Haber analiz

Gül ve Erdoğan'ın 'paralel' duruşu

Gezi Parkı gösterilerinde Başbakan Erdoğan'dan farklı bir çizgide duran Cumhurbaşkanı Gül, Gülen cemaatinin devlet içinde yapılandığı iddiaları karşısında giderek Erdoğan'a yaklaşan bir tutum izliyor.

Gül'ün '17 Aralık' sonrası mesajları, 'Cemaat' konusunda Erdoğan'a yaklaştığına işaret ediyor. [AA]
cumhurbaşkanı abdullah gül, türkiye’de paralel devlet olup olmadığına dair en net mesajını, yolsuzluk operasyonundan 2 ay sonra, geçtiğimiz günlerde macaristan gezisinde verdi. gül, gazetecilerin konuya ilişkin sorularını cevaplarken, akp-cemaat kavgasındaki pozisyonunu da önemli ölçüde netleştirdi. 
2013 haziran’ındaki gezi protestoları sırasında farklı tutumlar sergileyen cumhurbaşkanı abdullah gül ve başbakan recep tayyip erdoğan, 17 aralık sonrası yeniden aynı noktaya geldi. 
gezi’den sonra, ak parti’ye oy vermeyen kesimde oluşan rahatsızlıkların, ak parti geleneğinden siyasetçiler arasında sadece cumhurbaşkanı abdullah gül tarafından anlaşılıyor olduğuna dair bir kanaat de oluştu. başbakan erdoğan’ın ortaya attığı her tartışmadan sonra gözler çankaya’ya çevrilir oldu. acaba gül ne diyecekti? gül ve erdoğan arasında bir liderlik rekabeti var mıydı?
çankaya’dan gelen mesajlar bu sorular çevresinde didik didik ediliyor, her kesim aynı cümleye kendi meşrebine göre farklı anlamlar yüklüyordu. 
mesela erdoğan gezi’yi “darbe girişimi” olarak görürken, cumhurbaşkanı abdullah gül, gezi’den türkiye’nin lehine sonuçlar çıkarmıştı. gül, meclis'in açılışında yaptığı konuşmada gezi’deki gençleri övüp, “gezi parkı’nda çevre duyarlılığı ve şehir estetiği kaygılarını sergileyen gençlerin barışçı eylemlerini, demokratik gelişkinliğimizin yeni bir tezahürü olarak gördüm” demişti.
bu ayrı düşünce yaklaşımları 17 aralık sonrası yerini bir birlikteliğe bırakıyor.
değişimin ilk işaretleri 
erdoğan’ın 17 aralık operasyonlarının paralel bir yapı tarafından yapıldığına dair tespitlerine önce ılımlı ve ‘ama’lı mesajlar veren abdullah gül, son iki ay içinde farklı yer ve zamanlarda yaptığı açıklamalarla, erdoğan ile aynı düşüncede olduğunu gösteriyor.
gül, bununla ilgili ilk mesajı 3 ocak’ta habertürk tv’deki söyleşisinde verdi. hükümet’in seçimle gelip seçimle gittiğini söyleyen gül, ancak yargıda mekanizmanın farklı işlediğine işaretle şu mesajı verdi: 
“yargının kendi tarafsızlıklarına halel getirmeyecek şekilde hareket etmesi gerekir.”  
cumhurbaşkanı gül, paralel devlet iddialarına ilişkin tutumunu da ilk kez bu söyleşide açıkça ortaya koydu:
“bir devlet içerisinde ayrı bir devlet olamaz. devlet içerisinde ayrı yapılanmalar da asla olamaz. kurumun dışında başka bir yerden talimat, başka bir yere kurumun meselelerini taşıma gibi bir şey asla söz konusu olamaz. bununla ilgili tabii ki iddialar araştırılır, varsa ortaya çıkartılır ve kesinlikle de müsaade edilmez." 
ama cemaat'e giden bu mesajın hemen ardından hükümet’e de bir tavsiye geldi, cumhurbaşkanı, “yolsuzlukların üzerine gitmek ve vicdanları rahatlatmak gerekir” diyordu.
8 ocak’ta harp okulu ziyaretinde de kuvvetler ayrılığı vurgusu yaparken, demokrasinin ‘milli irade’ anlamına geldiğinin altını çiziyordu.
cumhurbaşkanı, devlet içindeki yapılanmalar konusundaki fikirlerini 29 ocak’taki italya gezisi öncesinde italyan gazetelerine verdiği mülakatta bir kez daha dile getirdi. gül, “bürokrasi içinde kimileri var, devlete hizmet etme zorunluluğuna karşın ayrı bir dayanışma ortaya koyuyorlar”  diyerek, ‘paralel devlet var mı yok mu?’ tartışmasında daha belirgin bir pozisyona yerleşiyordu.
gül, bir italyan gazetecinin ‘ayrı dayanışma’yla fethullah gülen’i mi kast ettiğine dair sorusuna ise, “kişilerden, fikirlerden, dini duygulardan ya da etnisiteden bahsetmiyorum. devlet aygıtı içerisinde hukuk ile tam uyum olmalıdır. bunun ihlali durumunda müdahale etmek doğrudur” yanıtını veriyordu.
gül’ün, cemaat’e yakın gazeteciler ve yazarlar vakfı’ndan gelen “cumhurbaşkanı göreve” çağrısına da soğuk bir yanıt verdiği dikkatlerden kaçmadı:
"görevde değil miyim ki? açıklamaların, konuşmaların hepsi kamuoyu önünde yapılıyor, gizli değil."
tavır netleşiyor
cumhurbaşkanı abdullah gül, 17 aralık sonrası en net tavrını ise 18 şubat’ta ortaya koydu. gündemdeki hemen hemen her konuya yanıt verdi, “prensip olarak paralel devlet olduğuna inanıyorum” dedi. memurların da dini, ideolojik, siyasi görüşlerinin olabileceğini söyleyen cumhurbaşkanı, devlet söz konusu olunca kırmızı çizgiyi çekiyordu: 
“devlet görevi söz konusu olduğunda, devletteki hizmetleri, servisleri söz konusu olduğunda sadakatlarını anayasa, yasa dışında, amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle hareket edilirse, herhangi bir karar olursa böyle birşey olamaz. hiçbir devlet de buna müsaade etmez.”
gül, macaristan’ın başkenti budapeşte’de gazetecilere verdiği söyleşide hükümet’in yargı ve emniyetteki toplu tayinlerini de anlayışla karşılıyor, “bir görevliye güvenmiyorsam değiştiririm ama hukuk devletinde kontrol mekanizmaları var” diyordu.
her ne kadar partiler üstü bir koltukta oturuyor olsa da gül’ün son yanıtları, yıllarını adadığı akp’nin zorda kalması durumunda eski dava arkadaşlarının arkasında duracağının işareti sayılmalı.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;