Türkiye
Özbekistan’la inişli-çıkışlı ilişkiler
İslam Kerimov’un ülkesi Özbekistan’la Türkiye arasındaki siyasi ve buna bağlı olarak ekonomik ilişkiler, inişli-çıkışlı oldu. Başlangıçta, Kerimov da ülkesiyle Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmeye istekliydi. Ancak, Kerimov'un baskıcı yönetimi ve Türkiye’nin buna karşı çıkması gibi nedenlerden dolayı iki ülkenin siyasi ve ekonomik ilişkileri beklenen düzeye çıkamadı.
özbekistan sscb’nin dağılmasının ardından 1 eylül 1991'de bağımsızlığını ilan ettiğinde ilk tanıyan türkiye olmuştu. aynı yılın aralık ayında ülkenin ilk cumhurbaşkanı seçilen islam kerimov’un ilk ziyaret ettiği ülkelerden biri de türkiye idi. bu ziyarette türkiye’ye verdiği değeri ve istediği desteği şu cümlelerde ifade ediyordu:
“eğer türkiye bize destek olursa, özbekleri bundan sonra kimse boyunduruk altına alamaz... atatürk ilkeleri, bizim özbekistan’da yapmak istediklerimizle paraleldir. ben atatürk’e hayranım ve o’nun türkiye’de başardıklarını orta asya halklarının da başaracağını ümit ediyorum. ben, türk halklarının birliği düşüncesini savunuyorum. bu birlik mutlaka gerçekleşmelidir. politik bir birlikten ziyade, ekonomik bir birlik kurulabilir. bunun adına türk ortak pazar’ı da diyebilirsiniz.”
bu ziyaretten dört ay sonra dönemin başbakanı süleyman demirel, bir yıl sonra da cumhurbaşkanı turgut özal, özbekistan’a gitti. iki ülke arasında, ekonomik ve ticari işbirliği, kültür, eğitim, bilimsel değişim, sağlık, spor, turizm, haberleşme, ulaşım gibi bir çok alanda anlaşmalar imzalandı, türk - özbek iş konseyi kuruldu. türkiye’den çok sayıda iş adamı özbekistan’da ciddi yatırımlar yaptı.
1999'da rüzgâr tersine döndü
her şey çok olumlu başlamış, 1999 yılına kadar özbekistan cumhurbaşkanı islam kerimov resmi ve özel temasların yanı sıra çeşitli vesilelerle 10 kez türkiye’ye gelmişti. ancak, iki ülke ilişkileri 1993’ten itibaren bozulmaya da başlamıştı. bunun en büyük nedeni, özbekistan’ın muhalif lideri muhammed salih’in türkiye’de bulunmasıydı.
salih, 1991’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmuş, resmi açıklamalara göre %12,7 oy almış bir siyasetçiydi. seçimlerden hemen sonra salih’in partisine baskılar başladı. salih bir süre gözaltında tutuldu. 1993'te dönemin cumhurbaşkanı turgut özal’ın davetiyle türkiye’ye geldi. kerimov, salih’in türkiye’de bulunmasından rahatsızdı. muhammed salih, bir süre sonra taşkent’in baskısıyla türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. özbek yönetimi salih ve bir çok muhalif siyasetçiyi rejim aleyhtarı faaliyette bulunmakla suçluyordu. ayrıca türkiye’de eğitim gören öğrencileri de kendi taraflarına çekmek için etkilediklerini öne sürüyordu.
16 şubat 1999’da kerimov’a yönelik olduğu belirtilen bombalı bir suikast, bozuk giden ilişkilerin üzerine tuz-biber ekti. iddiaya göre, taşkent’teki suikast girişimine bir türk vatandaşı da katılmıştı. bu durum ilişkilerdeki kırılma noktasıydı. bunun ardından taşkent yönetimi, türkiye’de eğitim gören özbek öğrencileri geri çağırdı.
2003'te dönemin başbakanı recep tayyip erdoğan bozuk ilişkileri onarmak amacıyla özbekistan’ı ziyaret etti. ancak, ne var ki bu ziyaret ilişkileri düzeltmeye yetmedi. zira, o dönem özbek muhalif lideri muhammed salih’in bir kez daha türkiye’de ağırlanması, 2005'te özbekistan’da gerçekleşen andican katliamı’nda türkiye’nin bm’de kerimov yönetimini eleştiren rapora imza atması ve kınaması, bozulan ilişkileri düzeltme çabalarını başarısız kıldı.
ilişkilerin tekrar istenilen düzeye çıkması amacıyla diplomatik girişimler 2012’de yeniden hız kazandı. eylül ayında dönemin dışişleri bakanı ahmet davutoğlu, new york’ta bmgk temasları çerçevesinde özbekistan dışişleri bakanı kamilov ile görüştü. bu görüşmede 2013-2015 dönemini kapsayacak şekilde bir işbirliği planının hazırlanması konusunda mutabakata varıldı. bu şekilde kesilen ilişkiler yeniden başladı. en son görüşme, mayıs 2014’te çin’in şanghay şehrinde yapılan asya’da işbirliği ve güven arttırıcı önlemler konferansı (aigk/cica) 4. devlet ve hükümet başkanları zirvesi’nde gerçekleşti.
11 yıl sonra soçi’de en üst düzeyde ilk temas
erdoğan, başbakanlığı döneminde özbekistan’la ilişkileri iyileştirmek amacıyla 2014’te yeni bir adım attı. 7 şubat 2014’te soçi-2014 kış olimpiyat oyunları’nın açılış töreni için rusya’nın soçi kentine giden erdoğan, burada özbek lider islam kerimov’la bir araya geldi. bu görüşme, erdoğan’ın 2003’te özbekistan’a yaptığı ziyaretten bu yana iki ülke arasında üst düzeydeki ilk temas oldu. ardından, türkiye taşkent’e yeniden büyükelçi atadı. bu gelişmelerden sonra dönemin dışişleri bakanı ahmet davutoğlu, 10-12 temmuz 2014 tarihlerinde özbekistan’ı ziyaret etti. bu ziyaret de yine ikili ilişkilerin geliştirilmesi için atılan önemli bir adım olarak görüldü. davutoğlu özbekistan’ı tarihi bağlar nedeniyle "türkiye’nin yönünün ve gönlünün dönük olduğu bir ülke" olarak niteledi ve iki ülke arasında durağan dönemin bittiğini belirtti. davutoğlu, "türkiye-özbekistan ilişkileri inşallah önümüzdeki yıllarda örnek gösterilecek ilişkiler arasına girecektir" ifadelerini kullandı.
ekonomik ilişkiler siyasi ilişkilerin gölgesinde kaldı
özbekistan ile türkiye arasında ekonomik ilişkiler de siyasi ilişkiler gibi inişli çıkışlı oldu. bir çok alanda 90'ın üzerinde anlaşma yapıldı. ancak ikili ilişkileri ilerletmek adına atılan bu adımların çoğu yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle tam olarak uygulamaya geçirilemedi. bu yüzden ekonomik ilişkilerde gelinen seviye potansiyelin gerisinde kaldı.
özbekistan’la ikili ticaret hacmimiz, 2015 yılında 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. hâlihazırda ülkede, başta tekstil, taahhüt, gıda, otelcilik, inşaat malzemeleri ve plastik, ilaç ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren, 100’ü temsilcilik olmak üzere toplam 700 kadar türk sermayeli firma bulunuyor. ülkemizde ise özbek sermayeli 114 firma faaliyet gösteriyor.
kaynak: al jazeera, dışişleri bakanlığı, aa
Yorumlar