Görüş

Davutoğlu'nun bir yılı

Davutoğlu AK Parti'nin başına geleli bir yıl oldu. Peki bu bir yıl nasıl geçti? 7 Haziran seçimlerinden ve yüzde 9'luk oy kaybından sonraki ilk AK Parti Kongresi'nde neler olabilir? SETA'dan Muhittin Ataman ve gazeteci Ruşen Çakır bu iki sorunun cevaplarını Al Jazeera için kaleme aldı.

Konular: Ahmet Davutoğlu
Ahmet Davutoğlu, 12 Eylül'deki AK Parti 5. Olağan Kongresi'nde 1353 geçerli oyun tamamını alarak yeniden genel başkan seçildi. [Fotoğraf: AA]

muhittin ataman

ahmet davutoğlu 7 ağustos 2014’te yapılan ak parti 1. olağanüstü büyük kongresi'nde ak parti genel başkanı seçildi, hemen ardından hükümeti kurdu. aradan bir yıl geçti. bu bir yılı değerlendirebilir misiniz?

başbakan ahmet davutoğlu, türkiye cumhuriyeti siyaset tarihinin en karizmatik ve en başarılı liderlerinden biri olan recep tayyip erdoğan’ın halefi ve kesintisiz 12 yıllık güçlü bir iktidar partisinin genel başkanı olarak ciddi bir yükün altına girmiştir. çünkü erdoğan gibi baskın ve parti ile özdeşleşen bir kişiliğin bıraktığı boşluğu doldurmak ve üst üstte üç seçim kazanan bir partiyi iktidarda tutmak hiç de kolay değildir.

ancak davutoğlu, girdiği yükün altında kalmadı ve ak parti genel başkanı olarak seçildikten kısa süre sonra parti tabanı tarafından kabul gördü. girilen seçimlerde ciddi bir oy kaybı yaşasa da yüzde 41’lik oy oranıyla yine açık arayla birinci parti geldi. bir bakıma, davutoğlu için bu bile başlı başına bir başarı olarak nitelendirilebilir.

son bir yıl, türkiye açısından çok yoğun geçti. davutoğlu başbakanlığının üzerinden çok zaman geçmeden yıpratıcı bir genel seçim kampanya sürecini yürütmek zorunda kaldı. seçim süreci ve sonrasında yaşanan tartışmalar ve iç politikadaki toplumsal ve siyasal cepheleşme dolayısıyla davutoğlu, başbakanlığının ilk yılında daha çok iç siyasetle ilgilenmek zorunda kaldı.

dışişleri bakanlığından gelmesi hasebiyle dış politikada ağırlık vereceği beklentisi vardı, ancak iki temel nedenden dolayı iç politikaya yoğunlaşmak zorunda kaldı. birincisi, son bir yılda türkiye dış politikasında önemli gelişmeler de olmadı. suriye’deki tıkanıklık ve hatta bunun iç siyaseti etkilemeye başlaması daha ciddi bir güvenlik sorunu olarak ön plana çıktı. daiş’in ilerlemesi, pyd-daiş mücadelesi ve iki örgütün eşzamanlı olarak türkiye aleyhine adımlar atması üzerine türkiye güvenlik tedbirleri almak zorunda kaldı. ikinci olarak, iç siyasi gelişmelerin baskınlığı ve seçim sürecinin sıkıntılı olması iç politikayı öncelikli bir alan haline getirdi.

seçim süreci ve sonrasında yaşanan tartışmalar ve iç politikadaki toplumsal ve siyasal cepheleşme dolayısıyla davutoğlu, başbakanlığının ilk yılında daha çok iç siyasetle ilgilenmek zorunda kaldı.

by Muhittin Ataman


davutoğlu başbakan olduktan sonra önemli bir içeriğe sahip kapsamlı bir ekonomik paket açıkladı. ancak bu ekonomik paket siyasete tahvil edilemedi ve ak parti hükümeti bundan bir siyasi kazanç elde edemedi. avrupa ve ortadoğu’daki ekonomik daralma dolayısıyla, ülkenin ekonomik sorunlarının çözümü konusunda sıkıntılarla karşı karşıya kalındı. ancak her şeye rağmen ekonomik büyüme ve büyük ekonomik projelerin yapımına devam edildi.

12 eylül’deki ak parti kongresi, 7 haziran seçimlerinden, partinin yüzde 9'luk oy kaybından ve tek başına iktidar olamamasından sonraki ilk kongre... bu kongrenin önemi nedir? ak parti genel başkan yardımcısı mehmet ali şahin partinin fabrika ayarlarına döneceğini söylemişti. ak parti kongresi'nden beklentiniz nedir? bu kongre ile ak parti'de bir değişiklik/evrilme bekliyor musunuz?

bir kere, davutoğlu’nun gerçek manada genel başkan olması için vereceği ilk sınav olacaktır. kurucu genel başkan tarafından aday gösterilerek seçilmesinden sonra ilk kez kendi başına parti delegelerinden oy isteyecek ve parti yönetimi için kendi ekibini kuracaktır. partinin kurumsal hafızasını temsil edenlerin yanında yeni yüzlerle yenilenmiş bir ekiple yeniden genel başkan olması, davutoğlu’nun liderliğini pekiştirecektir.

ak parti’nin ana damarına, özüne dönüş yönünde ciddi bir talep var. toplumun geneline konuşabilen ve tüm kesimleri temsil edebilen bir yapıya kavuşma yönünde bir değişiklik yapılması beklenmektedir. bu beklentinin karşılanması için de 1 kasım seçimlerine hazırlık anlamına da gelecek bir yönetim değişikliğinin gerçekleşmesi beklenmektedir.

7 haziran seçimlerindeki oy kaybı sonrasında yapılan eleştirilerin merkezindeki parti temsiliyeti ve milletvekili aday profili sorunlarının dikkate alınarak dengeli bir mkyk oluşturulması ihtimali yüksektir. özellikle kürt illerindeki dramatik oy düşüşünün 1 kasım seçimlerinde tekrarlanmaması için parti yönetiminin temsil gücü yüksek olanlardan oluşması gerekmektedir. bunun için de öncelikle kürt halkı nezdinde karşılığı olan kişilerin parti yönetimine alınması ve akabinde milletvekili adayı gösterilmesi şarttır. mkyk’nın oluşumu partinin seçim kadrosu hakkında önemli ipuçları barındıracaktır.

bu kongrede davutoğlu dışında başka bir adayın çıkacağını, dolayısıyla bir liderlik tartışmasının olacağını beklemiyorum. yani, 12 eylül’de de ak parti geleneğindeki barışçıl havanın kongreye hâkim olacağını düşünüyorum.

parti disiplininin devam ettirilerek birlik ve beraberlik görüntüsünün verilmesi partinin geleceği bakımından çok anlamlı olacaktır. zaten daha önceki kongrelerinde de görüldüğü gibi, ak parti kongre öncesi gerekli istişareleri yaparak mkyk ve genel başkan konusunda bir karar alır, kongreyi ise bir şölen havasında geçirir. kongrede ise daha çok geçmiş hizmetlerini anlatır ve topluma bir gelecek vizyonu sunar.

 

ruşen çakir

ahmet davutoğlu 7 ağustos 2014’te yapılan ak parti 1. olağanüstü büyük kongresi'nde ak parti genel başkanı seçildi, hemen ardından hükümeti kurdu. aradan bir yıl geçti. bu bir yılı değerlendirebilir misiniz?

bir bütün olarak baktığımızda bu bir yılın davutoğlu’nun lehine sonuçlandığını söyleyebilmek mümkün değil. öncelikle genel seçimlerde 4 yıl içinde 9 puanlık bir gerileme yaşandı. ikinci olarak davutoğlu gerek parti lideri, gerekse başbakan olarak hep cumhurbaşkanı tayyip erdoğan’ın gölgesinde kaldı. örneğin erdoğan’ın da meydanlara inmesi nedeniyle 7 haziran seçimlerinde partisinin kampanyasını belirleme şansını kaybetti.

bunun birinci nedeni, davutoğlu’nun genel başkanlık ve başbakanlığa erdoğan tarafından getirilmiş olmasıdır. uzun bir süre akp iktidarında ‘teknokratik’ görevler üstlenmiş olan davutoğlu parti teşkilatı hakkında fazla bilgi ve ilişkiye sahip değildi. öte yandan üniversite hocalığından tevarüs etmiş kendine has üslubu, onun sert siyasi tartışma ve çatışmalara girmesine izin vermiyordu.

fakat yeni dönemde sıklıkla, kendisini var eden özelliklerini geri plana bırakması gerekti. özellikle erdoğan’ın çözüm sürecini ‘buzdolabına kaldırması’ ile birlikte dilini değiştirmiş olması davutoğlu’nu çok zor durumda bıraktı. davutoğlu kendi üslubunu ve farkını korumaya çalışmak yerine erdoğan’ın açtığı yeni hattan ilerledi. 31 mayıs’ta diyarbakır istasyon meydanı’nda düzenlenen ve yerinde izlediğim seçim mitingindeki konuşması bu noktada başlı başına çarpıcı ve düşündürücü bir örnektir. bu üslubun akp’nin kürt seçmeninin önemli bir kısmının hdp’ye yönelmesinde, dolayısıyla seçimdeki başarısız sonuçta etkisi tartışılmaz.

