Kafkasya

Azerbaycan'da 'Arap Baharı' kısa sürdü

Uluslararası Af Örgütü, filizlenen muhalif hareketin hükümet tarafından sert biçimde bastırıldığını ve özgürlüklerin geçen yıla göre geriye gittiğini tespit etti.

Haberin Öne Çıkanları

İstanbul'da açıklandı

Raporda kırık not

'Muhalifler hapiste'

Uluslararası gözlemciler Azerbaycan'daki gösterilerde toplumun her kesiminin temsil edildiğini söylüyor. [IRFS]

azerbaycan’da bir süredir incelemelerini sürdüren uluslararası af örgütü, ülkedeki insan hakları ve özgürlük ihlalleri konusunda hazırladığı raporunu tamamladı. raporun ayrıntıları, avrupa komisyonu başkan yardımcısı catherine ashton’ın bakü’yü ziyaret ettiği sıralarda istanbul’da açıklandı.

özellikle 'arap baharı'yla eş zamanlı başlayan ancak hızlı ve şiddetli şekilde bastırılan muhalif hareketin durumuna değinen rapor, protesto gösterilerine katıldıkları gerekçesiyle hapse atılan aktivistlere vurgu yapıyor. özgürlükler konusunda bakü hükümetini ciddi şekilde eleştiren raporda, azerbaycan’ın ‘genç demokrasi fantezisine’ itibar edilmemesi gerektiği, ülkenin bir yıl öncesine göre daha geride olduğu belirtiliyor.
 
azeriler, geçtiğimiz mart ve nisan aylarından ortadoğu ve kuzey afrika’daki halk ayaklanmalarından ilham alarak yönetim karşıtı gösteriler düzenlemişti. af örgütü, tunus ve mısır’la kıyaslanmayacak kadar küçük çapta olan bu gösterilere polisin orantısız bir şekilde müdahale ettiğini ve hükümetin muhaliflere karşı uzlaşmaz bir tutum takındığını savunuyor. raporda, 17 kişinin bu dönemde düşünce suçundan dolayı tutuklandığı, 14 protestocunun ise muhalif gösterilere katıldıkları için ceza mahkemelerinde yargılandığı aktarılıyor. 
 
azerbaycan’da yasaklı olan raporun istanbul’daki tanıtıma katılan uluslararası af örgütü’nün avrupa ve orta asya programı direktör yardımcısı john dalhuisen ve azerbaycan araştırmacısı natalia nozadze al jazeera türk’ten nigar hacızade'ye verdikleri röportajda, rapordan çıkan sonuçları yorumladı.
 
nozadze, bakü yönetiminin muhaliflere uyguladığı baskının sonuç verdiğinin altını çizerek ülkede nisan ayından bu yana sokaklarda eylem yapılmadığın söyledi. eylemlerin boyutunun küçümsenmemesi gerektiğini de dile getiren nozadze, örgüt olarak gösterilerden bazılarına katıldıklarını ve toplumun tüm kesiminin bu eylemlerde temsil edildiğini gördüklerini anlattı. 
 
huzursuzluğun nedeni yolsuzluk
 
uluslararası af örgütü temsilcileri ülkedeki huzursuzluk ve hoşnutsuzluğun en büyük nedeni olarak yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırma gibi durumları gösterdi. hak ihlallerinin dışında büyük ekonomik ve sosyal sorunların olduğuna dikkat çekerek, dağıtılması gereken gelir kaynaklarının belirli kişilerin elinde toplanmasının azerbaycan’ın en ciddi sorunlarından biri olarak vurguladılar. bu anlamda ülkedeki sistemin ‘çürük’ olarak tanımlayan örgüt, özellikle iyi eğitimli bireylerin yılgınlık yaşadığını ifade ediyor.
 
ülkenin büyük çoğunluğunun sistemi kabullendiği belirtilirken, farklı bir azerbaycan beklentisinin olduğundan bahsettiler. john dalhuisen, "özellikle giderek uluslararası normlara yakından aşina olan genç, eğitimli, kalifiye nüfus azerbaycan’a geri dönüyor ve ‘yaşamak istediğim ülke gerçekten de bu burası mı?’ diye soruyor" şeklindeki sözleriyle durumun nasıl bir sonuç yarattığına değindi.
 
