Çözüm süreci

Davutoğlu: Çözüm süreci hedef alınıyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gezi olaylarıyla başlayan süreçte çözüm sürecinin hedef alındığını söyledi, "Öyle derin yapılar var ki bunlar bu meselenin çözülmesini istemiyorlar. Şimdi de ‘Kobani’ diyerek bahane ediyorlar" dedi.

Konular: Türkiye
Başbakan Davutoğlu 45 bölgesel ve yerel kanalın ortak yayınında çözüm sürecini anlattı.

başbakan davutoğlu, 45 bölgesel ve yerel kanalın ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

davutoğlu, bir gazetecinin son gelişmelerle birlikte çözüm süreciyle ilgili karamsarlığa düşmeye gerek olup olmadığını sorması üzerine, "karamsarlığa düşmeye hiç gerek yok. çünkü çözüm süreci olarak adlandırdığımız süreç  konjonktürel bir süreç değil" dedi.

davutoğlu, süreci, 30 yıldır devam eden ve daha öncesinde de yaşanan sıkıntıların biriktirdiği sorunlar yumağı olduğu için "çözüm süreci" olarak adlandırdıklarını dile getirdi.

"çözüm süreci bizim için tarihten gelen şifa ilacıdır, konjonktürel alınmış bir karar değil" ifadesini kullanan davutoğlu, "birileri bu şifa edici yerine halkımıza zehir sunmak isterse, o zehri ayıklarız, şifa ilacını içmeye devam ederiz. hiçbir şekilde, hiçbir vatandaşımın ümitsizliğe kapılmasını istemeyiz. böyle bir gerekçe de yok" dedi. 

“baas’ın değişik versiyonları bazı partiler”

kurban bayramı’nda meydana gelen olaylarda hüda-par’lı yasin börü adlı bir gencin kurban eti dağıtırken öldürülmesi hatırlatılarak yöneltilen, "burada bir çifte standart, bir çelişki yok mu?" şeklindeki soru üzerine ise davutoğlu şunları kaydetti:

"baas’ın değişik versiyonları bazı partiler maalesef, tek tip 'ben burada siyaset yaparım, başka siyaset yapanlara izin vermem', 'ben burada özgürlükleri kullanırım, başkalarının özgürlükleri kullanmasına izin vermem', 'ben burada hak sahibiyim başkası hak sahibi değil', 'ben burada işyeri açarım, dükkan açarım, başkası açarsa yakarım' dediğiniz anda zalimleşirsiniz. şimdi burada yasin börü kardeşimiz hangi görüşe sahip olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun; 16 yaşındaki birinin üçüncü kattan atılması, üstünden arabalarla geçilmesi, işkenceye tabi tutulması, boğazının kesilmeye çalışılması, allahaşkına barış, demokrasi diyenlerin bu tablo karşısında sessiz kalması mümkün mü?" 

doğu ve güneydoğu anadolu'dan 70 büyükşehir belediye başkanı ile bir araya geldiğini hatırlatan davutoğlu, "o masada oturan 70 büyükşehir belediye başkanımızın büyük bir çoğunluğu kürt'tü tabii. türk olanlar da vardı. ve o kürtler, kürtlerin haklarını savunduğunu iddia edenlerin kendilerine yaptığı zulümleri anlattılar. bir tanesi 'üç kez suikastten kurtuldum' dedi, bir tanesi 'ağabeyimi öldürdüler' dedi, bir tanesi 'akrabalarımı zorla götürüp haraç istiyorlar' dedi" değerlendirmesinde bulundu.

