Gülen örgütü soruşturmaları

Cemaat kendi içinde ters düştü

Seçim sonuçları Gülen Cemaati'nde görüş ayrılıklarını da belli etti. 17 aralık sonrası Cemaat ile arası açılan Hüseyin Gülerce, AKP Hükümeti - Gülen Cemaati kavgası için "yanlış yaptık" dedi. Cemaat'e yakın isimlerden akademisyen İhsan Yılmaz bu tavrı "devletçi" bulduğunu söyledi. Gazeteci Erkam Tufan Aytav ise kavganın Erdoğan ile demokrasi isteyenler arasında olduğu savundu.

Haberin Öne Çıkanları

Hükümet - cemaat kavgası

Hüseyin Gülerce

Cemaatte görüş ayrılığı

Bugün kavga içinde olan Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan, 1990'lı yıllardan kalma bu fotoğrafta yan yana. [AA-Arşiv]

yerel seçimler öncesinde akp hükümeti - gülen cemaati kavgası ülke gündeminde ilk sıradaydı. hatta seçimden bile fazla konuşuldu. internete düşen bazı ses kayıtları bu kavgayı daha da alevlendirdi. başbakan recep tayyip erdoğan, miting meydanlarında kalabalıklara gülen'i şikayet etti, “inlerine gireceğiz” diyerek, seçim sonrasında 'hizmet hareketi'ne yönelik olası bir operasyonun işaretini verdi. muhalefet mitinglerinde vaatlerden çok yolsuzluk iddiaları ve 'tape' ler dile getirildi. bu süreçte gülen cemaati içinden de bazı yazar ve akademisyenler görüş ayrılığına düştü. fethullah gülen’e en yakın isimlerden biri olarak tanınan hüseyin gülerce, 31 mart pazartesi günü gazeteci hadi özışık'a konuştu, cemaat'in bazı hatalar yaptığını söyledi. gülerce'ye göre cemaat, türkiye cumhuriyeti başbakanı'na savaş açtı. gezi olaylarından itibaren başbakan'a hakaret etti, üslubunu kaybetti, diyaloğu bıraktı, çatışmacı dil kullandı; siyasallaşarak chp için kapı kapı dolaşıp oy istedi; hep çoğunlukla birlikte davranan hareket ilk defa çoğunluğu karşısı aldı, gülen hareketi orjinalini kaybetti ve yara aldı.

gülerce'ye itiraz

hareketin önde gelen isimlerinden biri olan gülerce’nin bu sözlerine gülen cemaati'nin içinden itiraz var. al jazeera'ya konuşan fatih üniversitesi öğretim üyesi ihsan yılmaz, “ben cemaat'in hata yaptığını düşünmüyorum kesinlikle” diyor. gülerce’nin bu eleştirileri daha önceden de dile getirdiğini, ortadaki durumu devlet ile 'hizmet hareketi' arasındaki bir kavga olarak değerlendirdiğini söyledi, gülerce’nin bu algısını kendi bakış açısıyla şöyle yorumladı: 

açıklamasında da var, 'camia başbakan'a savaş açtı filan' diye. biraz devletçi bir yaklaşım gibi geliyor bana. kimse adına konuşmuyorum, benim şahsi değerlendirmem şöyle: böyle bir kavgayı hizmet başlatmadı ki, tayyip erdoğan başlattı. mit krizini cemaat'in üzerine yamamaya çalıştılar. hatta bir süre önce kendisini destekleyen, istikrar sürsün diye referandumda oy isteyen insanlar neden 6 ay sonra düşman olsunlar? buna cevap da veremedi kendisi. orada bir tuzak var, bir algı operasyonu. hiçbir delile dayanmadan, 'camianın bununla ilgisi nedir, camia bunu neden yapmış olabilir' gibi somut sorulara mantıki cevaplar vermeden bir algı operasyonu yapıyor. daha önceden bürokraside belli kıyımlar başlamıştı.”

dershane - mit krizi ve ötesi

yılmaz, seçim sonuçlarını değerlendirirken de “dershane krizi olmadan önce yüzde 55-60 gibi rakamlar konuşuluyordu. bugünkü yüzde 43'ü onunla karşılaştırmak lazım, bu birincisi. ikinci olarak bu bir referanduma dönüştü, genel seçim havasına büründü. yolları, çöplerin nasıl toplanacağını filan onları mı konuştık yani? tamamen bir kurtuluş mücadelesi üzerinden tartışıldı yerel seçim. bunu bir önceki yerel seçimle karşılaştırmak çok yanıltıcı” dedi.

