikaları örneğindeki gibi, toplanma ve harekete geçme gücü var. mısır’da ise böylesi kurumlar, hüsnü mübarek döneminde (1981-2011) iktidara bağımlıydı; mübarek yönetiminin son 5 yılında sınırlı sayıda sivil toplum kuruluşu, bu bağımlılıktan kurtulabildi.

3) tunus toplumunda hakim siyasi kültür: tunus'un siyasi kültürü; avrupa kıtası, bilhassa fransa ile güçlü bağlantısından dolayı yüksek derecede açılımcı özelliğiyle tanınıyor. buna karşın mısır toplumunda, kabilecilik ve kapalı düşünce kültürü hakimiyetinde geniş bir kesim bulunuyor. tunus toplumunun açılımcı yapısı, siyasi diyalog ve hoşgörüyü yönetme gücüne yansıyor, siyasi ittifaklar ve uzlaşmalar inşa ediyor.

4) tunus toplumundaki etnik, kültürel ve dini homojenliğin derecesi: diğer arap toplumlarında, özellikle de kıptiler gibi dini ve nubia halkı gibi etnik azınlıkların nüfuz sahibi olduğu mısır toplumunda ise durum farklıdır. keza mısır’da tunus’a kıyasla büyük bir uygarlık farklılığı mevcuttur.

5) nahda partisi gibi islami referansa sahip aktörlerin siyasi pragmatizmi: nahda partisi lideri raşid gannuşi, ikinci olarak çıktıkları ekim 2014 seçimlerinin ardından koalisyon hükümeti kurmaya hazır olduklarını, eski cumhurbaşkanı zeynel abidin bin ali hükümetinden yetkililerin hükümete katılmasına karşı çıkmayacaklarını açıkladı. tunus’un bir geçiş dönemi yaşadığını ve düşüncelerin konsensüsü ile yönetilmesi gerektiğini vurguladı.

gannuşi'nin pragmatizmi, farklı yaklaşımlarla açıklanıyor. bu yaklaşımların başında da mısır'daki devrimin geçirdiği süreç yer alıyor. bu süreç, gannuşi'nin yerel ve arap dünyasına dair gerçekleri okumasında bir dönüm noktasıydı. gannuşi, tunus siyaset sahnesinin hareketlendiğini ve yakın gelecekte durmayacağını gördü. sadece rakamlara dayalı bir başarının siyasi istikrarı garanti edemeyeceğinin farkındaydı. rakamlar tek başına siyasi süreci belirleyemez. siyasi süreç, tarafların yeni politikalar belirlemek için işbirliği ve etkileşime girmesine dayanır.

gannuşi pragmatizminin neticesi, nahda partisi'nin yerel, bölgesel ve küresel karşı devrimle mücadeleden en az kayıpla çıkma başarısıdır.

6) tunus'taki aktörler ve hareketlerin siyasi deneyimi: tunus muhalefetini, 25 ocak 2011 devrimi'ne kadar 18 ekim haklar ve özgürlükler komitesi temsil ediyordu. bu komite, 2005 yılında bin ali’ye muhalif parti ve şahsiyetlerce oluşturulmuştu. komite, ismini de tunus’un ekim 2005’te düzenlediği uluslararası bilişim zirvesi öncesinde çeşitli siyasi görüşlerden birçok tunuslu muhalifin başlattığı grevden aldı. 18 ekim komitesi, bin ali’ye muhalif partiler ve hareketlerin çoğunu kapsıyordu. islamcılar ile laiklerin tartıştıkları konuları kararlaştırmak üzere 18 ekim diyalog forumu kuruldu. söz konusu tartışmalar; devlet-din ilişkisi, vicdan ve inanç özgürlüğü, kadın hakları ve cinsiyet eşitliği hakkında beyanatlar verilmesine yol açtı.

keza 18 ekim komitesi, eşgüdümlü çalışmada farklı bir deneyim oluşturdu ve farklı siyasi aktörlerin diyaloğuna laboratuvar işlevi gördü. alternatif demokratik sistemin temelleri üzerinde bir tür anlaşma sağlanması ve demokratik dönemin hazırlanması hususunda mesafe alınmasında başarı sağladı. bu anlaşma, ülkenin demokrasiye geçiş için ihtiyaç duyduğu tarihi bloğu inşa edecek ortak siyasi eylemin tesisinin öncüsüydü. 14 ocak 2011 devrimi'nin geçiş sürecinde bu anlaşma kök saldı.

diğer arap toplumlarına ve özellikle de etkili dini ve etnik azınlıkların bulunduğu mısır toplumuna oranla tunus toplumunda etnik, kültürel ve dini homojenliğin derecesi, iki deneyim arasındaki farkı gösteriyor. 

by İsam Abduşşafi

7) tunus devrimi'nin geçiş döneminde oluşturulan siyasi liderlik tarzı: geçiş süreci liderliği; devrimi savunma, siyasi geçiş sürecini yönetme ve uzlaşı sağlanma yükünü üstlendi. direnişçi ve düşünür munsif marzuki, raşid gannuşi ve tunus'taki devrimin diğer liderleri, deneyimleriyle birlikte anlaşma ve uzlaşmalara imza atarak sahnenin idaresini kotardılar. ortak liderliğin sağlanmadığı mısır devrimi'ne oranla tunus devrimi'ndeki kısmi başarıyı getiren de bu liderlik tarzıydı. mısır devrimi'nin liderleri ise çok geçmeden devrim yolunda kayboldular. karşı devrim güçleri, 25 ocak ve 11 şubat 2011 arasında devrimin ilk günlerinde somutlaşan birlik modelini parçaladılar.

