Türkiye-AB ilişkileri

AB terörle mücadele yasasında ısrarlı

AB ülkelerinin liderlerinin yaptığı zirveden ilkbaharda Türkiye ile bir zirve kararı çıktı. Birlik, vize serbestisi için Türkiye'nin terörle mücadele yasasında değişiklik yapmasında ısrarlı. Sonuç metninde ayrıca, "Suriye'deki çatışmaları güçle durdurmak imkânsız. AB'nin bu tür bir önlemi kullanacak ne niyeti ne de kapasitesi var ama lütfen AB'yi suçlamayı bırakın" denildi.

[Fotoğraf: AA]

avrupa birliği (ab) konseyi başkanı donald tusk, ab kurumları ile türkiye arasında gelecek aylarda zirve yapılması için çalışmalara başladıklarını ancak henüz bir tarih belirlenmediğini söyledi. tusk, ab liderler zirvesi'nin ardından yaptığı konuşmada, türkiye ile bir zirve düzenlenmesini görüştüklerini bildirdi.

"ab kurumları ile türk yetkililer arasında önümüzdeki aylarda bir zirve yapılması için yetki aldık" diyen tusk, henüz bir tarih belirlenmediğini dile getirdi.

"terörle mücadele yasasının değiştirilmesinde zorluk yaşıyorlar"

türkiye ile diyaloğu bu tür toplantı ve formatlarda sürdürmeleri gerektiğini anlatan tusk, şöyle konuştu:

"sonuca bağlamamız gereken bazı ortak girişimlerimiz var, sadece vize serbestisi değil. bu konuda bazı kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor. türkiye'nin bu konuda yaşadığı bazı zorluklar var, özellikle de terörle mücadele yasasının değiştirilmesinde. bunun art niyeti olmadığını biliyoruz. tarafsızca bakınca gerçekten de zor bir durumdalar. örneğin gümrük iş birliği, sığınmacı konusunda iş birliği gibi böyle bir zirve girişimini meşru kılacak yeterince konumuz var."

bir ab yetkilisi ise zirvenin muhtemelen ilkbaharda düzenleneceğini ifade etti.

ab bakanı ve başmüzakereci ömer çelik, geçen ay brüksel ziyareti sırasındaki basın toplantısında, yeni bir türkiye-ab zirvesi yapılması çağrısında bulunmuştu. çelik, ab ve türkiye arasında liderler düzeyinde bir zirve yapılmasına duyulan ihtiyacı belirterek, "gelinen noktada bir tıkanıklık var. bunu nasıl açacağız, buradan nasıl ilerleyeceğiz? bu artık liderler düzeyinde ele alınması gereken bir konu. liderler düzeyinde ele alınarak ilerlemenin nasıl olacağı veya ilerlemenin olup olmayacağı net bir şekilde ortaya çıkması gerekiyor" demişti.

ab ile türkiye arasında 29 kasım 2015'teki anlaşma doğrultusunda senede iki kez zirve yapılması gerekiyor. son olarak 18 mart 2016'da bir zirve gerçekleştirilmişti.

sonuç bildirgesi

ab ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, ab-türkiye mutabakatının uygulanması dışında göç, güvenlik, ab-ukrayna ortaklık anlaşması, rusya, suriye ve brexit konularını da görüştü.

zirvede ilk olarak göç konusu görüşüldü. bu kapsamda, 18 mart'ta ab ve türkiye arasında varılan mutabakat gündeme geldi. sonuç bildirisinde konuya ilişkin, "ab konseyi, ab-türkiye mutabakatına olan bağlığını yineler ve tüm unsurlarının ve tam ve ayrım yapılmadan uygulanmasının önemini altını çizer" ifadesi kullanıldı.

zirvede, türkiye ile üyelik müzakereleri konusu gündeme getirilmedi ve avrupa parlamentosunun "üyelik müzakerelerinin geçici olarak dondurulması" yönündeki tavsiye kararına atıfta bulunulmadı.

"kıbrıs görüşmelerine katılmaya hazırız"

güney kıbrıs rum yönetimi lideri nikos anastasiadis zirvede ab devlet ve hükümet başkanlarını kıbrıs meselesindeki son gelişmeler konusunda bilgi verdi.

zirvenin sonuç bildirinde ab konseyinin devam etmekte olan kıbrıs'ın birleşmesine dönük sürece desteğini yinelediği vurgulanarak, "ab, kıbrıs'ın anlaşma sonrası da üye ülke olarak kalmayı sürdüreceğini dikkate alıyor ve 12 ocak 2017'de kıbrıs konusunda yapılacak cenevre konferansına katılmaya hazırdır" değerlendirmesinde bulunuldu.

gündemde yer alan güvenlik, nato ile iş birliği, rusya, suriye ve brexit konularının görüşülmesi devam ediyor. bu konulara dair bir sonuç bildirisi yayımlanmadı.

ab-türkiye mutabakatında gelinen nokta

ab komisyonunun 8 aralık tarihli raporuna göre, 21 mart itibariyle türkiye'den yunanistan'a geçen sığınmacıların iade edilmesinin öngörüldüğü mutabakat sayesinde, günlük geçişler 6 binden ortalama 81'e düştü.

mutabakatta, ab ülkelerince 72 bin sığınmacının alınması kayda geçirildi. ancak son rapora göre, türkiye'den 72 bin yerine sadece 2 bin 761 suriyeli sığınmacı ab ülkelerine yerleştirildi. anlaşma uyarınca türkiye'ye gönderilen sığınmacı sayısı ise 748 oldu.

günlük geçişler "ciddi ve sürdürülebilir şekilde" azalmasına rağmen, söz verilenin aksine üye ülkelerin gönüllülük esası çerçevesinde türkiye'den sığınmacı almasını öngören gönüllü insani kabul programı devreye sokulmadı.