"kobani ile telabyad'ı, diğer yerleri ayırt ediyor değiliz"

davutoğlu, 1 ekim'de başbakanlık'ta selahattin demirtaş ile görüştüğünü anımsatarak şöyle devam etti:

"kendisine de çok açık bir şekilde söyledim. bizim irademiz açıktır. sizin bu anlamda muhatap olarak nasıl bir planlama ile karşı karşıya olduğumuzu biliyorsunuz. yol haritası da belli. bundan sonra çözüm sürecini hızlandıracağız. hızlandırmaktan kasıt nedir? zaten biz demokratik haklar anlamında büyük reformlar yapmışız, belli reformları daha hayata geçireceğiz. bir taraftan da bize daha 2013'ün başında söz verilmiş olan örgütün silahlı unsurlarının türkiye sınırına çıkması, sürecin başlaması lazım. şimdi çözüm sürecine inanırsak hep beraber yürürüz. ama bir taraf 'çözüm sürecini şimdilik idare edeyim, istediğimi elde edeyim, söz verdiğim şeyleri de yapmayayım' demeye başladı mı iyi niyet ortadan kalkar. kendisine orada da söyledim. kobani'ye ne yardım yapılacaksa konuşmaya hazırız. bunu yapalım çünkü biz kobani ile telabyad'ı, diğer yerleri ayırt ediyor değiliz. kendisi de bundan memnun oldu. çıktığı zaman da 'çok olumlu bir görüşme yaptık' dedi. değil mi? çok olumlu bir görüşme. bu konuyu müzakere eden heyetler arasında da çok pozitif bir atmosfer vardı. ben de son derece olumlu açıklamalar yaptım. toplumda genel olumlu bir atmosfer oluştu."

"kimse buna 'tesadüf' demesin" 

"peki ne oldu da, o günlerde de vardı kobani'deki olaylar. demirtaş bana geldiğinde de vardı. 'çok olumlu bir görüşme yaptık, çözüm süreci ilerliyor' dediği gün de vardı. ne oldu da bayramın üçüncü günü, millet bayram yaparken. sanki kobani yangınının sebebi türkiye'ymiş gibi, sanki türkiye'de büyük bir kargaşa, huzursuzluk varmış gibi 200 bin kardeşimizi almışız ülkemize. gerekirse yine alacağız. bunu borçlandırmak için söylüyor değilim. ne oldu da birden düğmeye basmış gibi" ifadelerini kullanan davutoğlu, kimsenin buna "tesadüf" dememesi gerektiğini vurguladı.

davutoğlu ellerinde bilgi olduğunu, kimlerin hangi ilden hangi ile taşındıklarını ve vandalizmin nasıl yapıldığını bildiklerine işaret etti.

bunların planlanmış şeyler olduğunu dile getiren davutoğlu, “bazı şehirlerin kenarlarında neler yapıldığını biliyoruz. bunlar yapılmasın. bize gelen cevap şuydu. 'merak etmeyin, bunların hepsi kaldırılacak'. işte yol haritasının birinci adımı buydu ve bunda mutabık kalmıştık. mutabık kaldığımız husus; bütün illegal faaliyetler, şehirlerin etrafında ve diğer yerlerde kaldırılacak. bunda mutabık kaldık. bırakın bunu yerine getirmeyi, aynen 'çekileceğiz' deyip çekilmeyi durdukları gibi, şehirlerin içinde yangın çıkardılar. taşıma terörize gruplarla bir ilden diğerine birçok yerde yangın çıkardılar. kimse bunu bir anlık olarak yansıtmasın" değerlendirmesinde bulundu.

"kimse 'yol haritasını bilmiyoruz' demesin"

davutoğlu halkın yaşananları çok iyi gördüğünü vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"bakın bu neye benziyor bu biliyor musunuz? 'pkk'nın içinde bir pkk mı var, derin pkk mı' sorunuzun da anlamı. bizimle müzakere edenlerin yani hdp'lilerin hem siyasi kanaat, hem imralı'daki yapılan görüşmeler bağlamında o zaman sormamız gereken bir durum var. bize verilen sözler var. kamu düzeninin gereği yapılacak ve bütün illegal faaliyetler durdurulacak. sonra da bizim atacağımız adımlar var. yol haritası konuşulmamış değil. kimse 'yol haritasını bilmiyoruz' demesin. herkes biliyor. ne yapılmasını gerektiğini biliyor. ama 'çekileceğim' dedikten sonra niye çekilmedi geçen sene? çünkü gezi olayları patlak verdi."

bu olayların arkasının çok iyi görülmesi gerektiğine dikkati çeken davutoğlu, "öyle kobani falan değil mesele. hiç bunu şey yapmasınlar. kimse bu halkı da, bizi de tabirimi mazur görün enayi, durumu anlamayan bir durumda görmesinler" dedi.

