Türkiye

Portre: Ali Babacan

Ali Babacan’ı ekonomide piyasalar için bir çıpa haline getiren siyasi yolculuk 2001 yılında AK Parti’nin kurucuları arasına girmesiyle başladı. 2002 yılında ekonomiden sorumlu devlet bakanı oldu ve AK Parti iktidarı boyunca bakan olarak görev yapan tek isim oldu. Popülizmden uzak söylemi, az ve öz konuşan bir siyasetçi olarak O’nu aradan geçen 13 yılda piyasalar açısından ekonomide güvenin sembollerinden biri haline getirdi.

Konular: AKP, Türkiye
Babacan, AK Parti hükümetlerinin tümünde bakan olarak görev yapan tek isim. [Fotoğraf: AA / Arşiv]

2002 yılında ilk ak parti hükümeti kurulduğunda ekonomi ateşten gömlekti. çünkü ülke yönetiminin devir alındığı anap-dsp-mhp hükümeti döneminde “anayasa kitapçığı” kriziyle birlikte devalüasyon yaşanmış, ülkenin neredeyse tüm ekonomik sorunları birbiri ardına büyük krizlere dönüşmüştü.  enflasyondan bankacılık sektörüne, imf ile anlaşmalardan işsizliğe kadar ekonominin her alanı ayrı ve büyük bir sorun başlığıydı.

ak parti’nin kurucuları arasında yer alan genç bir isim, ali babacan, böyle zorlu bir dönemde o ateşten gömleği giydi. ilk ak parti hükümetinin “ekonomiden sorumlu devlet bakanı” oldu.

2002 yılında 36 yaşındaydı, siyasette neredeyse hiç tecrübesi yoktu. görev yaptığı süre boyunca kimi zaman dışarıda kimi zaman partisi içinde çok eleştirildi. sessiz, mesafeli, disiplinli, çalışkan ve mütevazı bir siyasi duruş benimsedi. en sert eleştirilere yanıt verirken dahi “nezaketinden” taviz vermedi. arada dışişleri bakanlığı ve başmüzakereci görevini de üstlendi. ve aradan geçen 13 yılda ali babacan, bugün türkiye ekonomisi için güvenin “çıpası” haline geldi.

ali babacan 1967 yılında ankara’da doğdu. ailesi ankara’da bir dönem ticaretin kalbinin attığı ulus semtinin tanınmış tüccarlarından. 1985 yılında ted ankara koleji’ni birincilikle bitirdi. 1989 yılında ortadoğu teknik üniversitesi endüstri mühendisliği bölümünü de 4 üzerinden 4 ortalama ile yine birinci bitirdi. işletme dalında yüksek lisans yapmak için gittiği amerika birleşik devletleri’nden türkiye’ye dönüşü 1994 yılında oldu.

ak parti’nin kurucularından

ankara’ya dönüş babacan için siyasi hayata ilk adımları da beraberinde getirdi. bir süre melih gökçek’e danışmanlık yaptıktan sonra 2001 yılında ak parti kurucu üyesi oldu. o’nu siyasete sokan isimlerden biri abdullah gül’dü. gül, babacan’ın siyasete girişi için “kız ister gibi babasından istedim” dedi.

eşi zeynep babacan ise ali babacan’ın ak parti’ye girişini “parti kurulurken ısrarlar üzerine eşim haftada birkaç gün ilgilenirim diye girdi partiye. sonra her gününü ayırır hale geldi.” diye anlattı eşini hiç görememekten şikayet ettiği bir röportajda.

birkaç günlüğüne ak parti’ye giden babacan, 2002 yılında ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı koltuğuna oturdu. ekonomide dsp-mhp-anap hükümeti’nin ekonomiden sorumlu devlet bakanı kemal derviş döneminde başlayan reformların devam edip etmeyeceği, “popülist kaygılarla” mali disiplinden taviz verilip verilmeyeceği, uluslararası para fonu ile yapılan anlaşmalar, cari açık endişeleri beraberinde getiren başlıklar arasındaydı. ne kadar eleştirilse de babacan’ın başında olduğu ekonomi yönetimi, tek parti iktidarının getirdiği avantajları da kullanarak 2002 yılında türkiye ekonomisi için sorun olan bir çok başlığı türkiye gündeminden çıkardı.

popülist söylemden uzak durdu

ali babacan’ı piyasalarda güvenilir kılan yönü ak parti’ye taban tabana zıt bir siyasi görüşün temsilcisi olsa da kemal derviş tarafından ortaya konulan programa sonuna kadar sahip çıkması oldu. piyasalara yapılmayacak hiçbir şeyin sözünü vermedi. söz verdiklerini de büyük oranda yerine getirdi. popülist söylemden uzak durdu.

“bizim ağzımızdan duymadığınız hiçbir şeye inanmayın” sözünü sık sık kullanmak zorunda kaldığı bir dönemdi.  

mali kural  gibi bazı tartışmalarda son sözü söyleyen o olamadıysa da ekonomide yapılması gerekenler konusunda inandığını sonuna kadar savundu. partisi ya da hükümet içerisinde görüş ayrılığına düştüğü zamanlarda da kamuoyu üzerinden destek arama yolunu seçmedi. sessizce ve müzakereyi olabildiğince bırakmadan yürütmeye çalıştı.

2007 yılında dışişleri bakanlığı koltuğuna oturduğunda dahi ekonomi politikaları ile ilgili soruların sorulduğu hükümet üyelerinden biri oldu, her ne kadar kendisi yanıtlamak istemese de. 2009 yılında dışişleri bakanlığı koltuğunu ahmet davutoğlu’na devredip hazine’deki makamına bu defa ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olarak geri döndü. 2011 seçimlerinden sonra da bu koltukta oturmaya devam etti.

faiz politikasını en çok erdoğan eleştirdi

ali babacan yönetiminde merkez bankası’nın uyguladığı faiz politikası başbakanlığı döneminde de cumhurbaşkanlığı döneminde de tayyip erdoğan’ın tepki gösterdiği önemli başlıklardan biriydi. faizlerin düşmesi gerektiğini savunan erdoğan zaman zaman başbakan yardımcısı babacan’ı ve merkez bankası başkanı erdem başçı’yı kimi zaman isimlerini vermeden kimi zaman isimlerini de vererek eleştirdi.

son olarak 2015 yılı mart ayında suudi arabistan yolunda uçakta gazetecilere konuşan cumhurbaşkanı, başçı’yı kastederek “bu arkadaşı çağırıp konuşmadığımı kim söylüyor? bugünlerde yine bir talebi var, çağırıp konuşacağız tabii. ama onun bağlı olduğu sayın bakan’la bunu konuştuk. ama bakıyorum ki aynı durumdalar. şimdi burada bu uyarılar yapıldığı halde artık biraz kendine çeki düzen ver. ben diyorum ki faiz sebeptir, enflasyon da neticedir. bu da beniz tezim. eğer enflasyon düşerse, faizi düşürecekmiş. bu demek senin yanlış yolda olduğunun alametidir. bu milletle, girişimciyle, yatırımcıyla dalga geçmenin anlamı yok”.

babacan’ı ve merkez bankası’nı hedef alan ve daha sert bir üslupla yapan isimlerden biri ise cumhurbaşkanı erdoğan’ın danışmanı yiğit bulut’tu.

ali babacan ise bu süreçte nadiren konuştu. mart ayında döviz kurundaki dalgalanmaya ilişkin ntv’ye yaptığı değerlendirmede, “belki içimizdeki tartışmalar tl’deki dalgalanmanın boyunu artırdı. sadece ve sadece merkez bankası’nın kurla ilgili söylediklerine bakın, başka hiçbir kurumumuzun teknik altyapısı yok. bu konuda başka hiç kimsenin, böyle bir analiz kabiliyeti de yok” demekle yetindi.

bu süreçte ali babacan’ın görevi bırakmak istediği iddiaları dile getirildi ankara kulislerinde ama ak parti hükümeti görevde olduğu sürece babacan da görevde kaldı, üstelik tüm ak parti hükümetlerinde görev yapan tek isim olarak. 

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;