Türkiye

Davutoğlu: Maske takan alınıp götürülecek

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümetin üzerinde çalıştığı iç güvenlik reformuyla gösterilerde maske takmanın yasaklanacağını, molotofkokteylinin bomba sayılacağını duyurdu.

Konular: Türkiye
Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. [Fotoğraf: Zeki Öztürk / Al Jazeera Türk]

içişleri bakanlığı'nda brifing alan başbakan daha sonra basın toplantısı düzenledi. davutoğlu üzerinde çalışılan güvenlik reformuyla ilgili şunları söyledi: 

“avrupa ve abd’deki uygulamalarda hiçbir gösteride maske kullanılamaz. kimliğini tespit etmek mümkün değil, barışçıl bir gösteri yapan kişi kimliğini niye saklasın? maske kullanarak gösteri yapılamaz. molotof atamaz. molotof bomba sayılıyor derse, evet bomba sayılacak. hasta taşınan ambulans yakılıyorsa kimse bize özgürlükten bahsetmesin. maske takan alınıp götürülecek. maske takan kişi, 'ben kimliğimi gizliyorum, suç işlemeye hazırım' diyor."
 
başbakan davutoğlu'na, ceza muhakemesi kanunu’nda polise ‘makul’ şüphe olduğu zaman gerekli aramayı yapma izni veren yeni değişiklikle ilgili sorular yöneltildi. ‘makul’ şüphenin nasıl belirleneceğini davutoğlu şöyle açıkladı:
 
“yargı bir suç işledikten sonra başlıyor. suçu önleme görevi güvenlik birimlerimizin. alınacak bir önlem, suçun işlendikten sonraki prosedüre tabi kılınırsa, suçu engelleyemiyorsunuz. mesela şu an ankara’da şu caddeden şu caddeye bir araba uyuşturucuyla gidiyor diye bir ihbar gelse, o arabayı aramak için savcılık izni lazım. savcı da dese ki, 'önümde bir delil yok, ihbar var' dese ve o izni vermese, o araba emniyet birimlerimizin gözünün önünden gider de, uyuşturucu da gider, o gencimizi zehirler." 
 
başbakan, 'makul şüphe'nin kapsamını açıklarken kobani eylemleri sırasında bingöl'de emniyet müdürü atalay ürker'e düzenlenen saldırıyla ilgili bir ayrıntıyı da anlattı, “savcının şunu demesi hakkıdır: 'bana delil getir.' emniyet görevlisinin de görevi, gelen bir ihbarı değerlendirip o suçu işlenmeden  engellemektir. o zaman bir orta yol bulmamız lazım. acı değil mi? bingöl’de şehit edilen iki kardeşimizin, şehit edenlerle ilgili bilgi geldiği halde, bu savcılık tarafından işleme konmadı. ama suçlayamayız çünkü 'daha ortada suç yok' diyor" dedi. 
 
'demokratikleşmeden taviz vermeyeceğiz'
 
"üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformu, aslında özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alan içerikleri barındırıyor. kesinlikle özgürlük alanımızdan, demokratikleşmeden hiçbir surette taviz vermeyeceğiz. ama demokratik hakların kullanılması da bir kamu düzeni içinde olur."
"gösteriler kesinlikle haktır ve hiçbir şekilde engellenmeyecektir. barışçıl gösteri yapma hakkını sınırlayan hiçbir tedbir getirmeyeceğiz, kimse burada yanlış bir kanaate sahip olmasın. herkesin ifade hakkını ve gösteri hakkını kullanma imkanını muhafaza edeceğiz, burada bir sınırlama olmaz."
 
vatandaşlık işlemlerinde reform

davutoğlu vatandaşlık işlemlerinin bürokrasiden arındırılması için yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. 

"valilerimizin dış tecrübe kazanması, büyükelçilerimizin iç tecrübe kazanması; genel bir reform içinde, insan kaynağı içinde eğitimin güçlendirilmesi ve insan kaynağı anlamında neler yapılabileceğini ele aldık" diyen davutoğlu yenilikleri şöyle sıraladı: 

- soyadları dilekçeyle değiştirilebilecek.

- doğum ve adres değişiklikleri bilgisayar ortamında yapılabilecek.

- yeni elektronik kimlikler aralık ayından itibaren verilmeye başlanacak.

- ifadenin yerinde alınması söz konusu olacak. vatandaşımız engelliyse, yaşlıysa ifade vermek içine karakola gitmesine gerek kalmayacak. 

- sms mesajıyla, bir çocuk kaybolduğunda eşkali o bölgedeki tüm bireylere gönderilecek. 


“bürokraside devrim yapılacağını” söyleyen davutoğlu, vali ve kaymakamların niteliklerinin artırılacağını söyledi. davutoğlu, “valilerimizin dış tecrübe kazanarak sınır bölgelerimizde faaliyet göstermeleri, büyükelçilerimizin iç tecrübe kazanmaları gerekiyor. genel bir reform anlayışı içinde mülki idarenin insan kaynağı itibariyle eğitimin güçlendirilmesi, takviye edilmesi anlamında neler yapılabileceğini ele aldık” dedi. 

“özgürlükten taviz vermeyeceğiz”

üzerinde çalışılan iç güvenlik reformunun özgürlükleri kullanmayı teminat altına alınacağını belirten başbakan şunları söyledi:

“özgürlükten taviz vermeyeceğiz. ama demokratik hakların kullanılması kamu düzeni içinde olur. bir gösterinin barışçıl biçimde yapılması için güvenlik olması gerekir. irak’ta, suriye’de barışçıl gösteri yapma imkanı var mı? yok, çünkü güvenlik yok.”

hükümetin sadece güvenlik tedbiri alma niyetinde olmadığını söyleyen davutoğlu, “gösteri hakkı da, fikir ve ifade özgürlüğü de en iyi şekilde korunabilsin. ama suç işleyenin de işlediği suç yanına kâr kalmaz, kalmamalıdır. aksi takdirde insanları suça teşvik etmiş oluruz. bu dengeyi koruyacak, ab standartlarında temel kriterleri karşılayan, bunları aşındırmayan bir güvenlik reformu çerçevesini oluşturmak üzere çalışmalara devam ediyoruz” dedi.

“gösteri haktır, engellenmeyecek”

davutoğlu, reform kapsamında gösterileri sınırlayan hiçbir tedbir getirilmeyeceğini söyledi. toplumsal olaylara hukuk düzeni içinde müdahale edileceğini ve göstericilerin de güvenliğinin sağlanacağını belirtti. davutoğlu  “gösterilerde en müşfik şekilde emniyet görevlilerimizi göreceksiniz” dedi. başbakan; hayata kast, molotof atma, maske takma gibi eylemlere ise tolerans gösterilmeyeceğinin altını çizdi. davutoğlu reformun bir “polisiye tedbirler paketi olmayacağını” söyledi.

“polisiye tedbirler artacak' kelimesini reddediyorum”

başbakan davutoğlu'na meclis’te görüşmeleri başlayan yeni yargı tasarısındaki, polisin ‘makul şüphe ile arama yapma’ yetkisi de soruldu. bir gazetecinin “polise sınırsız yetki verileceği endişesi var” ifadesi üzerine davutoğlu, “polisiye tedbirler artacak' kelimesini reddediyorum. avrupa'daki ülkelerden farklı hiçbir uygulama getirmeyeceğiz” dedi. sözlerini “türkiye otoriterleşiyor gibi bir kampanyaya karşı kamuoyumuzu uyarıyorum” diyerek sürdüren davutoğlu, türkiye’ye kesinlikle hukuk devleti kurallarının dışında hiçbir şey gelmeyeceğini söyledi.

hollande'a yanıt

basın toplantısında kobani’deki işid ile ypg arasındaki çatışmalar ve türkiye’ye yurtdışından yapılan çağrılar da gündeme geldi. bir gazetecinin fransa cumhurbaşkanı françois hollande’ın 14 ekim salı günü türkiye’ye kobani’ye geçişe izin vermesi yönündeki çağrısına davutoğlu şu yanıtı verdi:
“kafa karışıklığını gidermek lazım. fransa’yla birçok konuda benzer yaklaşımlarımız var. paris’ten görüş beyan etmek kolay da acaba alanda ne kadar bilgi sahibi? türkiye’nin sınırları kapalı mı? iki milyona yakın insan geçti. türkiye sınırlarını insani gerekçeyle hiç kapatmadık. kobani’den de 200 bin kişi geldi. türkiye üzerinden birileri gitsin, deniyor. aynı ülkeler değil miydi, 'yabancı savaşçılar suriye’ye gitmesin' diyenler? bu tedbirleri uyguladık, uyguluyoruz da."
 
davutoğlu, türkiye’ye geçen 300 kadar pyd’linin kobani’ye dönüşüne izin verdiklerini ama aralarından çok küçük bir kısmının geri gitmek istediğini de açıklarken, “gelirken bize sormadılar, giderken de sormayız. onlar suriye vatandaşı. şimdi kendi vatandaşımızı bilinmezliğe biz gönderebilir miyiz?" diye sordu.
 
hollande’ın çağrısına da “fransa’dan gelip kobani’den savaşmak için gelenlere sınırı açık mı tutalım? yabancı savaşçıları nasıl denetleyeceğiz?" sorusuyla yanıt verdi.

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;