Görüş

Yeni hükümet Irak'a istikrar getirecek mi?

IŞİD tehdidi etkisiz kılındıktan sonra Erbil-Bağdat gerginliğinin tekrar nüksetmesi kuvvetle muhtemel. Nitekim Kürtler, yeni hükümete ‘3 ay süre’ verdiklerini açıklayarak desteklerinin şarta bağlı olduğunu açıkça ortaya koydular.

İbadi, Başkent Bağdat'ta, Londra merkezli Al-Hayat gazetesine konuştu. [Fotoğraf: AP - Arşiv]

irak’ta 30 nisan 2014 tarihinde düzenlenen genel seçimlerinin üzerinden yaklaşık 4 ay geçtikten sonra yeni hükümet kuruldu. şii arap siyasetçi haydar ibadi başkanlığında teşkil edilen hükümet, 8 eylül 2014 itibarıyla irak parlamentosunda güvenoyu alarak göreve başladı.

abd’nin 2003 yılında irak’ı işgaliyle saddam hüseyin’in devrilmesinin ardından 2005 ve 2010 genel seçimleriyle göreve gelen yönetimlere bakıldığında, yeni hükümetin kurulma sürecinin beklenenden hızlı gerçekleştiği rahatlıkla söylenebilir. zira önceki hükümetler, daha uzun süreler sonunda kurulabilmişti.

ibadi hükümetinin kompozisyonu

23 bakanlıktan oluşan ve önünde devasa sorunlar bulunan yeni hükümetin kuruluş şekli ve yapısına baktığımızda, irak’ın geleceği için iyimser olmak epey zorlaşıyor. zira ibadi hükümetinin, iraklı önemli grupların isteklerinden ziyade şartların zorlamasının bir sonucu olduğu hemen anlaşılıyor.

açıkça söylemek gerekirse, irak ve şam islam devleti (işid) örgütünün irak’ın ikinci büyük şehri musul’u ele geçirmesi ve akabinde hızlı bir şekilde sünni bölgelere yayılması ve nerdeyse tüm irak’ı tehdit eder duruma gelmesi, yeni hükümetin kurulmasını zorunlu kıldı. yoksa önemli şii, sünni ve kürt aktörlerin bir araya gelmesi hiç kolay olmayacaktı.

işid gibi güçlü bir ortak tehdit, irak’taki şii ve sünni araplar ile kürtleri yeni bir hükümet kurmaya zorladı. irak’ın temel grupları, nihayet kendi aralarındaki ciddi anlaşmazlıkları geçici olarak bir tarafa bıraktılar ve işid tehlikesi karşısında zorunlu biçimde bir araya geldiler. yeni hükümetin kuruluşunda başarı/beceri kriteri değil, aidiyet/asabiyet ön planda tutuldu. bir anlamda, bakanlıklar ile cumhurbaşkanlığı ve başbakan yardımcılıkları tamamen grupsal asabiyete göre dağıtıldı.

yıllarca irak’ı yöneten sünni araplar, abd’nin işgalinden sonra cezalandırıldıklarını ve maliki döneminde tamamen etkisiz kılınmak istendikleri düşüncesi içindeler.

by Mehmet Şahin

ibadi hükümeti başarılı olabilir mi?

maalesef, ibadi hükümetinin başarıya ulaşma şansı düşük gözüküyor. eski başbakan/yeni cumhurbaşkanı yardımcısı nuri maliki’nin politikaları başta gelmek üzere, birçok iç ve dış sebep yüzünden içine düştüğü açmazdan irak’ı çıkacak güç ve iradenin ibadi hükümetinde olmadığı gayet açık.

amerikan işgali sonrası derinleşen mezhepsel ve etnik ayrışmanın geldiği nokta, irak’ın geleceğini karartıyor. etkili kimi sünni aktörlerin, cumhurbaşkanlığı ve başbakan yardımcılığı gibi bazı önemli makamlara getirilmeleri, sünni arapları ikna edecek durumda değil.

yıllar boyunca irak’ı yöneten sünni araplar, abd’nin işgalinden sonra cezalandırıldıklarını ve maliki döneminde tamamen etkisiz kılınmak istendiklerini düşünüyorlar. sünni arapların bilhassa 2010’dan itibaren maruz kaldıkları olaylar, onları bağdat’tan çok uzaklaştırdı. nitekim işid’in irak’ın sünni coğrafyasında böylesine hızla yayılması/etkinlik kazanması, maliki döneminde de bazı önemli makamların sünnilerin elinde bulunmasına rağmen gerçekleşmişti.

salih mutlak ve usame nuceyfi başta olmak üzere önde gelen sünni siyasetçiler, ibadi hükümetinde de etkili yerlere getirildiler. fakat bu güç dağılımı kompozisyonunun, irak’ta derinleşen mezhepsel derinliğin aşılmasına kâfi gelmeyeceği bilinmeli.

farklı aşiretlerden, nakşibendiler gibi farklı dini gruplardan ve baas gibi farklı ideolojik gruplardan oluşan sünni arapların, kendilerini şii araplar ve kürtler gibi, siyasal sistemin bir parçası olarak hissetmeleri, dışlanmadıklarını görmeleri, irak’ın istikrarı ve geleceği açısından hayati önem arz ediyor. sünni araplara mutlaka onurlu ve açık bir çıkış yolu gösterilmeli. aksi takdirde, işid benzeri örgütlerin sünni coğrafyada etkisiz kılınması ve buradan atılması asla mümkün olmayacak.

