trt'de katıldığı stadyum programında açıklamalar yapan ünal aysal, 18 ekim'de düzenlenecek seçimli genel kurulda aday olmayacağını açıkladı. 

seçim kararı almasında divan kurulu’nun rol oynadığının altını çizen aysal, “şahsıma özel hazırlanmış olağanüstü divan kurulu toplantısı gibi hissettim. üç büyük projemden bahsetmiştim. divan kurulu’na anlatmıştım. bir hafta sona olağanüstü toplantı istendi. bana güvensizlik hissettirdi. bu mesajı adnan polat da dört sene önce alsaydı o da seçime giderdi” dedi.

medyanın tutumunun da bu kararında önemli rol oynadığını ifade eden ünal aysal, “liglerin başladığı günden beri medya saldırısı var. bunun temelinde bizim camiamızdan gelen isimler de var. aileme varan bir saldırı söz konusu. türk sporunda beni rahatsız eden bir ortam var. bize yönelik davranışları haksız kararları her geçen gün kötü hissettirdi” diye konuştu.

taraftarın ve genel kurulun desteğinden şüphe olmadığını söyleyen aysal, “fakat divan kurulu konusunda şüphem var. onların bana verdiği mesajlar çok önemli. galatasaray’da başkanlık sistemi vardır. bir sorun olduğu zaman yönetime sığınmam” ifadelerini kullandı.

'taraftar başarıya aç'

ünal aysal sezona yeni başladıklarını belirterek, “bunu hazırlık dönemi olarak düşünelim. bundan sonra sıfırdan başlayalım. futbolcular da mesajımı aldılar diye düşünüyorum” dedi.

selçuk ve burak’ın tepki çekmesini değerlendiren ünal aysal, “oyuncuların kıymetini bilmemiz lazım. 90 dakika en iyisini vermeye çalışıyorlar. konsantrasyon düşüklüğü olabilir. selçuk burak gibi önemli olunca sonuca etkiliyor. taraftarlarımız başarıya alıştığı için ani reaksiyon olabilir. pek de aldırmamak lazım. genç yaşta ani tepki veriyor. moral yıkıntısı yaşatacak şeyler değil. taraftarları hoş görmek lazım” diye konuştu.

yabancı oyunculara taraftarların ayrım yaptığına inanmadığını vurgulayan aysal, “oyuncular arasında ayrım olduğunu düşünmüyorum. sneijder de böyle bir performans düşüklüğü yaşarsa o da tepki alır. taraftarlardan ricam daha toleranslı olmaları. yardımcı olmaları. geçen sene kayseri maçından sonra beni de istifaya çağırdılar. hem başarı da hem de başarısızlıkta hepimizin payı var” ifadelerini kullandı.

dördüncü yıldızın sezona bir hava getirdiğini söyleyen başkan, “oyuncuların bundan etkilenmemesi mümkün değil. yavaş yavaş oyuna pozitif katkı yapacak diye düşünüyorum” dedi.

ünal aysal takımın sezon sonunda başarıların hakkında şühesi olmadığını vurguladı;
“ligin en iyi ve en derin kadrosu bizde var. çok ince çalışılıp seçildi bu ekip. çok fazla oyuncumuz olması teknik ekipte bir handikap oluşturuyor. herkese forma vermek istediği için farklı oyuncular sahaya sürüyor. standart bir kadro belirleyip bununla devam edeceğiz.”

başkanlığı dönemindeki transferleri değerlendiren aysal, “benim dönemimde hocaların istemediği hiçbir oyuncu alınmadı. listeler onlardan geldi. istemediği herhangi bir oyuncuda biz ısrarcı olmayız. kaka’yı hiç düşünmedik. şampiyonlar ligi’nde oynayamayacaktı. bel sorunu da vardı. sneijder’in transferi bizim için büyük fırsattı. bize kalitesini kanıtladı. tercihimizin ne kadar doğru olduğunu gösterdi” diye konuştu.

'ilk tercih lucescu idi'

teknik direktör olarak ilk lucescu ile görüştüklerini söyleyen aysal, “alman ve hollanda ekolü derken pasaporttan değil sistemden kaynaklıydı. italyan ya da rus olması önemli değildi. o düzende bir futbolu sahaya sürmesi önemliydi. ilk tercihimiz prandelli değildi. lucescu ile görüşmüştük. shakhtar donetsk’in sahibi kendisinden rica etti. bana gelemeyeceğini söyledi. çok profesyonelce davrandı. mancini’nin 15 haziran’a kadar çıkma hakkı vardı. bunu kullandı. prandelli ile aramızdaki sözleşmede cezai herhangi bir yaptırım yok. prandelli de ben de gönül adamıyız. prensipler üstünden konuşuyoruz. böyle bir duruma gelmesine de gerek yok” dedi.

ilk geldiği gün olduğu gibi futboldan anlamadığını söyleyen aysal, “futbola hiç karışmıyorum. sadece izliyorum. futbolu bilen dostlarıma danışıp rapor alıyorum. kulüp yönetimi gönül işi. yönetim kurulları da böyle kuruluyor. birlik ve beraberlik çok önemli. işimize odaklanmamız lazım. ilk yönetimiz kurulumuzda da bu yönetim kurulumuzda dostane ilişkilerimiz oldu” diye konuştu.

sabri sarıoğlu’nun kadro dışı kalma kararının yönetimden olmadığının altını çizen başkan, “sabri benim çok sevdiğim ve takdir ettiğim bir oyuncu. kendisiyle de konuştum. fakat sahada olup olmayacağına ben karar veremem. sorumluluk verdiğim isimin kararı. prandelli’nin kararı. çok tecrübeli bir teknik adam. bir önceki teknik direktörün raporunu almıştır. sabri sağ bek. biz sezona sağ bek olmadan başladık. bana kalsa ben başkan olarak para harcamam eldeki değerimi kullanmak isterim. tercihler teknik direktörün takdiri” ifadelerini kullandı.

fatih terim’e kırgınlığı olduğunu söyleyen ünal aysal, “katiyetle nefret kelimesi gereksiz. kırgınlığım var. federasyonun böyle bir talebi var dediğimde ben galatasaray’da oynamak istiyorum dedi. federasyon ile imzalanan kontratı televizyondan seyrettim. tff’ye sadece dört maç için olabileceğini ilettim. böyle konuşmadıklarını düşünmek istedikleri söyledi. televizyonda sözleşme imzalanırken gördüm. bundan üzülmem, kırılmam konusunda gayet normal. bundan sonra herhangi bir iletişimimiz olmadı. ceo’muz florya’ya gitti. başkanla konuşmanız gerekiyor dedi kendisine. bana gelen müsait olmadığı, eğer istiyorsak asistanıyla görüşebileceğimizi söyledi. yönetim kurulumuza götürdüm. fatih terim ile ayrılma gibi bir düşüncemiz yoktu. onun takım üstündeki tecrübesi ve hakimiyeti çok önemliydi. yönetim değişikliğinde fatih terim’in hiçbir alakası yok” dedi.

kaynak: al jazeera