Görüş
Rusya'dan Türkiye'ye 'kazan-kazan' önerisi
Güney Akım’ı Türkiye’ye yönelten Rusya için bu sayede AB’ye mahkûm olmadan Avrupa’ya gaz satmanın yolu açılmış olacak. Bu aynı zamanda Türkiye’yi "enerji terminali" yapacak bir vizyon projesidir.
güney akım’ın iptal edilmesi ile birlikte rusya devlet başkanı vladimir putin’in sunduğu işbirliği önerisi türkiye’nin avrupa birliği (ab) nezdinde stratejik öneminin artmasını sağlar. ab’ye tam üyelik başvurusunu 1987 yılında yapmış bir ülke olarak türkiye’nin yaklaşık otuz yıldır beklemede tutulmasını ekonomi olarak, demokrasi olarak, sosyal ve hukuki değerler olarak açıklamak pek mümkün değil. bu alanlarda türkiye’den geri durumda olan ülkelerin üyelik başvuruları kabul edildi ve uyum süreçleri tamamlandı. ab’ye tam üye olmamış olmanın ekonomik etkileri tartışılabilir; ancak yakın geçmişte türkiye ekonomisi büyüme rekorları kırdı, avrupa’nın resesyona girdiği bir dönemde... ekonomisi ve itibarı hızla gelişen türkiye’nin kendine özgü hassasiyetleri ve öncelikleri bulunmakta. bugün ab’ye tam üye olsaydı türkiye de bulgaristan gibi rusya’nın önerdiği boru hattı projesini desteklemekte zorlanacaktı. oysa rusya’nın önerisi türkiye için de rusya için de çok kazançlı olacak bir perspektif ortaya koyuyor. türkiye’nin rusya ile işbirliğine gitmesinin ab-türkiye ilişkilerine olumsuz yansıyacağını hiç düşünmüyorum. tam aksine, ab bundan sonra türkiye’ye daha çok önem ve değer verecektir. belki de yıllardır sürüncemede tuttukları tam üyelik sürecini hızlandırmak isteyeceklerdir.
güney akım’ın türkiye’den geçmesi ile rus enerji kaynaklarının avrupa’ya ulaştırılmasında türkiye’nin geçiş ülkesinden öte bir enerji terminali olma potansiyeli ağırlık kazanıyor. bu durum rusya tarafından türkiye’ye sunulan çok önemli stratejik bir fırsat yaratıyor. rusya’nın bu fırsatı türkiye’ye sunması rusya-ukrayna krizinden sonra bozulan ab-rusya ilişkileri ve güney akım projesinin ab rekabet kurallarına aykırı olması gerekçesiyle engellenmesi üzerine ortaya çıktı. türkiye’nin ab üyesi olmaması ve dolayısıyla ab rekabet kurallarına uyma zorunluluğu bulunmaması rusya’nın işine gelince stratejik ortaklığı geliştirmeye karar verdi. bu fırsat iyi kullanılır ve rusya dışında ortadoğu, akdeniz ve hazar’dan gelecek kaynakların da eklenmesini sağlayacak projeler geliştirilirse türkiye artık gaz fiyatlarının belirlendiği ülke konumuna gelecek. kapalı kapılar ardında yapılan gizli kontratlar devri bitecek. rekabet, fiyatları düşürecek ve terminal ülke olarak ab ülkelerine kıyasla türkiye’de gaz fiyatları daha düşük, yanı sıra arz güvenliği güvence altına alınmış olacak.
bu projeyi gündeme getirmekle rusya’nın sofya ve brüksel’e karşı türkiye üzerinden blöf yaptığına ilişkin söylentilerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum. rus ekonomisi ukrayna krizi ile ortaya çıkan yaptırımlardan çok etkilendi ve ruble yılbaşından bu yana yüzde 30’un üzerinde değer kaybetti. bunun üzerine rusya yönünü önce doğu’ya çevirdi ve toplamda 68 milyar metreküp gaz ihracı sağlayacak proje üzerinde çin’le anlaşma sağladı. güney akım’ı türkiye’ye yönelten rusya için bu sayede ab’ye mahkûm olmadan avrupa’ya gaz satmanın yolu açılmış olacak.
