Görüş
Terim çok başarılı, çok da şanslı
Fatih Terim'in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın birkaç sayfasında ne kadar şanslı olduğuna da değinmek zorundasınız sanırım. Son Şampiyonlar Ligi macerasında son 2 maça prestij için çıkan M.United ve Braga'yı yenip atlamıştı 2'nci tura. Euro 2016 macerasında da son iki rakibinin sahaya prestij için çıkacak olması, tarihi bir şans gerçekten.
dünya tarihinde etkileyici birçok başarı öyküsünün başlangıcında çok büyük tesadüfler olduğunu okumuşuzdur hepimiz. benim de bugün bu satırları yazabiliyor olmamın altında bir sürü tesadüfün bir araya gelmesinin etkisini asla inkar edemem, hatta gülerek anlatırım her yerde... fatih terim'in de türk futbol tarihinde yepyeni onlarca güzel sayfa açtığı tartışılmaz. ama açtığı bazı yeni sayfalarda işlerinin de zincirleme tesadüfler sonucu çok iyi gittiğinin altını çizmek gerek.
1)terim'in görevdeki ilk 2 resmi maçı
fatih terim'in türkiye futbol gündeminde antrenör olarak ilk merkeze oturuşu, 1993'te piontek'ten devraldığı milli takım teknik direktörlüğü göreviyle olacaktır. amerika'94 dünya kupası elemelerinde ilk 8 maçın sonunda sadece san marino'dan 3 puan alabilen milli takımın hayalleri çoktan bitmiş, görevi bırakan piontek'in yerine terim geçmişti.
terim'in kalan iki maçının da iç sahada olması ilk büyük şans... kalan iki rakipten norveç'in dünya kupası'na gitmeyi, polonya'nın da elenmeyi garantilemesi de ikinci şans. yani terim, ulusal görevdeki bu ilk 2 kritik maçında da 2 prestij oyunu oynamış, norveç ve polonya'yı istanbul'da 2-1'lik skorlarla mağlup ederek harika milli takım kariyerine şanslı bir başlangıç yapmıştır.
2)euro 96'da isveç
terim'in euro'96 elemelerine 5'inci torbadan giren türkiye'yi grup ikincisi yaparak doğrudan finallere götürme başarısı, başlı başına bir efsanedir. ama o elemelerde birinci torbada italya, almanya, fransa, hollanda varken en düşük katsayılı isveç'i çekmemiz büyük şans gerçekten. birinci torbadan gelen isveç'ten toplamda 4 puan aldığımızı not etmek gerek. ayrıca ikinci torba kuramız da hiç fena değil: torbada ispanya ve portekiz varken biz isviçre'yi çekmişiz. o isviçre'yi deplasmanda yendiğimiz maç da şüphesiz kader belirleyici bir geceydi.
3)ingiltere kurası
terim, milli takımı başarıyla euro'96'ya götürdükten sonra ingiltere'de birçok dev bekliyordu bizi. yalnız enteresandır, finaller kurasında sadece 4 seribaşı ülke belirlenmişti: ev sahibi ingiltere, katsayı sıralamasında tepede olan almanya-ispanya ve turnuvanın son şampiyonu danimarka... kalan 12 takımsa hiçbir kritere bağlı olmadan rastgele gruplara dağıtılmışlardı.
şanslı milli takımımız 4 seri başı içinde ingiltere-almanya ya da ispanya'yı değil, danimarka'yı çekti. kalan 11 ülkeden de fransa, italya gibileri pas geçerek hırvatistan ve portekiz'le eşleşti. belki sonuçlarımız iyi değildi, ama turnuvada a grubu'nda ingiltere-hollanda, b grubu'nda fransa-ispanya, c grubu'nda almanya-italya varken bizim bunların hiçbiriyle karşılaşmamamız, en iyimser ifadeyle kura şansıydı herhalde!
4) euro 2008
terim'in ikinci milli takım dönemi, ikinci avrupa şampiyonası finallerine gidişi anlamına da gelmişti hatırlarsınız... ama o euro 2008 eleme kurasındaki enteresan bir detayı hatırlamayacaksınız muhtemelen: 27 ocak 2006'da isviçre'de çekilen eleme kurasına türkiye, ikinci torbadan girmişti. birinci torbada hollanda, portekiz, ingiltere, fransa gibi devler varken biz kimi çektik dersiniz: son şampiyon yunanistan'ı! aynen euro 96 finallerinde ilk torbadan son sürpriz şampiyon danimarka'yı çektiğimiz gibi. euro 2008 finallerinde de ev sahibi çekme alışkanlığımızı sürdürüp isviçre'yi birinci torbadan seçme şansımız devam etti tabii.
5)devler ligi 2012-13
fatih terim'in galatasaray'la uefa kupası kazandığını herkes bilecektir, ama çok az kişi terim'in uzun bir süre galatasaray'la şampiyonlar ligi gruplarından çıkamadığını hatırlayacaktır sanırım. terim, galatasaray'ın başında sayısız başarılara imza atmasına rağmen, devler ligi'nde tam 5 denemede şeytanın bacağını kıramamış. ta ki, galatasaray'daki üçüncü dönemine, 2012-13 sezonuna kadar. o sezon kurada m.united, braga ve cluj'u çeken galatasaray grupta 4 haftanın sonunda (sadece cluj'den aldığı) 4 puanda kalırken son iki maçta bir büyük şans yardımıyla daha karşılaştı: m.united gruptan çıkmayı garantilediği için, braga da elenmesi kesinleştiği için sarı-kırmızılıların önüne prestij maksatlı çıktılar. bu iki müsabakadan 6 puan alan cimbom, terim'le ilk kez devler ligi son 16'sına kalabildi.
6)euro 2016
terim'in 2012-13 devler ligi macerasına çok benzeyen euro 2016 serüveninde de durum benzer: ilk 8 müsabakada sadece 3 galibiyet alınmış olunmasına rağmen, kalan 2 maçta iki prestij maksatlı rakiple oynayacağız. hem çekler, hem izlanda turnuvaya gitmeyi matematiksel olarak garantilemişken karşımıza çıkacak olmaları, terim'in başarısının yanında şans faktörünün de canlı kanıtı... dünya kupası 1994 elemeleri ve 2013 şampiyonlar ligi grubundan sonra bir kez daha terim'in son iki rakibi, prestij maçlarına çıkıyor. sizce de ilginç değil mi gerçekten?
uğur meleke, milliyet gazetesi spor yazarı.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar