serena williams, son yıllarda kadın tenisinde tam anlamıyla hakimiyet kurdu. kendine ait bir ligde kendisiyle yarışıyor.

2013’te, yeniden dünya sıralamasının zirvesine çıktı. 17'nci grand slam şampiyonluğunu elde etti. üstüne sezon sonu turnuvasını kazandı. amerikalı tenisçinin bugünkü rakiplerinden hiçbiri bu performansa yaklaşamıyor bile. tenisin bazı efsanevi isimlerine bakılırsa, aktif tenisçiler bir yana, hiçbir kadın bu sporda williams kadar başarılı olamadı.

eski dünya bir numarası chris evert, williams hakkında “bence o bugüne kadar gördüğümüz en büyük oyuncu” yorumunda bulundu.

bir başka eski dünya sıralaması lideri, kadın tenisçiler birliği'nin (wta) kurucusu billie jean king ise “serena böyle devam ederse muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi tenisçi olacak” demişti.

williams aynı zamanda dünyanın en zengin sporcularından biri. forbes.com’a göre, haziran 2013’e kadar olan bir yıllık sürede, maria sharapova dışında ondan çok kazanan bir kadın sporcu yok. williams bu dönemde, sponsorluk ödemeleriyle birlikte 15 milyon euronun üzerinde gelir elde etti.

hızla ilk beşe

serena williams 1981’de doğdu. amerikalı bir ailenin beş kızından en küçüğüydü.

serena ve ablası venus, ilk tenis derslerini babalarından aldılar. richard williams, kızlarını tenis kitapları ve videolarından öğrendikleriyle eğitti. serena daha üç yaşındayken günde iki saat antrenman yapıyordu.

çocukluk yıllarında venus rakiplerini kolayca yeniyordu. serena ise kısa ve çelimsizdi, ablasından daha çok çalışması gerekiyordu. o da öyle yaptı.

14. doğum gününe iki gün kala profesyonel oldu. iki yıl sonra dünya sıralamasında ilk yüze girmişti bile.

1998’de, dünya sıralamasının ilk 10’undan beş kişiyi yenen en genç tenisçi oldu. bunu başardığında henüz 16 profesyonel maça çıkmıştı.

o sezon ilk 20’ye girdi. ayrıca venus ile birlikte ilk çiftler şampiyonluğunu elde etti. bundan sonra williamslar, birlikte 13 grand slam şampiyonluğu kazandılar. ayrıca 2000, 2008 ve 2012’de olimpiyat şampiyonu oldular.

serena’nın tekler dünya sırlamasında ilk beşe girdiği ilk sezon 1999’du. o sezon amerika açık finalinde martin hingis’i yenerek grand slam’lerde ilk tekler zaferine ulaştı:

“grand slam tunuvaları kazandım çünkü bunu çok istemiştim. bazı turnuvalarda form durumu en iyi olan ben değildim ama kazanmayı herkesten çok istedim. sanırım şunu söylemek yerinde olacaktır, tüm kariyerim boyunca çeşitli aşamalarda kazanmayı bu gezegendeki diğer tüm insan evlatlarından daha fazla istedim.”

_{williams sezon sonu turnuvalarındaki dördüncü şampiyonluğunu 2013'te istanbul'da kazandı.  [reuters]}

‘serena slam’ ve trajedi

2002 ve 2003 williams’ın en parlak dönemlerinden biriydi. kariyerinde ilk kez dünya sıralamasında bir numara oldu.

‘serena slam’ diye adlandırılan bir başarıya da imza attı. aynı anda dört grand slam turnuvasında birden (avustraya açık, fransa açık, wimbledon ve amerika açık) şampiyonluk unvanının sahibiydi. dört turnuvanın finalinde de venus’ü yenmişti.

onun dışında sadece maureen connolly, margaret court, martina navratilova ve steffi graf bunu başarabilmişti.

ayrıca, williams’tan önce bu dört turnuvadan da tekler kupası kazanan sadece sekiz kadın tenisçi vardı. sonra listeye maria sharapova da eklendi.

ancak 2003 williams için sadece başarılarla dolu değildi. hayatının en kötü dönemlerinden birine sürüklendi. en büyük ablası yetunde, bir sokak çetesi cinayetine kurban gitti.

serena bundan sonra tenise karşı tüm hevesini kaybetti. evine yakınındaki tatlı dükkanında çok daha fazla vakit geçirmeye başladı. bir dizi sakatlıktan sonra, 2006’da, kort dışındaki tek 'sportif aktivite'si alışveriş yapmaktı. dünya sıralamasında 139'uncu basamağa kadar geriledi, tenisi bırakmaya hazırdı.

yeniden zirveye

2007 toparlanma yılı oldu. ocak ayında, dünya sırlamasında yeniden zirveyi göreceğinden şüphesi olmadığını söylüyordu. 25 yaşındaydı ve kendine güveni tamdı.

2003’te kim clijsters’a kaptırdığı dünya bir numarası unvanına 2008’de yeniden kavuştu. ondan önce hiçbir tenisçi beş yıl, bir aylık aradan sonra bir numara unvanını yeniden kazanamamıştı.

2010 temmuz’unda bir restoranda kırık cama basarak sakatlandı. o yıl sadece altı turnuvada oynamasına karşın sezon sonunda dünya sıralamasının dördüncü basamağındaydı.

ertesi yıl, mart ayında, bir başka ciddi rahatsızlık geçirdiğini doğruladı. akciğer embolisi nedeniyle hastanede tedavi görmek zorunda kalmıştı. neredeyse bir yıl turnuvalardan uzak kaldı. 

2012 çok daha verimli geçti. hem wimbledon hem amerika açık’ta tekler şampiyonluğu yaşadı.

2013 şubat’ında dünya sıralamasının zirvesine altıncı kez geri döndü. 31 yaşındaydı. wta tarihindeki en yaşlı bir numara oldu. fransa açık’taki ikinci, amerika açık’taki beşinci tekler zaferini elde etti.

istanbul’da üçüncü ve son kez yapılan sezon sonu turnuvası wta şampiyonası’nda 2012’de kupanın sahibi olmuştu. 2013’te şampiyonluk unvanını korudu. üst üste üçüncü sezonu dünya bir numarası unvanıyla tamamladı. ayrıca, bir sezonda on milyon dolardan fazla kazanan ilk kadın tenisçi oldu.

williams'ın kariyerine yakın bir zamanda son vermeye niyeti yok. olabildiğince uzun süre kortlarda kalmak istiyor:

“hayatta bir işi yaptığımı biliyorum. başka hiçbir işte iyi olmayabilirim ama iyi tenis oynuyorum-ve bunu yapmayı sürdüreceğim.”

kaynak: ajanslar ve al jazeera