Ülke profili
Ülke profili: Japonya
Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Japonya'nin siyasi tarihi, toplumsal yapısı ve ekonomisiyle ilgili genel bilgiler.
dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan japonya, 2. dünya savaşı’nın ardından 20. yüzyılın ikinci yarısında önemli ölçüde büyüme kaydetti.
japonya, ekonomik büyümesiyle paralel olarak dünya siyasetinin baş aktörlerinden de biri haline geldi. uluslararası alanda önemli oranda yardım veren ülke, küresel sermaye ve kredi alanında da önemli kaynak konumunda.
ülke nüfusunun dörtte üçü büyük şehirlerde yaşıyor. japonya’nın 2. dünya savaşı’nın ardından yaşadığı özellikle otomotiv ve elektronik eşya alanındaki hızlı büyüme 1990’larda ivme kaybetti.
1997’de asya’da yaşanan mali kriz ve iktisadi durgunluk, bankacılık, kamu harcamaları ve özel sektörde reformlara yol açtı.
geleneksel toplum yapısını korumaya çalışan japonya’da toplumsal yapıda hiyerarşi önemli yere sahip. lider kültü üzerinden tanımlanabilecek bu yapıya göre lidere, siyasi partiye, aileye tabiyet ve itaat esas. bu hiyerarşik yapı toplum hayatında olduğu kadar iş hayatında da kendini göstermekte. birçok japon, hayatı boyunca hiç iş değiştirmemiştir.
ülkede doğum oranı son derece düşük, yaşlı nüfus ise yüksek. bu durum devletin yüksek sosyal güvenlik maliyetleri ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor.
askeri monarşiden liberal demokrasiye
1937 yılında çin ile savaşa giren japonya, aynı yılın sonunda şangay, pekin ve nankin’i ele geçirdi. işgal sırasında 300 bin çinli sivilin öldüğü belirtiliyor.
japonya, 1941 yılında hawai’nin pearl harbour limanındaki abd filosuna saldırdı. 12 abd gemisi batırıldı, 2 bin 500 kişi öldü. abd ve müttefikleri ertesi gün japonya’ya savaş ilan etti.
1945 yılında abd savaş uçakları hiroşima’ya ve nagasaki’ye iki atom bombası attı. japonya teslim oldu.
2. dünya savaşı’nın ardından kabul edilen yeni anayasayla japonya’nın askeri monarşi olan önceki yönetim sistemi liberal demokrasiyle değiştirilmiştir.
ülkenin temel kurucu belgesi olarak kabul edilen anayasa, yarım yüzyıl boyunca hemen hemen hiçbir önemli değişikliğe uğramadı. ancak 21. yüzyılın başlangıcından itibaren siyasi arenada anayasanın yeniden gözden geçirilmesiyle ilgili talepler gündeme gelmeye başladı.
metne göre japon imparatoru, devletin ve halkın birliğini sembolize ediyor ve siyasi bir rol üstlenmiyor. anyasanın dokuzuncu maddesinde ise savaşın uluslararası sorunların çözümünde bir yöntem olarak kullanılmayacağının altı çizilmiştir.
ancak son on yılda japon politikacılar anayasanın yeniden gözden geçirilmesini ve ülkenin dünya sahnesinde daha etkin olabilmesini istiyor. talepler, özellikle ordunun barış gücü misyonu olarak bazı ülkelerde görev yapabilmesi yönünde.
japonya 2. dünya savaşı’nın ardından ilk kez 2004 yılında irak’a muharip olmayan asker gönderdi.
deprem hattında
japonya dünyanın en hareketli fay hatlarından biri üzerinde bulunuyor.
1923'te tokyo'daki bir depremde 100 bin vatandaşını kaybeden japonya'da, 1995'te kobe'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem de yaklaşık 6 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı.
ülkede son olarak 11 mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem doğudaki tohoku bölgesini vurdu. dünyanın en büyük ilk beş depremi arasında yer alan depremin ardından bölgede yüksekliği 37,9 metreye varan tsunami dalgaları oluştu. depremde 15 bin 828 kişi hayatını kaybetti ve 3 bin 760 kişi halen kayıp.
ekonomisi
japonya yaklaşık 2 trilyon dolar döviz rezervine sahip, ülkenin yurtdışındaki net varlıkları ise 3 trilyon dolar civarı.
japonya 1987’de abd ile imzaladığı anlaşma sonucu yen’in yabancı piyasalarda değer kazanmasına izin vermiştir, ancak buna bağlı olarak oluşan ekonomik büyüme fiyat artışını da beraberinde getirmiştir. bu durum ülkeyi ekonomik krize sürüklemiştir. ardından gelen ani fiyat düşüşü ve durgunluk ve deflasyona yol açmıştır.
günümüzde deflasyon ve kamu borçlarının ulusal gelire oranının yüksek olması ülke ekonomisinin başlıca sorunları arasındadır.
kaynak: al jazeera ve ajanslar
Yorumlar