Görüş

Yunanistan ve Brüksel Zirvesi’nin düşündürdükleri

Yunanistan'da nihayet anlaşma sağlandı. Ancak Yunanlıların kafalarında soru işaretleri bitmiş değil, onları zor günler bekliyor. Yunan toplumu ve siyaseti, Batı Trakya Türkleri bu dönemden nasıl etkilenecek?

Yunan hükümetinin Euro Bölgesi liderler zirvesinde kabul ettiği, ağır şartlar içeren kurtarma paketi yarına kadar parlamentoda oylanacak. [Fotoğraf: AP]

alexis tsipras liderliğinde ülke yönetimini devralan syriza ve hükümetin küçük ortağı bağımsız yunanlılar’ın ocak 2015’ten beri avrupalı kreditörler ile sürdürdükleri görüşmeler, 17 saatlik bir maratonunun ardından 13 temmuz 2015 tarihi itibariyle son buldu. böylece taraflar arasında bir anlaşma sağlanmasıyla birlikte yunanistan’ın euro bölgesi’nden çıkma ihtimali şimdilik ortadan kaldırılmış oldu.

tasarruf tedbirlerinin hayata geçirilmesi, yunan toplumunda referandum süreci ve sonrasında yaşanan kutuplaşmanın azalmasına sebep olabileceği gibi avrupalılara karşı yunan halkın tepkisinin artmasını da beraberinde getirebilir.

by Ali Hüseyinoğlu


brüksel’den yapılan resmi açıklamada, üçüncü bir memorandum imzalanma ihtimalinin ancak yunan tarafının üzerinde mutabık kaldıkları bazı düzenlemeleri en geç çarşamba gününe kadar yunan parlamentosu'nda onaylamasına bağlanmış oldu. avrupalıların yunanistan’dan istedikleri ivedi düzenlemelerin başında kdv’nin birçok alanda arttırılması, özelleştirmelerin hayata geçirilmesi, çalışma-emeklilik sisteminde reformlar yapılması gibi vatandaşın bireysel bütçesini yakından ilgilendiren temel hususlar yer alıyor.

mutabakat sonrası tsipras’ın yaptığı açıklamalarda da altını çizdiği gibi aslında yunan tarafı, en kötü senaryo olan grexit’in (yunanistan’ın euro bölgesi’nden çıkması) yaşanmaması adına anlaşma metninin altına imzasını atmak zorunda kaldı. halihazırda birikmiş borçların geri ödenmesi ve tekrardan ülkenin kalkınma ivmesi yakalayabilmesi adına yunanistan, eninde sonunda bu veya benzeri tasarruf tedbirlerini kabul etmek zorunda kalacaktı. bu husus hiç şüphesiz, tsipras’ın başta bu tür tedbirlere sıcak bakmayan syriza tabanını ve yunan halkını ikna etmesi adına kullanabileceği en etkili argüman olarak duruyor. ayrıca tsipras’ın kalkınma vurgusu, yeni bir memorandumun kabul edilmesi sonrası yunanistan’a yapılacak yardımların artacağını da öngörüyor. fakat yunanistan’ın borcunu borçla kapatmaya çalışan ve tamamıyla dış desteğe muhtaç konumda bir ab ülkesi olduğu varsayıldığında, dış yatırımcıların kafalarında ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarın nasıl sağlanacağı ile ilgili soru işaretleri daha da artıyor.

unutmamak gerekir ki, yunanistan’ın yerine getirmesi gereken sorumluklar üçüncü memorandum görüşmelerinin başlaması için minimum koşullar niteliği taşıyor. yunanistan konjonktüründe uygulanabilirlik anlamında oldukça çetin ve ağır koşullar içeren bu anlaşma metninin kaderi, yunan parlamentosu’ndan çıkacak karara bağlı olduğu kadar bunları zaman içerisinde yunan toplumunun sahiplenip sahiplenmeyeceğine de bağlı. başka bir alternatifin olmamasından dolayı milletvekilleri tarafından kabul edilmesi beklenen yeni düzenlemeler, yunanistan’ın avrupa ile olan ilişkilerini yakından ilgilendirdiği kadar syriza’nın ülke yönetiminde kalması hususunda da belirleyici olacak. tasarruf önlemlerinin kabulü veya uygulanması konusunda çıkabilecek sorunlar, bazı syriza milletvekillerinin istifasına veya hükümetlerin değişmesine sebebiyet verebilecek olmasından ötürü, ülke siyasi ve ekonomik istikrarını da yakından ilgilendiriyor.

