ödüllü gazeteci peter greste, pazartesi günü 7 yıl hapse mahkûm edilip cezaevine gönderildikten sonra kararla ilgili yaptığı ilk yazılı açıklamasını yaptı: 

"pazartesi günü verilen mahkeme kararıyla yıkıldım, büyük bir hakarete uğradığımı hissettim. yargılama süresince, savcı bize yönelik çirkin iddialarını destekleyecek tek bir somut kanıt sunamadı.

aynı zamanda avukatlarımız defalarca mahkemeden dışarı atılarak bu süreçte sayısız usulsüzlükler ve suistimaller ortaya konuldu.

işte bu yüzden hükmü bozmak için elimden gelen her şeyi yapma ve tüm olası önlemleri göz önünde bulundurma niyetindeyim. hüküm, davamızın asla basit bir biçimde bize yöneltilen suçlamalarla ilgili olmadığını teyit ediyor. bu, medyadaki eleştirel seslerin gözünü korkutmak ve onları susturmak için mahkemeyi kullanmaya yönelik bir girişimdi.

işte bu yüzden özgürlüğümüzün, daha önemlisi mısır basınının özgürlüğünün asla bireylerin, insan hakları gruplarının, hükümetlerin ve özgür bir basının mısır’ın tüyü yeni bitmiş demokrasisi için ne kadar asli bir önemi olduğunu anlayan herkesin gürültülü, sürekli baskısı olmaksızın sağlanamayacağını biliyorum.

hepimiz bu çileli süreçte bize yöneltilen olağanüstü ve eşi görülmemiş kamu desteğine müteşekkiriz. bu bizi güçlü tuttu ve güçlü tutmaya da devam ediyor. hepimiz gerektiği ölçüde bu adaletsizlikle mücadele etmeye devam etmeliyiz."

mısır’da darbenin ardından tutuklanan ve aylardır yargılanan al jazeera çalışanları peter greste, muhammed fehmi ve baher muhammed 7 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı.

bu durum dünya medyasında da büyük bir tepkiyle karşılandı.

salı günü peter greste'yi cezaevinde ziyaret eden kardeşi mike greste, peter greste'nin uluslararası topluma "bizi bırakmayın" çağrısı yaptığını aktarmıştı. mike greste, gazetecilerin hapisteki müslüman kardeşler liderleriyle aynı koğuşa konduğunu söylemişti.

çalışanlarına yönelik tüm suçlamaları reddeden al jazeera, gazetecilerin serbest bırakılması için çağrılarını ve çabalarını sürdürecek.

abd dışişleri bakanı john kerry de kararı "ürpertici ve acımasız" diye nitelendirerek kınamıştı.

kaynak: al jazeera