Görüş

İsrail yerleşimleri ve imkânsız çözüm

Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırıları işgalin ilk gününden beri sürüyor. Yerleşimler meselesi adil ve kapsamlı bir barışın ve kelimenin tam anlamıyla bir Filistin devletinin kurulmasının önündeki temel engeli oluşturuyor.

Sehli, işgalin işaretleri içinde temel bir yer tuttuğu için yerleşim sorununun uluslararası boyut almasının kaçınılmaz olduğu görüşünde. [Fotoğraf: EPA]

yerleşimlerin dozunun artması ve yerleşimcilerin filistinlilere yönelik saldırıları gölgesinde filistinli genç ahmed ebu hudayr, kudüs'te kaçırılıp yakılarak öldürüldü. batı şeria'da israilli yerleşimciler tarafından filistinlilere, keza tarım arazilerine, mülkiyetlerine ve dükkânlarına yönelik programlı saldırıların yaşanmadığı bir gün geçmiyor.  

yerleşimcilerin filistinlilere saldırılarının, işgalin ilk gününden itibaren israil ordusunun ve israil hükümetlerinin (1967'den 2014 yılına kadar uzanan dönem zarfında) doğrudan desteği ve meşrulaştırmasıyla sürmüş olması dikkat çekici.

israil uzmanları, yerleşim faaliyetlerinin, işgalin ilk gününden itibaren hiç durmadığının altını çiziyorlar. 5 haziran 1967'de israil ordusu, 1948'de siyonist işgalden kurtulmuş filistin topraklarını (batı şeria ve gazze şeridi) kontrol altına aldı. böylece israil'e, yerleşim faaliyetleri kanalıyla filistin'i yahudileştirme planlarını hayata geçirmesi ve bunu bir emrivaki olarak dayatması yönünde yeni bir fırsat doğdu.

israil'in bakış açısı  

israil partileri arasında yerleşimler konusundaki küçük farklılıklara rağmen yerleşimlerin inşa edilmesi, filistin topraklarının derinliklerinde ve özellikle de kudüs'ün göbeğinde bu inşaatlara hız verilmesi gerektiği hususunda tam bir oybirliği olduğu kesin. buradaki amaç israil'in çözüm yaklaşımını dayatmak. bu dayatma, büyük yerleşim birimlerinin kurulduğu batı şeria'nın yüzde 2'sini geçmeyecek şekilde toprak ve nüfus mübadelesi veya israil devletinin mevcut sınırlarının korunması üzerinden yapılıyor.

2005 yılında gazze şeridi'ndeki yerleşimlerin dağıtılmasına rağmen batı şeria'daki yerleşim faaliyetleri 1967 yılından beri kudüs kenti de dahil hiç durmadı. 

by Nebil Sehli

2005 yılında gazze şeridi'ndeki yerleşimlerin dağıtılmasına rağmen batı şeria'daki yerleşim faaliyetleri, 1967 yılından beri en büyük yerleşim faaliyeti dalgasıyla mücadele eden kudüs kenti de dahil hiç durmadı.

araştırmalar, batı şeria'da 1967'den beri süren israil yerleşim faaliyetleri sonucu 350 bin yerleşimciyi içine alan 151 yerleşim birimi inşa edildiğini teyit ediyor. ayrıca kudüs'ü dört bir yandan saran ve 180 bin yerleşimcinin yaşadığı 26 yerleşim birimi inşa edildi.  batı şeria ve kudüs'ün eski arap semtlerinde israil yerleşimleri dayatma amaçlı planlar bulunuyor.

arka arkaya gelen israil hükümetleri, batı şeria'nın 5800 km karelik yüzölçümünün yüzde 40'ından fazlasını yerleşim ve bağlantı yolları inşası için müsadere etti. israil ayrıca kudüs kentinin yüzölçümünün yüzde 50'den fazlasını kontrol altına aldı. yerleşim konularında araştırma yapan uzmanlar, tecrit duvarının filistin topraklarının 1967'den beri yaşadığı en büyük yerleşim faaliyeti olduğunu ifade ediyorlar.

yerleşimin meşruluğu yok

başta uluslararası adalet divanı olmak üzere birçok uluslararası kurum, duvarın israil'in uluslararası hukuka aykırı illegal bir eylemi olduğuna vurgu yaptılar. 1967'den beri israil hükümetleri, yerleşim faaliyetlerinin meşru olmadığını vurgulayan uluslararası yasalara karşı koyarak zorla siyasi coğrafyayı çizmek için filistin topraklarının kuşatılması ve yerleşim birimleri inşaatının meşrulaştırılması yönünde belirli politikalar izledi.

israilli yetkililer 1967 yılında sahipsiz emlaklara doğrudan el koyulması yönünde askeri bir emir çıkardı ve kendilerini sahipsizlerin mülkünün bekçisi olarak gösterdiler. bu yönteme başvurarak ilgili kurumların ve kişilerin onayı olmaksızın emlakların satışı veya kiralanmasının önüne geçtiler.

araştırmacılar, israil'in filistinli arapların topraklarını müsadere etmesinin ve yerleşimler inşa etmesinin hedeflerine işaret ediyorlar. bu hedeflerin başında büyük bir arap nüfusunun kendi topraklarından çıkarılması ve yahudi göçmenlerin sayısını artırmak suretiyle demografik yapının değiştirilmesi geliyor. böylelikle yahudi göçmenler aşılamaz bir vakıa haline gelecekler.

başta bm insan hakları komitesi olmak üzere uluslararası örgütlerin kararları, çoğu kez filistinlilerin toprakları üzerinde zorla israil coğrafyasını çizen yerleşimlerin hem uluslararası hukukun hem de savaşta sivillerin korunmasıyla ilgili dördüncü cenevre anlaşması'nın ihlali olduğuna işaret etti. bu doğrultuda yerleşimler genişletilmekte, topraklar müsadere edilmekte, filistinlilerin evleri ve gayrimenkulleri yıkılmakta, filistinliler kovulmakta, doğu kudüs'ün de yer aldığı işgal topraklarının demografik ve mimari yapısını değiştirmek için yollar bölünmekte. 

israil hükümetleri, yerleşim faaliyetlerinin meşru olmadığını vurgulayan uluslararası yasalara karşı koyarak siyasi coğrafyayı zorla çizmek için filistin topraklarının kuşatılması ve yerleşim birimleri inşaatının meşrulaştırılması yönünde belirli politikalar izledi.

by Nebil Sehli

bu durum yerleşimlerin dağıtılması ve yerleşimcilerin gönderilmesi çağrısı yapan uluslararası hukukun uygulanmasına çalışan yeni filistin siyasi söyleminin benimsenmesini gerektirmektedir. bu bağlamda onlarca uluslararası karar, yerleşimlerin adil ve kapsamlı bir barışın ve kelimenin tam anlamıyla bir filistin devletinin kurulmasının (yani filistinlilerin kendi ekonomilerinin anahtarları, sınır kapıları ve dünya ülkeleriyle ilişkilerde tam egemen olması) önünde temel engel oluşturduğunu vurguladı.

israil yerleşimini suç sayan ve bu yerleşimlere karşı hukuki mücadele çerçevesinde destek alınabilecek kararlardan bazıları şunlardır: 1977 yılında 2851 nolu kadar, 1987'de 160/42 nolu karar, 1989 yılında 48/44 nolu karar, 1990 yılıda 74/45 nolu karar yanı sıra 1991'de 47/46 nolu kadar ve sonrasında çıkarılan bm'nin başka kararları.

yerleşimlerin boykotu

geçen birkaç yıl içinde çıkan israil kararları, bu ülkenin ırkçı yapısını gözler önüne serdi. bu kararları reddeden birçok ülke yerleşim faaliyetlerinin uluslararası kararlara göre illegal olduğunu ifade etti. birkaç ay önce almanya, ingiltere ve son olarak fransa'nın ardından ispanya ve italya hükümetleri, kendi vatandaşlarını işgal altındaki kudüs de dahil batı şeria toprakları ve işgal altındaki suriye golan'ı üzerinde kurulan yerleşimlerle ticari anlaşmalar yapmamaları yönünde uyarmışlardı. ispanya ve italya dışişleri bakanları yerleşim birimlerinde ekonomik faaliyetlerde bulunan şirketlerin kendilerini bir dizi riske attıklarını açıkladı.

ispanya ve italya'nın açıklamasında ayrıca, ab ve üye ülkelerin, israil'in kudüs de dahil batı şeria'da ve işgal altındaki suriye golanı'ndaki kontrolünü tanımadıkları ve yerleşimleri uluslararası hukuk açısından yasadışı gördükleri bilgisi yer alıyordu.

bu yüzden –açıklamaya göre- hukuki ve ekonomik riskler, ekonomik faaliyetlerde bulunan veya para transferlerini ve yatırımları hayata geçiren, anlaşmalara imza atan, toprak satın alan ve yerleşim çevrelerinden turizm hizmeti alan şirketleri ve bireyleri etkileyebilecek.

ispanya dışişlerinin açıklamasında 'hâlihazırdaki şartlar satın alınan veya yatırım yapılan toprak, su, madenler ve doğal kaynaklar etrafında bir sürtüşmeye götürebilir. şirketler yerleşim birimlerindeki ekonomik faaliyetlerinin uluslararası hukuku ve insan haklarını ihlal edebileceğini dikkate almalılar' yollu ifadeler yer alıyordu.

burada fransa dışişleri bakanlığı'nın son zamanlarda benzer bir bildiri yayınladığını hatırlatmak gerek. bildiride kudüs de dahil batı şeria toprakları ve işgal altındaki suriye golanı'nda kurulan yerleşimlerde ekonomik faaliyetlerde veya yatırımlarda bulunulmaması uyarısı yapıldı.

fransız bir diplomat bildirinin ab içindeki beş büyük ülkeyle (almanya, ingiltere, fransa, italya ve ispanya) koordinasyon kapsamında yayınlandığını ifade etti.

işgalin işaretleri içinde temel bir yer tuttuğu için yerleşim sorununun uluslararası boyut alması kaçınılmaz. bu ise yerleşimlerin dağıtılması ve yerleşimcilerin işgal altındaki filistin topraklarından gitmesi söyleminin geliştirilmesiyle olur. 

by Nebil Sehli

ingiltere ve almanya'nın birkaç ay önce bu tür uyarılar yayınladıkları belirtiliyor. israil dışişlerinin tahminleri gelecek dönemin tüm ab ülkelerinde benzer uyarı amaçlı bildiri dalgasına sahne olacağına işaret ediyor.

işgalin işaretlerinin dağıtılması

filistin'in bm'de gözlemci üye olarak tanınması, filistin ve arapların dünya ülkelerinin çoğunluğuyla israil'e baskı yapılması ve uluslararası kararlara boyun eğdirilmesi yönünde bir ilişki geliştirmesi için yardımcı bir etken olabilir. şöyle ki dünya ülkelerinin çoğunluğu batı şeria'nın derinliklerinde ve özellikle de kudüs kentinde binlerce yerleşim birimi inşa etme amaçlı (arka arkaya ve hızlı şekilde alınan) israil kararlarını sürekli kınamaktadır. 

gözlemciler, netanyahu hükümetinin, filistin'in 29 aralık 2012'de bm'de gözlemci üye olarak tanınması sonrası filistinlileri cezalandırmak için bir emrivakide bulunarak yerleşim faaliyetlerini artırdığını söylüyor. israil ordusunun ve yerleşimcilerin filistin kentlerine yönelik son saldırıları, bu bağlamın dışında değil.

israil politikalarının bir sonucu olarak yerleşim sorununun (yerleşimler ve yerleşimciler) uluslararası boyut alması kaçınılmaz. zira bu sorun israil'in filistin topraklarını işgalinin işaretleri içinde esaslı bir yer tutuyor. en iyisi filistin halkına ve topraklarına israil demografisi dayatılmasının meşru olmadığını vurgulayan uluslararası kararları uygulayarak yerleşimlerin dağıtılması ve yerleşimcilerin işgal altındaki filistin topraklarından gitmesi söyleminin geliştirilmesidir. işte o vakit gerçek çözümden bahsedilebilir.

nebil mahmud sehli, şam doğumlu filistinli yazar ve araştırmacı. lisans eğitimini ekonomi alanında yapan sehli'nin  'toprak ve halk olarak filistin', 'filistin sorunu etrafındaki gerçekler', ' israil ekonomisi' ve 'filistin ekonomisi'  adlı kitapları bulunuyor. 

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

 

Nebil Sehli

1958 şam doğumlu filistinli yazar ve araştırmacı. lisans eğitimini ekonomi alanında yapan yazarın  'toprak ve halk olarak filistin', 'filistin sorunu etrafındaki gerçekler', ' israil ekonomisi' ve 'filistin ekonomisi'  adlı kitapları bulunuyor.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;