tasarruf tedbirlerinin hayata geçirilmesi, yunan toplumunda referandum süreci ve sonrasında yaşanan kutuplaşmanın azalmasına sebep olabileceği gibi avrupalılara karşı yunan halkının tepkisinin artmasını da beraberinde getirebilir. yunanistan’da yaşanan ekonomik krizin sebepleri arasında avrupalıların sorumluğunun altını çizen yunanlıların sayısı son yıllarda azımsanmayacak derecede arttı. 2015 itibariyle “bizi siz bu hale getirdiniz” tarzında serzenişleri farklı kesim yunanlılardan daha sıklıkla duymak mümkün. son beş yıldır uygulatılan kurtarma paketleriyle ekonomik krizin aşılamaması avrupalı kreditörlere karşı yunan halkının güvenini ciddi manada sarsmış durumda. aynı kurumların-şahısların daha fazla tasarruf yaptırımları içeren yeni bir memorandumu “dikte ettirmeye” çalışmaları, son tahlilde yunanlılar tarafından referandumda çıkan ‘hayır’ın öcünün alınması olarak yorumlanabilir. bu durum, başta almanya olmak üzere avrupalılara karşı önyargının artmasına yol açacak. bu tür ayrışmalar ülke genelinde aşırı milliyetçilik ve yabancı düşmanlığını da körükleyebileceği gibi avrupa’nın birlik ve bütünlüğüne orta veya uzun vadede zarar verecek nitelikte önem arz ediyor.

üçüncü bir memorandum şüphesiz yunanistan’a sıcak para akışını sağlayacak ve dış yatırımı tetikleyecek. fakat son günlerde yaşananlar sonucu yunanistan ve avrupalı kreditörlerin arasında oluşan güven bunalımı oldukça zor aşılacak. özellikle avrupa ekonomisinin kalbi konumundaki almanya’nın yunanistan’a yönelik güven eksikliği söyleminin ve beraberinde tasarruf tedbirlerinin arttırılması üzerindeki ısrarının, yunan toplumu arasında negatif seyreden almanya algısının daha da kötüleşmesine yol açacağı ve almanlara karşı olan güveni daha fazla zedeleyeceği açık.

tsipras’ın temelde yunanlı oligarkları hedef alacağını ifade etmesi ve asıl onların borç yükününe omuz vereceğine yönelik açıklamaları, yunan halkının tsipras’a olan umut ve güvenini yakından ilgilendiriyor.

by Ali Hüseyinoğlu


yunan toplumunun büyük bir bölümü adına yaşanabileceklerin en kötüsü yunanistan’ın avrupa birliği ve euro bölgesi’nden çıkmasıdır. her iki ihtimal de son varılan mutabakat sonrası rafa kaldırıldı. üçüncü bir memorandum sağlanamaması durumunda bu iki ihtimal müzakere masasında her zaman yerini ve önemini koruyacak. bu ihtimaller doğrultusunda daha da kötüsü yaşanabilir kaygısının, yunan halkının büyük bir kısmının üçüncü memoranduma - zoraki de olsa - sıcak bakmasını sağlaması kuvvetle muhtemel.

son beş yıldır tasarruf tedbirleri ile oldukça zor günler geçiren bir topluma üçüncü bir memorandum ile bu tedbirlerin daha da artacağını söylemek ve bu konuda onların desteğini almak tsipras-kammenos hükümeti adına oldukça zor görünüyor. tsipras’ın temelde yunanlı oligarkları hedef alacağını ifade etmesi ve asıl onların borç yüküne omuz vereceğine yönelik açıklamaları, yunan halkının tsipras’a olan umut ve güvenini yakından ilgilendiriyor. vergilerin arttırılması, kemer sıkma politikaları ve tasarruf tedbirlerinin genişletilmesi son dönemde oldukça sıkıntılı günler geçiren ve yunan toplumunun büyük bir bölümünü oluşturan özellikle orta ve alt sınıf yunan vatandaşlarını – ki batı trakya türkleri de bu kategoride yer alıyor - daha olumsuz etkilediği takdirde yunanistan’ı oldukça zor bir dönem bekliyor.