‘karabağ bahanesi’
 
hem toplum hem de azerbaycan devleti içinse en önemli sorun olarak dağlık karabağ ve çevresinin işgali işaret ediliyor. karabağ sorununun, hükümete hak ihlalleri konusunda bahane yarattığı belirtiliyor. nozadze’ye göre, azerbaycan demokratik ilerleme ve insan haklarına daha fazla saygı karşılığında uluslararası kamuoyundan karabağ sorununa daha fazla önem vermesini talep ediyor. 
 
dalhuisen ise azerbaycan yönetimi karabağ sorununu kasıtlı olarak çözmediğini ancak kontrolden çıkmasına da izin vermediğini, bu sayede kendisini bölgesel istikrarın garantörü olarak sunabildiğini düşünüyor.
 
‘türkiye sessiz’
 
uluslararası af örgütü temsilcileri türkiye'nin tutumuna da değinerek, özellikle arap ülkelerinde yaşanan halk ayaklanmalarına destek veren ankara hükümetinin azerbaycan’da yaşanan insan hakları ihlalleri konusunda sessiz kaldığını belirtti.
 
azerbaycan’daki demokrasinin ve özgürlük ortamının gelişmesi için uluslararası toplumun ve çevre ülkelerinin desteğinin gerektiği görüşünü savunan nozadze ve dalhuisen, al jazeera türk'ün sorularını yanıtladı.
 
ajt: protestolar şiddetle bastırılmasaydı, polis izlemekle yetinseydi sizce sonuç ne olurdu? muhalif hareket giderek daha fazla güç kazanır mıydı? 
 
nozadze: protestolar hem barışçıldı hem de bizim değerlendirmemize göre herhangi bir rejim değişikliği yaratabilecek kadar geniş değildi. bana göre azerbaycan devletinin yapacağı akılcı hareket muhalif seslerin protestolarına müsaade edip, idealde protestocuların ne tür reformlar ve demokratik değişiklikler talep ettiklerini anlamaya yönelik bir diyalog içine girmek olurdu. kendine genç bir demokrasi diyen bir ülkeden beklentimiz bu olurdu. azerbaycan’da hükumet bu protestoların olduğu gibi devam etmesine izin verseydi sanıyorum hem uluslararası kamuoyu ve medya hem de kendi vatandaşları önünde daha iyi bir konumda olurlardı.  
 
dalhuisen: bu tür konularda tahminde bulunmak çok zor, ancak engellerle karşılaşılmasaydı çok önemli bir an yakalanabilirdi. kesinlikle daha fazla katılım olurdu ve belki protesto anlamında değil fakat insanların neyin mümkün olduğunu kavrama ve bunları ifade edebilmeleri anlamında baharı çağrıştıran bir “çiçeklenme” yaşanabilirdi. arap baharı gibi bir şeye dönüşme ihtimali gerçeklikten çok uzak ancak yine de azerbaycan’ın tarihinde önemli bir an yakanabilirdi; o “an” kaçırıldı. 
 
ajt: nüfusun genelinde muhalefete dair de oldukça fazla şüphe söz konusu... 
 
dalhuisen: kesinlikle, mevcut muhalefetin insanların öyle çok da etkin bir temsilcisi olduğu söylenemez. öte yandan yönetim de muhalefetin işini kolaylaştırmıyor. muhalefetin mevcut zayıflığı bir ölçüde de kasıtlı şekilde zayıflatılmalarından kaynaklanıyor. ancak bir yandan gördüğümüz bu protestoların etrafında şekillenen, büyük oranda bağımsız bir gençlik hareketi. uzun vadeli ülkenin geleceğini belirleyecek aktörler bu gençler; mevcut muhalefet değil. dolayısıyla önemli olan onların nasıl gelişeceği, kendi rollerini nasıl gördükleri. 
 
ajt: 2011 senesi çoğu eski sovyet ülkesinin bağımsızlık ilanının 20. yıldönümü; her birinde farklı şekillerde kutlanıyor. azeriler -devlet ve halk olarak- nasıl bir kıyaslama yapıyorlar? kendilerini eski sovyet ülkeleriyle mi, avrupa’daki genç demokrasilerle mi yoksa bu sene halk ayaklanmalarının olduğu arap ülkeleriyle mi kıyaslıyorlar? bu kıyas nasıl işliyor?
 
