işid'in 11 haziran'da musul'u ele geçirmesinin ardından alıkoyduğu musul başkonsolosu öztürk yılmaz, 101 gün boyunca yaşadıklarını anlattı. ntv'ye konuşan yılmaz kaçırılışını, "bir anda etrafı sardılar. musul‘u ayakta tutan yerel polisti. vali de kimseye haber vermeden gidince haber duyulur duyulmaz kent birden düştü. kameraları patlattılar. baskın bir anda oldu. baskından 1,5 saat sonra o alanı terk ettik. beni makam odamının önünü götürdüler ama odaların hepsi kapalıydı. yaklaşık 45-60 saniyelik bir ölümle yüzleşme anı oldu" diye anlattı. 

başkonsolos, "silahı başıma dayadılar ve odamı açmamı söylediler ama kabul etmedim. odamın görüntüsünü almak istediler. bu sayede örgütün propagandasını yapmak istiyorlardı" dedi. 

örgütün kendilerine 'kafa kesme görüntüleri' izlettiğini söyleyen yılmaz, "bazen televizyon izleme şansımız oldu bazen de aylarca izleyemedik. kafa kesme görüntülerini izledik. moralimizi bozmak için görüntüleri bizlere de izlettiler" diye anlattı. 

46 kişi aynı yerde hep beraber tutulduklarını söyleyen yılmaz, "onların merhametine bakıp hareket edemezdim. bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu türkiye ile haberleşmem konusunda. telefonu saklayıp bölüp parçalayıp tekrar birleştirip kullanıyordum. onunla sürekli çıkışlarda, girişlerde telefonu nasıl saklarız diye düşünüyorduk" diye konuştu. 

"bombardımanda güvenliğimizden sorumlu iki işid mensubu öldü"

yılmaz, uçakların attığı bombaların çok yakınlarına düştüğünü de anlattı. "hatta bekçilerden iki tanesi o bombalama sırasında öldü. bizim güvenliğimizden sorumlu olan işid mensuplarıydı. cam kesikleri geldi, biz çok büyük bir olay yaşadığımız için artık onlar hep oldu. çok daha büyüğü olabilirdi. havadan, karadan, denizden ve belki de o süreç dahil olmasaydı, şimdi belki burada olmayacaktık." dedi. 

'serbest kalacağımızı bilmiyorduk'

fiziki anlamda kötü bir muameleye maruz kalmadıklarını söyleyen yılmaz, "65 gün aynı yemeği yedik. öğle akşam aynı yemeği yedik. sürekli aynı şeydi. gıda beslenmemiz yetersizdi. bütün arkadaşlarım kilo verdi. ben de toplam 14 kilo verdim" dedi.

saldırıların yoğun olduğu bölgelerden geçtiklerini söyleyen başkonsolos, "serbest kalacağımızı sınıra giderken de bilmiyorduk. onların söylediği hiçbir şeye inanamazdık ve inanmadık... bunlar yüz defa kur'an'a el basarlar. yüz defa yalan söylerler. bunların hiçbir şeyi beli olmaz. söyledikleri hiçbir şeye inanamazsınız. hep yalandır. sizi türkiye'ye teslim ediyorum der. döner başka bir yere gider bunu bilemezsiniz... sınıra geldiğimizde sayın başbakanımıza haber vermek istedim ve aradım, başbakanımız telefonu açar açmaz 'hoşgeldiniz öztürk' dedi. süreç çok iyi organize edildi, çok iyi yönetildi. bütün yetkililerimize teşekkür ederim. ve tabii bunda emeği geçen herkese teşekkür ederim" diye ekledi.

11 haziran’da rehin alındılar 

işid, 11 haziran'da musul'u ele geçirmesinin ardından türkiye'nin musul başkonsolosluğu'ndaki 46 personeli de rehin aldı. 101 süren süren esaretin sona erdiğini başbakan ahmet davutoğlu, sabaha erken saatlerde azerbaycan'ın başkenti bakü'de açıkladı. 

rehineler türkiye'ye girdikten sonra ilk olarak şanlıurfa'da bir kamu binasına götürüldü. bakü programını yarıda kesen başbakan davutoğlu da bu kente hareket etti. davutoğlu, serbest bırakılan rehinelerle havaalanında buluşarak, birlikte ankara'ya gitti. davutoğlu, ankara'da yaptığı konuşmada, "bugün bayram günüdür" dedi. 

kaynak: ntv