"bir taşla kaç kuş vurdular"

imf'ye borcunu ödemiş türkiye'de mayıs ayında birden düğmeye basılarak, gezi olaylarının başladığını kaydeden davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"bir taşla kaç kuş vurdular bakın. gezi olaylarından sonra geri çekilme durduruldu. hâlâ o söz yerine getirilmedi. ayrıca türkiye bir sıkıntıya sokulmak istendi. sebep ne biliyor musunuz? aynen 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi gibi. dışardan ve içerden bu mihraklar, derin yapılar ya da başka yapılar. türkiye'yi üç seçimin beklediğini görüyorlardı. mahalli seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçimler. türkiye'yi destabilize etmeye çalıştılar, olmadı. çünkü cumhurbaşkanımız o zaman başbakan olarak güçlü bir liderlik gösterdi. hepimiz, ak parti kadrosu ve hükümet olarak sağlam durduk."

"17 aralık'ta yine çözüm süreci hedef edildi"

davutoğlu arkasından 17 aralık'ın yaşandığını bildirerek, şunları kaydetti:

"tekrar bahane üretildi. bu sefer bir başka tuzak kuruldu. mesele çözüm sürecini yok etmek. çözüm süreci yok edilerek kardeş kavgası başlarsa önce hükümet, sonra ak parti ve tabii türkiye türbülansa girsin. bunu yapanlar şunu da biliyor. kck'dan bahsettiniz. paralel yapı olarak 17 aralık'ta düğmeye basanlar geçmişte kck operasyonlarını yapanlardı. şimdi aynı noktadalar. ikisi de hükümeti hedef ediniyorlar. kck operasyonlarını bir insan hakları ihlali olarak görenler veya hukuksuz tutuklama gibi... 17 aralık'ta yine çözüm süreci hedef edildi. çözüm süreci birilerini rahatsız ediyor. herkesin bunu görmesi lazım. özellikle bölgedeki kardeşlerimin görmesi lazım. rahatsız ediyor. gezi olaylarının sebeplerinden biri çözüm sürecini yok etmekti ve nitekim örgüt verdiği sözü tutmayıp, çekilmeyi durdurarak yavaşlattı. 17 aralık'ta bütün bu çözüm sürecine momentum kazandırmayı da engellediler."

"bakanlar kurulu olarak tbmm'nin iradesini yansıttık"

davutoğlu, cumhurbaşkanı seçimi öncesinde de provokasyonların olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"ilk defa yasal zemin kazandı çözüm süreci haziran'da çıkan yasayla. yeni çıkardığımız bakanlar kurulu kararıyla. hep bunu diyorlardı, 'yasal zemin yok' diyorlardı. yasal zemin kazandırdık. peki ne istiyorsunuz? yasal zemin kazandırdıktan sonra yapacağımız şey artık kimse çözüm sürecindeki görüşmeler dolayısıyla suçlanamaz. tbmm yasa çıkardı. bu da bizim çözüm sürecinde söz verdiğimiz ve 'yapacağız' dediğimiz bir adımdı. herkes kendini bağladı. tbmm bağladı bu yasayı çıkarmakla. biz de bakanlar kurulu olarak tbmm'nin iradesini yansıttık."