nozadze: maalesef kıyaslama halen eski sovyet ülkeleriyle yapılıyor. azerbaycan’da yönetimin baltık ülkeleriyle bir kıyas yaptığını duymak çok enderdir; genelde olumlu bir tablo çizmek için kıyas yaparken kendilerinden daha baskıcı ülkelere dönüyorlar. öte yandan halk, özellikle gençler, doğu blokunun çöküşünün ardından çok daha hızlı demokratikleşen ülkeleri örnek göstermeye daha yatkın.
 
dalhuisen: bence bu çok ilginç bir konu. azerbaycan ekonomik bağlantılar, ticari ilişkiler ve hatta kültürel etki için batıya dönüyor, siyasi normlar için değil. bu alanda ilham aldığı ve benzeştiği ülkeler daha çok hazar’ın diğer tarafındaki komşuları. sovyet sonrası orta asya despotizmi, azerbaycan için batıdaki diğer eski doğu bloku ülkelerinden çok daha isabetli; bu ülkelerde de demokrasi çok sorunlu ancak en azından bir görüntü var. azerbaycan batının parasından ve kültürel nüfuzundan memnun, siyasi nüfuzunu ise kesinlikle istemiyor. 
 
ajt: ekonomik büyümenin de hükumetin çok güçlü bir muhalefetle karşılaşmıyor olmasıyla bir ilgisi olsa gerek
 
dalhuisen: son derece yakından alakalı. ekonomik büyüme şimdilik halkın hoşnutsuzluklarının artmasını önlüyor. 
nozadze: ekonomik büyüme ve görece istikrar. güney kafkasya ülkelerinin demokrasiye geçişleri çok çalkantılı oldu; iç savaşlar ve etnik çatışmalar yaşadılar. dolayısıyla yakın tarihte yaşadıkları ayaklanma ve devrim konusunda insanların iştahını azaltmış olabilir. 
 
ajt: “uydurma suçlamalar” olarak tanımladığınız yasal süreçler oldukça dikkat çekici. birçok başka ülkede gazeteci veya protestocuların yargılandığı bu tür davalarda iftira, milli değerler, toplum huzurunu bozmak gibi suçlamalar söz konusu, azerbaycan’da ise “uyuşturucu bulundurma” çok yaygın. basın ve ifade özgürlüğü sorununun yasal boyutuyla ilgili tavsiyeleriniz var mı raporda?
 
dalhuisen: yargı konusunda çok büyük endişe söz konusu. yönetim istediği davadan istediği sonucu alıyor; buna dair hiçbir şüphe yok. mevcut 14 davadan hiçbiri mahkemeye gitmemeliydi, buna “toplum huzurunu bozmaktan” yargılananlar ve çantalarına uyuşturucu konanlar da dahil. bunların hukuk sisteminin her adımındaki görevlilerin işbirliği olmaksızın gerçekleşmesi mümkün değil; 'kanıt' yerleştiren, tutuklamaları yapan polisten karşıt kanıtları görmezden gelen veya hiçbir ikna edici yasal argüman olmadan karar alan yargıçlara kadar. raporda genç aktivistlerin, protesto düzenleyinlerin ve katılımcılarının ve muhalefet yanlılarının ağır ceza hukuku altında yargılanmaları, barışçıl eylemlerin suç sayılması ve yargı sürecinin kendisiyle ilgili bulgu ve tavsiyelerimizi yayınladık. 
 
ajt: benzer ülkelerde, örneğin orta asya’da yöntem nedir? uyuşturucu yerleştirme orada da söz konusu mu? 
 
dalhuisen: uyuşturucu azerbaycan’a özel bir yöntem. her ülke kendine göre bir yöntem buluyor. orta asya’daki birçok ülke için aşırıcılık, özellikle de dini grupların aktivitelerini hedef alırken popüler bir suçlama. azerbaycan’da online aktivistlerin skalası daha geniş ve dini gruplar da var; farklı gruplar için farklı yöntemler kullanılıyor. hakaret davaları hem sivil hem ağır ceza mahkemelerinde oldukça rutin. popüler ve efektif bir yöntem. 
 
kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;