"3 mi̇lyar avronun 677 milyonu gönderildi̇"

ab'nin söz verdiği ancak yerine getirmediği diğer bir konu da sığınmacılar için yapılacak maddi katkı oldu. mutabakatta 2016-2017 için 3 milyar avro, 2018 için de artı 3 milyar avroluk katkı kayda alındı.

buna karşın, 5 aralık'a kadar "söz verilen/karar verilen" para miktarının 2,2 milyar avro olduğu belirtilirken, gerçekte transfer edilen para miktarı 677 milyon avroda kaldı.

gümrük bi̇rli̇ği̇ni̇n güncelleşti̇ri̇lmesi̇

mutabakat uyarınca, gümrük birliğinin güncelleştirilmesi için 2016 yılı sonlarına doğru resmi müzakerelerin başlaması gerekiyor. 2017'ye sayılı günler kalmasına rağmen, bu konudaki çalışmalar tamamlanmadı.

vi̇ze serbesti̇si̇nde "terör" ısrarı

mutabakatta yer alan "haziran sonuna kadar vizelerin kaldırılmasına" dair maddede ilerleme sağlanamıyor. rapora göre, ankara, 72 şarttan geriye kalan 7 şartı henüz yerine getirmedi. bunlar arasında yer alan terörle mücadele kanununda değişiklik en çok sorun oluşturan kriter olarak öne çıkıyor.

terörle mücadele

mutabakatta, "türkiye ve ab'nin terörle mücadelenin önceliğini koruduğunu bir kez daha teyit ettiği" ifadesine yer verilse de brüksel, türkiye'yi bu konuda desteklemek bir yana, terör örgütleri pkk ve fetö ile mücadele kapsamında aldığı önlemler nedeniyle sık sık eleştiriler yöneltti. raporda bu maddeye ilişkin bir değerlendirme yerilmedi.

mutabakat, üyelik müzakerelerinin canlandırılması, yeni fasıllar açılması ve fasılların açılması için hazırlık çalışmalarının yapılmasını da kapsıyor.

"ab masada değil, masa etrafında yer alabilir"

kktc cumhurbaşkanı mustafa akıncı, 7 aralık'ta brüksel'de ab komisyonu başkanı jean-claude juncker ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, ab'nin 12 ocak'ta başlayacak görüşmelere gözlemci olarak katılmasının mümkün olduğunu belirtti.

şimdiki mutabakatın 9-11 ocak arası kıbrıs'ın iki toplumunun görüşmesini, 12 ocak itibariyle de garantör ülkeler türkiye, yunanistan ve ingiltere'nin katılmasıyla yapılacak beşli konferansı kapsadığını söyleyen akıncı, ihtiyaç durumunda ab'nin konferansa katılabileceğini "ancak birliğin masada değil, masa etrafında yer alabileceğini" vurguladı.

ab, suriye'de "etkisizliğini" kabul etti

avrupa birliği (ab) ülkelerinin liderleri, suriye rejimi, rusya ile iran'ı sivilleri ve hastaneleri ayrım gözetmeyen saldırılarından dolayı kınadı. ab konseyi başkanı donald tusk ise suriye konusunda etkili olamadıklarını kabul etti.

sonuç bildirisinde, "ab konseyi, suriye rejimi ve müttefikleri özellikle de rusya ve iran tarafından halep'e yönelik devam eden saldırıları, siviller ve hastanelerin kasten hedef alınmasını şiddetle kınar" ifadesi kullanıldı.

ab liderleri, suriye rejimi, müttefiki rusya ve savaşın taraflarını bazı tedbirleri almaya çağırdı. doğu halep halkının güvenli ve onurlu bir şekilde birleşmiş milletler (bm) himayesinde istedikleri yere gitmelerine izin verilmesi, bu bölgeye acilen ve koşulsuz olarak yardım ulaştırılması ve burada yaşayanlara ayrım gözetmeksizin korunma sağlanması istendi.

ayrıca, ülke çapında sağlık çalışanları ve kurumlarının korunması talep edilerek, uluslararası hukukun gereğinin tüm suriye'de, özellikle de kuşatma altındaki yerlerde tam olarak uygulanması çağrısında bulunuldu.

suriye'de çatışmaların derhal durdurulması istenerek, "bazıları savaş suçu olabilecek şekilde, uluslararası kanunları ihlal edenlerin hesap vereceği", ab'nin tüm seçenekleri değerlendirdiği kaydedildi.

"ab'nin ne niyeti ne kapasitesi var"

zirve bitiminde basın toplantısı düzenleyen tusk, "suriye'deki çatışmaları güçle durdurmak imkânsız. ab'nin bu tür bir önlemi kullanacak ne niyeti ne de kapasitesi var ama lütfen ab'yi suçlamayı bırakın" dedi.

tusk, suriye konusunda, öncelikle küresel oyuncular ve avrupa kamuoyuyla samimi olunması gerektiğine dikkat çekti.

"yeterince etkili olmadığımızı biliyorum. kimin yeterince etkili olduğunu da biliyorum ama bu, insani yardımda değil bombalamada etkili" değerlendirmesinde bulunan tusk, ab'nin suriye konusunda bu aşamada insani yardım ve diplomatik çabalara yoğunlaştığını aktardı.

donald tusk, siviller için oluşturulan güvenlik koridorunun istikrarlı ve sürdürülebilir olduğundan şüphe duyduğunu belirterek, tüm ab kurumları ve diplomatlarının bu konuda çalışmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.

kaynak: aa

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;