Portre

Portre: Ariel Şaron

Subaylıkla başlayıp ordunun en tepesine kadar süren askeri kariyeriyle İsrail'in en önemli savaşlarında rol aldı. Katliamlardan sorumlu tutuldu. Başbakan olduğunda Filistin topraklarını Yahudi yerleşimleriyle kuşattı. Filistinlilerin nefretini, aşırı sağcı İsrailliler'in sevgisini kazandı.

Ariel Şaron, İsrail'de 2005 yılında yapılan bir ankette, ülkenin gelmiş geçmiş en büyük sekiz lideri arasında gösterildi. [AFP]
2006 yılının ilk günlerinde geçirdiği beyin kanaması sonucu bitkisel hayata giren israil'in eski başbakanı ariel şaron, sekiz yıl makinelere bağlı kaldıktan sonra 11 ocak 2014'te, 85 yaşında öldü.
 
israil siyasetinin en tartışmalı isimleri listesinin üst sıralarında yer alan eski başbakan, filistin toprakları üzerinde kurulan ülkesinin yaklaşık 60 yılına damgasını vurdu. önce asker daha sonra da siyasetçi kimliğiyle israil ve işgal altında tuttuğu bölgelerde çok önemli hadiselerin faili bir lider olarak orta doğu'nun yakın tarih sahnesinde önemli bir rol oynadı.
 
1948'de kurulan israil’in filistinli araplar ve bölge ülkeleriyle yaşadığı çatışmalar, hayat yolunun israil savunma kuvvetleri çatısı altında şekillenmesini beraberinde getirdi. şaron'un 1948 filistin savaşı sırasında genç bir subay olarak katıldığı ordudaki kariyeri, 1973'te komuta kademesinin üst seviyelerinde noktalandı.
 
emekli olduktan sonra siyasete atılan şaron, 1982 - lübnan işgali sırasında savunma bakanı sıfatıyla, üstelik bu sefer en üst seviyeden, israil savunma kuvvetleri'ni sevk ve idare etti.
 
"düşman araplar"a karşı izlediği sert askeri tutumu, canla başla uyguladığı yahudi yerleşimciler politikası, filistinlilere yönelik provokatif eylemleri ve adının geçtiği katliamlar, şaron'u arap ve müslüman dünyasında adeta bir nefret unsuru haline getirdi. filistinlilerin çok büyük acılar çekmesine yol açan tüm bu faaliyetleri, 2006 yılında geçirdiği beyin kanaması sonucu komaya giren ve bir daha da gözünü açmayan şaron’u, bazı israillilerin gözünde ise ülke güvenliğini her şeyin üstünde tutan bir lider mertebesine yükseltti.
 
orduda hızla tırmandığı kariyer basamakları 
 
ariel şaron, 1928 yılında, o dönemde britanya'nın mandası olan filistin’deki küçük bir tarım kooperatifi yerleşiminde doğdu. henüz 14 yaşında yahudilerin filistinlilere karşı oluşturduğu haganah isimli paramiliter örgüte katıldı.
 
arap köylerine karşı düzenlediği kanlı baskınlarla tanınan bu paramiliter yeraltı örgütünde hemen dikkatleri çeken genç şaron, 14 mayıs 1948’de filistin toprakları üzerinde bir israil devletinin kurulduğunun ilan edilmesi üzerine başlayan filistin savaşı'nda, israil ordusunda takım komutanı olarak görev aldı. sert ve agresif bir komutan olarak kısa sürede nam salan şaron’un, ordudaki tırmanışı başladı. 1949’da bölük komutanı, 1950’de istihbarat subayı olan şaron, bir yandan da kudüs ibrani üniversitesi’ndeki orta doğu kültürü eğitimine devam etti. 
 
bu dönemde kurulan ve filistinli direnişçilerin saldırılarına karşı sınır ötesi misillemeler düzenleyen 'birlik 101' isimli özel kuvvetlere liderlik etti. 1953 yılında, aralarında çocukların da olduğu 69 sivilin öldürüldüğü ve uluslararası toplum tarafından kınanan kibya köyü katliamı, şaron’un yönettiği o birlik tarafından gerçekleştirildi. 1958’den 1962’ye kadar tugay komutanlığı yapan şaron, hukuk eğitimi de almaya başladı. 
 
1956’da dönemin mısır cumhurbaşkanı cemal abdülnasır’ın süveyş kanalı'nı millileştirme girişimiyle patlak veren krizde, britanya ve fransa'nın yanında mısır'a karşı savaşa giren israil ordusunda bir paraşüt birliğine komuta etti. gösterdiği başarı üzerine tümgeneral rütbesine yükseldi.
 
sina'da mutlak zafer
 
süveyş krizi, abd'nin çatışmalara müdahalesinin ardından britanya, fransa ve israil'in geri çekilmesi ve süveyş kanalı'nın mısır'ın kontrolüne girmesinin kabul edilmesiyle sonuçlandı. israil ile mısır arasında muhtemel bir çatışmayı engellemek amacıyla sina yarımadası'na birleşmiş milletler'e (bm) bağlı uluslararası barış gücü yerleştirildi. 1967’ye kadar burada kalan bm barış gücü'nün bölgeyi terk etmesinin hemen ardından altı gün savaşı çıktı. 
 
bir tarafta israil, diğer tarafta mısır, ürdün ve suriye’den oluşan arap ülkeleri ittifakı arasında geçen ve israil’in mutlak üstünlüğüyle sona eren savaşta şaron, komuta ettiği birlikle büyük başarı elde etti. şaron’un zırhlı birlikleri mısır ordusuna karşı sina’da zafer kazanarak, tüm yarımadanın israil’in kontrolüne geçmesini sağladı. 
 
1969’da israil savunma kuvvetleri güney ordusu komutanlığına terfi eden şaron, ağustos 1973’te bu görevdeyken emekli oldu.
 
yeniden birliklerin başında
 
vakit kaybetmeden siyasete atılan şaron, aşırı sağcı likud partisi’ne katıldı ve kısa süre sonra düzenlenen genel seçimlerde milletvekili olma hakkı elde etti. fakat birkaç ay sonra mısır ile israil arasında yom kippur savaşı başladı ve şaron yeniden orduda göreve çağırıldı. dördüncü kez bir savaşta komutanlık yapan şaron, cephede uyguladığı taktik ve stratejiyle altı yıl önceki askeri başarısının altına düşmedi.
 
siyasi kariyerini sürdürmekte kararlı olan şaron, 1977’de yeniden milletvekili seçildi ve tarım bakanı olarak görev aldı. 1981’deki seçimlerin ardından kurulan kabinede ise yıllarca hizmet ettiği israil ordusunun başına geçecek bir rolü oynama fırsatı buldu. savunma bakanlığı görevini üstlendi. 
 
likud lideri ve dönemin israil başbakanı menahem begin’in şaron’u bu görevle ödüllendirmesi, partiye büyük katkı sağlamasının bir sonucuydu. 
 
sabra ve şatilla katliamları 
 
sert ve acımasız bir komutan olarak tanınan şaron, bu özelliğini savunma bakanlığı makamında da kısa sürede gösterdi. yaser arafat liderliğindeki filistin kurtuluş örgütü (fkö), 1982 yılında lübnan topraklarından israil’e havan topu saldırıları düzenlemeye başlamıştı. bunun üzerine şaron, 6 haziran 1982 günü israil ordusunu harekete geçirdi ve güney lübnan'ı işgal etti. 
 
işgalin ikinci gününde filistinli mültecilerin kaldığı iki kampa düzenlenen askeri operasyon ise tarih boyunca hep şaron’un adıyla anılacak bir katliama yol açtı. o dönemde lübnan'da, hristiyan ve müslüman kesimler arasında kanlı bir iç savaş yaşanıyordu. israil yanlısı aşırı sağcı hristiyan falanjist milislerin, israil ordusunun desteğiyle batı beyrut'taki sabra ve şatilla mülteci kamplarında yaptığı baskınlarda çocuk, kadın, erkek binlerce sivil hayatını kaybetti.
 
olayı aydınlığa kavuşturmak amacıyla kurulan israil meclis araştırma komisyonu, sabra ve şatilla katliamları'ndan şaron’u sorumlu tuttu. bunun üzerine şaron, savunma bakanlığı görevinden istifa etti. 
 
ancak yine de siyasetten kopmayan şaron, 1992’ye kadar farklı hükümetlerde ticaret bakanlığı ve iskan bakanlığı koltuklarında oturdu. bu görevleri sırasında, işgal altındaki batı şeria ve gazze’de, israil’in o güne kadar giriştiği en büyük 'yahudi yerleşim yerleri inşası' projelerini başlattı. 
 
1998’de ise bugünkü başbakan binyamin netanyahu’nun o dönemde kurduğu koalisyon hükümetinde dışişleri bakanlığı makamına getirildi. şaron'un yalnızca filistin'de ve dünyada değil israil kamuoyunda da ciddi tartışmalara yol açan dışişleri bakanlığı fazla uzun sürmedi. 1999’daki genel seçimi ehud barak’ın liderliğindeki işçi partisi kazanınca şaron kabine dışı kaldı ve siyaseti likud genel başkanı sıfatıyla sürdürdü. 
 
mescid-i aksa ziyareti 
 
yeniden seçimlere hazırlanan şaron, aşırı sağcı kesimlerin oyunu alabilmek amacıyla 2000 yılında, kudüs’te bulunan ve müslümanlar tarafından kutsal sayıldığı için başka dine mensup olanların girmesine izin verilmeyen mescid-i aksa'yı ziyarete kalkıştı. mescid-i aksa'nın içerisine, birden fazla polisin koruması eşliğinde yaptığı ziyaret, yüz yılı aşkın süredir devam eden israil-filistin sorunu'ndaki en büyük provokasyon olarak görüldü. şaron’un ziyareti üzerine ikinci filistin intifadası (ayaklanması) başladı. 
 
aşırın sağın desteğiyle yeniden israil başbakanı
 
şaron’un bu eylemi tüm dünyada büyük tepki çektiyse de beklendiği üzere israilli aşırı sağcı seçmenlerin gözünde ona yönelik desteği hızla yükseltti. 2001 seçimlerini büyük bir farkla kazanan şaron, başbakan olarak israil’in güvenliğini garanti altına alacak politikalar vaadiyle makamına oturdu. filistin ile barış için israil'in çok güçlü olmasının gerektiğine vurgu yaptı. 
 

DOSYA: İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU

 
filistinli militanların geçişini engellemek için çok tartışma yaratan batı şeria duvarı'nı bu dönemde inşa etti.
 
mayıs 2003’te ise ortaya koyduğu 'barış için yol haritası' başlıklı planı ile abd, avrupa birliği ve rusya’nın desteğini alarak filistin yönetimi lideri mahmud abbas ile masaya oturdu. gelecekte bağımsız bir filistin devleti kurulması fikrini kabul ettiğini ilan eden şaron, bu müzakerelerin bir sonucu olarak 2005’te batı şeria ve gazze’deki dört yahudi yerleşimini boşalttı. 
 
ancak bu yerleşimlerin boşaltılması, aşırı sağcı tabanda ve partisi likud'da büyük tepkiye neden oldu. artan muhalefete direnemeyen şaron, kasım 2005’te partisinden ayrıldı. parlamentoyu dağıtarak seçim kararı alan şaron, mart 2006’daki yarışa, yeni kurduğu kadima partisi ile devam etme kararı aldı. fakat bu planlarını uygulama fırsatı bulamadı.
 
kaynak: al jazeera ve ajanslar

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;