Görüş

Türkiye ekonomisinin orta vadeli görünümü

2016 ve 2017 için öngörülen büyüme oranlarının tutması, cari açığın düşürülmesine yönelik yapısal iyileşmelerin hayata geçirilmesiyle ilişkili. Bu sağlanmazsa, 2015 yılında büyüme rakamı yüzde 4’e yaklaşsa bile, 2016 ve 2017’de bunu sürdürmek çok kolay değil.

Kuraklık ve tarım piyasasındaki yapısal sorunlardan kaynaklanan üretim düşüşü, enflasyonu yükselten nedenler arasında. [Fotoğraf: Getty]

ekim ayı, türkiye ekonomisi için orta vadeli program (ovp) açıklama zamanıdır. önümüzdeki 3 yıla yönelik hazırlanan yeni ovp, 8 ekim 2014 günü açıklandı. türkiye ekonomisinin 2013 yılı büyüme hedefi yüzde 4 olarak belirlenmişti. 2013 yılı, yüzde 4,1 oranında büyümeyle tamamlandı. 2014 hedefi de yüzde 4 olarak belirlenmişti ama ilk 9 aylık performans, ekonomi yönetimini ovp’de yüzde 3,3 olarak belirlenen bir tahmine yöneltti. bu tahmin gerçekçi olmakla birlikte öncü göstergeler, 2014 yılsonu büyüme rakamının bir miktar daha aşağıda gerçekleşeceğine işaret ediyor.

büyüme artışı, cari açığın azalmasına bağlı

türkiye ekonomisinin 2008-2013 dönemi ortalama büyüme hızı yüzde 3,3 oldu. içinde bulunduğumuz 2014 yılı da bu ortalamaya yakın olacak. bugün türkiye ekonomisi, potansiyel büyüme hızının hatta mevcut işsizlik oranını muhafaza edebilecek yüzde 4 büyüme hızının altında bir ortalamaya gerilemiş durumda. bunun en önemli sebebi ise artan cari açık ve buna bağlı olarak iç talebi yavaşlatmaya, kredi talebini kısmaya yönelik ekonomi politikaları.

iç talep kısılmazsa ekonomi hızlı büyüyecek fakat ortaya çıkacak finansman ihtiyacı, muhtemelen önce döviz kurlarını, daha sonra enflasyonu artıracak. yükselen enflasyon, faizleri artırarak büyümeyi iyice yavaşlatacak hatta daralmaya yol açacak. dolayısıyla, türkiye ekonomisinin sürdürülebilir, kalıcı ve daha yüksek hızda büyümesi için cari açık sorununun yapısal boyutu mutlaka çözülmeli.

ovp’de 2015 yılında yüzde 4 büyüme hedefi öngörülüyor. bu hedefin tutması için ya iç talebin biraz hareketlenmesi ya da dış talebin artması gerekiyor. euro bölgesi (eurozone), 2014 itibarıyla beklentilerin altında bir seyir gösterdi. 2015 yılında hem bankacılık stres testlerinin geride kalması hem de avronun değer kaybıyla rekabet gücünün bir miktar artması, euro bölgesi’nde büyümeyi hafif yukarı çekebilir. böylece euro bölgesi’ne ihracatımız 2014 yılına göre biraz daha iyileşebilir.

ortadoğu’daki gelişmeleri tahmin etmek şüphesiz daha zor ama istikrarın çabuk gelmeyeceği beklenebilir. iç talep ise daha çok kamu desteğiyle biraz hareketlenebilir. bu koşullarda 2015 büyüme rakamı, 2014’ün üzerine çıkarak yüzde 4’e yaklaşabilir.

2016 ve 2017 için öngörülen büyüme oranlarının tutması, cari açığın düşürülmesine yönelik yapısal iyileşmelerin hayata geçirilmesiyle ilişkili. bu sağlanmazsa, 2015 yılında büyüme yüzde 4’e yaklaşsa bile, 2016 ve 2017’de aynı rakamı sürdürmek çok kolay değil. yapısal reform alanında, ovp'de bahsedilen 1.200 maddelik eylem planını dikkatle izlememiz gerekiyor. mikro bazda hazırlandığını düşündüğümüz bu planın gerçekçilikten uzaklaşmaması ve uygulanması halinde 2016 ve 2017 büyüme hedefleri konusunda daha iyimser beklentilere sahip olabiliriz.

2015 büyüme rakamı, 2014’ün üzerine çıkarak yüzde 4’e yaklaşabilir. 2016 ve 2017 için öngörülen büyüme oranlarının tutması, cari açığın düşürülmesine yönelik yapısal iyileşmelerin hayata geçirilmesine bağlı.

by Erhan Aslanoğlu

türkiye ekonomisinin enflasyonla imtihanı

ovp’de ortaya konan en öncelikli hedeflerden bir diğeri de enflasyonu hedeflenen düşük seviyelere indirmek. 2012 ve 2013 enflasyon rakamları, hedeflenen yüzde 5’in çok üzerindeki seviyelerde gerçekleşti. ekonomi yönetiminin 2014 için ovp’de ortaya koyduğu tahmin yüzde 9,4. türkiye ekonomisinin son yıllardaki büyüme rakamları, ekonomide çıktı açığını yüksek tutarak talep baskısını önlüyor. yani talep yönlü bir enflasyon baskısı yaşanmıyor.

enflasyonun hedefin üzerinde kalmasının başat sebebi, kur artışlarından kaynaklanan maliyet enflasyonu. bir diğer sebebi de kuraklık baskısı ve tarım ürünleri piyasasındaki yapısal sorunların, gıda fiyatlarındaki artışı yıllık yüzde 15’lere yaklaştırması. ne yazık ki enflasyonun hedeflenen rakamların üzerine çıkması, başta ücretliler olmak üzere genel bir refah kaybına neden oluyor. faizlerin yüksek seyretmesine yol açıyor, büyümeyi olumsuz etkileyip işsizlikteki düşüşü engelliyor. bu şartlarda merkez bankası’nın kısa vadede, özellikle politika faizini indirmesi pek kolay değil.

enflasyon artışının en önemli nedeni, kur artışları. kur artışlarının en önemli nedeni ise türkiye ekonomisinin cari işlemler açığının yarattığı döviz talebi. 2011 yılında gayri safi yurtiçi hasıla’nın (gsyih) yüzde 10’nuna ulaşan cari açığın 2014’te yüzde 5,7 olması bekleniyor. hem büyümedeki yavaşlama hem de altın ithalatının normal seviyelerine gerilemesi, bu düşüşün en belirgin sebepleri. petrol fiyatlarındaki düşüş, 2015 yılında cari açığın oransal iyileşmesine katkıda bulunabilir. ama sonraki yıllara yayılacak kalıcı bir iyileşme ancak yapısal reformların hayata geçirilmesiyle sağlanabilir.

bu bağlamda ovp’de bahsedilen 1200 maddelik eylem planının içeriği ve uygulama gücü, beklentilerimizin yönünü biraz daha netleştirebilir. söz konusu 1200 maddenin, 25 ana başlık altında toplandığını izliyoruz. bunlar arasında verimlilik artışından tasarrufların artırılmasına, kayıt dışı ile mücadelen ar-ge desteklerine kadar birçok konu yer alıyor.

bir iktisatçı olarak, ana başlıkların çoğunun yerinde ve yapısal sorunları çözmeye yönelik doğru tespitler olduğunu söyleyebilirim. fakat burada dikkat edilmesi gereken üç nokta olabileceğini düşünüyorum:

1) 25 ana başlık altında toplana 1200 madde ne kadar gerçekçi olacak, bunu bekleyip göreceğiz.

2) yapısal sorunları çözme planı, belli teşvikleri sağlayarak piyasaya mı bırakılıyor yoksa devlet bir inisiyatif alıyor mu? teşvik vermek, altyapıyı güçlendirmek, düzenleme ve denetimi iyi yapmak gibi politikalar, kesinlikle yapısal reform çerçevesinde değerlendirilebilir ve pozitif etki yapabilir. lakin türkiye ekonomisinin üretim yapısını katma değeri daha yüksek hale getirmek, rekabet gücünü artırmak için devletin öncülüğünde bir sanayi politikasına da ihtiyaç duyulduğu görünüyor.

3) yapısal sorunları çözme planı ne zaman uygulanmaya başlayabilir? açıkçası, en geç haziran 2015’te genel seçimlerin yapılacağını dikkate alırsak, en azından seçim sonrasına kadar radikal yapısal reformların, eylemlerin hayata geçirilmesinin zor olacağını söylemek çok yanlış olmaz. bununla birlikte, açıklanan eylem planı çerçevesinde seçim dönemine kadar bazı adımlar muhtemelen atılacaktır. ortaya konan eylem planı gerçekçi ve güçlü olursa, geleceğe ilişkin türkiye ekonomisini farklılaştırabilecek bir senaryo yaratabilirse beklentiler yoluyla ekonomiye pozitif yansımaları olabilir. 

kısa vadede jeopolitik risklerin azalması, avrupa ekonomisinin toparlanması, petrol fiyatlarındaki düşüşlerin kalıcı hale gelmesi gibi gelişmeler, türkiye ekonomisinin lehine bir ortam yaratır. ve ovp’de 2015 hedeflerine ulaşılabilmesine yardımcı olur. tersi yönde gelişmeler, 2015 hedeflerine ulaşılmasını zorlaştırır. 2016 ve 2017 hedeflerinin gerçekleşebilmesi ise yapısal sorunları çözme eylem planlarının, yapısal reformların gerçekçi şekilde uygulanmasına bağlı.

prof. dr. erhan aslanoğlu, piri reis üniversitesi ekonomi ve finans bölümü öğretim üyesi. orta doğu teknik üniversitesi (odtü) ekonomi bölümü'nden mezun oldu. aynı bölümde yüksek lisans yaptı. reading üniversitesi'nden (ingiltere) ekonomi alanında bir yüksek lisans derecesi daha aldı. doktorasını 1997'de marmara üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nde tamamladı. 2013'e kadar marmara üniversitesi ingilizce iktisat bölümü'nde görev yaptı. makroekonomi ve türkiye ekonomisi alanları üzerinde çalışmalarını yoğunlaştıran aslanoğlu'nun, 'küreselleşme ve düşen enflasyon sürecinde türkiye ve dünya ekonomisi' (başlık yayınevi, 2011) isimli bir kitabı bulunuyor.

twitter'dan takip edin: @erhanaslanoglu

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Erhan Aslanoğlu

piri reis üniversitesi ekonomi ve finans bölümü öğretim üyesi. ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi (odtü) ekonomi bölümü'nden mezun oldu. aynı bölümde yüksek lisans yaptı. 1988-1991 yıllarında hacettepe üniversitesi iktisat bölümü'nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;