Haber analiz
Cenevre’de ikinci tur başlıyor
Uzun bir koşunun ikinci ayağı bugün başlıyor. Brahimi’nin Suriye'deki krize çözüm için ilk tur görüşmelerinde ısrarla vurguladığı gibi kısa sürede “mucize” beklenmemeli. Ancak hem Suriye halkı hem de uluslararası camia, müzakerelerin artık daha somut sonuçlara doğru evrilmesini bekliyor.
cenevre-2 konferansı’nın ikinci tur görüşmeleri bugün başlıyor. ilk tur görüşmelerden bu yana geçen yaklaşık bir haftalık süre içinde taraflar çeşitli başkentlerde suriye krizinin çözümü sürecinde rol alan ülkelerle görüştü. bu görüşmelerden en sonuç verici olanı suriye muhalifleri devrimci güçler koalisyonu (smdk) başkanı ahmet carba’nın rusya dışişleri bakanı sergei lavrov ile moskova’da yaptığı görüşmeydi.
ilk tur görüşmelerde müzakereleri tıkayan 'humus kuşatması' konusu, carba’nın lavrov ile görüşmesi sonrasında hafifletildi ve kente hem insani yardım girişi başladı hem de belli oranlarda sivillerin çıkışına izin verildi. zaman zaman rejim tarafından yapılan saldırılar nedeniyle humus’taki tahliye süreci kesintiye uğrasa da rejimin bu konuda hatırı sayılır bir biçimde yumuşadığı açık bir biçimde görülüyor. kuvvetle muhtemel, suriye rejimi 7 haziran 2012’den bu yana kuşatma altında tuttuğu humus’a yaşattığı bu “nefes aldırma” hamlesini müzakerelerde bir koz olarak kullanacaktır ancak süreci geriye doğru sarmak gibi bir imkânı olmayacaktır.
otel diplomasisi
humus kuşatmasının kaldırılması ya da yumuşatılmasının, taraflar arasındaki müzakere masasında değil de sonrasında moskova’da çözülmüş olması, suriye krizinin çözüm sürecinin çoğunlukla rejim ya da muhaliflerin kararıyla değil, uluslararası ajandayla belirlendiğini göstermesi açısından dikkate alınması gereken bir konu. bu durum aynı zamanda müzakerelerin zayıflığını da ortaya koyuyor. muhaliflerin veya rejimin anlaşmaya yaklaşması ya da uzaklaşması bir yerde rusya ve abd’nin aldığı pozisyonla belirleniyor. hem hükümet hem de muhalefet delegasyonu cenevre’de bm binasındaki müzakere salonuna gelmeden önce rus ve amerikalı heyetlerce markaja alınıyor, gündemleri belirleniyor. öyle ki, zaman zaman cenevre’deki pek çok otelin toplantı salonları, bm binasındaki müzakere masasından daha kritik, daha önemli olabiliyor.
muhalifleri örgütleyen, imaj çalışmalarını yürüten, medya ayağını düzenleyen ve hatta yapılacak açıklama ve konuşmaları belirleyen hatırı sayılır oranda kalabalık bir amerikan ve ingiliz diplomat gurubu var. muhalifler şimdiye kadar pek çok kez amerikalılardan “müzakere sanatı” konusunda eğitim aldı. benzer bir eğitimi türkiye’den de aldılar. bir ingiliz şirket de kendilerine bu konularda ücret karşılığında danışmanlık hizmeti veriyor. buna karşın suriye rejiminin benzer çalışmaları ise tamamen rusya ve iran’a kalmış durumda. cenevre’de muhalefet ve rejim delegasyonları müzakere masasında tartışırlarken, eş zamanlı olarak pek çok ülke diplomatı da farklı mekânlarda paralel görüşmeler yürütüyor. bunlar elbette artık “sır” değil. doğrudan müzakere masasında bulunan kaynaklar da bunu doğruluyor.
cenevre saatiyle 10-11 civarında başlayan sabah oturumları saat 13.00’a kadar devam ediyor. sonrasında her iki tarafın temsilcileri bir basın açıklaması yapıyor. ardından yine yerel saatle 15.00 gibi öğlen oturumu başlıyor ve 16.30 civarında yine her iki tarafın da sözcülerinin basın açıklamasından sonra bm ve arap birliği suriye özel temsilcisi lahdar brahimi tarafından 17-18.00 dolaylarında günün özeti sayılabilecek bir basın açıklaması geliyor.