batı trakya boyutu

yunanistan’ın batı trakya bölgesinde yaşayan müslüman türk azınlığı, son beş yıldır yaşanan ekonomik krizden oldukça fazla etkilenen ülkedeki azınlık gruplarının başında geliyor. jeostratejik konumuna rağmen 2015 itibariyle yunanistan’ın kalkınma anlamında en geri kalmış ve işsizlik oranlarının en yüksek bölgelerinden birini oluşturan batı trakya’da yaklaşık 150 bin civarında müslüman türk nüfus yaşıyor ve ezici çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla hayatlarını idame ettiriyor. batı trakya türkleri, yunanistan’ın avrupa normlarına tam anlamıyla uymasını geçmişten günümüze arzu etmiş bir toplum. çünkü ülkenin tek resmi azınlığı statüsüne sahip bu toplumun, özellikle insan ve azınlık hakları bağlamında birçok temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını geçmişten günümüze yaşamaya devam etmesi, türk nüfusun avrupa birliği’nden ve diğer avrupa kurumlarından beklentilerini üst düzeyde tutuyor.

son dönemde yaşanmakta olan ekonomik kriz nedeniyle bölgedeki varlığı bilhassa çiftçilik ve hayvancılık üzerinden derinden etkilenmeye devam eden batı trakya türkleri, emekli maaşlarındaki kesintiler, fabrikaların-işyerlerinin kapanması ve ek vergilerden dolayı da zor günler geçiriyor. grexit veya yunanistan’ın ab’den çıkması, yönünü avrupa’ya dönmüş ve avrupa’nın temel normlarına her seferinde atıfta bulunan türk azınlık adına da en kötü senaryo.

son gelişmeler ışığında tasarruf tedbirleri arttırıldığı takdirde, özellikle genç ve orta yaş türk azınlık bireylerinin mevsimlik veya daimi işçi olarak almanya, hollanda ve türkiye başta olmak üzere son yıllarda artarak devam eden göçlerinin önü daha fazla açılmış olacak. batı trakya türklerinin yanı sıra rodos ve istanköy’de yaşayan türklerin de yunanistan’ın en turistik adalarından birinde yaşamalarından dolayı diğer ada sakinleri gibi son tasarruf tedbirlerinden olumsuz etkilenmeleri bekleniyor. bu tür gelişmeler, rakamları 5 bini geçmeyen ve kendi anadilinde (türkçe) eğitim gibi birçok azınlık hakkından mahrum yaşamaya devam eden oniki ada türkleri’nin varlığını yakından ilgilendiriyor.

yrd. doç. dr. ali hüseyinoğlu, trakya üniversitesi balkan araştırma enstitüsü öğretim üyesi. gümülcine'de doğdu. lisans ve yüksek lisansını orta doğu teknik üniversitesi (odtü) uluslararası ilişkiler bölümü'nde tamamladı. sussex üniversitesi (ingiltere) uluslararası ilişkiler bölümü'nde doktora yaptı. hüseyinoğlu çalışmalarını azınlık hakları, batı trakya türkleri ve türk-yunan ilişkileri konuları üzerinde yoğunlaştırıyor. 

twitter’dan takip edin: @alihuseyinoglu

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Ali Hüseyinoğlu

trakya üniversitesi balkan araştırma enstitüsü öğretim üyesi. gümülcine'de doğdu. lisans ve yüksek lisansını orta doğu teknik üniversitesi (odtü) uluslararası ilişkiler bölümü'nde tamamladı. sussex üniversitesi (ingiltere) uluslararası ilişkiler bölümü'nde doktora yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;