türkiye’ye yönelen yeni güney akım projesinin hayata geçme olasılığını yüksek görüyorum, çünkü boru hattının sınırlarından geçeceği başka üçüncü ülke yok. uluslararası gelişmelerden bağımsız olarak rusya ve türkiye’nin el sıkışması yeterli. anlaşmanın hayata geçmesinde önemli bir etken de finansman konusu. burada da bir sorun görmüyorum, çünkü gerek rusya gerekse türkiye bu projeye finansman temin edebilecek güce sahip. ayrıca rus-türk işbirliği ile gerçekleştirilecek bu yeni boru hattı projesi, iptal edilen güney akım projesine kıyasla ekonomik olarak da daha avantajlı olacaktır. geçen günlerde iş bankası, vakıf bank ve tpao (türkiye petrolleri anonim ortaklığı) arasında imzalanan 1 milyar dolarlık kredi anlaşması, tek kalemde enerjiye sağlanan en yüksek finansman oldu. hazine garantisi olmadan gerçekleşen bu finansman bir yerde projenin kârlılığına olan inancın ve piyasalara olan güvenin bir yansıması. benzer şekilde doğalgaz boru hattı projesinin rusya-türkiye işbirliğinde enerjiye sağlanan finansmanda yeni rekorlar kırılmasına vesile olabileceğini düşünüyorum.
bunun yanı sıra finansman gereksinimi projeye alınacak ortaklarla da paylaşılabilir. özellikle de rafa kaldırılan güney akım’ın batılı ortakları yeni projeye de ortak olmak isteyeceklerdir kanaatimce. ama stratejik bir enerji terminali projesi olarak fonlamayı mümkün olduğunca ulusal kaynaklardan temin etmenin ve hâkim ortak konumuda bulunmanın yararlı olacağı kanaatindeyim. çok seslilik her zaman iyi olmayabilir, çünkü rusya ve türkiye’nin bu pojede örtüşen çıkarları başka ortakların çıkarlarına ters düşebilir.
azerbaycan-türkiye ortaklığından sonra rusya-türkiye ortaklığı ülkemiz için hayırlı olsun. bu proje türkiye’yi küresel enerji piyasalarında söz sahibi yapabilecek potansiyelde bir proje. burada 64 milyar metreküp gazdan bahsediyoruz. bunun azeri gazını taşıyacak tanap veya mavi akım üzerine herhangi bir olumsuz etkisi olabileceğini düşünmüyorum. bu proje güzergâh itibarı ile ikinci bir mavi akım olarak da görülebilir. tabii mavi akım’dan hacim olarak çok daha üstün bir proje ve stratejik niteliğini de bu hacimden kazanıyor.
şunu çok iyi görmek lazım: bu türkiye’yi "enerji terminali" yapacak bir vizyon projesidir. rusya’dan gelecek gaz türkiye üzerinden avrupa’ya satılacaktır. farklı güvenilir kaynaklara ilişkin bağımsız projeksiyonlar hepsi avrupa’nın gaz ihtiyacının hızla artacağını ortaya koymaktadır. bu nedenle kanımca rusya’dan ve hazar’dan gelecek gazla da sınırlı kalınmamalı, ortadoğu’dan da türkiye’ye gaz getirecek projeler ve işbirlikleri geliştirilmeli. görece temiz ve ucuz yakıt olarak enerjide yükselen yıldız doğalgazdır ve önümüzde gaz çağı bulunmaktadır. bu çağda söz sahibi olmak için türkiye önemli bir fırsat yakalamıştır.
prof. dr. gürkan kumbaroğlu, boğaziçi üniversitesi endüstri mühendisliği bölümü öğretim üyesi ve uluslararası enerji ekonomisi birliği (iaee) başkanı.
twitter'dan takip edin: @gkumbaroglu
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar