Irak

'Sünniler için hiçbir şey yapılmadı'

Irak’ta meclis oturumlarını boykot eden Sünni milletvekilleri Al Jazeera’ya konuştu , Sünnilere kendilerini koruma imkanı tanınması ve ayrımcılığın kaldırılması gibi taleplerinin halen beklemede olduğunu söyledi.

Konular: IŞİD, Ortadoğu
İnsan hakları örgütleri, Irak'ta IŞİD'le savaşan Şii milislerin sivil halka yönelik ihlâllerine dikkat çekiyor. [Fotoğraf: Reuters-Arşiv]

müzakere sürecinin içinde yer alan milletvekili raad dahalaki al jazeera'ya yaptığı açıklamada "prensip gereği tüm milis güçlerin yasaklanması konusunda müzakere yürütüyoruz." dedi ve sözlerine şöyle devam etti: "ancak hükümetin bunu kabul etme niyeti olmadığı için, alternatif olarak hükümet tarafından silahlandırılan şiilerinkine benzeri bir sünni silahlı gücü kurulmasını talep ediyoruz."

bağdat'ın güneyinde milletvekili zeyd cenabi'ni konvoyuna düzenlenen, cenabi'nin oğlu, aşiret şeyhi amcası kasım suveydani ve yedi korumanın öldürüldüğü ve cenabi'nin de kaçırıldığı saldırının ardından 328 sandalyeli irak meclisi'nde 73 sandalyeye sahip sünni milletvekilleri 14 şubat'ta meclis faaliyetlerini askıya alma kararı almıştı.

kimliği belirsiz silahlı grupların saldırısına uğrayan konvoy cenabi'nin bağdat'ın 40 kilometre güneyinde bulunan memleketi latifiye'ye doğru gidiyordu. kaçırdıkları cenabi'yi daha sonra salıveren saldırganlar, konvoyda bulunan diğer kişileri öldürüp cesetlerin bulunduğu araçları bağdat'ın kuzeybatısında bulunan bir köprünün altında terk etmişti. sünni milletvekilleri silahlı saldırganların cenabi ve maiyetine ulaşana kadar birçok kontrol noktasını geçmek zorunda olduğunu ve hükümet destekli milisler olmadıkları sürece, bu saldırganların güvenlik güçlerince yakalanmadan hareket edebilmelerinin imkansız olduğunu söylüyor.

'silahlar devletin elinde olmalı'

bu gelişmeler sünni politikacı ve aşiret liderleriyle anlaşmak için önemli adımlar attığı belirtilen başbakan haydar ibadi'nin yürüttüğü uzlaşma çabalarını tehdit ediyor.
deneyimli sünni milletvekili salih muzahem al jazeera'ya şunları söyledi: "silahlar devletin elinde olmalı, devletin elinde olmayan silahlar toplanmalı"

şii milisler, sünni ve kürtler tarafından yasaların üstünde bir güç ve özellikle işid'in büyümesi karşısında zayıflayan irak ordusu tarafından kontrol edilemeyen bir yapı olarak görülüyor. işid geçen temmuz ayında irak'ın ikinci büyük şehri musul'u ele geçirdi, selahaddin, kerkük ve diyala'nın büyük bölümünün kontrolünü eline aldı. işid halen anbar şehrinin büyük bölümünün kontrolünü elinde tutuyor.

gönüllü halk güçleri şemsiyesi altındaki şii milisler işid'e karşı mücadelede önemli bir rol oynadı. sünni politikacılar böyle kritik bir konjonktürde şii milislerin silahsızlandırılması talebinin gerçekçi bir talep olmadığının farkında olduklarını belirtiyorlar.

muzahem "hükümet şii milislerin silahsızlandırılması konusunda bize olumlu cevap vermiyorsa, bizim aşiretlerimizi de silahlandırmalı ve biz de kendimizi savunabilmeliyiz." dedi. 

sünni vekiller resmi olarak kimseyi cenabi olayının sorumlusu olarak ilan etmiyor. güvenlik yetkililerine göre, baas partisi eski liderlerinden olan suveydan, bağdat'ın güneyindeki şii nüfus ve güvenlik yetkilileri tarafından, bölgede faaliyet gösteren sünni silahlı gruplar üzerinde büyük nüfuza sahip bir figür olarak görülüyordu.

