Görüş

Çatışmasızlığa kim, niye son verdi?

Çatışmasızlık durumu Erdoğan’ın kişisel hesapları ya da PKK’nin çözüm istemezliği sebebiyle sona ermedi. Çatışmasızlık, PKK ve HDP’nin eriştiği gücü budamak üzere Türkiye’nin Suriye politikasında yaptığı büyük tornistanın ardından bozuldu.

Ceylanpınar'da iki polisin hayatını kaybettiği saldırıya hükümet ve TSK da Kandil'deki PKK kamplarını bombalayarak karşılık verdi. [Fotoğraf: AA]

çatışmasızlık durumuna kim, niye son verdi sorusuna taraflar beklenen, şaşırtmayan cevaplarını verdi. hükümet cenahına göre pkk baraj yapımına karşı çıkıp, halk savaşı ilan etmesinin ardından iki polisi katlederek ateşkesi bitirdi. pkk cenahına göre ise hükümet 32 gencin katline sebep olan işid saldırısına göz yumup, kandil’i bombalayarak ateşkese son verdi. keza, hükümet cenahına göre, pkk silahsızlanmaya ve barışa niyeti olmadığı ve hdp’nin öne çıkmasını durdurabilmek için ateşkesi bitirdi. pkk cenahına göreyse gücünü tazeleme hesabındaki erdoğan, mhp’ye ve hdp’ye kaçan oyların bir kısmını ak parti’ye geri döndürecek bir seçim atmosferi yaratabilmek için ateşkese son verdi.

ateşkes, devlet/hükümet ve pkk için neden ve hangi ara bu kadar kolaylıkla vazgeçilebilir oldu?

by Mesut Yeğen


başlıktaki soruya verilen bu ‘beklenen’ cevaplar şüphesiz bazı gerçeklere yaslanıp, bir şeyleri açıklıyor. başka bir kısım gerçeği görmezden gelip, epey bir şeyi açıklamak kabiliyetinden mahrum olarak yalnız. şöyle ki...

evvela şu ortada: pkk, son zamanlarda ardı ardına ateşkesi bitirmeye matuf açıklamalar yaptı ve suruç’taki katliama cevaben iki polisi katlederek ateşkesi bitiren ilk fiili adımı attı, bu kesin. ardından da hükümet kandil’i bombalayarak ateşkesin bitirilmesine kendi mührünü bastı, bu da kesin. şimdi, bunlar taraflarca konuşulan, işaret edilen olgular. bir de konuşulmayan olgular var oysa. onlar da şunlar: hükümet cenahınca savunulan ‘pkk zaten ateşkesi bitirmeye karar vermişti’ tezine dayanak olarak sunulan açıklamaların benzerlerini pkk daha önce defalarca yapmıştı. keza, iki polisin katli için gerekçe gösterilen ‘hükümet işid’le işbirliği yapıyor’ tezi, pkk cenahınca uzun zamandır savunuluyordu. iki polisin katledilmesinin ardından yapılan kandil bombardımanının hacmi ve sürekliliği de üzerine pek konuşulan bir olgu değil. 32 solcu gencin katledilmesinin ardından işid’den esirgenen devlet huşuneti de öyle.

bunlar işin olgular kısmı, bir de işin ‘niye’ kısmı var. çatışmasızlık durumunun niye sona erdiğine verilen cevapların açıkladıklarının yanında bir de açıklamakta zorlandıkları var. ‘pkk, barışa ve silahsızlanmaya niyeti olmadığı için ateşkese son verdi’ açıklamasının pkk’nin iki sene boyunca barış ve müzakere hattında niye kaldığını ve dolmabahçe toplantısının ardından oluşan durumu niye onayladığını izah etmesi biraz zor görünüyor. ‘pkk, hdp’nin öne çıkmasını hazmedemediği için ateşkese son verdi’ açıklaması ise hdp’nin seçim başarısını mümkün kılan, seçimlere parti olarak girme kararının pkk tarafından başından sonuna hararetle niye desteklenmiş olduğunu açıklamıyor. seçimlerin hemen ardından pkk’nin hdp’ye ak parti’yle koalisyon ihtimalini dışlamayan bir esneklik tavsiyesinde bulunduğunu da. ateşkesin sona erdirilmesini erdoğan’ın kendisine yeniden kudret kazandıracak bir seçim atmosferi arayışıyla izah eden açıklama ise kandil bombardımanının erdoğan’ın yanı sıra tsk, abd ve hükümet gibi üç karar alıcısının daha olduğunu ihmal ediyor.