yılmaz’a göre alınan yüzde 43 – 45 aralığındaki sonuç büyük bir başarı olarak algılanmamalı. yılmaz, tayyip erdoğan’a yakın medyadan halkın etkilendiğini, basının tek taraflı yayınlarının etkisiyle seçim sonucundaki oranın yükseldiğini söyledi.

cemaat'in oyu yüzde 1

gülen hareketinin sandıktaki gücünün ancak yüzde 1 civarında olduğunu, hareketin merkezinde yer alanların çevrelerinde yarattıkları etki ile birlikte bu oy gücünün bir miktar daha arttığını söyleyen yılmaz, ortaya çıkan tapelerin oylara yüzde 6 ila 7 oranında yansımış olabileceğini ifade etti. 

ihsan yılmaz, yüzde 43’lük sosyolojik tabanın tayyip erdoğan'a daha çok itimat ettiğini, bir tehdit algısı oluşturulduğunu, dış mihrakların içeride uzantıları olduğunu, dışişleri bakanlığı’ndaki toplantının dışarı sızması ile bu algının pekiştirildiğini savundu: 

ta en içerilere kadar girmişler, diyerek stratejik bir saldırı altında olduklarını söylediler. bunu hiçbir yargı kararı filan olmadan doğrudan camianın üzerine yıktılar kısa bir sürede. açıklamalar yapıldı, dışarıdan birinin yapması imkansız, oradaki 4 kişiden birinin kaydettiği bariz. ondan bir hafta önce genelkurmay'ın açıklamaları var, 'bizi bu savaş işlerine bulaştırmayın' diye. belli ki ordu savaşa girmek istemiyor, siyasete alet edilmek istemiyor. dolayısıyla kendi içlerindeki bir meseleyi bile cemaat'e yamadı. bir hukuki delili olmadan filan bir psikolojik harp operasyonu yürüttü”.

aytav: kavga demokratik güçler ile erdoğan arasında

cemaat'e yakın gazeteci erkam tufan aytav ise bugün yaşananların ak parti ve cemaat arasında bir kavga değil, erdoğan ile demokrasi taraftarları arasındaki bir problem olduğunu iddia etti.

"şu anda camianın istediği şey devlette şeffaflık, yolsuzlukların  üzerine gidilmesi ve açıklıktır, daha fazla demokrasidir.erdoğan’ın istediği daha fazla demokrasi değil kuzey kore rejimine benzer bir sistem çabasıdır. buradaki olay cemaat meselesi değil, demokratik güçler meselesidir. türkiye’deki demokratik güçler ki; bu bugün yüzde 56,79’luk bir kesime tekabül ediyor, bu kesim erdoğan’a oy vermeyenler değil, erdoğan’dan nefret edenler olarak bir noktaya geldiler. bunun sorumlusu da tamamen erdoğan’dır. berkin elvan cinayeti üzerinden siyaset meydanlarında annesi – babası tehdit edilebiliyorsa, bu bir insan hakları ihlâlidir.”

cemaat'e operasyon ve yolsuzluk iddiaları

aytav, seçimden sonra türkiye’de yoğun insan hakları ihlâlleri yaşanacağını da savundu:

“meydanlarda insanlar linç edilecektir, medya üzerinden linç edilecektir. 24 saati geçmeyecek yalanlar sürekli atılıyor. bunu da erdoğan ‘bir operasyon yapacağız ve inlerinize gireceğiz’ derken kendi medyasında isim listeleri vererek açık seçik yapıyor zaten. buradaki çaba şudur: yolsuzluğun üzerine gidin, diyen insanları suçlama çabası, ama buna mukabil hakkında yolsuzluk iddiaları bulunanların da ben oy aldım, haklıyım, deme dürtüsüdür. bu da izah edilebilir bir durum değildir. böyle bir operasyon yaparlarsa içine düştükleri bataklığa daha da saplanacaklarını düşünüyorum”.

aytav’a göre cemaat'e yönelik olası bir operasyon 17 aralık’ta yapılan yolsuzluk operasyonlarını örtme amacı taşıyacak. aytav, 'böyle bir hareket ‘yolsuzluğun üzerine gidin’ diyen insanları suçlama çabası, ama buna mukabil hakkında yolsuzluk iddiaları bulunanların da ‘ben oy aldım, haklıyım’ deme dürtüsüdür. bu da izah edilebilir bir durum değildir. böyle bir operasyon yaparlarsa içine düştükleri bataklığa daha da saplanacaklarını düşünüyorum” dedi. 

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;