şii nüfus suveydan'ı 2006-2007 yıllarında zirve yapan katliamlar sırasında yüzlerce şii ailenin ölümünden ve evlerinden edilmesinden sorumlu olmakla suçluyordu.

isminin gizli kalmasını isteyen bir mahmudiye milli güvenlik güçleri yetkilisi "suveydan'ın geçmişi onu bölgedeki pek çok şii güç için tipik bir hedef haline getiriyordu. şii militanlar ve hatta aşiret üyelerinin bir çoğu yıllardır onu hedef alıyordu." dedi.

bağdat'ın güneyinde faaliyet gösteren  şii gruplardan özellikle amerikan karşıtı mukteda sadr'la bağlantılı barış tugayı, bedir tugayı, asaib eh el-hak ve irak hizbullah’ı kendilerini, işid'le işbirliği yaptığını iddia ettikleri sünnileri soruşturmakla görevli kıldı.

sünni milletvekillerine göre, irak güvenlik güçleriyle işbirliği içindeki şii milisler temmuz 2014'ten bu yana onlarca sünni mahkûmu infaz etti ve yüzlerce sünni'yi hapsetti.

şii blokla müzakere eden grupta yer alan deneyimli sünni milletvekili talal kudair "bu ihlallere son vermek ve görevini kötüye kullanan güvenlik güçlerini hesap sorulabilir hale getirmek gerekli" dedi.

'sünniler için hiçbir şey yapılmadı'

al jazeera'ya durumun daha da kötüye gittiğini söyleyen kudair sözlerine şöyle devam etti: "şii blok tarafından taleplerimizin üç ay içinde karşılanacağı sözünü aldık ama maalesef şu ana kadar hiçbir şey yapılmadı."

mecliste bulunan şii grupların çoğu cenabi ve maiyetine düzenlenen saldırıyı kınarken, ibadi faillerin yakalanacağı sözünü verdi. en güçlü ve tartışmalı tepki mukteda sadr'dan geldi. sadr iyi niyet göstergesi olarak iki silahlı grubu "barış tugayı" ve "vaat edilen gün tugayı"nın faaliyetlerini durdurdu.

kararını ayrıntı vermeden yazılı bir demeçle açıklayan sadr bu hareketiyle hem taraftarlarını hem de rakiplerini şaşırttı. barış tugayı on bin asker ve içinde uzun menzilli füzelerin de bulunduğu irak'ın en büyük silah varlığına sahip.

uzmanlara göre bu silahlı gücün faaliyetlerini durdurmak işid'e karşı savaşta gönüllü halk güçleri'ni zayıflatabilir. bazı şii gruplar sadr'dan kararını işid'e karşı savaş bitene kadar ertelemesini istedi.

verdiği bir demeçte sadr'a "kararınıza saygı duyuyoruz. ancak savaşın hızını devam ettirebilmek ve samarra'nın kutsal mekanlarını koruyabilmek için ülkenin adama ihtiyacı var." şeklinde seslenen şii milletvekili ve eski ulusal güvenlik danışmanı mufak rubai şunları da söyledi: "hiçbir şey için barış tugayı suçlanmıyor, kimse barış tugayı'nı suçlamıyor."

öte yandan irak hükümetinin bu kritik zamanda şii milisleri dağıtamayacak kadar güçsüz olduğunu bilen sünni müzakereciler taleplerini değiştirerek, şii militanların silahsızlandırılması yerine, kendi milis güçlerini kurmayı istediler.

al jazeera'ye konuşan dahalaki "aşiretlerimizin silahlandırılmasını ve sünni yoğunluklu bölgelere o bölgenin insanları dışında birlik gönderilmemesini istedik" dedi. dahalika sözlerine şöyle devam etti: "elbette ilk isteğimiz devlete bağlı güçler kurulması ama bu olasılığın mümkün olmadığı göz önüne alınınca halkımızı ve mallarımızı korumak için zorlu bir seçeneği tercih etmek zorunda kaldık. bu da işid'in kontrolündeki bölgeleri kurtarmak için kendi çocuklarımızdan oluşan ve hükümet tarafından silahlandırılan sünni bir gönüllü güç kurulması."

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;