Türkiye
Erdoğan konsolosluk personelini kabul etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan 101 gün sonra kurtarılan Musul Başkonsolosluğu çalışanlarını Köşk’te kabul etti. Erdoğan, "Konuştuklarımız, konuşacaklarımız, bir de konuşamayacaklarımız var" dedi, personelin bir ay izinli olacağını duyurdu.
irak şam islam devleti (işid) tarafından alıkonulduktan 101 gün sonra kurtarılan musul başkonsolosu öztürk yılmaz'ın da aralarında olduğu 46 kişi cumhurbaşkanı tayyip erdoğan tarafından çankaya köşkü'nde kabul edildi. erdoğan burada başkonsolosluk personeline bir konuşma yaptı. erdoğan, musul başkonsolosu öztürk yılmaz'ı hem mit hem de dışişleri ile kurduğu iletişim ve süreci yönetmesi nedeniyle tebrik ederek şunları söyledi:
"bu süre içerisinde sürekli olarak, herhangi bir tahrike oyuna gelmeden sizin hassasiyetlerinizi de düşünerek bu süreci takip ettik. hamdolsun bayram denilecek bir sonla bu iş noktalanmış oldu. bu tabii ayrı bir mutluluktu. özellikle bu bir özgürlüğe kavuşmaydı. musul başkonsolosumuz, ailesi ve çalışma arkadaşlarını bugün kabul edip sizlerle bir arada olmak şahsım, ailem, milletim için ayrı bir mutluluk vesilesi."
"oyuna gelmediniz, tahriklere kapılmadınız"
"öncelikle sekiz ayrı noktada çile dolduran siz değerli kardeşlerime, bu çileyi sizlerle vatanında yaşayan eşleriniz, çocuklarınız, aileleriniz, hepsine geçmiş olsun diyorum. metanetle kurtuluşu beklediniz. tebrik ediyorum, kutluyorum. oyuna gelmediniz, tahriklere kapılmadınız. bu sabrınız, metanetiniz her türlü takdirin üstündedir. sizleri ayrıca tebrik ediyorum. bu vakur duruş aslında bu milletin vakur duruşunun da ayrı bir hikayesi. hadisenin vuku bulduğu günlerde başbakandım. cumhurbaşkanı olduktan sonra da aynı şekilde bulunduğumuz makamın sorumluluğuyla takibi sürdürdüm. bu bizim her zaman acil gündem maddemiz oldu. sizlerle sürekli irtibat kurmuyoruz diye, bu iş unutuldu mu, diye düşünürseniz, üzülürüz demiştim. biz her an bu işle yatıp kalkıyorduk."
"kovalamaca oynuyorsunuz"
erdoğan çalışmaların nasıl yürütüldüğüne dair ayrıntılar da verdi.
dışişleri bakanımız, müsteşarı, mit müsteşarı bu işin içindeler, sürekli kendileriyle görüşüyorum. an meselesi gibi düşünüyoruz. ama bir an oluyor, bir noktadan başka yere götürüyorlar, hazırlıklar değişiyor. bütün bunlarla birlikte kovalamaca oynuyorsunuz. heyecanla, duygusal olarak olmazdı. böyle yapsaydık allah muhafaza bir kardeşimizin burnunun kanaması bizi kahrederdi. şu anda abd’lilerin, ingilizlerin başına gelenleri gördünüz, duydunuz değil mi? allah göstermesin, biz böyle bir şeyi yaşamak istemezdik. hamdolsun bu günlere ulaşmış olduk."
"mit, emniyet, tsk iç içeydi"
"başta mit müsteşarı'na, ekibine, tsk’nın değerli genelkurmay başkanım, tüm ekibine. onlar da aynı hassasiyetle bu işi sürdürdüler. iç içe yürüttük. mit, emniyet, tsk hiçbiri ayrı bir şey içerisinde olmadı. hep birlikte bir hazırlığın içinde olduk. bu çalışma birlikte yürüdü. et tırnak gibiydik, ayıramazdık. çalışmayı hassasiyetle sürdürmek gerekiyordu."
"devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez"
cumhurbaşkanı erdoğan, türkiye'nin abd'nin işid'e karşı çözüm arayışlarında neden daha etkili olamadığını ve suudi arabistan'daki zirvenin sonuç bildirgesine neden imza atmadığını da anlattı.
"konuştuklarımız, konuşacaklarımız, bir de tabii konuşamadıklarımız var. devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. hassasiyeti korumak zorundasınız. yoksa fatura gelir, bu faturaya katlanmak mümkün değil. umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik. başarısız olmayı aklımızın ucundan dahi geçirmedik. ama dedik sabredeceğiz. inşallah bu iş hayırlı bir şekilde neticelenecek dedik, bunu yakaladık. can güvenliğinizi düşünmek, özgürlüğe kavuşturmak, tc’nin itibarını muhafaza etmek çok önemliydi. bazı koalisyon taleplerine hemen biz de varız, diyebilirdik, dünyanın devleri bir arada. ama biz hemen bu işe evet diyemezdik. 49 canımız vardı. bunlar hallolmadan adım atmadık, atamayız dedik. personelimizin can güvenliğini ve özgürlüğünü düşünerek yol haritamızı belirledik."
"tarihe mal olacak bir imtihan sürecinden geçtik"
erdoğan, başbakan olduğu dönem rehinelerle ilgili haberlere getirilen yayın yasağını da savundu.
"bu istismara açık konuyu kamuoyu gündeminden uzak tutmaya çalıştık, koruma altına aldık ve izin vermedik. içeride ve dışarıda bazı siyasetçiler ve medya kuruluşları oldukça sorumsuz tavırlar sergilediler. bu oyuna gelmedik. biz sükûtu tercih ederken, konuşmak yerine iş yapmanın peşindeyken durumdan rant sağlamak isteyenler de oldu. onlar sözlerinin, attıkları manşetlerin, yorumlarının personelimizin canına mal olabileceğini düşünmezken biz sabırlı davrandık. tarihe mal olacak bir imtihan sürecinden geçtik ve bu başarılı bir şekilde neticelendi. tüm personelimizin sağ salim evlerine ulaşması, bizleri çok çok mutlu etti. duygulu anlarınızı ekranlarda izledik, biz de duygulandık. milletçe duygulandık. türkiye artık eski türkiye değil. yeni türkiye vurgusu yaparken esasında bunu kastediyoruz. birtakım imtihanlara maruz kalmamız son derece doğaldır."
"arap’ı da, kürt’ü de, ezidi'yi de kucaklıyoruz"
erdoğan hem suriye'deki iç savaştan hem de işid saldırılarından kaçan suriyelilerin türkiye'ye geldiğini hatırlattı. türkiye'nin sınırını kapatamayacağını söyledi.
"1 milyon 300 bin suriyeli ve iraklı'yı ensar anlayışıyla misafir ediyorsak bu milletin büyüklüğünün ifadesidir. bazıları bunu kavrayamayabilir. bombaların altında onları bırakmak büyük zulüm olurdu. bu insanlara ev sahipliği yapmak, hele hele engelli bir yaşlı teyzenin sürünerek bizim topraklara geçişini gördüm. onları, o ufacık yavruları nasıl bırakırsınız? ecdadımızdan aldığımız ahlak anlayışını biz bugün de yaşamak ve yaşatmak durumundayız. ayrımcılığımız var mı, yok. arap’ı da, kürt’ü de, ezidisi de geliyor. hepsine bağrımızı açtık, kucaklıyoruz."
bir ay izinliler
erdoğan musul başkonsolosluğu personelinin ailesinden çok ayrı kaldığını söyledi. hepsinin bir ay yasal izin yapacağını duyurdu. erdoğan, "gerçi üç aylık ayrılığa bir ay yetmez ama... hayat devam ediyor. bu bir fırsattır. bir ay bir aydır. gerçi okullar başladı ama okullarla kaynaşarak bu süreci devam ettirmiş olursunuz" dedi.
kaynak: al jazeera
Yorumlar