8) tunus vatandaşlarının eğitim düzeyi ve oranının bilinç ve siyasi katılıma yansımaları: tunus’ta (2012 tahminlerine göre) okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yaklaşık yüzde 38 iken mısır’daki tahminler yaklaşık yüzde 63,8 civarında. bu büyük uçurum, gerek seçimlerde gerekse de farklı siyasi faaliyetler ve uygulamalarda siyasi bilinç derecesi ve siyasi katılım boyutunu doğrudan etkiliyor.

ikinci grup faktörler 

ikinci grup etkenler ise dış çevreden (bölgeden ve uluslararası alandan) kaynaklanan etkenlerdir:

1) tunus’un bölgesinde ve uluslararası alandaki rolü ve siyasi konumu: tunus’taki değişimin bölgedeki değişimin denklemlerini etkileme boyutu ve kapsamı üzerindeki tesiri.

2) tunus’un bölgede çekişen eksenlere yönelik tutumu: suudi arabistan ve birleşik arap emirlikleri'nin başının çektiği, karşı devrimleri ve askeri darbeleri destekleyip devrimci değişime karşı çıkan eksen ile katar ve türkiye’nin başının çektiği, halkçı devrimleri destekleyip bölgede devrimci değişimlere kucak açan eksenler.

3) tunus’un israil'e coğrafi konumu: israil'e komşu birinci halka devletlerde değişim aslında (boyut, bağlam, başarı veya başarısızlık noktasında) israil'in güvenliği ve istikrarını etkileme boyutuyla ilişkileniyor. israil oluşumuna ne kadar yakınsanız, başarınız da onun güvenliği ve istikrarına bağlı oluyor.

4) uluslararası güçlerin tunus’taki siyasi dönüşüm sürecine etkisi: o noktada (tarihi rol sahibi) fransa ve (1991’de soğuk savaş'ın bitmesinden itibaren hali hazırdaki süreçte uluslararası ilişkilerdeki birinci aktör) abd'nin tunus'taki rolleri öne çıkıyor. fransa’nın ilgisini libya, mali ve suriye’deki şartlara yoğunlaştırması ve abd’nin dikkatini suriye, irak ve keza mısır ve libya’daki gelişmelere vermesi karşısında bu iki rolün etkilerinin sınırlı olduğunu görüyoruz.

tunus’ta tarafların hareket özgürlüğü, mısır’a oranla daha fazla ve uluslararası güçlerin baskı ve etkilerinden daha uzaktı. mısır'da muhammed mursi rejiminin düşürülmesi ve abdulfettah sisi rejiminin güçlendirilmesi sürecinde, mısır'daki değişimin idaresinde abd etkin rol oynadı.

5) bölgesel dönüşüm ve gelişmelere oranla tunus’ta siyasi dönüşümlerin önceliği: tunus’ta yaşanan dönüşümlerin birçok arap ülkesine yansıma potansiyeli, çok önemli ve etkindir. ama irak, suriye, yemen, mısır ve libya’daki dönüşüm ve gelişmelere bağlı olarak bu önem ve etki gerileyebilir. yine de tunus’un siyasi aktörlerinin hareket özgürlüğü, bölgesel ve uluslararası alanda medya ve siyasetin yoğun baskısı altında bulunan mısır dahil olmak üzere, diğer ülkelere oranla en üst düzeydedir.

iki gruptaki faktörleri sıraladıktan sonra tunus devrimi'nin başarısını (en azından şu ana kadar) yalnızca tek bir etkene bağlamak mantıksız. tunus'un başarısı, çok sayıda faktörün bir sonucu. üstelik başarısına rağmen tunus deneyiminin riskinin hâlâ sürdüğü ve hatta arttığı dahi söylenebilir. bu riskin belli başlı kaynakları şöyle sıralanabilir:

i) bin ali rejiminin destekçileri ve kalıntılarını temsil eden nida tunus partisi'ni destekleyen bölgesel rol: arap ülkeleri, ihvan ile kapsamlı mücadelede başrol oynuyorlar.

ii) suriye ve irak’tan dönen tunuslu mücahitlerin oluşturacağı risk: bu şahıslar, irak ve suriye rejimleriyle savaşıyorlar.

iii) finasman riski: bazı partiler, isimler veya medya organlarının satın alınıp tunus'taki devrime ve devrimin kazanımlarına karşı yönlendirilmesi suretiyle ülkedeki siyasi istikrar bozulmaya çalışılabilir. 

iv) libya’daki gelişmelerin olumsuz etkilerinin, 1 milyondan fazla libyalı sığınmacıyı ağırlayan tunus topraklarına uzanması: libyalı sığınmacılar, tunus rejimi üzerinde baskı oluşturmak amaçlı siyasi ve güvenlik kartlarından birini oluşturabilir ve bazı dış çevrelerce tunus içinde kullanılabilirler.

v) uluslararası tutumlar: uzun vadede siyasi istikrarın nahda partisi'ne yarayacağı görüldüğü takdirde (ki bazı batı ülkeler ve abd, nahda'nın güçlenmesine karşı çıkıyor) uluslararası değişken tutumlar, tunus’taki şartları patlatmaya çalışabilir.

bu tehlikeler karşısında geriye bir tek (tüm halk devrimlerinde olduğu gibi) tunus devrimi'nin başarısı için tunus halkının iradesine güvenmek, bu halkın kendi devrimini, iradesini, izzet ve onurunu savunmak için saflarını birleştirme gücüne bel bağlamak kalıyor.

dr. isam abduşşafi, mısırlı yazar ve akademisyen

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

İsam Abduşşafi

mısırlı yazar ve akademisyen.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;