ancak, tarafların bu ‘beklenen’ açıklamalarının izah etmekte zorlandıkları daha temel mesele, daha esaslı soru şu: çatışmasızlık durumu her iki taraf için de neden bu kadar kolaylıkla vazgeçilebilir oldu? öyle ya, 6-8 ekim kobani faciasından sonra bile devam edebilmiş çatışmasızlık süreci, nasıl oldu da işid’in suruç saldırısından ve bu saldırıya misilleme olduğu duyurulan ve pkk’nin sahiplenmekte zorlandığı polis cinayetlerinden sonra devam edemedi? hem de işid saldırısının türkiye’nin suriye’de almaya hazırlandığı yeni pozisyonu ‘engellemek’ üzere kürtlerle devleti karşı karşıya getirmek için tezgâhlandığı bu kadar kuvvetle muhtemelken. sanıyorum, ateşkesin niye bozulmuş olduğunu daha iyi anlamamızı sağlayacak soru bu: ateşkes, devlet/hükümet ve pkk için neden ve hangi ara bu kadar kolaylıkla vazgeçilebilir oldu?

çatışmasızlık neden kolayca vazgeçilebilir oldu?

çatışmasızlık durumundan değilse de çözüm süreci'nin mart 2015’te belirginleşen sürümünden kolaylıkla vazgeçilebileceğinin ilk işaretini malum erdoğan vermişti ve sebebi basitti: çözüm süreci erdoğan’ın arzuladığı ‘bahşeden devlet, bahşedilen pkk/hdp/kürtler’ modundan çıkıp, ‘pkk ve kürtlerle müzakere eden devlet’ moduna evrilecek gibi olmuş, üstelik ak parti’yi değil, hdp/pkk hattını büyütmüştü. haziran’daki seçim sonuçları çözüm süreci'nin mart 2015 sürümünü erdoğan açısından tümden gözden çıkarılabilir kıldı.

lakin bugün yaşadığımız ve pkk, hükümet ve tsk tarafından kolaylıkla alınan çatışmasızlık durumuna son verme kararının esas dayanağı, çözüm süreci'nin erdoğan nazarında gözden çıkarılabilir hale gelişi olmadı. pkk’yi, hükümeti ve tsk’yı çatışma durumuna hızla geri dönmeye sevk eden, daha ziyade türkiye’nin suriye siyasetinde uygulamaya koyduğu büyük değişiklik oldu. bu faktörü hakkınca değerlendirebilmek için filmi biraz başa sarmak gerekiyor.

2015 yazına gelindiğinde erdoğan, ak parti ve tsk açısından durum şuydu: türkiye bölgesel bir aktör olamamış, ancak pkk/ypg suriye’de haseke ve kobani’yi birleştirip fırat’ın doğu kıyısına ulaşmıştı.

by Mesut Yeğen


çözüm süreci'ne dair analizlerde biraz ihmal edildi, ancak sürecin hem başlatılmasında hem de 2013 newroz’unda içine yerleştiği ana çerçevede türkiye’nin ak parti eliyle takip etmeye koyulduğu yeni orta-doğu siyasetinin bariz izleri vardı. kanaatim o ki, ak parti ve erdoğan çözüm süreci'ni tunus’tan şam’a uzanan coğrafyada söz sahibi bir bölgesel aktör olabilme işinin önemli adımlardan biri olarak ve bunun kadar önemlisi, böyle bir aktör olunması halinde daha kolaylıkla baş edilebilir bir süreç olarak tasavvur etti. çözüm süreci, uzun vadede türkiye’yi kürt meselesiyle baş etmekte daha ehil kılacak bir iktisadi ve siyasi kudretle donanmanın, bir bölgesel aktör olma işinin bir alt başlığı olarak düşünüldü. çözüm süreci, türkiye’yi genişçe bir coğrafyada etkili bir aktör (erdoğan’ı da başkan) yapacak genel siyasetin içinde bir enstrüman olarak tasarlandı.