"kobani'de akan kanın tek bir zerresinde bizim elimiz yoktur"

"bakanlar kurulu kararından bir hafta sonra bu olayları çıkarmanın sebebi ne" diye soran davutoğlu, şöyle devam etti:

"öyle derin yapılar var ki bunlar bu meselenin çözülmesini istemiyorlar. bazen 'gezi' diyorlar istemiyorlar, bazen başka şeyler diyorlar istemiyorlar. şimdi de 'kobani' diyerek bahane ediyorlar. onun için en başından dedik. kobani önemli. kobani'de akan kanın tek bir zerresinde bizim elimiz yoktur. tek bir damla kanda ne türkiye'nin, ne türkiye cumhuriyeti hükümetinin ne de bizim birimlerimizin eli yoktur. bu açık bir iftiradır. onu her zaman söyleriz. ama bırakın çözüm süreci devam etsin. bu proje başarıya ulaşsın. ama yaptıkları şey ne oldu? vandalizm, eşkıyalık, terörle bir yeni konteks çıkarmaya çalıştılar. onların hesabı ne olursa olsun millet görüyor. inşallah hep beraber bu tuzağı bozacağız."

‘pyd bir özgürlük kahramanı gibi sunuluyor’

davutoğlu meselenin insanlık meselesi olduğunu dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"mesele kürt meselesi ise onu bile mazur görürüm ama o zaman halep'e hava bombardımanıyla esed tarafından katledilen kürtler için sesinizi çıkartmadınız? niye üç sene sustunuz? bu da yetmedi şimdi pyd bir özgürlük kahramanı gibi sunuluyor. gitsinler mesut barzani'ye, irak'taki kürtlere sorsunlar. on binlerce kürt haseki'den pyd'nin baskısı nedeniyle irak'a kaçtı? 50 bin civarında kürt kardeşimiz suriye'den yeni gelmedi. mardin'e pyd'nin baskısından kaçarak geldi geçen sene. pyd'nin baskısından kaçanlara bu yapı, bu örgüt 'hain' diye yardım edilmemesi için baskı yaptı. şimdi açık konuşmak lazım; dertleri ne insanlık derdi, ne kürt derdi. dertleri kendi örgütlerine tabi olanları korumak, o örgüte tabi olmayanları ret." 

davutoğlu, kobani'den kaçıp gelen 300 pyd'linin 50 kadarının 'dönelim' dediğini söyleyerek. ''gerisi 'biz türkiye'de kalmak istiyoruz' dedi. meclis'te demirtaş'ın kahramanlık hamaseti, alanda öyle değil. zaten savaşmaktan kaçmış, gelmiş; 'hadi geri git' diyorsun, gitmiyor. ne yapalım peki? dediği şuysa, 'bırakın, türkiye'deki kürt vatandaşlar, gençler orada savaşsın'. bunu yapmayız. biz devletiz. biz kimseyi ölüme gönderemeyiz'' ifadesini kullandı.

"sütten çıkmış ak kaşık rolüne soyunamaz pyd"

ancak o zaman suriye rejiminin katliamlarına sessiz kalındığını, ılımlı muhalefetin de desteklenmediğini ifade eden davutoğlu, pyd'nin de rejimle işbirliği yaptığını söyledi.

davutoğlu şöyle devam etti:

"haseke ile kobani arasındaki kuşakta pyd ile işid yan yana durdular. birbirlerine hiç saldırmadılar ama ikisi birden özgür suriye ordusu'na saldırdı. rejim de saldırdı. işid, özgür suriye ordusu'nu geriletince, döndü pyd'yi vurdu. o sırada işid yanında ilerlerken pyd, kendi içindeki kdp'lileri ve diğer partili kürtleri sürmekle meşguldü. bunlar maalesef acı gerçekler, bölge halkının bunu bilmesi lazım. sütten çıkmış ak kaşık rolüne soyunamaz pyd. oradaki kürtleri, işid oraya gelirken, rakka'yı elde ederken, pyd rejimle işbirliği halinde kdp'li, kendisi gibi düşünmeyen kürtleri irak'a ve türkiye'ye sürdü. hatırlarsanız barzani sınır kapısını kapatmak durumunda kaldı. şimdi bunlar hiç yaşanmamış gibi; sanki kobani'deki ve bölgedeki, türkiye'deki, ortadoğu'daki bütün kürtleri onlar temsil ediyormuş gibi; türkiye de bunlara sessiz kalmış gibi bir rol içine giremez."

kaynak: aa

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;