Türkiye

ABD Büyükelçisinden akademisyenlere destek

ABD Büyükelçisi John Bass, bazı akademisyenlerin Güneydoğu'da PKK'ya yönelik operasyonlarda devleti suçlayan bildirisini "Şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi" olarak tanımladı. Bass, bildirinin kendisine katılıp katılmadığı konusunda da yoruma açık bir dil kullandı.

Konular: Türkiye, ABD
ABD Büyükelçisi Bass [Fotoğraf: AA]

abd’nin ankara büyükelçisi john bass, yazılı bir açıklama ile bildiri yayınlamaları ardından haklarında soruşturma açılan ya da görevlerinden alınmaya başlanan 1128 akademisyene destek verdi. bass bildiriye katılıp katılmadığı konusunda da yoruma açık bir dil kullandı:

“söz konusu akademisyenler tarafından dile getirilen görüşlere katılmamamız durumunda bile, bu baskının, süregelen şiddetin sebepleri ve çözüm yollarıyla ilgili türk toplumu içindeki meşru siyasi tartışmalar üzerinde dondurucu bir etkisi olmasından endişe ediyoruz. demokratik toplumlarda vatandaşların, görüşlerini, hatta ihtilaflı veya rağbet görmeyen görüşlerini bile, ifade edebilme fırsatına sahip olmaları bir zorunluluktur.”

hükümet yetkilileri akademisyenleri ihanet ile suçlarken, bass akademisyenlerin güneydoğu'da pkk'ya yönelik operasyonlarda devleti suçlayan bildirisini "şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi" olarak tanımladı:

“şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi, teröre destek vermek ile eşdeğer değildir. hükümet eleştirisi ihanet ile eşdeğer değildir. türk demokrasisi rahatsız edici fikirlerin serbestçe ifade edilmesini kucaklayacak kadar güçlü ve dirençlidir”

ne demişlerdi?

'barış için akademisyenler inisiyatifi' 11 ocak'ta ankara ve istanbul'da düzenledikleri basın açıklamalarında "bizler bu suça ortak olmuyoruz" başlıklı bir bildiri yayınladı. türkiye ve yurt dışından 89 üniversiteden 1128 akademisyenin imzaladığı bildiride şöyle deniyordu:

"türkiye cumhuriyeti; vatandaşlarını sur'da, silvan'da, nusaybin'de, cizre'de, silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlâl etmektedir.
devletin başta kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.
müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz."

“pkk saldırılarını durdurmalı”

akademisyenlerle ilgili açıklamasının dışında büyükelçi bass, sabah gazetesi’nde yayınlanan röportajında ise, pkk’nın saldırılarını durdurması ve türkiye içinde özerklik ilanından vazgeçmesi gerektiğini söyledi. bass, abd’nin, pyd veya ypg'nin suriye'nin kuzeyinde arap toplumlarını yerinden eden bir güç olmasını istemediğini belirtti. abd büyükelçisi, “türkiye sınırından daeş'i süpürmek için çalışıyoruz” dedi.

gazetede yer alan röportaja göre bass, pkk’nın doğu ve güneydoğu’daki eylemleri konusunda şunları söyledi:

“şiddet ortamının yarattığı baskının konuşmayı engellemediği bir ortama geri dönebilmesinin önemli olduğuna inanıyoruz. bunun ilk adımı olarak, pkk'nın saldırılarına ve türkiye içindeki belirli alanlarda, mahallelerde veya bölgelerdeki özerklik ilanına son vermesi gerekiyor. bu, siyasi düzeni güç yoluyla değiştirmeye yönelik bir teşebbüstür ve biz bunu güçlü şekilde reddediyoruz. hem pkk'ya saldırılarını durdurması yönünde; hem de hükümete toplumun ilgili kesimleriyle yeni veya devam niteliğinde bir siyasi diyalog sürecine başlamaya hazır olması yönünde çağrıda bulunuyoruz. “

“abd tarafında isteksizlik söz konusu değil”

işid’e karşı ilerleme kaydedildiğini belirten abd büyükelçisi, sultanahmet’te meydana gelen saldırının ise yapılması gereken önemli işler olduğunu gösterdiğini söyledi. bass, “türkiye cerablus ve azez arasında güvenli bir bölge önerisinde bulunuyor. abd tarafında isteksizlik mi söz konusu? rusya faktörü de etkili mi oluyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“türkiye ile abd arasında cerablus- kilis hattında daeş'in varlık göstermesine izin veremeyeceğimize dair güçlü fikir birliğimiz var. bu nedenle türkiye'nin, sınırın kuzeyinde yapmakta olduğu işleri tamamlamak amacıyla daeş'i sınırdan püskürtmenin en iyi yolunu tespit için yoğun çalışıyoruz. odaklandığımız husus daeş'in bu bölgeden temizlenmesinin ardından geri dönmemesini sağlamak. bu bölgeyi temizleyen güçlerin söz konusu bölgeye aşina güçler olduğundan emin olmak istiyoruz. daeş oradan çıkarıldıktan sonra bölgeyi ellerinde tutabilme kabiliyetine sahip olmaları gerekir. bu husus rusya'nın müdahalesinden sonra daha zor bir hale geldi. bölgede daeş'le savaşabilecek bazı güçlerin, enerjilerini rusya'nın idlib'de düzenlediği hava saldırılarıyla desteklenen rejim saldırılarına odaklamak zorunda kaldıklarını gördük. rusya, operasyonların daeş'e karşı olduğunu iddia ediyor. fakat rusya'nın askeri faaliyetlerinin yüzde 70'inden fazlasının daeş'e yönelik olmadığına inanıyoruz. bu faaliyetler muhaliflere veya sivillere yöneltilmiş durumda. bahsettiğimiz alanı temizleme konusunda abd tarafında isteksizlik söz konusu değil. fakat buradaki zorluk, bu alanı temizlerken, bunu uzun ömürlü bir çözüm getirecek şekilde yaptığımızdan emin olmak. ypg'nin, daeş'i bu bölgeden püskürtmesini ve bu toprak parçasını işgal etmesini de desteklemiyoruz.”

bass ayrıca, abd’nin, pyd veya ypg'nin, sınırın bu bölgesinden daeş'i çıkartan, söz konusu bölgelerdeki arap toplumları yerinden eden ve bu çerçevede orta ve kuzeydoğu suriye'de kontrolü altında bulunan bölgeleri birleştiren bir güç olmasını desteklemediğini söyledi.

“suriye’de askeri çözüm olduğuna inanmıyoruz”

suriye'de kalıcı çözüm için viyana'da yürütülen görüşmeleri de değerlendiren john bass, abd’nin görüşünü “ilk ilkemiz, suriye'de askeri çözüm olduğuna inanmıyoruz, siyasi bir çözüm olmak zorunda. ikinci ilke, esad'ın suriye'yi yönetmek için tüm meşruiyetini kaybettiğini ve siyasi bir çözümün esad'ın gitmesini gerektirdiğine inanıyoruz. üçüncü ilkemize göre, esad sonrası döneme geçiş, abd, türkiye ve birtakım diğer ülkelerin desteğiyle, temelde suriyelilerin karar vermesi gereken bir husustur.” sözleriyle anlattı.

kuzey irak bölgesel yönetimi’nin bağımsızlık talebi için  “bağımsızlığı şu anda desteklemiyoruz” ifadesi kullanan bass, “irak'taki toplulukların kendilerini idare edebileceklerine güven duymalarına izin veren yüksek düzeyli bir federalizme sahip birleşik bir irak'ı desteklemeyi sürdürüyoruz.” dedi.

türkiye ve abd’nin askeri işbirliğinin ‘türk hükümetine ek askeri teçhizat ve mühimmat satışını da kapsayacak şekilde sürdüğünü’ söyledi.  

'gülen dikkatle incelenecek’

bass, “(fethullah gülen için ) türkiye'nin, ‘devlet içinde yerleşmiş terörist organizasyon’ yaklaşımını abd de kabulleniyor mu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“abd'de hem ulusal hem de eyalet bazında birbirinden ayrı ve eşit konumda üç erkimiz var. gülen hakkında abd'de açılacak her türlü dava ya da türkiye'nin abd'den talep edebileceği her türlü resmi yasal işlem, adalet bakanlığımız ve ilgili abd mahkemelerince, sunulan kanıtlara bakılarak ve abd yasalarının muhtemel ihlali doğrultusunda değerlendirilerek dikkatli şekilde incelenecektir.”

bass ayrıca “bizlere, politika hususları bağlamında, gülen'in abd'de terör olarak nitelendirilecek faaliyetlerde bulunduğuna dair kanıtlar sunulmuş değil. abd hükümeti, yasadışı faaliyetlere ve terör faaliyetlerine dair belirli kanıtların sunulduğu her durumu ciddiye almakta, bize sunulanların ciddiyetine uygun olarak hareket etmektedir. “ dedi.

abd büyükelçisi, 29- 31 mart’ta nükleer güvenlik zirvesi için cumhurbaşkanı erdoğan’ın abd’de bulunacağı hatırlatılarak yöneltilen ‘ikili görüşme olup olmayacağı’ sorusuna ise, “kesinlikle bir görüşme olasılığını dikkatle değerlendireceğiz. şunu da belirtmek isterim ki, bildiğiniz üzere başkan yardımcısı biden önümüzdeki hafta burada olacak ve bu ziyaret, gerçekleşmekte olan bir dizi çok önemli ikili görüşmenin en son halkasını oluşturuyor. “ cevabını verdi.

kaynak: al jazeera, abd büyükelçiliği,  sabah gazetesi

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;