bu görüşme ve açıklamalar yapılırken, eş zamanlı olarak kriz ile doğrudan bağlantılı ülkelerin diplomatlarının yaptığı görüşmeler ve aldıkları kararlar akşam saatlerinde taraflara bildiriliyor. taraflar çoğunlukla yine yerel saatle 21.00’dan 24.00’a kadar kendi aralarında bulundukları otelde üç saatlik bir toplantı yapıp kendilerine tebliğ edilmiş gündemi ertesi gün müzakere masasına nasıl yansıtacaklarını görüşüyor. elbette paralel görüşmeler geceleri de devam ediyor. otellerde her taraf kendi içinde bu üç saatlik toplantıları düzenlerken birkaç temsilcileri de aynı saatlerde başka ülkelerin diplomatları ile toplantı halinde oluyor. “çekirdek grup” olarak bilinen suriye’nin dostları grubu’nu temsil eden ve türkiye’nin de önemli bir ayağını oluşturduğu 11 ülkelik oluşum, muhaliflerin yanında. rusya-iran ve çinli diplomatlar ise rejim delegasyonu ile aynı süreci yürütüyor.
ikinci tur görüşmelerinde gündem
ikinci tur görüşmelerinde masadaki gündemin ilk turdakinden radikal bir kopuş sergilemesi beklenmiyor. muhalifler açısından öncelik "tam yetkili geçiş yönetimi". buna ek olarak humus kuşatmasının tamamen kaldırılması ve yine benzer şekilde kuşatma altında olan başka yerleşim birimlerinin de rahatlatılması kilit öneme sahip olabilir.
şam’daki doğu guta semti ve yermuk kampı’ndaki kısmi kuşatmanın tamamen kaldırılması da bu listeye eklenebilir. mahkûmların karşılıklı olarak belli oranlarda serbest bırakılması da bir başka konu başlığı. ancak konuştuğum muhalif kaynaklar ikinci tur görüşmelerde asıl yüklenecekleri konunun "geçiş yönetimi" olacağını söylüyor. rejim tarafı ise cenevre 1 nihai kararları’nın da öngördüğü geçiş yönetimi’ni tartışmayı ilk tur görüşmelerinde kabul etmiş ancak buna geçmeden önce “terör” ve “şiddet” konusunun karara bağlanmasında ısrar etmişti. hükümet delegasyonu “terör” kozuna oynamaya devam edecek ve gündemi geçiş hükümeti’nin tartışılmasından uzak tutmaya çalışacak. fakat lahdar brahimi’nin birinci tur görüşmeleri bitimindeki son basın açıklamasında vurguladığı gibi, ikinci tur görüşmelerde artık “daha somut” ilerlemeler bekleniyor ve geçiş yönetimi konusu masada daha güçlü bir biçimde duruyor olacak.
ilk tur görüşmelerindeki gündemden farklı olarak “kimyasal silahlar” konusu da cenevre’de gündem olacağa benziyor. rejimin kimyasal silahların yok edilmesi ile ilgili kabul edilen takvimi 6-8 hafta geriden takip etmesi ve elindeki bin 300 tonluk kimyasal stokun şu ana kadar sadece yüzde 4,1 gibi bir oranını imha etmiş olması özellikle abd açısından kabul edilemez bulunuyor. verilen bir haftalık arada, kimyasal silahlarla ilintili olarak abd’de “suriye politikamız başarısızlığa mı uğradı?” tartışması önemli bir gündemdi. bizzat abd dışişleri bakanı john kerry tarafından rusya’ya bu rahatsızlık iletildi. rusya, “suriye kimyasal silahların imhası anlaşmasına sadık kalacak” açıklamasında bulunsa da takvimdeki gecikme başta abd olmak üzere pek çok diğer batılı ülkeyi tedirgin etmeye devam ediyor.
abd ve rusya arasında 2013 eylül’ünde varılan mutabakata göre önümüzdeki haziran ayı sonu itibariyle suriye’nin tamamen kimyasal silahlardan arındırılmış olması kararlaştırılmıştı. ama imha süreci bu hızla devam ederse tamamlanması için en az iki yıl gerekiyor. batılı diplomatlar, esed rejiminin söz konusu geciktirmeyi “kasıtlı” yaptığı ve cenevre’deki müzakerelere paralel olarak kullandığı görüşünde.