bugün çözüm süreci'ni boşa çıkarmış görünen çatışma haline bu kadar kolaylıkla ve şaşırtıcı bir iştahla geri dönülmesinin esas sebebi de bu büyük tasavvurun adım adım çökmesi gibi görünüyor. geride kalan bir iki senede hem türkiye’nin bölgesel aktör olma tasavvuru çöktü, ama daha da önemlisi ak parti ve devlet hem içerde hem de dışarıda pkk karşısında pozisyon kaybetti. 2015 yazına gelindiğinde erdoğan, ak parti ve tsk açısından durumun şu olduğu ortaya çıktı: türkiye bölgesel bir aktör olamamış, ancak pkk/ypg suriye’de haseke ve kobani’yi birleştirip fırat’ın doğu kıyısına ulaşmıştı. keza, erdoğan başkan olamamış, ancak pkk/hdp türkiye siyasetindeki popüler desteğini iki katına çıkarmıştı.

esas mesele: suriye siyasetinde büyük tornistan

erdoğan ve hükümet türkiye’nin aleyhine gelişen bütün bu durumla baş etmek için suriye siyasetinde (abd’nin çoktandır arzuladığı, tsk’nınsa onay verdiği) bir büyük tornistan yapmaya karar verdi. pkk/pyd’nin irak’tan sonra bölgede ikinci bir kürdistan’la türkiye’nin karşısına dikilme ihtimalini bertaraf edebilmek için abd’nin çoktandır istediği işid karşıtı koalisyona etkin katılım sonunda kabul edildi. nitekim pkk/pyd’yi kuvvetten düşürmek gayesiyle yapılan bu büyük tornistana işid suruç katliamıyla, pkk de iki polisi katlederek cevap verdi. pkk’nin ateşkesi fiilen bitirmesine tsk’yı da yanına almış hükümet büyük bir iştahla cevap verdi ve önce kandil’e yönelik yoğun ve sürekli bombardıman, ardından da hdp’ye dönük itibarsızlaştırma ve sindirme kampanyası başladı.

bütün bu durum şunu gösteriyor: çatışmasızlık durumu erdoğan’ın kişisel hesapları ya da pkk’nin çözüm istemezliği sebebiyle sona ermedi. hem tarafların çatışmaya dair iştahları hem de tsk ve abd’nin çatışmanın karar alıcıları arasında oluşu başka bir şeyi gösteriyor. şunu: çatışmasızlık, pkk ve hdp’nin eriştiği gücü budamak üzere türkiye’nin yaptığı büyük tornistanın ardından bozuldu. erdoğan ve ak parti seçimlerin ardından çözüm süreci'ne pkk ve hdp’nin eli bu kadar kuvvetliyken devam etmek istemediği için suriye siyasetinde bir büyük tornistan yaptı. erdoğan’ın başkanlık tehlikesinin savuşturulmuş olmasının verdiği moralle abd, tsk ve en sonunda mhp de bu büyük tornistana onay verdi. çatışma durumuna pkk’nin başlangıç adımıyla geçilmesinin ve çatışmanın taraflarca hevesle sürdürülmesinin genel zemini bu.

ikinci yazı: ateşkesin bitmesiyle beraber çözüm süreci de bitti mi? devam ederse nasıl devam eder, nasıl devam etmeli?

prof. dr. mesut yeğen, istanbul şehir üniversitesi insan ve toplum bilimleri fakültesi sosyoloji bölümü öğretim üyesi.

twitter'dan takip edin: @mesutyegen

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;