Suriyeli Mülteciler

'Türkiye'ye minnettarız'

Al Jazeera'ye konuşan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor, Suriyeli sığınmacılar konusundaki "sağlam" tavrı için Türkiye'ye teşekkür etti; "Bu uluslararası bir sorumluluk" hatırlatması yaptı.

BMMYK Türkiye Temsilcisi Batchelor'a göre mülteci sorunu için tek çözüm siyasi. [Fotoğraf: Al Jazeera - Özgür Tekşen]

dünya genelinde 51 milyondan fazla göçe zorlanan insan var. bu, ikinci dünya savaşı'ndan bu yana ulaşılan en büyük rakam. birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliği'nin (bmmyk) açıkladığı rapor siyasal çözüm çağrısı yapıyor, mülteci meselesinin uluslararası bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor. raporda batılı ülkelere eleştiriler var, bmmyk türkiye temsilcisi carol batchelor ise türkiye'yi ayrı bir yere koyuyor. batchelor al jazeera'nin sorularını yanıtladı.

birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliği’nin musul ile ilgili bir planı var mı?

uzun yıllardır irak’ta çalışıyoruz. bölgede ofislerimiz var. şu an göçe zorlanan 500 bine yakın insan var. ülkede sivil toplum kuruluşları ve diğer mercilerle çok yakın şekilde çalışıyoruz. türkiye de yardım sağlıyor. şu an acil ihtiyaç barınacak yer. o yüzden çadır ve benzeri malzemeler bölgeye ulaştırılıyor.

bağış konferansı ya da batı’ya mülteci almaları yönünde bir çağrı yapılacak mı?

bu işler zaman alır. ama bm’nin ülkelerle bu konularda sürekli görüşmeleri olur. şu an da devam eden görüşmeler var.

sünni bölgelerde yaşayan şii türkmenler işid tehdidiyle karşı karşıya. bu konuda alınan spesifik bir önlem var mı?

dinleri, etnik yapıları, ırkları, dilleri, cinsiyetleri ne olursa olsun her insan için önlemlerimiz var. hayatı, ayrımcılıktan kaynaklananlar da dahil, risk altında olan, güvenli bir bölge arayışında olan herkes artık uluslararası sorumluluk dahilindedir. bu sadece türkiye’nin, lübnan’ın ya da bmmyk'nın sorumluluğu değildir.

bm’nin destek verdiği mülteci kamplarına zaman zaman bm’nin terör listesindeki örgütlerin üyeleri sızıyor. bununla ilgili önlem alıyor musunuz?

insani yardımlar ve mülteci statüsü sadece sivillere verilir. kampları kurarken kalacak kişilerin kayıtlarını yapıyoruz, insanlarla mülakatlar yapıyoruz, kim olduklarını anlıyoruz. türkiye örneğine bakacak olursak, buradaki tüm kamplar türkiye’nin kontrolünde. dolayısıyla buralarla ilgili önlemleri devletin alması gerekiyor ki zaten türkiye’nin bu yönde aldığı çeşitli önlemler var.

raporda dünyadaki sığınmacı ve mültecilerin büyük çoğunluğunu batılı ülkelerin değil gelişmekte olan ülkelerin misafir ettiği vurgulanıyor. batı, insani yardım ya da mülteci sorunu söz konusu olduğunda duymazdan geliyormuş gibi görünüyor. bu nasıl değişebilir?

söylediğim gibi mültecilerin ihtiyaçları, korunmaları uluslararası sorumluluk gerektiriyor. bunun sınırlarla, mültecilerin nerelere sığındığıyla ilgisi yok. aslında ülkelerin insani yardım miktarı arttı ama ihtiyaçlar belki üç, dört katına çıktı. ama bunlar acil durumlar için yapılan yardımlar. istikrar ve barış için siyasi çözüm bulmak gerekir.

söylediklerinizden yapılan insani yardım ve bu yöndeki çağrıların yeterli olmadığı sonucu çıkıyor. peki sizce bm’nin yapısal bir dönüşüme ihtiyacı var mı?

bunu devletlere bırakıyoruz. birleşmiş milletleri devletler oluşturuyor. bu bizim yorum yapacağımız bir konu değil, biz sorumlu olanlara çağrıda bulunuyoruz.    

türkiye en çok sığınmacı ve mülteci barındıran ülkelerden biri. başbakan yardımcısı beşir atalay perşembe günü sığınmacı sayısının bir milyonu aştığını söyledi. bunların sadece 200 bini kamplarda kalıyor. ankara’nın suriyeli sığınmacılar konusundaki politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

[[Fotoğraf: Al Jazeera - Özgür Tekşen]]

türkiye bu sığınmacılar için “geçici koruma statüsü” deklare etti. bu uluslararası alanda tanınan yasal bir statüdür. bu şu anlama gelir; çok sayıda insan gelmiştir ve bunların korunmaya ihtiyacı vardır. türkiye bu statüyü deklare eden ilk ülke oldu. suriyelileri kabul edeceğini, koruyacağını, geri dönmeye zorlamayacağını açıkladı ve üç yıldır da dediğiyle tutarlı şekilde davranıyor. bu yüzden türkiye ve türk halkına minnettarız. bu çok zor bir iş. suriyelilerin sadece yüzde yirmisi kamplarda, çünkü bu kampları kurmak çok çok zor. birkaç hafta önce midyat’taki kamptaydım. oradaki kadınlar minnettardı. sağlık, eğitim, güvenlik ve beslenme konularında çok memnunlardı. ama psikolojik olarak gittikçe daha da kötü duruma geliyorlar. çünkü üç yıldır bu çadırlarda, kamplarda yaşıyorlar. türkiye bu krizde çok güçlü ve sürekliliği, koruma odaklı bir olan bir tutum sergiledi.  biz de türkiye ile bu konuda yakın bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

türkiye hâlâ mültecilerle ilgili “coğrafi çekincelerini” koruyor. bununla ilgili yeni gelişmeler oluyor mu?

Coğrafi çekince

türkiye 1951 yılında imzalanan cenevre sözleşmesi'ne "coğrafi çekince" şartıyla taraf oldu. ankara bu şart uyarınca sadece avrupa ülkelerinden belirli koşullar altında sığınan kişileri "mülteci" olarak kabul ediyor. ortadoğu, afrika gibi farklı bölgelerden gelen sığınmacılara bu statü tanınmıyor.

çok olumlu gelişmeler var. türkiye geçen yıl nisan ayında mültecilerle ilgili yeni bir kanun çıkardı. bunu hemen yanı başında suriye krizi yaşanırken yaptı. bu yasayla birlikte türk halkı ülkeye kimin, neden geldiğini, burada ne durumda olduğunu görebiliyor. bu denetleniyor ve düzenlemeleri yapılıyor. sığınmacı ve mülteci olarak gelenler de kendi statülerini, haklarını, sorumluluklarını biliyor. “coğrafi çekinceler” yasada hâlâ mevcut ama türkiye bu yasayla birlikte mültecilerin durumunu kendince en iyi yöntemle idare edebileceğini söylemiş oldu. bu mülteci avrupalı olsun, olmasın. ve bunun örneğini de suriyeli sığınmacılarla verdi. suriyeliler avrupalı değil. normalde bmmyk’nın türkiye ile birlikte bunları kayıt altına alması, işlemlerini yürütmesi gerekiyor ama türkiye burada şunu dedi: bunların kayıt işlemlerini biz yapacağız, yasal statülerini biz değerlendireceğiz, geçici koruma statüsünü biz deklare edeceğiz. bu da tabii ki ideal bir durum. bmmyk tüm ülkelere bu yönde çağrı yapıyor.

kaynak: al jazeera

Onur Erdoğan

11 eylül 1977 doğumlu. iletişim alanında ege üniversitesi'nde lisans, galatasaray üniversitesi'nde yüksek lisans yaptı. haberciliğe 2002'de sky türk'te stajyer olarak başladı. daha sonra cnn türk'te dış haberlerde çalıştı. trt türk'te editör ve bağdat temsilcisi olarak görev yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;