ibadi hükümetinin işid ile mücadelesi

irak’ın yeni hükümetinin işid ile mücadele konusunda da başarı sağlamasını beklemek pek gerçekçi değil. abd başkanı barack obama’nın 10 eylül 2014 akşamı açıkladığı işid ile mücadele stratejisi, irak kürt bölgesel yönetimi’nin (ikby) merkezi erbil’e bağlı peşmerge güçleri ile bağdat’a bağlı ve büyük oranda şiilerden oluşan irak ordusunun eğitim ve silahlanmasını öngörüyor. abd ve müttefiklerinin ise peşmergeler ile irak ordusuna havadan operasyonlarla destek vereceği ifade ediliyor.

işid’e karşı yürütülecek mücadelenin başarılı olması için sünnilerin büyük çoğunluğunun desteğinin alınması “olmazsa olmaz şart” konumunda. abd’nin havadan desteğini alan kürt ve şii gruplar eliyle yapılacak bir mücadele, sünniler tarafından farklı değerlendirilebilir. operasyonun işid’e değil de sünnilere yönelik yapıldığı algısı kuvvetlenebilir. bu da beklendiği gibi işid’i zayıflatmaz; aksine örgütün sünni halk arasında daha fazla zemin bulmasının önünü açar. işid ve sünni halk ayırımı yapılmadan yürütülecek her operasyon, ciddi olumsuz sonuçlar doğurmaya namzet.

işid'e karşı abd’nin havadan desteğini alan kürt ve şii gruplar eliyle yapılacak bir mücadele, sünniler tarafından farklı değerlendirilebilir. operasyonun işid’e değil de sünnilere yönelik yapıldığı algısı kuvvetlenebilir.

by Mehmet Şahin

diğer yandan işid merkezli gelişen şartların etkisiyle irak’ta yeni hükümetin kurulmasıyla beraber adeta bir nevi erbil-bağdat yakınlaşması gerçekleştiğine tanık oluyoruz. ancak söz konusu yakınlaşma, erbil ile bağdat arasındaki soruların çözüldüğü anlamına gelmiyor. yaşanan sadece, hızla gelişen ve her iki taraf açısından da ciddi tehdit teşkil eden işid’in yol açtığı bir birliktelik.

hatta şunu bile söyleyebiliriz: erbil ile bağdat arasındaki sorunlar, 3 ay öncesine göre daha fazla artmış durumda. zira mesut barzani liderliğindeki kürt bölgesel yönetimi, işid’in ani saldırısı karşısında irak ordusunun çekilmesi üzerine, kerkük gibi, erbil ile bağdat arasında “tartışmalı bölgeler” diye bilinen yerlerin kontrolünü ele geçirdi. özetle, ortak tehdit (işid) etkisizleştikten sonra erbil-bağdat gerginliğinin yeniden başlayacağını tahmin etmek hiç zor değil.

yeni dönemde kürt bölgesel yönetimi, oldubittiyle elde ettiği yerleri korumaya çalışacak. bağdat merkezi yönetimi buna şiddetle karşı çıkacak. bunun yanında, kürtlerin kendi bölgelerinden çıkardıkları petrolü satma uğraşılarına da ibadi hükümeti izin vermek istemeyecek.

bütün bu sebeplerden dolayı, işid tehdidi etkisiz kılındıktan sonra erbil-bağdat gerginliğinin tekrar nüksetmesi kuvvetle muhtemel. nitekim kürtler, yeni hükümete ‘3 ay süre’ verdiklerini açıklayarak desteklerinin şarta bağlı olduğunu açıkça ortaya koydular. yalnızca bu bile ibadi hükümetinin geleceği konusunda bir fikir veriyor.

irak’ta ibadi başkanlığında yeni hükümetin kurulması, ankara-bağdat hattında da olumlu bir sürecin başlamasını sağlayabilir. özellikle, 2010 yılından sonra maliki’nin uyguladığı mezhepçi politikaların bir sonucu olarak ankara-bağdat hattı çok gerilmişti. suriye’deki iç savaş ile bölgesel diğer gelişmelerin de türkiye ile irak arasındaki gerginliği artırdığı söylenebilir.

bağdat’ta başbakanlık koltuğuna maliki’nin yerine ibadi’nin oturması, iki ülke arasında daha olumlu bir başlangıcın gündeme gelmesinin önünü açabilir. türkiye, ibadi hükümetini olumlu karşıladığını en üst düzeyde gösterdi. başbakan ahmet davutoğlu, iraklı mevkidaşı haydar ibadi’yi arayarak kutladı. faka şunu da belirtmekte fayda var: her ne kadar ankara-bağdat hattında yeni bir sürecin işaretleri ortaya çıkmış olsa da, irak’ın iç şartları ve bölgesel ortam göz önüne alındığında, bu hattın hızla gelişme kaydedeceğini beklemek fazla iyimserlik olabilir.

doç. dr. mehmet şahin, stratejik düşünce enstitüsü başkan yardımcısı, gazi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve akademik ortadoğu dergisinin eş-editörü. iran, suriye, israil, 2. körfez savaşı konusunda yayınlanmış dört ortak edit kitabı ve 'din-dış politika ilişkisi: abd örneği' (barış kitap basın yayın, 2009) başlıklı bir telif eseri bulunuyor. ortadoğu, uluslararası politikada din ve türk dış politikası alanlarında çalışıyor.

twitter'dan takip edin: @teopolitik

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mehmet Şahin

stratejik düşünce enstitüsü (sde) başkan yardımcısı, gazi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi ve akademik orta doğu dergisinin eş-editörü. orta doğu teknik üniversitesi (odtü) tarih bölümü'nden mezun oldu. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;