delegasyonlarda ciddi bir değişiklik yok
suriye hükümeti delegasyonunu birinci tura katılmış aynı isimlerin temsil etmesi bekleniyor. birinci tur görüşmelerinde iran’a da yakın bir isim olan suriye bm elçisi beşar caferi’nin sergilediği performans rejim tarafından tatmin edici bulunmuştu. geçen bir haftalık süre içinde şam’da radikal bir karar alınmamışsa beşar caferi suriye hükümetinin baş müzakerecisi olmaya devam edecek. muhalifler ise ikinci tur görüşmelerinde temsilci sayılarını 16’dan 19’a yükseltmeye çalışıyor. ilk tur görüşmelerinde muhalefet delegasyonunda sadece bir kişi ile temsil edilen suriye türkmenleri, suriye türkmen meclisi’nden bir ismin daha katılması ile sayılarını ikiye çıkarıyor. kürt temsilcilerin sayısında herhangi bir değişiklik yok. iki kişi ile temsil edilmeye devam edecekler. muhalefet, suriye içi muhalefetin temsilcilerine de davetiye gönderdi. davete henüz olumlu ya da olumsuz cevap verilmedi ancak olumlu olması durumunda suriye içi muhalefet de masada bir kişi ile temsil edilecek. böylece muhalefet, ilk tur görüşmelerinde rejim heyetinin “muhaliflerin tamamını temsil etmiyorsunuz” eleştirisini belli oranlarda bertaraf etmeyi umuyor.
kidva’nın istifası ve “taraf” tartışmaları
verilen bir haftalık sürede gerçekleşen en önemli gelişmelerden biri de lahdar brahimi’nin yardımcısı nasır kidva’nın istifası oldu. bir dönem filistin yönetimi’nin dışişleri bakanı olarak da görev yapan kidva, filistin’in sembol isimlerinden olan ve 2004 yılında israil tarafından zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilen yaser arafat’ın da yeğeni. kidva, bm ve arap birliği’nin ilk suriye özel temsilcisi kofi annan’ın da yardımcısı olarak 2012 mart’ından bu yana aynı görevi yürütüyordu. istifanın suriye yönetiminin ısrarı üzerine gerçekleştiği ve lahdar brahimi’nin de bu ısrara “müzakerelerde sonuç alınmasını tehlikeye sokabileceği” gerekçesiyle çok direnmediği belirtiliyor. kidva’nın bu görevde bulunmasına suriye hükümeti en başından beri karşıydı ve kidva’yı zaman zaman açıkça muhalifleri desteklemekle suçluyordu. ancak, brahimi’nin bu ısrara “direnmemesi” de muhalefet cephesinden bir rahatsızlığa neden olmuş durumda.
cezayir asıllı bir avukat olan brahimi, kriz başlamadan önce suriye rejimi ile “iyi ilişkilere” sahip bir isimdi. bu nedenle kofi annan’ın istifası sonrasında lahdar brahimi ismine rejim tarafı oldukça sıcak yaklaşmıştı. arap dünyasından sadece 5 ülke suriye konusunda “tarafsızlığını” ilan etti. cezayir, yemen, fas, lübnan ve ürdün. lübnan ve ürdün, suriye’ye komşu ülkeler olmaları ve bu ülkedeki bir krizin kendi içlerinde de büyük bir kaosa dönüşme potansiyeli taşımasından dolayı bu pozisyonu aldılar. yemen ise sünni-şii çekişmesinden dolayı zaten hâlihazırda düşük düzeyli bir iç savaş ile boğuşurken “taraf” olmasının içinde bulunduğu durumu daha da kötüleştireceğinden endişe ediyor. fas’ta ise zaman zaman “karşıtlık” pozisyonu belirse de arap baharı ayaklanmalarının bu ülkeye de sıçraması endişesi var. tarafsız olmak daha az risksiz görünüyor fas yönetimi açısından.
cezayir ise fransa’nın onca baskısına rağmen şu ana kadar “tarafsız” kalmakta israr etti. suriye rejiminin brahimi’yi “iyi bir seçenek” olarak görmesinin altında cezayir asıllı oluşunun da etkisi olduğu söyleniyor. ancak brahimi’nin beşşar esed’in babası hafız esed ve suriye dışişleri bakanı velid muallim ile “dostluk” ilişkisi olduğu söylentileri muhalifler açısından hep bir soru işareti olarak kaldı. hatta kulislerde görüştüğüm bazı muhalifler, brahimi’nin göreve geldikten sonra kendilerine hep “mesafeli” durduğunu söylediler. kidva’nın istifası ve brahimi ile ilgili soru işaretleri, şayet müzakereler tatmin edici bir sonuca doğru evrilmezse, muhaliflerin itiraz seslerinin daha yüksek perdeden duyulmasını beraberinde getirebilir.
Yorumlar