anadolu ekipleri, istanbul'un üç büyüğüne karşı çoğu zaman savunma ağırlıklı bir oyun planı uyguluyor. zaman zaman farklı örnekler çıksa da bu anlayış süper lig'de hala geçerli.
 

türk futboluna 80'lerin sonundan itibaren milli takım ve kulüp seviyesinde ilkleri yaşatanlar ise rakip kaleye gitmeyi düşünen teknik adamlar oldu. ersun yanal, mustafa denizli'nin öncülük ettiği ve fatih terim ile devam eden bu okulun en parlak öğrencilerinden.

yanal her zaman golü ve galibiyeti düşünen bir teknik direktör. takımının rakibe sürekli baskı kurmasını, hızlı oynamasını, savunmanın bile hücuma katılmasını istiyor.

kafasındaki oyunu sahaya yansıtabilmek için bilim en büyük yol göstericisi. oyuncularla ilgili antrenman ve maç istatistikleri, rakip takım analizleri ve futbolcu seçimi başta olmak üzere bilimi, bilgiyi işiyle ilgili her alanda kullanıyor. dünya futbolunda istikrarlı bir yer edinmek için bunun gerekli olduğu inancında:

"eğer sahaya çıktığınız andan itibaren bu 11 kişinin bir olmasını istiyorsanız, güçlü ve detaylı analizler yapmak, birinin eksik kalan yanını diğerinin artılarıyla kapatmak zorundasınız. ben çağın gereklerinden yararlandım ve yararlanmaya devam edeceğim. türkiye’nin böyle bir zihniyete, böyle çalışma metotlarına ihtiyacı var." 

teknik direktörlüğe başlaması

ersun yanal 17 aralık 1961 tarihinde izmir'in buca ilçesinde doğdu. denizlispor, nazillispor, aydınspor gibi takımlarda futbol oynadı. manisa celal bayar üniversitesi beden eğitimi bölümü'nde okudu, spor yönetimi üzerine eğitim aldı.

teknik direktörlüğe 1990 yıllında, çocukluğunu geçirdiği ve bir dönem formasını giydiği denizli'nin sarayköy ilçesinin futbol takımında başladı. denizlispor'da genç takımı çalıştırdıktan ve yardımcı antrenörlük yaptıktan sonra a takımın başına geçti.

yanal, yeni salihlispor'u çalıştırdığı bir sezon dışında 1996'dan 2000'e kadar denizlispor'da görev yaptı.

takım 1998-99 sezonunu ikinci sırada bitirdi ve süper lig'e yükseldi. 1999-2000, ersun yanal'ın ilk haftadan itibaren teknik direktör sıfatıyla başladığı ilk süper lig sezonu oldu. 25'inci haftada görevi bıraktığında takım yedinci sıradaydı, en çok gol atanlar ve yiyenler sıralamasında ilk dört içindeydi.

ankara yılları

türk futbolunda gerçek anlamda ismini duyurduğu takım ankaragücü oldu. yanal'dan önceki sezon kümede zorlukla kalan başkentin köklü ekibi, onun yönetiminde geçirdiği iki sezonu altıncı ve dördüncü sırada bitirdi.

galatasaray 2001-2002 sezonunu şampiyon olarak tamamlarken ligin en golcü takımı unvanını da aldı, istanbul ekibi ankaragücü'nden sadece üç gol fazla atmıştı. ankaragücü'nü dördüncü sıraya taşıyarak uefa kupası'na sokan yanal kulüp tarihine geçti. sarı-lacivertli takım o sezon dört büyük ekibi de yenmeyi başardı.

2002-2003 sezonuna ankaragücü'nün ezeli rakibi gençlerbirliği'nde başladı. maçlara pek rağbet etmeyen kırmızı-siyahlı taraftarlar tribünleri doldurmaya başlarken, takım ciddi anlamda şampiyonluk yarışının içine girmişti.

26 hafta sonunda beşiktaş 61, galatasaray 60 ve gençlerbirliği 59 puanla sıralanıyordu. sonraki yıllarda yanal ile ilgili dillendirilen 'sonunu getiremiyor' eleştirisine dayanak oluşturan tipik durum kalan haftalarda kendini gösterdi:  takım son sekiz maçından sadece yedi puan çıkardı, ligi üçüncü sırada bitirdi.

rakip fileleri 76 kez havalandıran gençlerbirliği sezonun açık ara ligin en golcü takımı oldu, finale kadar geldiği türkiye kupası'nın şampiyonluk maçında trabzonspor'a kaybetti. 

2003-04 uefa kupası

sonraki sezon takım ligi 10'uncu bitirerek bekleneni veremedi, kupa finalinde yine trabzonspor'a yenildi. ama aynı sezon, yanal'ın kendini avrupa'ya tanıttığı dönem oldu.

gençlerbirliği uefa kupası'nda sırasıyla blackburn rovers, sporting lizbon ve parma'yı eledi, asıl şaşırtıcı olan bunu başarırken parma ile sporting'i deplasmanda yenmesi ve tüm eşleşmelerde rakiplerine kesin üstünlük kurmasıydı.

ingiltere, portekiz ve italya gibi büyük futbol ülkelerinin temsilcilerini saf dışı bırakan başkent ekibi, dördüncü turda valencia ile karşılaştı. ispanyol takımı o sezon kupayı müzesine götürürken tek yenilgisini 1-0'lık skorla ankara'da aldı. gençlerbirliği deplasmandaki maçı uzatmada 2-0 kaybederek elendi.  

_{türkiye'nin kazakistan'ı 6-0 yendiği 2006 dünya kupası eleme maçı, yanal'ın milli takımdaki zirve anlarındandı [aa]} 

mili takım dönemi

gençlerbirliği'ndeki performansı ersun yanal'ı 2004 yılında türk milli takımının teknik direktörlüğüne taşıdı, şenol güneş'ten sonra görevi devraldı.

türkiye'nin başında 15 maçtan sekizini kazandı. milli takımda 10 maçtan fazla görev yapan teknik adamların performansları sıralandığında yüzde 53.3'lük galibiyet oranı yanal'ı bu listenin zirvesine çıkardı, ama görevde kalmasına yetmedi.

haluk ulusoy'dan sonra tff başkanlığına seçilen levent bıçakcı, milli takımın 2006 dünya kupası'na katılma iddiası devam etmesine rağmen yanal ile yolları ayırdı.

milli takımda istediği değişimi sağlayamayan ersun yanal, oyuncu seçimlerinde ve özellikle hakan şükür'ü kadroya almadığı için sürekli eleştirildi. medya baskısını ilk kez bu kadar yoğun şekilde hisseden teknik adam, zaman zaman kendi oyun tarzından da ödün vererek şaşırttı.

milli takımın ardından manisaspor'u çalıştırdığı dönemde altan tanrıkulu'na verdiği röportajda, hakan şükür'ü kadroya almama nedeninin galatasaray oyuncusu olması değil, sistemle ilgili olduğunu vurguluyordu:

"dünya futbolu ronaldinho, eto’o, messi, rooney gibi hızlı forvetlere döndü. biz de bir sistem değişikliğine gittik. yoksa hakan ile hiçbir problemim yoktu. bana her zaman saygılı davrandı."

manisa ve trabzon

2005-06 sezonuna herhangi bir takımla başlamayan yanal, sekizinci hafta maçlarının ardından vestel manisaspor ile sözleşme imzaladı. takım sezonu 12'nci sırada tamamladı.

sonraki sezona müthiş bir giriş yapan ege ekibi 12 hafta liderlik koltuğunda kaldı, o süre içinde fenerbahçe karşısında aldığı 5-3'lük galibiyetle tüm dikkatleri üzerine çekti. yanal'ın hücumcu takımında arda turan gibi bir yetenek de parlıyordu.

manisa çıkışını sonraki haftalara taşıyamadı, neredeyse düşme hattına kadar geriledi. yanal, 17 mart 2007 tarihinde saha içinde yaşanan gerginlikler nedeniyle ertelenen sakaryaspor maçından bir gün sonra istifa etti.

2007-08 sezonuna yine takımsız başladı, 10'uncu haftadan sonra trabzonspor'un başına geçti. 11'nci sırada aldığı takım sezon sonunda altıncı sıradaydı. sonraki sezon takım üçüncü sıradayken 29'uncu haftada karadeniz ekibinden ayrıldı.

yeniden tff''ye

türkiye futbol federasyonu'nda futbol genel direktörü sıfatıyla 2010-2011 yılları arasında görev aldı. a milli takım dışındaki kalan tüm milli takımlardan sorumlu olarak görevlendirilen yanal, 4 ekim 2011'e kadar bu görevde kaldı.

fenerbahçe'den önce bir buçuk sezon eskişehirspor'u çalıştırdı. kırmızı-siyahlı ekip 2012-2013 sezonunu sekizinci sırada bitirdi. ersun yanal, geçmişteki örneklerin aksine çok parlak bir sezonun ardından fenerbahçe'ye gelmedi. sarı-lacivertli kulüp daha önce de onu istemişti, ama bu görevi alması aykut kocaman'ın ayrılmasından sonra gerçekleşti. şike davasının olumsuz etkilerini silmeye çalışan kulüp, 51 yaşındaki teknik adamı bir yıl için takımın başına getirdi. 

fenerbahçe ondan lig şampiyonluğu istiyordu, yanal beklentileri boşa çıkarmadı. kariyeri boyunca ilk kez bu kadar derin bir kadroyla ve büyük imkanlarla çalışma fırsatını iyi değerlendirdi, bitime üç hafta kala sarı lacivertli takım şampiyonluğunu ilan etti. fenerbahçe'de kazandığı şampiyonluk, kariyerindeki en büyük başarısı oldu.

2014-15 sezonunun başlamasına bir aydan az bir süre kala ise ersun yanal, fenerbahçe'deki görevinden istifa etti. başkan aziz yıldırım ile yaşadığı sorunlar yanal'ı istifa kararı almaya itti. bir sezon kaldığı fenerbahçe'ye kazandırdığı şampiyonluk ile veda etti. 

kaynak: al jazeera