aslında 7 haziran sonuçları davutoğlu’nun liderliğini kanıtlaması için belli imkânlar sunuyordu. fakat davutoğlu erdoğan’ın çizgisinden sap(a)madı ve ülke 1 kasım 2015 erken/tekrar seçimlerine gidiyor.

by Ruşen Çakır


aslında 7 haziran sonuçları davutoğlu’nun liderliğini kanıtlaması için belli imkânlar sunuyordu. chp ya da mhp ile kurulacak koalisyon hükümeti onun erdoğan’dan en azından özerkleşmesine yardımcı olabilirdi. fakat davutoğlu erdoğan’ın çizgisinden sap(a)madı ve ülke 1 kasım 2015 erken/tekrar seçimlerine gidiyor.

12 eylül’deki ak parti kongresi, 7 haziran seçimlerinden, partinin yüzde 9'luk oy kaybından ve tek başına iktidar olamamasından sonraki ilk kongre... bu kongrenin önemi nedir? ak parti genel başkan yardımcısı mehmet ali şahin partinin fabrika ayarlarına döneceğini söylemişti. ak parti kongresi'nden beklentiniz nedir? bu kongre ile ak parti'de bir değişiklik/evrilme bekliyor musunuz?

yenilgiyle sonuçlanmış bir genel seçimin ardından ve yara sarma imkânı sunabilecek bir seçimin arifesinde yapılıyor olması, akp kongresinin anlamını muhakkak katlıyor. fakat 7 haziran’dan bu yana yaşananlara baktığımızda partinin siyaset, örgütlenme ve çalışma tarzı anlamında bariz arayışlara girdiğini görmedik. örneğin seçimlerin hemen ardından çatışmaların yeniden başlamasını, akp ve erdoğan’ın seçimlere yönelik bilinçli bir tercihi olarak yorumlayanlar oldu. ancak geçen süre zarfında, özellikle şehit cenazelerinde yaşananlara baktığımızda, yeni çatışma atmosferinin akp’nin toparlanmasına elverişli bir zemin sunmadığı görülüyor.

örgütlenme konusuna baktığımızda da kongrede akp’de çok büyük yenilikler ve değişiklikler olacak gibi gözükmüyor. örneğin dikkat çekici yeni katılımlar pek beklenmiyor. davutoğlu bizzat davet etmiş olsa da abdullah gül’ün kongreye katılmayacağı belli oldu. bunun da olumsuz etkisi olacağı açık. davutoğlu’nun genel başkanlık için tek aday olacağı kesin ancak parti yönetiminde kimlerin yer alacağı konusunda cumhurbaşkanı erdoğan ile arasında ciddi sorunların yaşandığı haberlerini ciddiye almak lazım.

akp kongresiyle 1 kasım’a daha güçlü bir şekilde hazırlanmaktan ziyade erdoğan’ın parti üzerindeki hâkimiyetini pekiştirmesinin hedeflendiği anlaşılıyor. buradan hareketle 1 kasım seçim kampanyasına da erdoğan’ın damgasını vuracağını öngörebiliriz. bu durumda akp’nin 7 haziran’daki gibi, hatta daha kötü bir sonuç elde etme ihtimali karşımıza çıkıyor.

buna bağlı olarak akp’lilerin kongreyi seçim sonrasına ertelemedikleri için pişman olmalarının da ihtimal dahilinde olduğunu söyleyebiliriz.

görüşler yazarlara aittir. al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Muhittin Ataman

Muhittin Ataman

1992 yılında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi uluslararası ilişkiler bölümü’nden mezun oldu. 1994-1996 yılları arasında central oklahoma üniversitesi’nde yüksek lisans, 1996-1999 yılları arasında ise kentucky üniversitesi’nde doktora çalışmalarını tamamladı. Devamını oku

Ruşen Çakır

gazeteci. gazeteciliğe 1985 yılında nokta dergisinde başladı. sırasıyla tempo, cumhuriyet, milliyet, cnn türk ve ntv’de çalıştı. türkiye ekonomik ve sosyal etüdler vakfı (tesev) demokrasi, sivil toplum ve islam dünyası programı'nı yönetti. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;